Bizi Takip Edin

AVRUPA

İtalya’da muhalefet ve Vatikan, Arnavutluk ile sığınmacı anlaşmasına tepkili

Yayınlanma

İtalya’da muhalefetteki sosyal demokrat parti PD (Demokratik Parti), Arnavutluk’un İtalya Başbakanı Giorgia Meloni hükümeti ile yaptığı tartışmalı anlaşma nedeniyle Başbakan Edi Rama liderliğindeki Arnavutluk Sosyalist Partisi’nin Avrupa Sosyalist Partisinden (PSE) ihraç edilmesi çağrısında bulundu.

Pazartesi günü Rama ve Meloni, Akdeniz’de İtalyan gemileri tarafından yakalanan tüm sığınmacıların kıyı kenti Şingin’e gönderilmesini öngören bir anlaşma imzaladı. Sığınmacılar burada İtalya’nın yetkisi altındaki iki merkezde işleme tabi tutulacak ve bir karar verildikten sonra ülkeden çıkarılacaklar.

Konu ile ilgili bir açıklama yapan PD Dış İlişkiler Başkanı Peppe Provenzano, “Yarın ve ertesi gün Malaga’da düzenlenecek PSE kongresinde, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’den Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’a kadar kıtanın tüm büyük sosyalistlerinin huzurunda konuyu gündeme getireceğiz,” dedi.

Provenzano ayrıca anlaşmanın uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve ‘sosyalist aile değerlerine’ ihanet ettiğini savundu. Yetkili, Rama’nın ihraç sürecinin ‘hızlı olması’ gerektiğini de ekledi.

PD’nin Avrupa Parlamentosundaki (AP) milletvekilleri de Avrupa Komisyonuna bir soruşturma talebinde bulundu.

5 Yıldız Hareketi tepkili, Vatikan şaşkın

Demokratik Parti’nin yanı sıra diğer muhalefet partisi 5 Yıldız Hareketi de anlaşmayı tamamen reddederek Meloni’yi İtalyan anayasasını ve uluslararası hukuku ihlal etmekle suçladı.

Eski Başbakan ve 5 Yıldız Hareketi lideri Giuseppe Conte, “Salvini, Tajani ve Piantedosi gibi bakanların, Meloni’nin bize çok pahalıya mal olacak geçici bir toplu sınır dışı olarak ambalajladığı bu proje hakkında sessiz kalmaları anlaşılmaz bir durum. 80 milyon avronun üzerinde, garanti fonu olarak 100 milyon avrodan bahsediyoruz. Aptal olmayan İtalyanların derisi üzerinde bir başka reklam daha,” dedi.

İtalyan Piskoposlar Konferansı (CEI) Başkanı Kardinal Matteo Zuppi’nin göç olgusunu yönetmedeki başarısızlığın itirafı olarak nitelendirdiği anlaşma Vatikan’ı bile şaşkına çevirdi.

Zuppi, ”Buradaki karşılamanın neden daha iyi düzenlenmediği açık değil,” dedi.

Rama kendini savundu

Eleştirilere yanıt veren Rama, İtalyan solu içinde bazılarının kendisinin Avrupa grubundan çıkarılmasını istediğine dair söylentilerin olduğuna değindi.

Rama, “Biraz gecikmeyle de olsa bunu yalanladılar, fakat Arnavutluk’un İtalyan hükümetiyle yaptığı anlaşmanın her bakımdan ciddi şekilde yanlış olduğuna işaret ederek […] Bu durumda İtalya’ya yardım etmeye çalışmak […] belki de sadece doğrudur,” dedi.

İtalya’da sağcı koalisyon ortaklarından da tepki var

Meloni anlaşmayı ‘muazzam miktarda çalışmanın, özellikle de diplomatik çalışmanın’ bir sonucu olarak savunurken, bu olmadan İtalya’nın daha büyük bir acil durumla karşı karşıya kalacağını söylüyor, fakat hükümetteki müttefikleri arasında bile pek çok kişinin anlaşmadan memnun olmadığı görülüyor.

İktidar koalisyonu anlaşma konusunda bölünmüş durumda; Matteo Salvini’nin Lega’sı ve Antonio Tajani’nin Forza Italia’sı, başbakanlık kaynakları hükümet içinde herhangi bir gerginlik yaşanmadığını söylese de aynı fikirde değil gibi görünüyor.

Lega kanadından bazı üyeler anlaşmanın ‘faydalı ve olumlu’ olmasına rağmen Salvini’nin 2018’de içişleri bakanı olduğu dönemde yaptıklarından ‘daha az etkili’ olduğunu düşünüyor.

Lega milletvekillerinden Andrea Crippa, “İtalya, İtalya olmak zorunda. Salvini de içişleri bakanıyken yasadışı göçü durdurmuştu,” dedi.

Forza Italia ise, lideri ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani’nin Arnavutluk ile varılan anlaşmanın ‘tüm AB ve uluslararası hukuk standartlarını karşıladığını’ açıklamasıyla desteğini açıkça ortaya koydu.

Tajani, “Bazılarının söylediği gibi bu Guantanamo değil. Bu insani bir çözüm,” diye ısrar ederken, Avrupa Komisyonu sözcüsü de kurumun şu anda anlaşmayı incelediğini doğruladı ve “Henüz nihai bir kararımız yok, ayrıntıları inceliyoruz,” dedi.

AVRUPA

Almanya, Rus LNG’sinin limanlarına girişini yasakladı

Yayınlanma

Almanya hükümeti, enerji sektöründe Rusya’ya bağımlılıktan tamamen kurtulma hedefleri doğrultusunda, devlete ait sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminallerinin Rusya’dan doğalgaz almasını yasakladı.

Deutsche Energy Terminal, Brunsbüttel’deki terminalinin pazar günü Rusya’dan bir yük almaya hazırlandığını hükümete bildirdi.

Financial Times tarafından görülen bir mektuba göre, buna yanıt olarak ekonomi bakanlığı, “hiçbir Rus LNG sevkiyatını kabul etmeme ve bundan böyle özel bir bildirime kadar kabul etmeyi reddetme” talimatı verdi.

Belgede, yasağın “kamu çıkarını” korumak amacıyla kabul edildiği vurgulandı. Ekonomi Bakanlığı, Rusya’dan LNG alınmasının, Almanya ve AB’yi bir bütün olarak “enerjide bağımsız” hale getirmek için ithalat terminalleri inşa etme fikrine ters düşeceğini belirtti.

2022’de Rusya’nın boru hattı gazından mahrum kalan Almanya, hızla birkaç ithal LNG terminali inşa etti. Alman şirketi Sefe’nin Yamal LNG’den satın almak için uzun vadeli bir sözleşmesi olmasına rağmen, şimdiye kadar Rusya’dan yakıt kabul etmediler.

Ancak Kpler’e göre Rusya, neredeyse tüm sevkiyatları Fransa’daki bir terminale gönderiyor ve bu terminal de gazı yeniden gazlaştırdıktan sonra boru hattıyla diğer Avrupa ülkelerine taşıyor.

Almanya, Ekim 2022’de Fransa’dan boru hattıyla doğalgaz almaya başlamıştı.

Fransa, İspanya ve Belçika Rus LNG’sinin başlıca alıcıları konumunda. Gazı ithal eden şirketler uzun vadeli sözleşmelerle çalışmakta ve ancak Avrupa çapında bir yasak durumunda bu sözleşmeleri durdurabiliyorlar.

Şu ana kadar sadece Belçika böyle bir yasak çağrısında bulundu. Fakat LNG, AB ile ABD enerji üreticilerinin uluslararası çıkarlarını desteklemeyi amaçlayan yeni ABD Başkanı Donald Trump yönetimi arasındaki ticaret müzakerelerinde bir pazarlık kozu haline gelebilir.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Rusya’dan hala çok miktarda LNG alıyoruz, neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile ikame etmeyelim? Bu konuyu pekâlâ tartışabiliriz.”

Handelsblatt: Şansölye Scholz, 2020’de ABD’ye Kuzey Akım-2 için gizli bir anlaşma teklif etti

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Elon Musk İtalya’yı karıştırdı, Meloni sessiz

Yayınlanma

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Elon Musk’ın İtalyan yargıçları Roma’nın Arnavutluk’la göçmen transferi politikasını yine engelledikleri için eleştiren son yorumlarına sessiz kalırken, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella milyardere yanıt vererek İtalya’nın egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.

Pazartesi günü Roma Göçmenlik Mahkemesinin yedi göçmenin gözaltına alınmasını ve transferini iptal eden kararını yorumlayan Musk, şu anda Meloni hükümetiyle kavgalı olan Roma yargıçlarının “gitmesi gerektiğini” söyledi.

Çarşamba sabahı yaptığı açıklamada Musk’a yanıt veren Mattarella, “İtalya büyük bir demokratik ülkedir ve Anayasasına tam saygı göstererek kendi başının çaresine nasıl bakacağını bildiğini yinelemeliyim,” dedi.

Mattarella ayrıca diğer devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulunarak herkesin, “özellikle de açıklandığı üzere dost ve müttefik bir ülkede önemli bir rol üstlenmek üzereyse”, o ülkenin egemenliğine saygı göstermesini ve reçete vermeyi kendine görev edinmemesi gerektiğini kaydetti.

Musk ise daha önceki yorumundan geri adım atmayarak, “Bu kabul edilemez. İtalyan halkı bir demokraside mi yaşıyor, yoksa kararları seçimle gelmeyen bir otokrasi mi veriyor?” diye sordu.

İtalya’daki temsilcisi tarafından ANSA’ya yapılan açıklamada Elon Musk, “Başbakan Meloni ile bu öğleden sonra yaptığı samimi görüşmede de yinelediği üzere” İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya ve İtalyan Anayasasına saygı duyduğunu ifade etti.

İfade özgürlüğünün hem ABD Birinci Maddesi hem de İtalyan Anayasası tarafından korunan bir hak olduğunu kaydeden Musk, bir vatandaş olarak görüşlerini özgürce ifade etmeye devam edeceğini kaydetti.

Açıklamada Musk’ın “ABD ve İtalya arasındaki bağların giderek güçlenmesini umduğu ve Cumhurbaşkanı Mattarella ile gelecekte bir araya gelmeyi dört gözle beklediği” belirtildi.

Siyasi gerilimi yatıştırmaya yönelik son girişim ise Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Giovanbattista Fazzolari’nin ANSA‘ya verdiği bir mülakatta yaptığı açıklama oldu.

Fazzolari, “Yargının başı ve anayasanın koruyucusu olan cumhurbaşkanının sesini duyurması doğru ve gereklidir. İtalya kendi başının çaresine bakmasını bilir. Diğer hükümetlerin, STK’ların ya da büyük medya kuruluşlarının dış müdahalesine ihtiyacımız yok,” dedi.

Muhalefetin ve yargının saldırıları devam ederken, Ulusal Yargıçlar Birliği Başkanı Giuseppe Santalucia, Musk’ı “temelsiz ve insafsız yargılarda bulunarak İtalya’nın işlerine karışmakla” suçladı ve hükümetin Musk’ın müdahale etmeye hakkı olmadığı İtalya’nın iç meseleleri olduğunu belirterek yanıt vermesi gerektiğini söyledi.

Santalucia, “Özellikle yasadışı göç konusunda sık sık sınırların savunulmasına başvuruluyor. Bunlar da sınırdır. Egemen bir ülkenin içişlerine karışabileceklerini düşünenler tarafından ihlal edilemeyecek ideal sınırlar vardır,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransız savcı Le Pen için hapis cezası ve siyasi yasak talep etti

Yayınlanma

Fransa’da savcılar Ulusal Birlik (RN) lideri Marine Le Pen’i, Fransa’daki parti faaliyetlerini finanse etmek için Avrupa Birliği fonlarını zimmetine geçirmekle suçladı ve Fransız siyasetçinin derhal beş yıl süreyle kamu görevlerinden men edilmesini tavsiye etti.

Bunun kesinleşmesi Le Pen’i, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yerine geçmek için favorilerden biri olarak gireceği 2027 yarışının dışında bırakacak.

Mahkeme geçici infaz ile kendisini suçlamalardan suçlu bulursa, Le Pen karara itiraz etse bile seçimlere katılamayacak.

Le Pen’in 24 kişiyle birlikte AB fonlarını zimmetine geçirmekle suçlandığı davada ayrıca beş yıl hapis cezası da istendi.

Duruşma 27 Kasım’a kadar sürecek ve bu tarihten sonra hakimler, savcının taleplerini de göz önünde bulundurarak kararlarını vermek ve ne tür bir ceza vereceklerini değerlendirmek üzere çekilecek. Kararın 2025 yılı başlarında açıklanması bekleniyor.

Le Pen, kendisinin bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden men edilmesini isteyen Fransız savcıları “demokratik sürece müdahale etmekle” suçladı.

RN lideri çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte, “Savcılık Fransız halkını istedikleri kişilere oy vermekten mahrum bırakmaya çalışıyor,” dedi.

Macron’un eski sağcı içişleri bakanı Gerald Darmanin X’te yaptığı açıklamada, “Marine Le Pen’in seçilme yeterliliğine sahip olmadığına karar verilmesi ve dolayısıyla Fransız halkının önüne çıkamaması son derece şok edici olur,” dedi.

“Madam Le Pen ile mücadele başka bir yerde değil, seçim sandığında yapılmalıdır,“ diyen Darmanin, Le Pen’in adaylığının engellenmesinin “elitler ile yurttaşların büyük çoğunluğu arasındaki uçurumu daha da derinleştireceğini” ileri sürdü.

Savcı Nicolas Barret, Le Pen sanık sıralarının ön sırasında otururken mahkemeye, “Kanun herkes için geçerlidir,” dedi ve yasağın “sanıkların gelecekteki yerel veya ulusal seçimlerde aday olmalarını yasaklayacağını” ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English