Bizi Takip Edin

Diplomasi

BBC, FT ve Guardian editörleri İsrailli generalle gizli görüşme yaptı

Yayınlanma

Declassified, İsrail’in eski üst düzey askeri yetkilisi General Aviv Kohavi’nin Gazze işgalinin başlamasından bir ay sonra önde gelen İngiliz haber kuruluşlarının editörleriyle özel toplantılar yaptığını ortaya çıkardı.

Görüşmeler Guardian’ın genel yayın yönetmeni Katherine Viner, BBC’nin haber içeriği direktörü Richard Burgess ve Financial Times’ın editörü Roula Khalaf ile gerçekleşti.

Kohavi’nin programına göre 7-9 Kasım 2023 tarihleri arasında İsrail Büyükelçiliğinde Sky News Başkanı David Rhodes ve gölge Dışişleri Bakanı David Lammy ile de görüşmeler yapılması planlanıyordu.

Bu tarihe kadar İsrail güçleri Gazze’de 10,000’den fazla Filistinliyi öldürmüş ve İsrailli yetkililer soykırım niyetlerini kamuoyuna açıklamışlardı. Kohavi aylar önce İsrail ordusunun başındaki görevinden istifa etmişti.

Görev süresi boyunca gazetecilere yönelik saldırıları meşrulaştırmış, Batı Şeria’da muhabir Şirin Ebu Akle’yi vuran askerlerin “cesaret gösterdiğini” ve Gazze’deki Associated Press (AP) ofisini dümdüz ettiği için “bir gram pişmanlık duymadığını” söylemişti.

General Kohavi’nin ziyaretiyle ilgili bilgiler İsrail’de avukat Elad Man tarafından Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında elde edilen ve Declassified tarafından görülen belgelerde yer alıyor.

Belgeler, Kohavi’nin Britanya turunun İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve Savunma Bakanlığı’nın desteğiyle nasıl planlandığını ortaya koyuyor.

Gezi özellikle “7 Ekim’de yaşanan olayların ciddiyeti ışığında Batılı ülkelerin İsrail’e karşı tutumlarında bir tersine dönüş” algısından faydalanmak üzere tasarlanmıştı.

Bu amaçla Kohavi, Gazze’deki askeri saldırısını tırmandıran İsrail’e destek sağlamakla görevlendirildi. 

Ziyaret sırasında BBC için çalışan bir gazeteci Declassified’a verdiği demeçte, “Toplantı hakkında herhangi bir iç yazışma hatırlamıyorum, ki BBC normalde bu tür yüksek profilli bir ziyaret olduğunda bunu gönderirdi. Ayrıca kuruluşun Hamas hükümetiyle eşdeğer bir toplantı düzenleyeceğine inanmakta güçlük çekiyorum,” dedi.

Adının açıklanmasını istemeyen gazeteci, Kohavi’nin ziyaretinin “sadece eşi benzeri görülmemiş bir ziyaret” olmadığını, aynı zamanda BBC’nin en üst düzey editörlerinden birinin yabancı bir askeri figürle, özellikle de “ülkesi ciddi insan hakları ihlalleriyle suçlanan biriyle” bu şekilde arkadaşlık kurmasının “çok çirkin” olduğunu kaydetti.

Gazeteci, “Bu durum BBC’nin savunduğunu iddia ettiği bağımsızlık ve tarafsızlığı daha da zedeliyor ve bence izleyicilerin kuruma duyduğu güvene onarılamaz bir zarar verdi,” dedi.

BBC sözcüsü Declassified’a yaptığı açıklamada Burgess’in Kohavi ile diğer gazetecilerle birlikte görüştüğünü söyledi ve İsrailliye “Gazze’deki savaş ve IDF’nin [İsrail Savunma Kuvvetleri] taktikleri hakkında soru sorabildiklerini” iddia etti.

Sözcü, “çatışmanın her iki tarafındaki isimlerle ve tüm hikayelerle ilgili” benzer brifingler düzenlediklerini öne sürdü.

Sözcü, toplantıya kaç gazetecinin katıldığını söylemediği gibi BBC’nin Hamas temsilcileriyle benzer toplantılar yapıp yapmadığı konusuna da açıklık getirmedi.

Bir Guardian sözcüsü ise Declassified’a yaptığı açıklamada, “Yazı işleri ekiplerimiz, haberlerimizi bilgilendirmek amacıyla farklı konularda çeşitli görüşleri temsil eden kişilerle düzenli olarak bir araya gelmektedir,” dedi.

Toplantının “bir onaylama değil, sorumlu gazeteciliğin bir parçası” olduğunu ekledi fakat ne tartışıldığına dair ayrıntı vermeyi reddetti.

FT sözcüsü de Roula Khalaf’ın, İsrail’in Birleşik Krallık Büyükelçisine FT’nin Londra’daki ofisinde bir toplantıya eşlik ederken Bay Kohavi ile “tanıştığını” teyit etti. FT’ye göre bu, “Orta Doğu’daki olayları takip eden bir grup gazetecinin” gerçekleştirdiği bir toplantıydı.

Londra Üniversitesi’nde medya profesörü Des Freedman, Declassified’a verdiği demeçte, Nexis veri tabanında yaptığı aramada 2023’ten bu yana BBC, Guardian ya da FT’nin hiçbir haberinde General Kohavi’den bahsedilmediğine dikkat çekti.

Diplomasi

Almanya ile Fransa arasındaki yeni nesil savaş uçağı sorunu sürüyor

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Avrupa’nın yeni nesil savaş uçağı programına desteğini yineledi, fakat projenin yapısı konusunda Fransa ile devam eden gerginliği kabul etti.

Berlin’de NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile birlikte konuşan Merz, 2040 yılına kadar mevcut savaş uçağı filosunu yenilemek için başlatılan milyarlarca avroluk bir girişim olan Gelecek Savaş Hava Sistemi (FCAS) konusunda Paris ve Madrid ile yapılan geçmiş anlaşmalara bağlı olduğunu söyledi.

Merz, “FCAS ile ilgili olarak Fransa ve İspanya ile yaptığımız anlaşmalara kesinlikle bağlı kalmak istiyorum,” diyerek, bunu “Avrupa savunması için iyi bir proje” olarak nitelendirdi ve Almanya’nın operasyonel gereksinimlerini karşılamak için “bu tür uçaklara ihtiyaç olduğunu” ekledi.

Merz’in açıklamaları, Fransız sanayi oyuncularının programın temel unsuru olan yeni nesil savaş uçağı projesinin yüzde 80’ini talep etmesiyle Berlin ve Paris arasında gerginliğin tırmandığı bir dönemde geldi. Bu talep, Alman sanayi ve hükümetinde endişe yarattı.

Merz çarşamba günü, sınır ötesi anlaşmazlıkların hâlâ çözülmediğini kabul etti. Şansölye, “Fransa’da yapılan görüşmeler” olarak nitelendirdiği konuyla ilgili olarak, “Bu konuyu önümüzdeki birkaç ay içinde kesin olarak netleştirmeye karar verdik. Bu konsorsiyumun yapısı konusunda farklı görüşler hâlâ çözülmedi,” diye ekledi.

Merz’in açıklamaları, POLITICO’nun Almanya’nın bu girişimdeki başlıca endüstri ortağı olan Airbus’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın sonunda Berlin’i ziyaret etmeden önce siyasi bir yeniden düzenleme yapılmazsa projenin çökebileceği uyarısında bulunmak için şansölye ile görüşme talep ettiğini bildirmesinden sonra FCAS hakkında yaptığı ilk kamuoyu açıklaması oldu.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Parlamento komitesi: İran, İngiltere için ‘kalıcı bir tehdit’

Yayınlanma

İngiltere parlamentosunun istihbarat ve güvenlik komitesi, İran’ın İngiltere için “kalıcı ve öngörülemez” bir risk oluşturduğu uyarısında bulundu.

Geçen yılki genel seçimler nedeniyle yayınlanması ertelenen İran güvenlik raporu, İngiliz hükümetini Tahran’ın etkisine karşı önlemleri güçlendirmeye çağırdı.

Komite başkanı Lord Beamish, “İran, Birleşik Krallık, Birleşik Krallık vatandaşları ve Birleşik Krallık’ın çıkarları için geniş kapsamlı, kalıcı ve öngörülemez bir tehdit oluşturmaktadır,” iddiasında bulundu.

Beamish, İran’ın devlet politikası aracı olarak “suikastı kullanmaya istekli olduğunu” göz önünde bulundurarak, Birleşik Krallık’ta bulunan muhaliflere ve rejim karşıtlarına yönelik fiziksel tehdidin keskin artışından “özellikle endişe duyduklarını” ekledi.

Raporda, 2022’nin başından bu yana İran’ın Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik tehditlerinde “önemli bir artış” olduğu ve bu tehditlerin “İngiliz vatandaşlarına veya Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik 15 cinayet veya kaçırma girişimini” içerdiği belirtildi.

Raporda, “Bu tehdit, muhaliflere ve rejim muhaliflerine yoğun bir şekilde odaklanıyor. Birleşik Krallık’taki Yahudi ve İsrail çıkarlarına yönelik tehdit de artıyor,” denildi ve saldırıların çoğunun “üçüncü taraf ajanlar” aracılığıyla gerçekleştirildiği öne sürüldü.

Raporda, “İran, Birleşik Krallık’taki muhalif, Yahudi ve İsrail hedeflerine yönelik saldırıları Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olarak görmüyor,” denildi.

Rapor, İngiliz hükümetini ve uluslararası ortaklarını, bu tür saldırıların aslında Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olduğunu ve uygun şekilde yanıtlanacağını İran’a her fırsatta açıkça belirtmeye teşvik ettiğini duyurdu.

Raporda, İran’ın “gizli yabancı nüfuz”u izlemek için İngiliz hükümetinin yeni kayıt defterinde Rusya ile birlikte en üst sıraya yerleştirilmesinden kısa bir süre sonra yayınlandı.

Komite, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu ve ardından Orta Doğu’da çıkan çatışmalardan önce, Ağustos 2021’den Ağustos 2023’e kadar delil topladı.

Raporu hazırlayanlar, “Orta Doğu’daki manzaranın önemli ölçüde değiştiğini” kabul ederken, İran’ın faaliyetlerine ilişkin daha geniş bakış açısının “hâlâ geçerli olduğunu” belirtti.

Raporda, İran’ın casusluk ve siber tehditlerine karşı uyarıda bulunuldu ve Birleşik Krallık’ın “öncelikli hedef” olduğu belirtildi, fakat bu tehdidin Rusya ve Çin’in oluşturduğu tehditten “daha dar” ve “daha az sofistike” olduğu ifade edildi.

Raporda, hükümetin İran tehdidine daha uzun vadeli bir yaklaşım benimsemesi tavsiye edildi ve acil krizlere yanıt olarak hükümetin çok fazla “yangın söndürme” faaliyetinde bulunduğu belirtildi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Lavrov ve Rubio, Ukrayna, İran ve Suriye’yi görüştü

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde bir araya geldi. Görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum ele alınırken, Rubio, Rusya’nın Ukrayna konusunda esneklik göstermemesinden duyulan hayal kırıklığını iletti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde gerçekleştirdikleri görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum başta olmak üzere bir dizi uluslararası sorunu ele aldı.

ABD tarafı, Rusya’nın Ukrayna meselesindeki tutumundan duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, Rusya ise iki ülke arasında doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasını gündeme getirdi.

Görüşmenin ardından açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Lavrov ile yaptığı görüşmenin “önemli ve samimi” olduğunu belirtti.

Rubio, Başkan Donald Trump’ın, Rus tarafının Ukrayna ihtilafının çözümünde esneklik göstermemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını Lavrov’a ilettiğini söyledi.

Rubio, “Bu çatışmanın nasıl sona erebileceğini belirleyen bir yol haritasına ihtiyacımız var,” diye konuştu.

Moskova’dan işbirliği ve hava bağlantısının yeniden kurulması vurgusu

Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan resmi açıklamada ise görüşmenin, çatışma durumlarına barışçıl çözümler bulma ve Rusya-ABD iktisadi ve insani işbirliğini yeniden tesis etme yönündeki karşılıklı niyeti teyit ettiği vurgulandı.

Açıklamada, Rusya ile ABD arasında doğrudan hava bağlantısının yeniden kurulmasının bu sürece katkı sağlayabileceği ifade edildi.

Bakanlık, “İkili diplomatik misyonların işleyişinin normalleştirilmesi için daha fazla çalışmanın önemi vurgulandı,” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın devamında Moskova, “Rusya ve ABD dışişleri bakanlıkları arasındaki yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı diyalog, karşılıklı çıkar sağlayan ve genişleyen bir dizi konuda devam edecektir,” mesajını verdi.

ABD’den Rusya’nın enerji sektörünü hedef alan yeni yaptırım hamlesi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English