Avrupa
Macaristan parlamentosu UCM’den çekilmeyi onayladı

Macaristan parlamentosu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) tarafsızlığını ve otoritesini kaybettiğini belirterek mahkemeden çekilme kararı aldı. Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, kararın Putin ve Netanyahu hakkındaki yakalama kararları ve ABD’nin UCM’ye yönelik yaptırımları sonrası geldiğini ima etti. Çekilme süreci bir yıl içinde tamamlanacak.
Macaristan parlamentosu, daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yakalama kararı çıkaran Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden (UCM) ülkenin çekilmesini onayladı.
Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, 29 Nisan’da tek kamaralı Ulusal Meclis’te yapılan oylama sonucunu duyurdu.
Bakan Szijjártó, Macaristan’ın artık “tarafsızlığını ve otoritesini kaybetmiş politize bir kurumun” parçası olmayacağını ifade etti.
UCM’den çekilme belgesinin, parlamentodaki milletvekillerinin üçte ikisinden fazlasının oyuyla kabul edildiği belirtildi.
Macaristan hükümeti, çekilme kararını resmi olarak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres’e bildirecek.
Pesti Sracok haber sitesine göre, UCM’den ayrılma kararı bildirimin ardından bir yıl sonra yürürlüğe girecek.
Budapeşte’nin UCM yargı yetkisinden ayrılma niyeti ilk olarak 3 Nisan’da, hakkında Gazze’deki savaş nedeniyle UCM tarafından yakalama kararı çıkarılan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ülkeye yapacağı ziyaret öncesinde gündeme gelmişti.
Dünya genelinde 124 ülkenin tanıdığı UCM’nin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü’nü onaylayan Macaristan’ın, teorik olarak Netanyahu’yu Lahey’e teslim etmesi gerekiyordu.
Fakat Başbakan Viktor Orbán bu duruma karşı çıkmıştı.
Orbán, ABD Başkanı Donald Trump’ın şubat ayında UCM’ye ve Netanyahu hakkında yakalama kararını başlatan savcı Karim Khan’a yönelik yaptırımlar getirmesinin ardından ülkesinin UCM’den çekilmesi konusunu gündeme getirmişti.
Orbán, “Macaristan’ın, ABD yaptırımları altındaki uluslararası bir kuruluşta ne yaptığını yeniden gözden geçirme zamanı geldi,” demişti.
UCM, Mart 2023’te Rusya Devlet Başkanı Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Mariya Lvova-Belova hakkında yakalama kararı çıkarmıştı.
Mahkeme, her iki ismi de Ukraynalı çocukların yasa dışı şekilde sınır dışı edilmesiyle suçluyor ve bunu savaş suçu olarak nitelendiriyor.
Avrupa
Almanya’da sağcı Compact dergisi mahkeme kararıyla yayınına devam edecek

Almanya’da sağcı dergi Compact, Leipzig Federal İdare Mahkemesinin verdiği nihai karar ile yayın hayatına devam edebilecek.
Böylece, Federal İçişleri Bakanlığının bir yıl önce aldığı yasaklama kararı reddedildi.
Mahkeme, derginin içeriğinin büyük bir kısmı anayasaya aykırı olsa da, yargıçlar bu içeriğin dergiyi karakterize edecek eşiği “henüz” aşmadığını savundu.
Kararda, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün yüksek statüsüne işaret edilerek, abartılı ifadelerin de kabul edilebilir olduğu belirtildi.
Haziran 2024’te, dönemin SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Compact-Magazin GmbH ve tüm basılı ve çevrimiçi yayınlarını yasaklamıştı; bu karar 16 Temmuz 2024’te kamuoyuna duyurulmuştu.
Faeser, dergiyi “aşırı sağcı sahnenin merkezi sözcüsü” olarak nitelendirmişti. Bakanlığa göre, şirket bir süredir Anayasa Koruma Dairesinin gözetimindeydi ve 2021’in sonunda aşırı sağcı örgüt olarak sınıflandırılmış ve gözlem altına alınmıştı.
Mahkeme bilgilerine göre, baş editör Jürgen Elsässer tarafından yayınlanan Compact dergisinin tirajı 40.000 olup çevrimiçi TV kanalı videoları 460.000 tık sayısına ulaşıyor.
Elsässer, Faeser’in kararına karşı harekete geçerek Federal İdare Mahkemesine dava açtı. Ağustos 2024’te mahkeme, orantılılığı konusunda şüpheler nedeniyle özet yargılamada yasağı kısmen askıya almıştı.
Bu, Compact’ın yayın hayatına devam etmesini sağladı. Salı günü, hakimler ana yargılamada kararlarını açıkladı.
“Şu anda Almanya’da devletin gerici-militarist yeniden yapılandırılmasını yaşıyoruz”
Hukuki açıdan, Compact’a getirilen yasak bir dernek yasağıydı ve bakanlığa göre, belirli koşullar altında şirketler de bu şekilde yasaklanabilir.
Bakan bir basılı yayın da Dernekler Kanununa dayanılarak yasaklanabilir miydi? Compact bunu kabul edilemez buldu. Ne var ki Federal İdare Mahkemesi salı günü yaptığı açıklamada, bunda bir sorun görmediğini belirtti.
İkinci soru, Compact’ta yer alan ifadelerin hâlâ görüşlerin ifadesi olarak kabul edilip edilemeyeceği ve bu nedenle basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ile korunup korunmayacağıydı.
Duruşma sırasında derginin temsilcileri, yayının bazen kışkırtıcı ifadelerinin hükümeti devirme stratejisinin bir parçası olmadığını savundu. Elsässer, dergide birkaç sağcı yazar bulunmasına rağmen, “Compact sağcı değildir ve aşırı sağcı kesinlikle değildir,” dedi.
Yargıçlar ise farklı düşünüyor: Kararlarında, Compact’ın aşırı sağcı görüşlere platform sağladığını, “etnik” ideologlara ve Kimlik Hareketine yakınlığını gerekçe göstererek belirtiyorlar.
Yargıçlar, “Fakat Temel Yasa, özgür sosyal tartışmanın gücüne güvenerek, özgürlüğün düşmanlarına bile ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü garanti ediyor,” dedi.
Mahkemeye göre bir yasak, ancak “anayasaya aykırı faaliyetlerin dernek için belirleyici olduğu kanıtlanırsa” haklı olabilir ve bu durum Compact için “henüz” geçerli değil.
Kara göre derginin “komplo teorileri ve tarihsel revizyonizm” için bir forum sağladığı veya örneğin koronavirüs önlemleri veya Ukrayna’daki savaş konusunda “iktidar sahiplerine karşı polemik amaçlı abartılı eleştiriler” dile getirdiği gerçeği de bir yasağı haklı çıkarmıyor.
Avrupa
Finlandiya duvar örüyor, İsveç silahlanıyor

Finlandiya, Rusya ile olan kara sınırını süresiz olarak kapatıp duvar inşa etmeye başlarken, İsveç de Baltık Denizi’ndeki stratejik Gotland adasını korumak için Almanya’dan milyarlarca kronluk hava savunma sistemleri satın alıyor.
Finlandiya, Rusya ile olan kara sınırını süresiz olarak kapatma ve duvar inşa etme kararı alırken İsveç, milyarlarca kron değerinde yeni hava savunma sistemleri satın alıyor.
Finlandiya ‘sınırları yeniden inşa etme’ döneminde
Finlandiya Sınır Muhafaza Teşkilatı Operasyonel Yönetim Başkanı Samuel Siljanen, Reuters‘a yaptığı açıklamada, yetkililerin Rusya ile kara sınırını kapatma kararının sınır bölgelerindeki vatandaşlar üzerinde “çok büyük bir etki” yarattığını belirtti.
Siljanen, “Sınırları silme döneminden, onları yeniden inşa etme dönemine geçtik,” ifadelerini kullandı.
İki ülke, on yıllardır ticaret ve turizm bağlarını kademeli olarak geliştirmişti. Ajansın haberine göre, toplam 1340 kilometre uzunluğundaki sınır “neredeyse fark edilmez” bir hâle gelmişti.
Ancak Helsinki’nin Ukrayna’daki çatışmalar nedeniyle NATO’ya katılma kararı almasından bu yana gerilim yeniden tırmandı.
2023 sonbaharında Finlandiya hükümeti, Orta Doğu ve Afrika’dan gelen sığınmacılar nedeniyle sınırı kademeli olarak kapatmaya başladı.
Helsinki, bu durumdan Moskova’yı sorumlu tutarken, Rusya Dışişleri Bakanlığı ise suçlamaları reddetti. Geçtiğimiz bahar aylarında tüm geçiş noktalarının bir sonraki duyuruya kadar süresiz olarak kapatılmasına karar verildi.
Ayrıca Finlandiya, kameralar, sensörler, alarm sistemleri ve aydınlatma ile donatılacak olan 4,5 metre yüksekliğinde 200 kilometrelik bir duvarın inşasına devam ediyor.
Halk ikiye bölünmüş durumda
Reuters‘ın görüştüğü bazı Finlandiya vatandaşları, iki ülke arasındaki gerilim nedeniyle akrabalarını ziyaret etme imkanlarını kaybettiklerini ve ekonomik zarara uğradıklarını bildirdi.
Diğerleri ise gelecekteki bir çatışmaya hazırlanma ve caydırıcılık gerekliliğini öne sürerek hükümetin önlemlerini destekledi.
Reuters, Finlandiya hükümetinin Aralık 2024 tarihli bir raporunda böyle bir riskin varlığından bahsedildiğini belirtti.
İsveç’ten 9 milyar kronluk hava savunma hamlesi
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve Savunma Bakanı Pål Jonson, Alman üretici Diehl’den 9 milyar kron (790 milyon avro) karşılığında IRIS-T SLM hava savunma sistemleri satın alınacağını duyurdu.
Başbakan Kristersson, Aftonbladet‘in aktardığına göre, “Artık daha önce sahip olmadığımız yeteneklere, yani askeri bir durumda ortaya çıkabilecek tehditleri püskürtme yeteneğine sahip olacağız,” dedi ve IRIS-T sistemlerinin “Ukrayna’da olağanüstü iyi bir performans sergilediğini” kaydetti.
İsveç, ek teçhizatla birlikte yedi adet sistem teslim alacak. Anlaşma bedeline lojistik ve bakım hizmetleri de dahil. Teslimatların 2028 yılında başlaması planlanıyor.
Gözler stratejik Gotland adasında
Yetkililer, IRIS-T sistemlerinin Baltık Denizi’ndeki stratejik Gotland adasında insansız hava araçları, helikopterler, savaş uçakları ve seyir füzelerine karşı korumayı güçlendirmeyi amaçladığını belirtti.
Ada, Letonya ile İsveç arasında, İsveç kıyılarından 100 kilometre uzakta ve St. Petersburg ile Kaliningrad arasındaki deniz yolu üzerinde yer alıyor.
İsveç ordusu, Gotland’ın stratejik öneme sahip olduğunu ve konumunun Baltık Denizi’nin güneyindeki hem hava hem de deniz trafiğini kolayca kontrol etmeye olanak tanıdığını vurguluyor.
Euractiv ise adanın askeri tehditlere ve potansiyel saldırılara karşı özellikle savunmasız olduğunu yazıyor.
Rusya’nın Stockholm Büyükelçisi Sergey Belyaev, İsveç’in Gotland’daki askeri varlığını Baltiysk’teki Rus deniz üssü nedeniyle güçlendirdiğini belirtmişti.
IRIS-T SLM füzelerinin maksimum menzili 40 kilometre, vuruş yüksekliği ise 20 kilometre. Almanya, 2022 sonbaharında bu sistemleri Ukrayna’ya teslim etmeye başlamıştı.
SIPRI’nin verilerine göre, 2024 itibarıyla Kiev’in elinde altı sistem bulunuyordu. Geçen eylül ayında ise dönemin şansölyesi Olaf Scholz, Kiev’e 17 adet daha IRIS-T sistemi gönderme planlarını açıklamıştı.
Avrupa
Fransa ve Norveç: İran’a saldırıların yasal dayanağı yok

Fransa ve Norveç, İsrail ve ABD’nin İran’a yönelik askeri saldırılarının yasallığını sorgulayarak, saldırıları destekleyen müttefiklerinden ayrıldı.
Fransız lider Emmanuel Macron, pazartesi günü (23 Haziran) Norveç’i ziyareti sırasında gazetecilere verdiği demeçte, “Fransa, İran’ın nükleer silaha sahip olmaması hedefini paylaşsa da, bu saldırıların yasal dayanağı yoktur,” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı, başından beri İran ile olan çatışmadan uzak durmuş olsa da, bu sözleri şimdiye kadarki en sert açıklamaları oldu.
Macron ile birlikte açıklama yapan Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store de, ABD’nin saldırılarının “uluslararası hukukun dışında” olduğunu söyleyerek Norveç medyasına daha önce yaptığı açıklamaları tekrar etti.
Bu tutum, bölgeyi daha güvenli hale getirmek için “kirli işi” yaptığını öven Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in tutumuyla çelişiyor. Merz, pazartesi günü Berlin’de düzenlenen bir iş dünyası etkinliğinde bu tutumunu yineledi.
Alman muhafazakâr siyasetçi, “İsrail’in bir hafta önce başlattığı şeyi eleştirmek için bizim ya da şahsen benim hiçbir nedenim yok, aynı şekilde Amerika’nın geçen hafta sonu yaptıklarını eleştirmek için de hiçbir neden yok,” dedi.
Saldırıların “elbette riskli” olduğunu ekleyen Merz, bununla birlikte “durumu olduğu gibi bırakmanın da bir seçenek olmadığını” savundu.
Merz, ABD’nin çatışmaya girmesini de savunarak, savaşın daha geniş bir kaosa dönüşmeyeceğinden “makul ölçüde emin” olduğunu, ama tahminlerde bulunmanın zor olduğunu da sözlerine ekledi.
Daha önce İsrail için “bizim kirli işlerimizi yapıyor” diyen Şansölye, benzer bir söz ederek, “Onlar bizim çıkarlarımıza da uygun bir şey yapıyorlar,” ifadelerini kullandı.
Bugün (24 Haziran) Lahey’de başlayacak NATO zirvesinde savunma harcamalarının artırılması için destek toplamaya çalışacak NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de saldırıları destekledi ve bunların uluslararası hukuku ihlal etmediğini söyledi.
İran’a yönelik saldırılar konusunda farklı görüşlere sahip olsalar da, Macron ve Merz, Avrupa’yı savunmak için daha yakın işbirliği konusunda hemfikir. Pazartesi günü Financial Times’ta yayınlanan ortak makalelerinde, iki lider Rusya’yı bölgenin güvenliğine yönelik ana tehdit olarak belirttiler.
Macron ve Merz, “Bu zorlu zamanlarda, Almanya ve Fransa, Avrupa ve transatlantik dostlarımız ve müttefiklerimizle birlikte, ortak değerlerimizi ve vatandaşlarımızın özgürlüğünü ve güvenliğini savunmak için birleşik ve güçlü duruyoruz,” diye yazdı.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu6 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa6 gün önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş7 gün önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?