Ortadoğu
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti

Reuters, Suriye’de Alevilere yönelik katliamların nasıl gerçekleştiğini ortaya çıkardı ve saldırganları doğrudan Şam’daki Suriye’nin yeni liderlerinin yanında görev yapan kişilere bağlayan bir komuta zincirini tespit etti.
Reuters, yaklaşık 1.500 Suriyeli Alevinin öldürüldüğünü ve düzinelercesinin kayıp olduğunu tespit etti. Araştırma, dini azınlığa yönelik intikam cinayetleri, saldırılar ve yağmalamaların gerçekleştiği 40 farklı yer ortaya çıkardı.
Katliamlar, ülkedeki derin kutuplaşmayı ortaya çıkarırken, yeni hükümete bağlı güçlerin Alevilere kin beslediğine işaret ediyor.
Reuters’ın bulguları, Trump yönetiminin Esad’ın iktidarı döneminden kalma Suriye’ye yönelik yaptırımları kademeli olarak kaldırdığı bir dönemde ortaya çıktı.
Bu yakınlaşmanın Washington için de zor bir durum olduğuna işaret edildi. Suriye’de yeni hükümet, daha önce Nusra Cephesi olarak bilinen El Kaide’nin Suriye kolu olan ve şu anda feshedilmiş olan Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) adlı İslamcı grup tarafından yönetiliyor ve grup başta ABD olmak üzere BM üyesi ülkeler tarafından terör örgütü olarak tanınıyordu.
Ahmed el-Şara’nın liderliğindeki grup, 2014’ten beri BM yaptırımları altında bulunuyor. Suriye halkının çoğunluğu gibi Sünni Müslüman olan Al-Şara, Esad hükümetinin çöküşü ve Şam’ın ele geçirilmesiyle sonuçlanan saldırıyı yönettikten sonra ocak ayında cumhurbaşkanı oldu.
‘Kalbi göğsünden sökülüp cesedin üzerine konmuştu…’
Reuters’ın bulgularına göre, yabancı cihatçılar da dahil olmak üzere yeni hükümetin komutası altındaki en az bir düzine grup mart ayında Alevilere karşı işlenen cinayetlere katıldı. Bunların neredeyse yarısı, cinayet, adam kaçırma ve cinsel saldırı gibi insan hakları ihlalleri nedeniyle yıllardır uluslararası yaptırımlar altında bulunuyor.
Reuters’ın ulaştığı tanık ifadelerinden birinde katliamın boyutları şöyle anlatılıyor: “Genç adamın kalbi göğsünden kesilip vücudunun üzerine konulmuştu. Adı, kuzenleri, komşuları ve kıyı kasabasından en az altı çocuğun da bulunduğu 60 kişinin el yazısıyla yazılmış ölüm listesinde 56 numaraydı.”
25 yaşındaki Süleyman Raşhid Saad’ı öldüren adamlar, genç kurbanın telefonundan babasını arayarak cesedi almaya cesaret etmesini söyledi. Ceset berber dükkanının yanındaydı.
“Göğsü tamamen açılmıştı. Kalbini kesip çıkarmışlar. Onu göğsünün üzerine koymuşlar,” dedi babası Raşhid Saad.
Savunma Bakanlığı ve cumhurbaşkanlığı da dahil olmak üzere Suriye hükümeti, bu raporun bulgularının ayrıntılı özetine veya Reuters’ın katliamlarda hükümet güçlerinin rolüne ilişkin sorularına yanıt vermedi.
Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi, mezhepçi katliamlara dair nihai raporunu yayımladı
Ortadoğu
Netanyahu’dan orduya ‘toplama kampı’ talimatı

İsrail ordusunun Filistinlilerin Gazze’den sürgün edilmesinin ilk adımı olarak değerlendirilen Refah’ın yıkıntıları üzerine toplama kampı kurulmasının bir yıldan uzun süreceğini değerlendirmesi, Başbakan Binyamin Netanyahu’yu öfkelendirdi.
İsrail ordusu, güvenlik kabinesine yaptığı bilgilendirmede, Gazze’de on binlerce Filistinliyi barındırmak üzere inşa edilmesi planlanan “insani yardım kenti” projesinin tamamlanmasının bir yılı bulabileceğini ve maliyetinin 15 milyar şekele (yaklaşık 4 milyar dolar) ulaşabileceğini açıkladı. Bu tahmin, daha önce öngörülen altı aylık sürenin çok ötesine geçiyor.
Ynet News’in kaynaklara dayandırdığı habere göre ordunun bu değerlendirmesi Başbakan Binyamin Netanyahu’yu öfkelendirdi. Netanyahu, komutanlardan “daha gerçekçi” bir plan talep etti ve üst düzey yetkililere, bu tesisin nasıl daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle inşa edilebileceğini açıklamalarını emretti.
Toplantıya katılanlara göre, ordu, yoğun biçimde eleştirilen tartışmalı bu projeye ilerlemek konusunda isteksiz görünüyor ve sunulan zaman çizelgesi Netanyahu’yu ve kabinesini yatıştırmaya yönelik iyimser bir tahmin olabilir.
Haaretz’e konuşan üst düzey askeri yetkililer, Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasına ilişkin müzakereler sürerken Refah kentinde “insani yardım kenti” adı altında toplama kampı kurma planını hayata geçirmenin ordu için mümkün olmadığını ifade etmişti.
Ynet News’in haberine göre Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, toplantıda Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile tartışma yaşadı. Zamir, askeri birliklerin bu kamp alanını hazırlamak için görevlendirilmesinin, Hamas’ı çökertmek ve rehineleri kurtarmak gibi temel askeri hedeflerden uzaklaştıracağı uyarısında bulundu. Ancak Netanyahu, ordudan birkaç gün içinde bir ön plan sunmasını isterken, Smotrich de mühendislik hazırlıkları için ilk fonu onayladı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’e, Filistinlileri başka ülkelere sürgün amacıyla Refah’ta “insani yardım kenti” kurulması için bir plan hazırlama talimatı verdiğini duyurmuştu.
Katz, söz konusu plan kapsamında, ilk etapta 600 bin Filistinlinin, daha sonra ise Gazze Şeridi’ndeki bütün Filistinlilerin bölgeye sürgün edilmesini hedeflediklerini ve bunun için bir “çadır kent” kuracaklarını açıklamıştı.
Bölgeye taranarak giren Filistinlilerin bir daha Gazze Şeridi’nin diğer bölgelerine dönemeyeceğine dikkati çeken Katz, bunun Filistinlilerin “gönüllü göç” adı altına başka ülkelere sürgün edilmesi amacını hayata geçirmek adına “İsrail için çok önemli” olduğuna işaret etmişti.
Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, İsrail’in bu planını “toplama kampı” olarak nitelendirdi.
Planın henüz uygulamaya konmadığını belirten Olmert, “Eğer [Filistinliler] yeni ‘insani şehir’e sürülürse, bu etnik temizlik hareketinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Bu toplama kampıdır, üzgünüm…” dedi.
Ortadoğu
Netanyahu’dan tehdit: ‘Silahsızlanma yoksa ateşkes de yok’

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ateşkes için Hamas’ın tamamen teslim olmasını ve liderliğinin Gazze’den sürgün edilmesini talep ediyor.
Netanyahu, dün ve bugün yaptığı açıklamalarda, Hamas’ın tamamen silahsızlanması ve Gazze’nin askerden arındırılması şartıyla kalıcı bir ateşkese onay vereceklerini söyledi.
Washington’dan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada Netanyahu, “Bu [60 günlük] ateşkesin başında kalıcı bir ateşkes için müzakerelere başlayacağız. Bunun sağlanabilmesi için asgari şartlarımızın karşılanması gerekir: Hamas silahlarını bırakmalı, Gazze silahsızlandırılmalı ve Hamas’ın artık hiçbir askeri ya da idari gücü kalmamalı” dedi.
Netanyahu, “Eğer bu talepler müzakerelerle sağlanırsa ne güzel. Sağlanmazsa 60 gün sonunda kahraman ordumuzun gücüyle sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
Hamas ise Netanyahu’nun bu açıklamalarının “kötü niyetini” ve “anlaşma yoluna engel çıkarmaya çalıştığını” kanıtladığını savundu.
Öte yandan Netanyahu, Newsmax’tan Greta Van Susteren’e verdiği röportajda ise, “Anlaşmayı tamamlayabileceğimizi düşünüyoruz” dedi ve “Bu yüzden size ulaşılamaz bir savaş hedefi olduğunu söylemeyeceğim” diye ekledi.
Geçen hafta boyunca Katar’da yeni bir ateşkes önerisi üzerinde bir dizi müzakere yapıldı. Öneri, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un daha önce sunduğu çerçeveye dayanıyor. Buna göre, Hamas’ın 10 rehineyi ve 18 cenazeyi teslim etmesi karşılığında 60 günlük geçici ateşkes öngörülüyor.
Bu süreçte taraflar, kalıcı ateşkes için görüşmeleri sürdürecek. Ancak Hamas, İsrail’in silahsızlanma şartlarını reddediyor ve İsrail güçlerinin Gazze’den çekilmesini, ayrıca kalıcı ateşkese dair güvence verilmesini talep ediyor.
Bu hafta Netanyahu’nun, Gazze’de tutulan İsrailli rehinelerin aileleriyle yaptığı görüşmede, “Hamas’ın teslim olması, silah bırakması ve liderlerinin sürgüne gitmesi” şartlarından vazgeçmeyeceğini yinelediği bildirildi.
Axios’un haberine göre, ABD, İsrail ve Katar’dan yetkililer bu hafta başında Beyaz Saray’da gizli görüşmeler yaptı. Bu toplantılarda, ateşkes önerisindeki en büyük pürüzlerden biri olan İsrail’in kademeli geri çekilme planı gündemdeydi.
Kaynaklara göre Katar, İsrail’e sunduğu geri çekilme haritasının Hamas tarafından reddedilebileceği uyarısında bulundu. İsrail ise ardından daha kapsamlı bir geri çekilmeyi içeren yeni bir harita sundu.
Axios’a konuşan bir yetkili, “Hâlâ bazı görüş ayrılıkları var ama şu anda olumlu bir yönde ilerliyoruz” dedi.
Ancak Times of Israel’e konuşan bir Filistinli yetkili, Hamas müzakerecilerinin hâlâ İsrail’in Gazze’de korumaya çalıştığı geniş tampon bölgeye karşı çıktığını belirtti.
İsrail’in sunduğu yeni harita, bu yıl başında kurulan Morag Koridoru’ndan kısmi çekilmeyi öngörse de hala Gazze Şeridi’nin yaklaşık üçte biri üzerinde İsrail kontrolünü koruma niyetini taşıyor.
Hamas yetkilisi Bessam Naim, AFP’ye yaptığı açıklamada, “İşgalin devamını ve halkımızın İsrail ordusunun kontrolündeki izole bölgelerde yaşamaya zorlanmasını kabul edemeyiz. Doha’daki son tur müzakerelerde heyetimizin işgale sunduğu yaklaşım budur” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump ve özel temsilci Witkoff, müzakerelerin olumlu ilerlediğini ve yakında bir anlaşmaya varılabileceğini öne sürdü. Ancak Katar Dışişleri Bakanlığı, 8 Temmuz’daki açıklamasında Gazze’de bir ateşkes için “zaman gerektiğini” vurguladı.
Ortadoğu
Gazze’de ‘Filistinsizleştirme’ projesi BCG için krize dönüştü

Boston Consulting Group’un (BCG) Gazze’de kurulan tartışmalı insani yardım vakfı GHF’ye verdiği destek, savaş sonrası Filistinlilerin zorla yer değiştirilmesini modelleyen çalışmalarla birleşince uluslararası tepkiye yol açtı. İki üst düzey ortak görevden alındı, İngiltere Parlamentosu soruşturma başlattı, şirket ise “yetkisiz girişim” diyerek zararı sınırlamaya çalışıyor.
Dünyaca ünlü danışmanlık şirketi Boston Consulting Group’un (BCG), Gazze’deki tartışmalı insani yardım girişimiyle bağlantısı nedeniyle yaşadığı iç kriz derinleşiyor. Şirket, hem müşteriler hem de çalışanlar arasında oluşan tepkiyi yatıştırma çabasının bir parçası olarak projeye onay veren iki kıdemli ortağının görevlerinden ayrıldığını duyurdu.
Wall Street Journal’da yer alan habere göre proje, 2023 sonbaharında Gazze’de gıda tedarikine yardımcı olmayı hedefleyen pro bono (gönüllü) bir girişim olarak başladı. Ancak proje, kısa sürede İsrail destekli ve yoğun biçimde eleştirilen bir yardım dağıtım ağına dönüştü. Yerel sağlık yetkililerine göre, son haftalarda yardım merkezleri çevresinde toplanan sivillere ateş açılması sonucu yüzlerce Filistinli öldü.
BCG, krizin büyümesi üzerine, firmanın riskten sorumlu yöneticisi Adam Farber ve sosyal etki biriminin başındaki Rich Hutchinson’ın görevlerinden ayrıldığını açıkladı. İki isim şirket bünyesinde kıdemli ortak olarak kalmaya devam edecek. Kaynaklara göre, her iki yönetici de projeye başlangıç aşamasında onay verdi ancak tüm detaylardan haberdar değildi.
Bu gelişme, haziran ayında görevden alınan iki diğer BCG ortağı Matt Schlueter ve Ryan Ordway’in ardından geldi. Firma, bu iki ismin projeyi başlattıktan sonra talimatlara aykırı şekilde bağımsız hareket ettiğini belirtti.
BCG’den The Wall Street Journal’a yapılan açıklamada, “2024 sonunda bir ortak, gönüllü çalışmayı olduğundan farklı tanıttı. Aylar sonra, izinsiz şekilde ücretli bir aşamaya geçti ve aynı zamanda Gazze’nin savaş sonrası yeniden inşasına yönelik gizli modelleme çalışmaları yaptı. Bu çalışmalar, şirketin açık talimatlarına aykırıydı” denildi.
BCG, söz konusu faaliyetlerin hiçbirinden ücret almadığını ve durum fark edilir edilmez hemen müdahale edildiğini ileri sürdü. Yapılan bağımsız soruşturmanın, bu durumun bireysel suistimallerin yanı sıra denetim eksikliğinden kaynaklandığını ortaya koyduğu iddia edildi.
BCG’nin Gazze’deki çalışmaları Ekim 2023’te başladı. BCG, Gazze’de yeni bir yardım kuruluşu kurmak için fizibilite çalışmasının geliştirilmesine yardımcı olmak üzere anlaşma imzaladı. Şirket, özel sermaye şirketi McNally Capital’in sahibi olduğu Washington merkezli güvenlik şirketi Orbis Operations ile sözleşme imzaladı. Orbis, eski CIA ajanları ve terörle mücadele uzmanları çalışıyor.
Bu çabalar sonunda, Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) adlı yapı kuruldu. Ancak GHF, Avrupa Birliği, 20’den fazla hükümet ve uluslararası yardım kuruluşları tarafından sert biçimde eleştirildi. Vakıf, sivilleri savaş alanlarından geçerek yardım almaya zorlamakla suçlandı. İsrail ordusu, kalabalıkların tehdit oluşturduğu gerekçesiyle ateş açtığını savundu ancak sonrasında yardım noktalarındaki uygulamaları gözden geçireceğini açıkladı.
Mart 2024’te, BCG’nin çalışmaları ücretli hale geldi. Şirket, McNally Capital adına hareket ederek özel lojistik firması Safe Reach Solutions ile çalıştı. Safe Reach, GHF’nin yardım dağıtımı sırasında güvenliği sağlamaktan sorumluydu.
Zamanla, görevden alınan iki ortak, Filistinlilerin Gazze dışına taşınmasının maliyetini hesaplayan bir savaş sonrası modelleme projesi yürüttü.
Financial Times’ın ortaya çıkardığı BCG tarafından geliştirilen modellerden birine göre, 500 binden fazla Filistinlinin kişi başı 9 bin dolarlık “yeniden yerleştirme paketi” ile Gazze’den ayrılması öngörüldü. Aynı modelde, bu nüfusun en az dörtte üçünün geri dönmemesi hedeflendi. Şirket, bu yöntemin daha düşük maliyetli olduğunu savundu.
BCG, bu çalışmanın kendi onayı dışında gerçekleştiğini ileri sürdü.
BCG’nin bu yeniden yerleştirme planıyla ilişkilendirilmesi, şirket içinde ve dışında yoğun tepkiyle karşılandı. Çocuklara yardım kuruluşu Save the Children, BCG ile olan gönüllü ortaklığını geçen ay askıya aldı.
BCG CEO’su Christoph Schweizer, bu hafta şirketin eski çalışanlarına gönderdiği bir mektupta, “Bu, hiçbir şekilde resmî bir BCG projesi olmasa da ilişki kurulmuş olması bizim için hem rahatsız edici hem de itibar açısından son derece yıpratıcı” ifadelerini kullandı.
İngiltere Parlamentosu da BCG’nin GHF ile olan ilişkisini araştırmak üzere harekete geçti. Parlamento komitesi, CEO Schweizer’dan projenin zaman çizelgesini, projeye kimlerin finansman sağladığını ve görevden alınan ortakların rolünün ne olduğunu açıklamasını istedi. BCG’den 22 Temmuz’a kadar yanıt verilmesi talep edildi.
Eski çalışanlar, BCG gibi büyük ve itibarlı bir şirketin böyle bir projeye nasıl dâhil olduğunu sorgularken, firmanın iç denetim sistemleri de eleştiri konusu oldu. Riskten sorumlu yöneticinin aynı zamanda müşteri projelerine zaman ayırmasının bir zafiyet yarattığı belirtiliyor. BCG şu anda kapsamlı bir iç denetim süreci başlatmış durumda.
Batı Asya, BCG gibi danışmanlık firmaları için büyüyen bir pazar. 2024’te 8,72 milyar dolarlık hacme ulaşan bölgesel danışmanlık sektörü, bir önceki yıla göre %11 büyüme gösterdi.
Kaynaklara göre, danışmanlık firmaları, bölgedeki karar vericilerle ilişkilerini güçlendirmek ve uzmanlıklarını göstermek amacıyla sıkça insani projelerde gönüllü katkı sunuyor. Ancak BCG’nin Gazze’deki son projesi, bunun şirkete ne kadar ağır bir mali ve itibar faturası çıkarabileceğini gözler önüne serdi.
-
Görüş2 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım
-
Görüş2 hafta önce
Kazananı Olmayan Kontrol Edilebilir Bir Çatışma
-
Amerika2 hafta önce
Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?
-
Avrupa2 hafta önce
Trump’ın gümrük vergileri nedeniyle Avrupa limanları ‘taşıyor’
-
Ortadoğu4 gün önce
Trump’ın Ankara ve Şam’daki jokeri: Thomas Barrack kimdir?
-
Görüş1 hafta önce
Küresel savaş ekonomisinin aleni beyanı: Lahey’deki NATO Zirvesi Sonuç Bildirgesi
-
Asya2 hafta önce
Vietnam, yurtdışındaki yetenekleri çekmek için vatandaşlık yasasını değiştirdi