Avrupa
İngiliz yargısı: İsrail’e silah satışı yargının konusu değil

Yüksek Mahkeme, İsrail’e silah satışı kararının mahkemelerin değil, yürütmenin yetki alanına girdiğine hükmetti. Kararda, İsrail’e silah satışı konusunun anayasal olarak son derece siyasi bir mesele olduğu vurgulandı.
Filistin merkezli insan hakları örgütü Al-Haq ile İngiltere merkezli Küresel Hukuki Eylem Ağının (GLAN) İsrail’e silah satışını sürdüren İngiltere hükümeti aleyhine açtıkları davada Yüksek Mahkeme, konunun yargının meselesi olmadığına hükmetti.
İngiltere’de Yüksek Mahkeme, Al-Haq ile GLAN’ın, İsrail’e askeri teçhizat ihracatı konusunda İngiliz hükümetine karşı açtıkları davaya ilişkin kararını yazılı açıkladı.
Yargıçlar Stephen Males ve Karen Steyn, 72 sayfalık karar metninde davanın yalnızca muafiyet düzenlemesiyle ilgili genel tartışmadan ibaret olmadığını, bunun ötesinde “çok daha dar ve odaklanmış mesele”ye ilişkin olduğunu belirtti.
Karar metninde şu ifadelere yer verildi:
“Bu mesele, İngiltere’de üretilen bazı bileşenlerin İsrail’e tedarik edileceği ya da edilebileceği ve Gazze’deki çatışmada uluslararası insancıl hukukun ciddi şekilde ihlal edilmesinde kullanılabileceği ihtimali nedeniyle, sorumlu bakanlar tarafından makul şekilde İngiltere’nin savunması ve uluslararası barış ve güvenlik için hayati önem taşıdığı düşünülen belirli birçok taraflı savunma işbirliğinden çekilmesi gerektiğine karar vermenin mahkemeye açık olup olmadığıdır.”
Yargıçlar, bu konunun Anayasa’ya göre son derece hassas ve siyasi olduğunun, mahkemelerin meselesi olmadığının, buna karşın demokratik açıdan parlamentoya ve seçmenlere karşı sorumlu bulunan yürütmenin sorunu olduğunun altını çizdi.
İsrail’e tüm silah satış lisanslarının durdurulması talep edilmişti
Al-Haq ve GLAN, İsrail’e yönelik silah satışlarının askıya alınmasına ilişkin yazılı taleplerinin sürekli görmezden gelinmesi üzerine geçen yıl Yüksek Mahkemeye İngiltere aleyhine başvuru yapmıştı. İngiltere hükümetinden, F-35 savaş uçaklarının parçaları dahil İsrail’e tüm silah satış lisanslarının durdurulması talep edilmişti.
Başvuruda, İsrail’in sivillere, sivil altyapıya, sivillerin sığındığı hastane, fırın, okul gibi yapılara, gıda depolarına, su rezervlerine saldırıları ile zorla yerinden etme ve açlığa mahkûm etme gibi politikalarına ilişkin detaylar paylaşılmıştı.
Davanın duruşmaları, 18 Kasım 2024’te ve 13 Mayıs 2025’te yapılmıştı.
Oxfam, Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi uluslararası sivil toplum kuruluşları da İngiltere’nin silah satışlarını sürdürerek uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki kanıtları mahkemeye sunmuştu.
Avrupa
İngiliz emekli, savunma bakanının bilgilerini Rus casuslarına satmakla yargılanıyor

İngiltere’de 65 yaşındaki emekli Howard Phillips, kendilerini Rus casusu olarak tanıtan İngiliz polis memurlarına dönemin Savunma Bakanı Grant Shapps hakkında bilgi sızdırdığı suçlamasıyla yargılanıyor. Savcılığa göre, zorlu mali durumu nedeniyle ‘kolay para’ kazanmak isteyen Phillips, bakanın ev adresini ve özel uçağının yerini içeren bilgileri 1500 sterlin karşılığında verdi. Phillips, suçlamaları reddediyor.
İngiltere’de 65 yaşındaki emekli Howard Phillips, kendilerini Rus casusu olarak tanıtan İngiliz polis memurlarına dönemin Savunma Bakanı Grant Shapps hakkında bilgi sızdırdığı suçlamasıyla hâkim karşısına çıktı.
Winchester Kraliyet Mahkemesi’nde başlayan davada savcılık, Phillips’in zorlu mali durumu nedeniyle “kolay para” kazanmak amacıyla bu suçu işlediğini iddia etti.
The Guardian ve Reuters‘ın haberlerine göre, Ulusal Güvenlik Yasası’nı ihlal etmekle suçlanan Phillips, Mayıs 2024’ten bu yana tutuklu bulunuyor.
Polisler kendilerini ‘Saşa’ ve ‘Dima’ olarak tanıttı
İddianameye göre süreç, Phillips’in Ekim 2023’te İngiltere sınır güçlerine iş başvurusunda bulunmasıyla başladı.
Mart 2024’te, kendilerini “Saşa” ve “Dima” olarak tanıtan ve Rus ajanı gibi davranan polis memurları, Phillips ile WhatsApp üzerinden temasa geçti.
Savcılığa göre Phillips, sınır güçlerindeki bir işin “kendisine daha sonra [casuslara] sağlayabileceği bilgilere erişim imkânı vereceğini” düşündü.
Bakanın adresi ve uçağının konumu USB bellekte
Phillips, daha sonra “Saşa” ve “Dima” ile yüz yüze görüştü. Savcılığın sunduğu bilgilere göre, mayıs ayındaki bu görüşmelerden birinde Phillips, polis memurlarından birine, Bakan Shapps’ın ev adresini ve özel uçağının bulunduğu yeri içeren bir USB bellek verdi.
Emekli adam ayrıca “casuslara” bakanla tanıştığını ve evine gittiğini de anlattı. Phillips’in bu bilgiler karşılığında sahte ajanlardan toplam 1500 sterlin aldığı belirtildi.
14 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya
Üç haftaya kadar sürmesi beklenen davada Phillips, yabancı bir istihbarat teşkilatı için otel rezervasyonu yapmak ve cep telefonu satın almak gibi maddi ve teknik destek sağlamakla da suçlanıyor.
Phillips, kendisine 14 yıla kadar hapis cezası getirebilecek olan yabancı bir istihbarat teşkilatına yardım etme suçlamasını ise reddediyor.
Savcı Jocelyn Ledward mahkemede yaptığı açıklamada, sanığın Rus istihbaratına yardım teklif etmesinin “mutlaka ideolojik nedenlerden veya Rus devletine sempati duymasından kaynaklanmadığını” söyledi.
Ledward’a göre Phillips, “kolay para için kolay ve muhtemelen ilginç ya da heyecan verici bir işe” girişti.
İngiliz mahkemesinden emsal karar: Rus ve Çinlileri işe almamak ırkçılık değil
Avrupa
Helsing: Avrupa, kendi insansız savaş uçağını üretmeye çok yakın

Alman savunma startup’ı Helsing, insansız savaş uçaklarını üretmekten “sadece birkaç yıl uzaklıkta” olduğunu açıkladı.
Drone üreticisi ve yapay zeka şirketi Helsing, mayıs ve haziran aylarında Baltık Denizi üzerinde gerçekleştirilen iki tatbikatta, İsveçli silah üreticisi Saab tarafından üretilen Gripen E savaş uçağını, kendi yazılımı ile uçurduğunu duyurdu.
Şirketin hava bölümü kıdemli direktörü Stephanie Lingemann, bir güvenlik pilotunun yedek olarak uçakta kaldığı deneylerin teknolojinin ne kadar hızlı ilerlediğini gösterdiğini söyledi.
Münih’teki şirket ofisinde Financial Times’a (FT) konuşan Lingemann, yazılımın hava kuvvetleri tarafından gerçek hayatta kullanılmasına “on yıllar değil, yıllar” kaldığını söyledi ve “Bu on yıl içinde gerçekleşmesini bekliyoruz,” dedi.
Lingemann, en iyi insan savaş pilotunun kariyeri boyunca 5.000 uçuş saati biriktirebileceğini, fakat Helsing’in Centaur AI sisteminin bir milyon saatlik deneyim kazanmasının sadece 72 saat sürdüğünü söyledi.
Lingemann, “Süper insan performansına çok hızlı bir şekilde ulaşabilir, yeni koşullara tepki verebilirsiniz… ve pilotlarınızı tehlikeli durumlara göndermek zorunda kalmazsınız. Bu yüzden bu kadar devrim niteliğinde,” dedi.
ABD, Rusya ve Çin dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ordular, mevcut savaş uçaklarının uyarlanması ve bunlarla birlikte çalışarak yeteneklerini artırabilecek “sadık kanat adamları” olarak bilinen yeni insansız hava araçlarının geliştirilmesi üzerinde çalışıyor.
NATO’nun düşünce kuruluşu Joint Air Power Competence Centre için yazdığı son makalede son gelişmeleri ele alan ABD hava kuvvetleri albayı Kevin Anderson’a göre, bu eğilim “dünya çapında hava muharebesinde bir paradigma değişikliği” anlamına geliyor.
Bu teknolojinin geleneksel savaş uçaklarına olan ihtiyacı tamamen ortadan kaldırıp kaldırmayacağı sorulan Lingemann, uzun bir geçiş dönemi öngördüğünü söyledi.
Pilotların ilk olarak, karmaşık manevraları gerçekleştirmelerine ve tehditleri tespit etmelerine yardımcı olan yapay zeka yazılımıyla birlikte jetleri uçuracaklarını öne sürdü.
Yönetici, “On yıllar boyunca her ikisini de göreceğiz ve sonra, insansız hava araçlarında olduğu gibi, operatörler yavaş yavaş farklı rollere geçecek,” diye konuştu.
Helsing dört yıl önce kuruldu, fakat Ukrayna’daki savaş ve ABD’nin Avrupa güvenliğinden çekilme ihtimalinin belirmesi, kıtada büyük bir silahlanma hamlesini tetikleyince hızla Avrupa’nın en büyük startup’larından biri haline geldi.
Spotify’ın kurucusu Daniel Ek’in yatırım şirketi, yatırımcıların savunma sektörüne olan ilgisinin artmasıyla, haziran ayında teknoloji grubunu 12 milyar avro değerine getiren 600 milyon avroluk bir finansman turuna öncülük etti.
Helsing, başlangıçta tamamen mevcut ve gelecekteki silahlar için yapay zeka yazılımı üretmeye odaklanmıştı, fakat daha sonra kendi insansız hava araçlarını ve insansız sualtı araçlarını üretmeye başladı.
Üç Alman tarafından kurulan şirketin Londra ve Paris’in yanı sıra Münih ve Berlin’de ofisleri bulunuyor ve kıta savunma kapasitesini artırmaya ve yerel üretimi teşvik etmeye çalıştığı bir dönemde kendini pan-Avrupa şirketi olarak tanıtmaya istekli.
Otonom silah endüstrisinin hızla büyümesi, etik, hesap verebilirlik ve savaşın geleceği konusunda önemli soruları gündeme getiriyor.
Helsing’in yapay zeka başkan yardımcısı Antoine Bordes, Helsing silah ve yazılım sistemlerinin kullanımı konusunda karar verme sürecinde insanın her zaman merkezi bir rol oynadığını söyledi.
Bordes ayrıca Avrupa’nın otonom saldırı teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda çekingen davranmaması gerektiğini belirtti ve “Bunu Avrupa’da, kendi değerlerimizle yapmazsak, başka yerlerde yapılacaktır,” dedi.
Yine de, Ukrayna’da kullanılan silahlı insansız hava araçlarını üreten Helsing bölümünü yöneten Simon Brünjes, neyin ne zaman vurulacağına karar verecek tamamen otonom ölümcül insansız hava araçlarının kullanılması konusunda şirketin “bu yola girmek istemediğini” söyledi.
Brünjes, Ukrayna’ya yaptığı son ziyaretinde, anaokullarının ve diğer sivil altyapının cepheye çok yakın olduğunu gördüğünü söyledi.
Brünjes, “Böyle bir ortamda, kararın bir insan tarafından verilmesini istiyoruz. Rusya veya Çin ile tam ölçekli bir savaş gibi diğer senaryolarda ise durum farklı,” dedi.
Ukrayna’ya toplam 10.000 insansız hava aracı tedarik etme anlaşması olan Helsing, Altra yazılımının ve HF-1 insansız hava aracının performansı ve fiyatı nedeniyle ülkenin askerlerinden bazı eleştiriler aldı. HF-1, hedefine çarptığında yok olacak şekilde tasarlanmış bir “kamikaze” modeli.
Brünjes, HF-1’in “kapasite sınırı” olduğunu ancak Ukrayna’da test aşamasında olan halefi HX-2’nin önemli bir gelişme olacağına inandığını söyledi.
Avrupa
Estonya’dan AB’ye petrol resti: Yaptırım paketini veto edebiliriz

Estonya, Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatın düşürülmemesi halinde Avrupa Birliği’nin Rusya’ya yönelik 18’inci yaptırım paketini veto etme tehdidinde bulundu. Estonya Dışişleri Bakanı Margus Tsahkna, varil başına 60 dolar olan mevcut tavan fiyatın 45 dolara indirilmesi konusunda ‘çok kararlı’ olduklarını belirtti.
Estonya, Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatın düşürülmesini öngören maddenin paketten çıkarılması durumunda, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya yönelik 18’inci yaptırım paketini bloke edebileceğinin sinyalini verdi.
Dışişleri Bakanı Margus Tsahkna, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Estonya’nın bu konuda net bir tutum sergilediğini vurguladı.
Tsahkna, ERR‘ye verdiği demeçte, “Petrol tavan fiyatının düşürülmesinin bu pakette yer alması gerektiği konusunda çok net bir pozisyondayız. Bu konuda çok güçlü bir duruşumuz var,” ifadelerini kullandı.
Bakan, daha düşük bir tavan fiyat belirlenmesinin yeni yaptırım paketinin en güçlü unsuru olacağını da sözlerine ekledi.
Dışişleri Bakanı, varil başına 60 dolar olan mevcut tavan fiyatın 45 dolara indirilmesi teklifinin, Avrupa Komisyonu tarafından sunulan ilk öneride de yer aldığını açıkladı.
Akdeniz ülkeleri karşı çıkıyor
Delfi‘de yer alan habere göre, başta Malta olmak üzere büyük denizcilik sektörüne sahip Akdeniz ülkeleri, bu maddenin paketten çıkarılmasını istiyor.
Bu nedenle Estonya’nın, yeni bir tavan fiyat belirlenmemesi hâlinde 18’inci paketin kabulünü veto etmeye hazır olduğu belirtiliyor. Avrupa Birliği’nin dış politika kararları, tüm üye devletlerin oy birliğini gerektiriyor.
Tsahkna, Estonya’nın tutumunun, Avrupa Komisyonu tarafından önerilen yaptırım paketini orijinal hâliyle kabul etmek olduğunu ve bazı ülkelerin tavan fiyat maddesini çıkararak paketi zayıflatma girişimine karşı olduklarını vurguladı.
Bakan, AB’nin büyük ülkelerinin de Estonya’nın bu duruşunu destekleyeceğini umduğunu dile getirdi.
G7 ve ABD’den olumlu sinyaller
Mevcut 60 dolarlık tavan fiyatın iki yıldır yürürlükte olduğunu hatırlatan Tsahkna, Batılı büyük güçlerin böyle bir adımı desteklememesi nedeniyle fiyatın bugüne kadar düşürülmediğini belirtti.
Fakat son dönemde G7 ülkelerinin de Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı daha da düşürmeye hazır olduğuna dair işaretler ortaya çıktı.
Tsahkna ayrıca, son günlerde ABD’den de Ukrayna’da askeri müdahalesini sürdüren Rusya’ya yeni kısıtlamalarla baskı yapma hazırlığına dair sinyaller geldiğini kaydetti.
Bakan, ABD Senatosunda Lindsey Graham ve Richard Blumenthal’ın girişimiyle hazırlanan paket ile AB’nin yeni yaptırım paketinin aynı anda yürürlüğe girmesinin Moskova üzerinde ciddi bir baskı kurabileceğini ekledi.
Müzakereler sürüyor
Bununla birlikte Tsahkna, yeni yaptırım paketi üzerindeki uzlaşma sürecinin henüz devam ettiğini ve Estonya da dâhil olmak üzere ülkelerin nihai kararını vermediğini vurguladı.
Yeni yaptırımların görüşüleceği bir sonraki müzakere turu, bugün Brüksel’de büyükelçilerin katılımıyla gerçekleştirilecek.
Yaptırım paketinin onaylanması için bir diğer olasılık ise salı günü yapılacak Dış İlişkiler Konseyi toplantısı olarak görülüyor. Ancak yaptırımlar resmi olarak daha sonra ve farklı bir formatta da onaylanabiliyor.
Rusya’ya petrol tavan fiyatı uygulanması, AB üyesi ülkelerin ticari gemilerinin, tavan fiyattan daha yüksek bir bedelle satılan Rus petrolünü taşımasını yasaklıyor.
Aynı zamanda, AB merkezli sigorta şirketlerinin ve diğer hizmet sağlayıcıların bu tür gemilere hizmet vermesi de engelleniyor.
Bu uygulamanın temel amacı, petrol ve diğer ham madde satış gelirlerini kesmek. 45 dolarlık bir tavan fiyat, Rusya’yı petrolünü dünya piyasa fiyatlarının çok daha altında satmaya zorlayacak.
Petrol fiyatlarındaki son durum
Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından petrolün dünya piyasa fiyatı düşüşe geçti.
Savaşın başında varil başına 110 doların üzerine çıkan Brent ham petrolünün fiyatı, 2025 yılı başına kadar 80 dolara geriledi ve sonrasında 60 doların altına düştü.
Bugün ise fiyatlar yeniden 70 dolar civarında seyrediyordu. Rus ham petrol fiyatını yansıtan Ural endeksi ise 2022 başındaki 100 dolar civarındaki yükselişin ardından sonraki üç yıl boyunca ağırlıklı olarak 60 ila 80 dolar aralığında kalırken, bugün 66,45 dolar seviyesindeydi.
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jerusalem Post: Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde Çin’in Orta Doğu stratejisi
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım