Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AB ve Arap dışişleri bakanları Gazze’yi görüşecek

Yayınlanma

AB dışişleri bakanları, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar ve BAE’den altı mevkidaşı ile 27 Mayıs Pazartesi (bugün) Brüksel’de bir ay içinde ikinci kez bir araya gelerek Gazze işgalini sona erdirme çabalarını ele alacak.

AB’nin Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Sven Koopmans Euractiv’e yaptığı açıklamada, “[Görüşmeler] Gazze’deki durumun her zamankinden daha feci olduğu ve çatışmaların sona erdirilmesi için uluslararası baskının yeni bir zirveye ulaştığı, savaşın kritik bir anında gerçekleşiyor,” dedi.

ABD ve Arap barış planlarına ek olarak AB de kısa bir süre önce Ortadoğu barış sürecine yönelik çabaları canlandırmak için bir plan sundu.

“Ateşkes sonrası duruma ve iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik inandırıcı adımlara hazırlanmamız gerekiyor,” diyen Koopmans, görüşmelerin “Arap-Avrupa işbirliğinin önemini göstereceğini” sözlerine ekledi.

Koopmans, “Barış için işbirliğimizi ve insani yardım akışını artırmak üzere bir araya gelmemiz hayati önem taşıyor; Filistin Yönetimini desteklemek ve İsrail ile Hamas’a yönelik mesajlarımız konusunda birlikte çalışmamız gerekiyor,” dedi.

AB yetkililerine göre toplantıya İsrail de çağrıldı ama Tel Aviv davete icabet etmedi.

Borrell: İki devletli çözüm İsrail’in güvenliği için uzun vadeli tek garanti

AB’nin baş diplomatı Josep Borrell pazar günü erken saatlerde yaptığı açıklamada, “İki devletli çözüm İsrail’in verdiği acı verici bir taviz değildir; İsrail için bir güvenlik tehdidi de değildir. Aksine, İsrail’in güvenliği ve refahı için uzun vadeli tek garantidir,” dedi.

Mevcut İsrail hükümetinin buna ikna olmadığını bildiğini belirten Borrell, “Aynı topraklar için savaşan iki halka barış ve güvenlik getirmek amacıyla hayal edebileceğimiz tek çözümü zorlamak için bu fikri kamuoyuna kabul ettirmek için çalışmalıyız,” diye ekledi.

Pazar günü Brüksel’de düzenlenen Filistin konulu Uluslararası Ortaklar Toplantısı, İsrail’in yokluğunda iki yılda bir düzenlenen “İrtibat Komitesi”nin yerini alan tek seferlik bir etkinlikti.

Borrell’in ev sahipliğinde ve Norveç’in başkanlığında Brüksel’de düzenlenen toplantı büyük donörler, Arap ülkeleri, Birleşmiş Milletler, IMF, Avustralya, Britanya, Kanada ve Japonya temsilcilerini bir araya getirdi.

Görüşmeler, iki AB üyesi İrlanda ve İspanya’nın yanı sıra Norveç’in geçen hafta salı gününden itibaren Filistin Devletini tanıyacaklarını açıklamaları ve İsrail’in bu ülkelerdeki elçilerini geri çekme tehdidinde bulunmasının ardından gerçekleşti.

Norveç ve Suudi Arabistan’ın organizasyonu ile Brüksel’de düzenlenecek “Filistin’in Tanınması Meselesi Dahil İki Devletli Çözümün Uygulanması” konulu toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan temsil edecek.

İsrail’in “güvenli bölge” katliamına tepki yağdı

Filistin Başbakanı Mustafa’dan “eşi benzeri görülmemiş toprak gaspı” hatırlatması

Borrell pazar günü Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa ile görüşmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada “işlevsel bir Filistin Yönetiminin İsrail’in de çıkarına olduğunu çünkü barış yapmak için zayıf değil güçlü bir Filistin Yönetimine ihtiyacımız olduğunu” söyledi.

Mustafa ayrıca “İsrail’in eşi benzeri görülmemiş yerleşim yeri genişletmelerini ve toprak gaspını” da eleştirdi.

Etkinlik çerçevesinde Brüksel’de İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares ile birlikte gazetecilere konuşan Mustafa, “Üç Avrupa ülkesinin bu tanımada diğer 143 ülkeye katılmasından dolayı tabii ki minnettarız ve çok memnunuz, ama Avrupa’daki her ülkenin de aynı şeyi yapmasını istiyoruz,” dedi.

Mustafa, tanınmanın Ortadoğu barış sürecini canlı tutmak için hayati önem taşıdığını vurguladı.

Mustafa ayrıca uluslararası ortaklara Filistin Yönetimi’nin Gazze halkının desteklenmesine ilişkin üç temel önceliğini de açıkladı: temel ihtiyaçların ve hizmetlerin yeniden sağlanması, devlet kurumlarının inşası ve mali durumun istikrara kavuşturulması.

ABD, Refah sınır kapısının yeniden açılması için bir AB kurumu ile görüşüyor

AB misyonunun Gazze’deki rolü: EUBAM muamması

AB dışişleri bakanlarının Arap mevkidaşlarıyla görüşmenin ötesinde birliğin Gazze’de daha fazla nasıl bir rol oynayabileceğini de ele almaları bekleniyor.

Bazı AB diplomatlarına göre Washington Brüksel’e, Mısır’dan insani yardım geçiş noktasını izlemek üzere Avrupa Birliği Sınır Yardım Misyonu (EUBAM) Refah’ı yeniden aktif hale getirmesini önerdi.

AB misyonu, Hamas’ın Gazze’nin kontrolünü tamamen ele geçirdiği ve bölgede faaliyet göstermesini imkansız hale getirdiği 2007 yılından bu yana atıl durumda.

Üst düzey bir AB yetkilisi, “Hikayenin çok başlangıç aşamasındayız,” dedi ve “nasıl yapılabileceğini görmek için” sahadaki paydaşlarla görüşmelerin devam ettiğini sözlerine ekledi.

“Pazartesi günü AB dışişleri bakanlarının potansiyel olarak ‘misyonun konuşlandırılmasına izin verebilecek bir tür operasyonel sonuçlar’ çıkarmasının” beklendiğini de sözlerine ekleyen yetkili, ancak bunun “savaş koşulları” altında gerçekleşemeyeceği uyarısında bulundu.

DİPLOMASİ

Lukaşenko: NATO saldırırsa nükleer silah kullanırız

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, NATO ülkelerinin ülkesine saldırması durumunda Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesinde Belarus’ta konuşlandırılan nükleer silahları kullanmaya hazır olduklarını bildirdi.

Lukaşenko, BelTA haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bize saldırdıkları anda nükleer silah kullanırız. Rusya da bizim için devreye girer,” dedi.

Belarus lideri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son konuşmasında, Belarus’un savunması için nükleer silah kullanabileceğini teyit ettiğini hatırlattı.

Lukaşenko’ya göre, Polonya ve Amerikan ordusu şu anda Belarus sınırında beklerken, Polonyalı yetkililer “sabırsızlıkla” saldırı anını kolluyor.

Lukaşenko aynı zamanda, Minsk’in nükleer silah kullanması halinde Rusya da dahil olmak üzere karşılık verileceği konusunda uyarıda bulundu.

Devlet Başkanı, “Bu durumda Rusya tüm nükleer cephaneliğini kullanacaktır. Ve bu, bir dünya savaşı demektir. Batı bunu istemiyor, buna hazır değiller. Ama biz onlara açıkça söylüyoruz: Kırmızı çizgimiz devlet sınırımızdır. Eğer bu sınırı geçerlerse, yanıtımız anında olacaktır,” diye ekledi.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Belarus, nükleer cephaneliğinden vazgeçti ve 1993 yılında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) nükleer silah sahibi olmayan bir devlet olarak katıldı. Kasım 1996 itibarıyla nükleer silahlar ülke topraklarından tamamen çıkarıldı.

Fakat geçen yılın mart ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkenin taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarında konuşlandırma planlarını açıkladı. Putin bu kararı, ABD’nin benzer silahları Avrupa ülkelerinde konuşlandırma politikasına bir yanıt olarak açıkladı. İlk nükleer yükler aynı yılın haziran ayı ortasında Belarus’a teslim edildi.

Belarus ordusu, 2024 yılının yaz başlarında stratejik olmayan nükleer silahların kullanımına ilişkin bir eğitim programından geçti.

Dün Putin, Rusya Güvenlik Konseyi’nin nükleer caydırıcılık konulu toplantısında, müttefik Belarus’a yönelik bir saldırı durumunda da Rusya’nın nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu belirtti.

Putin, “Tüm bu konular Belarus tarafı ve Belarus Devlet Başkanı ile kararlaştırıldı. Buna düşmanın konvansiyonel silahlar kullanarak egemenliğimize yönelik kritik bir tehdit oluşturması da dahildir,” ifadelerini kullandı.

Rusya nükleer doktrinini neden değiştiriyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’nın müttefikleri yardım parası bulmakta zorlanıyor

Yayınlanma

Rusya, 2025 bütçesinde savunma harcamalarını artırırken, Ukrayna’nın müttefikleri hâlâ aynı hazırlığı gösterebilmiş değil. Bu nedenle Rusya’nın 2025 yılı savaş bütçesi yüzde 20’den fazla artacak ve fabrikalar durmaksızın mermi, bomba ve füze üretmeye devam edecek.

Bloomberg’in konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya silah sevkiyatı tehdit altında.

Bazı ülkeler finansal sıkıntı yaşarken, bazıları ise Kiev’in giderek artan mali taleplerinden memnun değil.

Ukrayna’ya 2025’te sağlanacak desteğin en önemli kaynaklarından biri, Batılı ülkelerin Rusya Merkez Bankası’nın dondurulan rezervlerinden elde edilecek kâra karşılık vermeyi planladığı 50 milyar dolarlık fondan oluşacak.

Ancak kaynaklara göre, bu plan tam olarak uygulansa bile bu fon, Ukrayna’ya yalnızca bir yıl daha yardım etmek için yeterli olmayacak ve yeni kaynakların bulunması gerekecek. Rusya ekonomisinin 2026’ya kadar büyük bir zorluk yaşamayacağı tahmin ediliyor.

Kaynaklar, Kiev’in müttefiklerini verdikleri sözleri yerine getirmeye ikna etmekte zorlandığını belirtiyor.

Rusya’nın varlıkları teminat gösterilerek 50 milyar dolarlık fondan elde edilecek gelir, büyük oranda Ukrayna’ya silah tedarikinde kullanılacak. Fakat miktarın daha düşük olabileceği konuşuluyor. Bu konuda müzakereler hâlâ devam ediyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün hesaplamalarına göre, 50 milyar dolar, müttefiklerin 2023 başından 2024 ortasına kadar geçen bir buçuk yıllık sürede sağladığı askeri yardıma denk geliyor.

Ancak Ukrayna, daha fazla destek istiyor: Volodymyr Zelenskiy’in ‘zafer planı’ daha modern silahların transfer edilmesini ve bu silahların kullanımına yönelik kısıtlamaların kaldırılmasını içeriyor.

Ayrıca Kiev, Başbakan Denis Şmıgal’ın ağustos ayında belirttiği gibi, yaklaşık 35 milyar dolarlık (yani GSYİH’nin yüzde 19’u) bütçe açığını finanse etmeye çalışıyor.

Bu miktarın yarısından fazlasını IMF ve Avrupa Birliği (AB) sağlamaya hazır; ancak yaklaşık 15 milyar doların başka kaynaklardan bulunması gerekiyor. Yetkililere göre, bunun için bazı G7 ülkelerinin Ukrayna’ya borç vermek için fon toplaması gerekebilir.

Ukrayna Askeri İstihbarat Başkanı Kirill Budanov, geçen haftalarda yaptığı açıklamada, Rusya’nın 2026’nın başına kadar zafer kazanmayı hedeflediğini belirtti. Budanov’a göre, Kremlin 2025’i son derece kritik bir yıl olarak görüyor, zira o dönemde Rusya’nın ekonomik ve sosyo-politik durumu kötüleşmeye başlayacak ve orduya yeni asker bulmakta zorluklar yaşanacak.

Bloomberg’e göre, 2025 yılı gerçekten de kritik olacak. Değerlendirmelere göre, 2026 yılında Rusya ekonomisi ciddi sorunlarla karşılaşmaya başlayacak.

Zelenskiy, Washington’dan eli boş dönüyor: Uzun menzilli füze talebi karşılıksız kaldı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Zelenskiy, Washington’dan eli boş dönüyor: Uzun menzilli füze talebi karşılıksız kaldı

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ABD’den uzun menzilli füze talebine olumlu yanıt alamadan Washington ziyaretini tamamladı. ABD, yeni bir askeri yardım paketi açıklarken, Rusya’nın derinliklerine saldırı izni vermedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya’nın iç bölgelerini hedef alma yetkisi almadan Washington ziyaretini sonlandırıyor.

The Times gazetesinin haberine göre, Zelenskiy’in Batı yapımı uzun menzilli füzeleri kullanma talebi karşılık bulmadı.

Zelenskiy, ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile Beyaz Saray’da bir araya gelerek İngiliz Storm Shadow füzeleri ya da Amerikan ATACMS’lerinin tedariki üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını bizzat talep etti.

Ancak Washington’un tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığı bildirildi. Gazete ayrıca, görüşmeden 24 saatten kısa bir süre önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın nükleer doktrininde yakında bir değişiklik olacağını açıkladığını anımsattı.

Zelenskiy ile Oval Ofis’te görüşen Biden, “Sizi her adımda desteklemeye devam edeceğiz,” ifadesini kullandı.

Görüşme öncesinde Biden, yaklaşık 8 milyar dolarlık askeri yardım ve yeni mühimmat dahil olmak üzere ABD’nin Kiev’e desteğini artırma sözü verdi.

Yeni yardım paketi, ABD’nin Kiev’e yaklaşık 110 kilometre menzile sahip Joint Standoff Weapon (JSOW) hassas güdümlü füzelerinin ilk teslimatını da içeriyor.

Gazete, F-16 savaş uçaklarından fırlatılmak üzere tasarlanan bu füzelerin, Ukrayna’nın Rusya Silahlı Kuvvetlerini uzaktan vurmasını kolaylaştıracağını belirtti.

JSOW’lar Ukrayna’nın vuruş kabiliyetini artıracak olsa da ülkenin sınırdan uzaktaki Rus askeri üslerini yok etmesine izin vermeyecek.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Zelenskiy’in ‘Putin’i müzakere masasına oturtmak’ ve barış görüşmeleri öncesinde Ukrayna’nın konumunu güçlendirmek amacıyla uzun menzilli saldırılar düzenlemek için ‘yeşil ışık’ istediğini söyledi. Graham, “Eğer bu hafta bu temel tercihi yapmazsak, Ukrayna için sonucun korkunç olacağını düşünüyorum,” diye konuştu.

Ukrayna lideri ABD ziyaretinde, Kiev’in Rusya’ya toprak vermesini önerdiği için Trump’ın yardımcılarından JD Vance’i ‘çok radikal’ olarak nitelendirerek Cumhuriyetçileri kızdırmıştı. Ayrıca Trump’ın savaşı derhal sona erdirebileceği iddiasını da sorgulamıştı.

Zelenskiy’in Trump ile görüşmeden Kiev’e dönmesi bekleniyordu. Fakat Zelenskiy’in Beyaz Saray’daki görüşmelerinin ardından eski başkan beklenmedik bir şekilde 27 Eylül’de kendisiyle görüşeceğini açıkladı.

Ukrayna, Batılı ülkelerden iki farklı savaş uçağı daha istedi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English