Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD, Avustralya, Japonya ve Filipinler Pekin’in etkisine karşı daha fazla deniz tatbikatı planlıyor

Yayınlanma

ABD, Japonya, Avustralya ve Filipinler’in savunma bakanları, Çin’e karşı işbirliğini artırmaya çalışırken daha fazla deniz askeri tatbikatı yapacaklarını açıkladılar.

Yetkililer bir dizi ikili ve ortak görüşme için Hawaii’deki ABD Deniz Piyadeleri üssü Camp H. M. Smith’te bir araya geldi.

Toplantı, ABD’nin bölgede Pekin’in etkisine karşı müttefikleri arasındaki işbirliğini artırma çabalarının bir parçası.

Dörtlü görüşmeler, Shangri-La Diyaloğu olarak bilinen Asya güvenlik forumunun oturum aralarında ülkelerin savunma şefleri arasında yapılan ilk dörtlü toplantıdan bir yıldan kısa bir süre sonra gerçekleşti.

Dört ülkenin kuvvetlerinin nisan ayında ilk ortak devriyelerini gerçekleştirdikleri Tayvan Boğazı ve Güney Çin Denizi’nde tansiyon yükselirken, ülkeler denizcilik alanındaki işbirliğine odaklanarak savunma bağlarını güçlendiriyorlar. Bu hafta ABD ve Filipinler tartışmalı sularda “düşmana karşı” canlı ateş tatbikatı yaparken, dört Çin gemisi, karasularını ihlal ettiği gerekçesiyle bir Filipin gemisine tazyikli su sıktı.

Toplantıya ev sahipliği yapan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, ortak basın toplantısında dört ülkenin kuvvetlerinin birlikte çalışabilirliğini attırmak için “daha fazla deniz tatbikatı ve faaliyeti yürütmek istediklerini” söyledi.

Austin, Çin’in son eylemlerini “uluslararası hukuku hiçe sayan” “sorumsuz davranışlar” olarak eleştirdi ve Filipinler ile karşılıklı savunma anlaşmasını hatırlattı: “Sadece şunu söyleyebilirim ki, beni ve Başkanımızı birçok kez anlaşmaya bağlılığımızın sarsılmaz olduğunu söylerken duydunuz.”

Aynı şekilde Filipinler Ulusal Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jr. da varsayımsal senaryoların tartışılmasını “verimsiz” olarak nitelendirdi. Dörtlü toplantının “tek bir aktörünün tek taraflı deklarasyonu” karşısında ortak bir mesaj vermekle ilgili olduğunu söyledi.

Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles, muhataplarının “kurallara dayalı düzene” yönelik küresel meydan okumalar karşısında savunma tatbikatlarının “artan temposunu” tartıştıklarını söyledi.

Japonya Savunma Bakanı Minoru Kihara, Filipinler ile müzakere edilen karşılıklı erişim anlaşmasının (RAA) ikili ilişkileri güçlendireceğini ve dört ülke arasındaki denizcilik işbirliğinin ilerletilmesine yardımcı olacağını belirtti.

“Güney Çin Denizi’ndeki statükoyu güç kullanarak tek taraflı olarak değiştirmeye yönelik her türlü girişime ya da bölgedeki tansiyonu yükseltecek her türlü faaliyete şiddetle karşı çıkma konusunda birlik içindeyiz” dedi.

Kihara ile Austin arasındaki ikili görüşme, ABD Başkanı Joe Biden ile Japonya Başbakanı Fumio Kishida arasında nisan ayında Washington’da yapılan zirvenin ardından gerçekleşti. İki taraf ayrıca liderlerinin ve üst düzey savunma yetkililerinin katılacağı bir “2+2 toplantısı” yapma planlarını da dile getirdiler.

ABD, Japonya ve Avustralya savunma bakanları da 13. üçlü savunma bakanları toplantısını gerçekleştirerek savunma bilimi ve teknolojisinde işbirliğine ilişkin bir anlaşma imzaladı.

Çevreleme stratejisi

Pekin, Washington’ın bölgedeki müttefikleri aracılığıyla Çin’i çevreleme stratejisi yürüttüğünü ve Asya-Pasifik’te gerginliği yükselttiğini düşünüyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping geçen sene yaptığı bir konuşmada, Amerika’yı Çin’in “çevrelenmesinin, kuşatılmasının ve bastırılmasının arkasındaki güç” olarak tanımlamıştı.

Biden yönetimi ise bunu reddediyor.

Financial Times yazarı, Clinton yönetiminde ABD Hazine Bakanı Lawrence H. Summers’ın konuşma yazarlığını da yapmış olan Edward Luce daha önce bu çevreleme tartışmasını gündemine almıştı.

Luce, ABD’nin Çin’i çevreleme politikasının artık çok bariz olduğunu şöyle ifade etmişti: “George Kennan’ın 1947 tarihli Foreign Affairs makalesinde ortaya konan orijinal çevreleme fikri, şu anda ABD politikası olan ilan edilmemiş çevrelemeden daha mütevazıydı.”

“Kennan’ın tavsiyesi iki yönlüydü: Sovyet imparatorluğunun genişlemesini durdurmak; ve batı demokrasisini desteklemek” diyen Luce, yazısında ABD’nin bugün Çin’e karşı yaklaşımını ise “daha üst düzey bir çevreleme” olarak tanımlamıştı.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English