Rusya
Rusya’dan İsrail-İran savaşı yorumu: ‘Bölgesel çatışma kısmen faydalı, topyekun savaş felaket’

Rus basını, 13 Haziran’da başlayan İsrail-İran savaşını mercek altına aldı. Uzmanlar, İsrail’in nihai hedefinin İran’ın nükleer programını tamamen yok etmek olduğunu belirtirken, Rusya’nın arabuluculuk rolü ile Tahran’a olası stratejik desteği arasındaki hassas dengeyi tartışıyor. Analizlerde, savaşın İran için ‘varoluşsal’ riskler taşıdığı ve Rusya’nın jeopolitik çıkarlarını yakından etkilediği vurgulanıyor.
Rusya’nın önde gelen yayın organları, 13 Haziran’da İsrail ile İran arasında patlak veren savaşı, uzman görüşleri ve analizlerle yakından takip ediyor. Rus medyasında öne çıkan değerlendirmeler, çatışmanın nedenleri, olası sonuçları ve Rusya’nın pozisyonu üzerinde yoğunlaşıyor.
Uzmanlar, İsrail’in İran’ın nükleer programını yok etme kararlılığına dikkat çekerken, Moskova’nın arabuluculuk çabaları ile Tahran’la olan stratejik ortaklığının getirdiği zorlukları ele alıyor.
İzvestiya: İsrail hedefinden vazgeçmiyor, diplomasi masada değil
İzvestiya gazetesine göre İsrail, İran’a yönelik askeri operasyon için bir zaman sınırı belirlemiş değil ve çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesini şu an için mümkün görmüyor.
Gazeteye konuşan İsrail’in Moskova Büyükelçisi Simona Halperin, operasyonun amacının İran’ın nükleer silah üretme niyetini, arzusunu ve kabiliyetini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.
İsrail ordusu sözcüsü Anna Ukolova ise “İran liderleri her zaman İsrail’i yok etme arzularından bahsettiler ama biz buna izin veremeyiz. İsrail’e güvenliği geri getirmek için ne kadar gerekiyorsa o kadar hareket edeceğiz,” ifadelerini kullandı.
Gazeteye görüş bildiren uzmanlar, müzakere ihtimalini zayıf görüyor. Doğu bilimci Farhad İbragimov, Tahran’ın Washington’un desteği olmadan İsrail’in bu kadar saldırgan davranmayacağına inandığını ve bu nedenle müzakerelerin söz konusu olamayacağını belirtti.
MGIMO Doğu Bilimleri Bölümü’nden Doçent Nikolay Surkov ise krizden çıkış yollarından birinin, İran’ın baskı altında yeni bir nükleer anlaşma imzalaması olabileceğini, ancak bunun “fiili bir teslimiyet belgesi” anlamına geleceğini savundu.
Svobodnaya Pressa: Stratejik ortaklık anlaşması Rusya’ya ne yüklüyor?
Svobodnaya Pressa gazetesi, savaşın ortasında onaylanan Rusya-İran Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın Moskova’ya getireceği yükümlülüklere odaklandı.
Finans Üniversitesi’nden Doçent Vladimir Blinov, anlaşmanın tarafları müttefikinin saldırıya uğraması durumunda savaşa girmeye zorunlu kılmadığını hatırlattı.
Blinov, “İran, Rusya’dan yardım bekliyor. Rusya, İran için son derece önemli olan S-300 gibi savunma sistemleri ve füzeler tedarik edebilir. Ancak Trump’ın Putin’i, Ukrayna’ya sevkiyatların durdurulması vaadiyle İran’a silah vermekten caydırmaya çalışması muhtemel,” değerlendirmesinde bulundu.
Siyasi ve Ekonomik İletişim Ajansı’ndan Mihail Neyjmakov ise anlaşmanın büyük ölçüde “çerçeve” niteliğinde olduğunu ve tarafları katı yükümlülükler altına sokmadığını belirtti.
Neyjmakov’a göre Rusya’nın İran’a yardımı büyük olasılıkla insani konular ve arabuluculuk rolüyle sınırlı kalacak.
Uzman, “Rusya’nın Kiev ile çatışma koşullarında kendi hava savunma sistemlerine ihtiyacı var. Ayrıca, İsrail istihbarat ağlarının İran topraklarına sızdığı düşünüldüğünde, Tahran’a aktarılan bilgilerin hızla İsrail’in eline geçme riski bulunuyor,” dedi.
Vedomosti: ABD’nin rolü ve plansızlığı
Vedomosti gazetesi, ABD’nin çatışmadaki pozisyonunu ve Başkan Donald Trump’ın açıklamalarını öne çıkardı. Trump, bir anlaşmaya varılacağını düşündüğünü ancak “bazen mücadeleden geçmek gerektiğini” belirtti.
ISKRAN’dan kıdemli araştırmacı Nikolay Bobkin, ABD’nin saldırılara dolaylı olarak karıştığını ve her an İsrail’in yanında çatışmaya çekilebileceğini söyledi. Bobkin, “Sorun, Netanyahu’nun onların tavsiyelerini ne kadar dinlemeye hazır olduğu,” diye ekledi.
VŞE’den Doçent Dmitriy Novikov ise Beyaz Saray’ın Orta Doğu’da net bir eylem planı olmadığını ve bu nedenle Netanyahu’nun proaktif rol oynamaya devam edeceğini savundu. Novikov, “ABD, İran’a güvenlik garantisi veremez ve vermeyecektir; bu, bir nükleer anlaşma için tek seçenek olurdu. İsrail’in saldırgan eylemleri, İranlılara nükleer bomba yapmaktan başka seçenek bırakmadı,” dedi.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nden İvan Boçarov ise güç dengesinin henüz çok büyük ölçüde değişmediğini, çünkü İran’ın yaptırımların yanı sıra Gazze, Lübnan ve Yemen’deki müttefiklerinin zayıflamasıyla zaten güç kaybettiğini belirtti.
Vzglyad: Rusya için ‘kısmen faydalı’ ama tehlikeli bir savaş
Vzglyad gazetesinde bir analiz kaleme alan Finans Üniversitesi’nden Gevorg Mirzayan, İsrail’in, İran’ın “yıpratma savaşı” stratejisini tersine çevirdiğini savundu.
Mirzayan’a göre İsrail, önce Hamas’ı, ardından Hizbullah’ı zayıflatarak ve Suriye’de Esad rejiminin düşüşüne zemin hazırlayarak İran’ı bölgede yalnızlaştırdı.
Mirzayan, İsrail’in şimdi Tahran’a “ya nükleer tesislerinin yok edilmesine izin vererek aşağılanmayı kabul et ya da direnerek hem aşağılanmayı hem de bir darbeyi göze al” şeklinde bir ültimatom verdiğini belirtti.
Mirzayan, bu durumun Rusya için karmaşık sonuçları olduğunu vurguladı.
Analizde, “Rusya için Orta Doğu’da yerel bir savaş, ABD’nin dikkatini ve kaynaklarını Ukrayna’dan başka yöne çektiği için kısmen faydalıdır. Ancak İran’ın yok edilmesi veya parçalanmasıyla sonuçlanacak topyekun bir savaş, Rusya için kesinlikle kabul edilemez. Tahran yenilgiye uğrarsa ‘Kuzey-Güney’ ulaşım koridorlarının üzerine bir çarpı atılabilir ve istikrarsızlık hızla Güney Kafkasya’ya, oradan da Kuzey’e sıçrar,” ifadeleri kullanıldı.
Bu nedenle Rusya’nın durumu istikrara kavuşturmak için tüm diplomatik kanalları kullandığı kaydedildi.
Rusya
Rusya, Ukrayna’ya yardım eden Avrupa uydularını ‘meşru hedef’ ilan etti

Rusya, Ukrayna ordusuna yardım ettiğinden şüphelendiği Avrupa uydularını ‘meşru hedef’ olarak gördüğünü ve sinyallerini karartacağını resmen bildirdi. Moskova, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne (ITU) sunduğu belgelerde, bu konuda yapılacak şikayetleri dikkate almayacağını belirtti.
Rusya, Ukrayna’daki askeri faaliyetlere destek sağladığından şüphelendiği Avrupa uydularını “meşru hedef” olarak gördüğünü ve bu uyduların sinyallerini karartma hakkını saklı tuttuğunu açıkladı.
Moskova, bu konuda Avrupa ülkelerinden gelecek şikayetlere yanıt vermeyeceğini belirterek, sinyal bozma faaliyetleriyle ilgili tartışmaları fiilen reddettiğini ortaya koydu.
Space Intel Report adlı uzman yayın organının haberine göre, bu tutum, Rusya Federasyonu Dijital Kalkınma, İletişim ve Kitle İletişim Bakanlığı tarafından Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) Telsiz Düzenlemeleri Kurulu’nun üç aylık toplantısına sunulan belgelerde yer aldı.
Belgelerde, Rusya’nın askeri amaçlı olmayan uygulamalara müdahaleden kaçınmaya çalışacağı ancak Ukrayna silahlı kuvvetlerine yardım amacıyla kullanılan uydularla mücadele etme niyetinde olduğu vurgulandı.
Rusya’nın uydu sinyallerini bozma faaliyetleri yeni bir gelişme değil. Bir yıl önce ITU, aralarında Fransa, Hollanda, İsveç ve Lüksemburg’un bulunduğu dört AB ülkesi ile Ukrayna’nın şikayeti üzerine Moskova’dan Avrupa uydu sistemlerine yönelik müdahaleyi durdurmasını talep etmişti.
Şikayette, Rusya’nın uçaklardaki GPS sinyallerini bozarak hava trafik kontrolünü tehlikeye attığı ve çocuk televizyon kanallarının yayınlarını keserek Ukrayna’daki savaşa ait sert görüntüler yayımladığı belirtilmişti.
Bu yılın temmuz ayı başında ise Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), Rusya’ya GPS sinyallerine yönelik paraziti durdurma çağrısı yaptı.
ICAO, bu eylemlerin özellikle Baltık Denizi bölgesindeki Letonya, Polonya, Litvanya, Estonya, Finlandiya ve İsveç gibi ülkelerde sivil havacılık uçuşları için “ciddi bir tehdit oluşturduğunu” savundu.
Uyarı ilk olarak 2022’de dile getirilmişti
ABD ve müttefiklerine ait uyduların meşru hedef sayılabileceği tehdidi, ilk olarak Ekim 2022’de Rusya Dışişleri Bakanlığı Silahların Yayılmasının Önlenmesi ve Kontrolü Dairesi Başkan Yardımcısı Konstantin Vorontsov tarafından dile getirilmişti.
Vorontsov, Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada, “Ukrayna’daki olaylar sırasında ortaya çıkan son derece tehlikeli bir eğilime dikkat çekmek istiyorum. Bu, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin silahlı çatışmalarda ticari olanlar da dahil olmak üzere uzaydaki sivil altyapı unsurlarını kullanmasıyla ilgilidir,” ifadelerini kullanmıştı.
Vorontsov, “Sözde sivil altyapı, bir misilleme saldırısı için meşru bir hedef olabilir,” diyerek Moskova’nın pozisyonunu net bir şekilde ortaya koymuştu.
Rusya
Rusya Merkez Bankası: Her üç ithalatçı şirketten biri ödeme sorunu yaşıyor

Rusya Merkez Bankası’nın raporuna göre, 2025’in ikinci çeyreğinde ithalata bağımlı her üç Rus şirketinden biri ödemelerde sorun yaşamaya devam etti, ancak bu oran yıl başına göre azaldı. Rublenin güçlenmesiyle ithalat hacmi toparlansa da yaptırımlar ve zayıflayan iç talep, ithalatın artışını engelliyor. Ticari rotaların ‘dost ülkelere’ doğru kaydığı gözlemleniyor.
Rusya Merkez Bankası’nın yayımladığı rapora göre, 2025 yılının ikinci çeyreğinde ithalata bağımlı Rus şirketlerinin yaklaşık üçte biri ödemelerde sorun yaşamaya devam etti.
Reuters haber ajansının aktardığı rapora göre, bu oran yılın başına kıyasla bir düşüşe işaret etse de sorunlar varlığını sürdürüyor.
Ajansa konuşan kaynaklar, Rus ihracatçı ve ithalatçılarının yaptırım kısıtlamalarını aşmak amacıyla bağlı şirketler ve diğer aracılar üzerinden dış ticaret anlaşmaları yürüttüğünü belirtmişti.
Özellikle Çin ile ticarette ihracat ve ithalat ödemeleri için takas sistemlerinin ortaya çıkması, Rus işletmelerinin maliyetlerini önemli ölçüde düşürerek fon akışını hızlandırdı.
İthalat hacmi toparlanıyor ancak baskı sürüyor
Merkez Bankası, 2025’in ocak-mayıs döneminde rublenin güçlenmesine paralel olarak ithalat hacminde bir toparlanma yaşandığını, ancak bu artışın yaptırımlar ve zayıflayan iç talep nedeniyle baskılandığını kaydetti.
Raporda, “Rublenin güçlenmesi ve ithalat sevkiyatlarının yeniden yönlendirilmesi, ithalatın erişilebilirliğini artırıyor. Ankete katılanların çoğu, hammadde, yedek parça ve mamul ürün stoklarını yeterli olarak değerlendiriyor ve depolardaki hacimlerini değiştirmeyi planlamıyor. Bununla birlikte, devam eden ithal ikamesi çerçevesinde bir dizi şirket, belirli mal kategorilerindeki alımlarını azaltıyor,” ifadelerine yer verildi.
Gıda ithalatı artarken makine ithalatı geriledi
Merkez Bankası verilerine göre, gıda ve tarım ürünleri ithalatı yıllık bazda yüzde 13,9’luk kayda değer bir artış gösterdi. Bu artışın ana nedeni olarak, bazı ürünlerdeki küresel fiyat artışları gösterildi.
Tedarikçi ülkelerdeki rekolte düşüşü nedeniyle kahve fiyatları artarken, küresel talebin yükselmesiyle bitkisel yağlar pahalandı.
Ayrıca, 2024’teki zayıf yerli rekolte ve Mart 2025’ten itibaren patatesin gümrüksüz ithalatına kota getirilmesi, bu üründeki alımları artırdı.
Samara oblastındaki büyük bir meyve suyu üreticisi, başta kamu ihaleleri olmak üzere ürünlerine yönelik artan talep karşısında stokları yeterli seviyede tutma ihtiyacı nedeniyle hammadde ithalatını artırdığını bildirdi.
Habarovsk Krayı’ndaki bir konserve üreticisi ise üretimin genişlemesi ve ürünlerinin ihracatını artırma planları doğrultusunda ithalat hacmini 1,6 katına çıkardı.
Bu gelişmeler sonucunda, yılın ilk beş ayında gıda ürünleri ve tarımsal hammaddelerin toplam ithalattaki payı yüzde 15’i aştı.
Buna karşılık, makine, teçhizat ve ulaşım araçları sevkiyatı yüzde 2,8 oranında azaldı. Ancak bu kategori, toplam ithalatın neredeyse yüzde 50’sini oluşturmaya devam ediyor.
Bu dinamik, büyük ölçüde binek otomobil ithalatındaki kayda değer düşüşten kaynaklandı. Zayıflayan iç talep nedeniyle elektronik ve bazı yatırım mallarının ithalatı da azaldı.
Ticaret rotası Asya ve Afrika’ya yöneliyor
Ülke bazında yapılan incelemede, Asya’dan (yüzde 2,6), Amerika’dan (yüzde 7,7) ve Afrika’dan (yüzde 36,8) yapılan mal sevkiyatlarının arttığı görüldü. Avrupa’dan (yüzde -2,8) ve Okyanusya’dan (yüzde -17,5) yapılan sevkiyatlar ise düştü.
Merkez Bankası, bu durumu “Bu, Rus ithalatçılarının dost ülkelere doğru devam eden yeniden yönelimini gösteriyor. Aynı zamanda, hasım ülkelerden tedariki sürdüren bazı işletmeler, lojistikte zorluklar, teslimat sürelerinde ve maliyetlerde artışlar bildirdi,” şeklinde yorumladı.
Orta Asya ülkelerindeki bankalar, Rusya’dan gelen ödemeleri kabul etmiyor
Talep düşüşü stokları şişirdi
Rapora göre, talebin zayıflaması ve rublenin güçlenmesi, ticari şirketlerin stoklarının artmasına yol açtı. Ülke genelindeki otomobil bayileri, özellikle Asya markalı araçlarda depolarda aşırı stok biriktiğini belirtti.
Bu durum, mevcut ithalat hacminin ve satın alma planlarının düşmesine neden oldu. Örneğin, Kuzeybatı bölgesindeki bir otomobil bayisi, stok fazlası nedeniyle araçları indirimli satıyor.
Voronej oblastındaki bir tarım makineleri ticaret şirketi ise gelecekteki maliyetleri düşürmek için depolarını yüzde 100 doldurdu.
İşletmelerin tahminlerine göre, 2025-2026 yıllarında ithalat hacimleri 2024 yılına kıyasla önemli ölçüde değişmeyecek.
Merkez Bankası, “Büyüme, iç talebin kademeli olarak zayıflaması, dış ticaret kısıtlamaları ve bunlarla ilişkili lojistik ve ödeme sorunları tarafından baskılanmaya devam edecek. Ancak, ticari bağların Avrupa’dan Asya’ya daha fazla yönlendirilmesi destekleyici bir rol oynayacak,” öngörüsünde bulundu.
Türk bankaları Rusya’dan Avrupa’ya yapılan ödemeleri engellemeye başladı
Rusya
UCM’ye Nabiullina ve Siluanov için yakalama kararı başvurusu yapıldı

Bir sivil toplum kuruluşu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurdu ve Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ve Maliye Bakanı Anton Siluanov’un, Rusya’nın mali sistemini Donbass’ta kontrol kurmak için kullandıkları gerekçesiyle haklarında yakalama kararı çıkarılması talep edildi.
Financial Times‘ın haberine göre, Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM), Vladimir Putin’in ekonomi ekibinin kilit isimleri olan Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ve Maliye Bakanı Anton Siluanov hakkında yakalama kararı çıkarılması için bir başvuru yapıldı.
Daha önce Putin, Çocuk Hakları Komiseri Mariya Lvova-Belova ve dört üst düzey Rus general hakkında yakalama kararı çıkaran UCM’ye yapılan başvurunun arkasında LexCollective adlı sivil toplum kuruluşu bulunuyor.
Başvurunun hazırlanmasına B4Ukraine ve Ukrayna Hukuki Danışma Grubu gibi sivil toplum örgütlerinin de katıldığı belirtildi.
Başvuru sahipleri, UCM’yi Rusya’yı soruşturmayı, “ele geçirilen topraklar üzerinde kontrol kurmak amacıyla” kullanıldığı iddia edilen mali sistemi de kapsayacak şekilde genişletmeye çağırıyor.
‘Temel hizmetler için Rusya’ya bağlılık yemini gerekiyor’
Başvuruda, Rusya’nın savunma sanayii bankası PSB ile MRB Bank ve CMRBank adlı üç bankanın ismi geçiyor.
Yeni yönetimlerin Ukrayna grivnasının dolaşımını yasaklamasının ardından Donbass ve diğer bölgelerde yaşayanların bu bankalarda hesap açmaya ve paralarını rubleye çevirmeye zorlandığı iddia ediliyor.
Bu kapsamda, 14 yıldır Rusya Maliye Bakanlığı’nı yöneten Siluanov ve 2013’ten beri Merkez Bankası’nın başında olan Nabiullina’nın, “savaşı finanse etme” nedeniyle haklarında işlem yapılması talep ediliyor.
Nürnberg’den bu yana bir ilk olabilir
Öte yandan Oxford Üniversitesi’nden uluslararası hukuk uzmanı Frederica d’Alessandra, UCM’nin başvuruyu işleme koyması halinde bunun, Nürnberg Mahkemeleri’nden bu yana ekonomiyle sorumlu yetkililerin uluslararası bir mahkemede yargılandığı ilk dava olacağını belirtiyor.
Nürnberg’de, Adolf Hitler hükümetinin Ekonomi Bakanı ve Reichsbank Başkanı olan Hjalmar Schacht yargılanmış, ancak bütünüyle aklanmıştı.
D’Alessandra, “Eğer UCM davayı ilerletme kararı alırsa, nadiren kullanılan yeni bir hukuk alanının gelişimine şüphesiz büyük bir katkı sağlayacaktır. Ancak çok az emsal olduğu için kararlarını mevcut içtihatlara dayandırmada ciddi engellerle de karşılaşacaktır,” diye konuştu.
LexCollective’in yönetici eş direktörü Kristine Rosella, Nabiullina ve Siluanov aleyhine açılacak muhtemel davaların, Rusya’nın mali sistemiyle herhangi bir doğrudan bağ kurmaktan kaçınma eğilimini güçlendireceğini savundu.
-
Ortadoğu1 hafta önce
Trump’ın Ankara ve Şam’daki jokeri: Thomas Barrack kimdir?
-
Görüş2 hafta önce
Kazananı Olmayan Kontrol Edilebilir Bir Çatışma
-
Görüş2 hafta önce
Küresel savaş ekonomisinin aleni beyanı: Lahey’deki NATO Zirvesi Sonuç Bildirgesi
-
Dünya Basını2 hafta önce
Vergi Cennetleri: Birleşik Krallık’ın Küresel Mali İmparatorluğu
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore, tarihindeki en büyük savunma anlaşması için görüşmeleri tamamladı
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore Devlet Başkanı Lee, Çin ve Rusya ile ilişkilerini ‘hızla’ iyileştireceğini söyledi
-
Asya1 hafta önce
Paşinyan, Ermeni Kilisesi’ni ‘özgürleştireceğini’ ilan etti
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çalışanları kovan şirketler yapay zekanın hatalarını düzeltmek için servet ödüyor