Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD, Çin’deki bazı yatırımları yasaklayacak

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, ABD’li özel sermaye ve girişim sermayesi şirketlerinin Çin’deki belirli yatırımlarını açıklamalarını da zorunlu kılacak bir kararname imzalamayı planlıyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre, kararnamenin üç teknoloji sektöründeki doğrudan yatırımları kapsaması bekleniyor: yarı iletkenler, kuantum bilişim ve yapay zeka. Bu teknolojilerin bazı türlerine yatırım yapılmasını yasaklarken, Çin’de iş yapan Amerikalıların üç yüksek teknoloji sektöründeki yatırımlar hakkında ABD hükümetini daha geniş bir şekilde bilgilendirmesini gerektirecek.

Kararname hakkında bilgi sahibi olan kişilere göre, bu kuralları ihlal eden yatırımcılar para cezasına çarptırılabilir ve hisselerini elden çıkarmaya zorlanabilir. Yeni kuralları uygulamaya koymadan önce Biden yönetiminin bu kurallarla ilgili geri bildirimleri kabul edeceği söyleniyor.

Söz konusu kişilere göre bu kuralların gelecekteki işlemler için geçerli olması ve Çin hisse senetleri ve tahvillerine yapılan portföy yatırımlarını kapsamaması bekleniyor.

Yapay zekayı ayrıştırma sorunu

ABD’nin Çin’deki yatırımları, jeopolitik rekabetin yoğunlaşmasıyla birlikte son yıllarda yavaşladı. Rhodium Group’a göre, ABD’nin Çin’e yaptığı doğrudan yatırım geçen yıl 8,2 milyar dolarla son 20 yılın en düşük seviyesine inerken, ABD’nin girişim sermayesi yatırımı da geçen yıl 1,3 milyar dolarla son 10 yılın en düşük seviyesine indi.

Bu yatırımların ne kadarının hedeflenen sektörlere gittiği belli değil. Georgetown Üniversitesi araştırmacıları tarafından hazırlanan bir rapor, ABD’li yatırımcıların 2015-2021 yılları arasında Çinli yapay zeka şirketlerinde 401 işlem gerçekleştirdiğini ve bu süre zarfında yalnızca Amerikalı yatırımcılardan gelen yatırımların 7,45 milyar dolar olduğunu ortaya koydu.

Görüşmelere aşina olan kişilere göre, Biden yönetimi yetkilileri, başkanlık emrini hazırlarken, öncelikle ulusal güvenlik riski oluşturan yapay zeka biçimlerini, günlük ticari amaçlar için yaygın olarak kullanılan diğerlerinden nasıl ayırt edecekleri konusunda kararsızlığa düştüler. 

Özel sermaye şirketleri Çin’den çıkıyor

Yeni sermaye kontrolleri, yayınlanmalarından önce bile ABD’li yatırımcıların davranışlarını yeniden şekillendirmeye başladı. Girişim sermayesi fonu Sequoia Capital, Washington’daki ısrarlı incelemelerin ardından bu yılın başlarında Çin’deki işlerini ana şirketten ayırdı. Diğer firmalar da yeni kuralları beklerken Çin’deki işlemlerini yavaşlattı ya da durdurdu. Washington’daki lobiler, Biden yönetiminin bir yıldan fazla bir süredir üzerinde çalıştığı kuralların kapsamını daraltmaya çalışıyor.

Müzakerelere aşina olan kişilere göre, Biden yönetimi içinde, Hazine ve Ticaret departmanlarından yetkililer başarılı bir şekilde başkanlık emrinin kapsamını sınırlamaya çalıştılar. Tarihsel olarak Çin’e yapılan ABD yatırımlarını kısıtlamak yerine daha fazla yatırım yapılmasını savunan Hazine yetkilileri, uygulanması zor olabilecek bir dizi kural yaratmaktan endişe ediyordu. Ayrıca Hazine yetkilileri, ABD’den giden birçok yatırım akışını korumak istediler ve kuralların özellikle ulusal güvenlik açısından hassas teknolojilere yönelik olması için baskı yaptılar.

ABD ayrıca Avrupa ve Asya’daki müttefiklerini de Çin’e yatırımı kısıtlamak için benzer adımlar atmaya zorluyor ve firmaların parayı örneğin Londra ya da Tokyo üzerinden yönlendirmesini engellemeyi umuyor.

Amerika’nın lobi faaliyetlerinin ardından ilkbaharda G7, sermaye kontrollerinin ‘ihracat ve gelen yatırımlar üzerindeki mevcut hedefli kontrol araçlarını tamamlamak için önemli olabileceği’ konusunda anlaşmıştı. Avrupa Komisyonu da AB’nin yurt dışındaki yatırımlara kısıtlamalar getirmesini önermişti.

Çin’in getirisi azaldı

Öte yandan WSJ, geçen hafta özel sermaye şirketlerinin Çin’i ‘sırtlarındaki yük’ olarak görmeye başladıklarını yazmıştı.

Veri sağlayıcısı Preqin’in verilerine göre, sermayesinin en az yarısı Çin’e yatırılmış olan dolar bazlı özel sermaye fonları, 2023’ün ilk yarısında geçen yıla göre yaklaşık %89 düşüşle sadece 1,4 milyar dolar topladı. Küresel özel sermaye fonları aynı dönemde %15 civarında düşüş gösterdi.

ABD’nin yükselttiği faiz oranlarının, tüm dünyadaki ‘kolay para’ dönemini kapatmasına ek olarak, ağırlıklı olarak Çin’e yatırım yapan özel sermaye şirketleri, ülkenin tökezleyen ekonomik toparlanması, borsa değerlemelerindeki düşüş ve uluslararası yatırımcıların Çin varlıklarına para ayırma konusunda artan isteksizliği gibi bir dizi başka engelle de karşı karşıya.

Özel sermaye şirketleri şu modele göre işliyor: Şirket, kurumlardan para toplar ve birkaç yıl içinde çok daha değerli hale geleceğine inandıkları şirketlerden hisse satın alır. Bu şirketler halka açıldığında veya satın alındığında ya da hisselerini başka alıcılara satarak kârını toplar. Çin’deki son teknoloji patlaması sırasında bu neredeyse kesinlikle kazandıran bir stratejiydi ama artık böyle bir şey söz konusu değil. 

Çinli internet şirketleri, özel sermaye fonları için kazançlı bir bahis olmuş ve ülkede elde ettikleri kazançların büyük bir bölümünü oluşturmuştu. Fakat 2020’nin sonlarında başlayan hükümet öncülüğündeki sektör baskısının ardından, birçok şirketin değerlemeleri önemli ölçüde düştü.

Veri-analitik firması Burgiss’in tahminlerine göre, 2022 yılında risk sermayesi fonları da dahil olmak üzere Çin özel sermaye fonlarının yıllık ortalama getirisi eksi %5,6 oldu. Bu oran, geçen yıl küresel ortalamadan daha iyi olmasına rağmen, 2008’deki küresel mali krizden bu yana en düşük seviyeydi.

AMERİKA

Amazon, Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyar dolar bağış yapacak

Yayınlanma

Büyük teknoloji şirketleri ABD’nin yeni başkanı ile ilişki kurmaya çalışırken, Amazon perşembe günü Donald Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyon dolar nakit bağışta bulunacağını doğruladı.

Amazon’un bu hamlesi, Facebook ve Instagram’ın ana şirketi Meta’nın da benzer şekilde fona 1 milyon dolar bağışta bulunmasının ardından geldi. Amazon ayrıca Trump’ın yemin törenini Prime Video hizmetinde yayınlayacak.

Trump uzun zamandır Büyük Teknoloji şirketlerini, muhafazakâr medyaya yönelik sansür de dahil olmak üzere bir dizi suistimalle suçluyor. Kasım ayındaki seçim zaferinin ardından, Büyük Teknoloji yöneticileri onu tebrik etmek için sıraya girmişti.

Amazon’un bağışını ilk haber yapan Wall Street Journal’a göre şirketin icra kurulu başkanı ve kurucusu Jeff Bezos da önümüzdeki hafta Trump’ın Mar-a-Lago tatil köyünü ziyaret etmeyi planlıyor.

Google ve Apple üst düzey yöneticileri Sundar Pichai ve Tim Cook da seçimlerin ardından Trump’ı tebrik etmekte gecikmemişlerdi.

The Information’ın haberine göre Pichai’nin perşembe günü Mar-a-Lago’da Trump’la bir araya gelmesi bekleniyordu ve Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg de seçimi kazanmasının ardından Trump ile birlikte yemek yedi.

Apple’ın, Trump’ın vaat ettiği kapsamlı gümrük vergisi planlarına maruz kalma potansiyeline sahip olduğu ve bunun da kritik Çin tedarik zincirlerini alt üst etme riski taşıdığı belirtiliyor.

Trump’ın ilk döneminde Cook, şirketin ürünleri için muafiyetler sağlamayı başarmıştı.

Yeni başkan ilk döneminde Amazon ile çatışmış, online perakende devini şirketleri iflas ettirmekle suçlamış ve vergi politikasını eleştirmişti. Ayrıca 2018’de ABD Posta Servisinin paket teslimatları için uyguladığı fiyatlandırmanın gözden geçirilmesini emretmiş ve kurumu Amazon’un “kuryesi” gibi davranmakla suçlamıştı.

Biden yönetimi altında Amazon, Lina Khan yönetimindeki ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) ve birkaç eyaletin geçen yıl şirkete karşı tekel davası açmasıyla daha fazla baskıyla karşı karşıya kaldı.

FTC ayrıca Amazon da dahil olmak üzere büyük bulut hizmeti sağlayıcılarını, üretken yapay zeka alanındaki ortaklıkları konusunda soruşturuyor.

Yaz aylarında Trump’a yönelik ilk suikast girişiminin ardından Bezos X’te bir mesaj yayınlayarak Trump’ı “gerçek ateş altında gösterdiği muazzam zarafet ve cesaret” dolayısıyla tebrik etmişti.

Washington Post’un da sahibi olan Bezos, ekim ayında gazetenin Trump’ın Demokrat rakibi Kamala Harris’i desteklemesini de engellemişti.

Trump ile Bezos arasında zımni bir anlaşmanın olduğu, bu anlaşmanın da Elon Musk’ın SpaceX’i ile rekabet eden roket şirketi Blue Origin ile ilgili olduğu ileri sürülmüştü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Ukrayna için 117 silah üretim hattına yatırım yapıyor

Yayınlanma

ABD, Ukrayna’ya verdiği destek kapsamında 117 silah üretim hattına yatırım yaparken Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, 2023’te küresel silah satışları 632 milyar dolara ulaştı; ABD ve NATO şirketleri bu satışların büyük bölümünü oluşturdu.

Bloomberg’in haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Yönetim ve Kaynaklardan Sorumlu Müsteşarı Richard Verma, Ukrayna’ya verilen desteğin ABD’ye ekonomik olarak da katkı sağladığını belirtti.

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde gerçekleştirdiği mülakatta Verma, “31’den fazla ABD eyaletinde 117’den fazla üretim hattına yatırım yapıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Bu yatırımlar arasında obüsler, Bradley piyade savaş araçları, mühimmat ve diğer silahların üretimi yer alıyor.

Rusya’dan tepki: Silah sevkiyatları meşru hedef

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’ya silah taşıyan herhangi bir sevkiyatın Rusya için meşru bir hedef olduğunu ifade etti.

Lavrov, ABD ve NATO’nun yalnızca silah sağlayarak değil, aynı zamanda İngiltere, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerdeki personeli eğiterek de çatışmaya doğrudan müdahil olduğunu savundu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı da ABD’nin dondurulmuş Rus varlıklarından elde ettiği gelirle Ukrayna’ya kredi sağlamasını sert bir dille eleştirdi.

Bakanlık, “Bu sıradan bir hırsızlıktır,” diyerek durumu kınadı. Açıklamada, ABD’nin Kiev rejimine 20 milyar dolarlık yeni bir kredi sağlamak üzere harekete geçtiği belirtildi. Bu miktarın, G7 ülkelerinin Rusya’dan aldığı dondurulmuş devlet varlıklarından elde edilen gelir olduğu öne sürüldü.

Silah şirketlerinin gelirleri artıyor

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporuna göre, 2023 yılında 41 ABD silah şirketi, başta Ukrayna olmak üzere çatışma bölgelerine yapılan satışlardan 317 milyar dolar gelir elde etti.

Bu şirketler, dünyadaki toplam silah satışlarının yüzde 78’ini gerçekleştirdi.

Raporda, 2023 yılı toplam küresel silah satışlarının 632 milyar dolara ulaştığı, bunun 494 milyar dolarlık kısmının ABD ve NATO şirketlerine ait olduğu belirtildi.

Beyaz Saray’dan Ukrayna’ya ‘askeri yardım yağdırma’ sözü

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk evsizlik için ‘yalan’ ve ‘propaganda’ dedi

Yayınlanma

Dünyanın en zengin insanı Elon Musk Amerikan hükümetinin, evsizliği sona erdirmek için çalışan kuruluşları zenginleştirmek amacıyla daha fazla insanı evsiz bırakmaya yönelik “küresel bir komplonun” arkasında.

Musk, “‘Evsizleri kurtaran’ STK’lara genellikle sokaklarda kaç evsiz olduğuna göre ödeme yapılıyor, bu da evsizlerin sayısını en üst düzeye çıkarmaları ve sorunu asla çözmemeleri için güçlü bir mali teşvik yaratıyor!” diye yazdı.

Musk X’te yaptığı başka bir paylaşımda, “Çoğu durumda, ‘evsiz’ kelimesi bir yalandır. Genellikle ağır akıl hastalığı olan şiddet eğilimli uyuşturucu bağımlıları için kullanılan bir propaganda sözcüğüdür,” dedi.

Musk eylül ayında da, “Ne kadar çok evsiz varsa, bu kuruluşlar o kadar çok para alıyor, bu yüzden teşvikleri evsizliği azaltmak değil, artırmak!” demişti.

Trump da “tedavi, akıl hastanesi veya gözaltı” öneriyor

SpaceX ve Tesla CEO’su ekim ayında ise Tucker Carlson’a verdiği demeçte, “Evsiz kelimesi yanlış bir isimlendirme. Birinin ev kredisini biraz geciktirdiğini ve eğer ona bir iş verirseniz, kendi ayakları üzerinde durabileceğini ima ediyor,” demişti.

Musk’a göre “Aslında sahip olduğunuz şey, sokaklarda ölü gözleri, iğneleri ve insan dışkıları olan şiddet yanlısı, uyuşturucu zombileri.”

Musk, evsizlikle mücadele için ne kadar çok para harcanırsa “durumun o kadar kötüye gittiğini” söylemişti.

Bu arada Trump, evsiz kalan insanların tedaviye ya da akıl hastanelerine zorlanmaları ya da “gözaltına alınmaları” gerektiğini söylüyor.

Kampanyasında “tehlikeli derecede dengesiz” olanların “kâbusuna son verme” sözü veren Trump, “ucuz araziler açmayı, doktorlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları ve uyuşturucu rehabilitasyon uzmanları getirmeyi ve evsizlerin yerleştirilebileceği ve sorunlarının tespit edilebileceği çadır kentler kurmayı” planladığını söylemişti.

Yeni başkan, “ciddi derecede akıl hastası veya tehlikeli derecede dengesiz” olanları “topluma yeniden kazandırmak” amacıyla barındırmak ve rehabilite etmek için akıl hastanelerini geri getirmek istiyor.

Trump yanlısı zenginler de evsizliği bir “hastalık” olarak göre eğiliminde

Musk ve Trump bu konuda yalnız değil. Ulusal Evsizlik Hukuk Merkezinin kampanya ve iletişim direktörü Jesse Rabinowitz’e göre, etkili milyarderler ve sağcı düşünce kuruluşları Kongrede ve Yüksek Mahkemede evsizliği suç sayan yasaları geçirmek istiyor ve “hepsi de insanları yeterince cezalandırırsak yoksul olmamayı seçecekleri şeklindeki bu geriye dönük, yanlış görüşü paylaşıyor.”

Tam verilerin mevcut olduğu son tarih olan Ocak 2023’te, ABD’de tek bir gecede 650.000’den fazla kişi evsizdi. Bu, 2022’ye göre yüzde 12’lik bir artışa işaret ediyor ve Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı tarafından yaklaşık 20 yıldır kaydedilen en yüksek rakam.

Rapora göre, evsizlik yaşayan her 10 kişiden yaklaşık üçü çocuklu bir ailenin parçası ve tüm evsizlerin yüzde 17’si 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor.

New York’ta ekim ayında 45.000’den fazlası çocuk olmak üzere 130.000’den fazla kişi barınaklarda uyuyordu.

Özellikle aileler arasında evsizliğin başlıca nedeni, evlerden tahliye, aşırı kalabalık konutlar, aile içi şiddet ve iş kayıplarının evsiz aileleri barınaklara ve sokaklara göndermesiyle birlikte, uygun fiyatlı istikrarlı konut eksikliği.

ABD’nin hiçbir yerinde asgari ücretli bir işçi iki odalı bir ev kiralayamıyor

İstatistiklere göre asgari ücret alan tam zamanlı bir işçi, ülkenin herhangi bir yerinde piyasa fiyatından iki yatak odalı bir ev kiralayamıyor.

Saatlik ücretle çalışan bir işçinin, ülkenin herhangi bir yerinde adil piyasa kirasıyla ortalama bir yatak odalı bir ev kiralayabilmesi için haftada 104 saat çalışarak saatte en az 15 dolar kazanması gerekiyor.

Musk evsizlik yaşayan insanları “şiddet yanlısı” olarak tanımlasa da, bu kişilerin suç faili olmaktan ziyade suç mağduru olma olasılığı daha yüksek. 

San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi Benioff Evsizlik ve Barınma Girişimi, her gece yarım milyondan fazla Amerikalıyı sokaklara iten bir dizi politika başarısızlığından kaynaklanan “gizli bir salgın” olarak adlandırıyor.

Musk ve Ramaswamy, beslenme yardımı programında kesintiye gidecek

Musk ve milyarder girişimci Vivek Ramaswamy, sağlık sigortası ve gıda programlarındaki kesintiler de dahil olmak üzere, trilyonlarca dolarlık federal harcamalarda yapılacak kesintileri belirlemek üzere Kongre ile birlikte çalışmak üzere yeni oluşturulan bir danışma grubunu yönetiyor. 

Ramaswamy, yoksul Amerikalılar ve aileler için en kritik güvenlik ağı programlarından biri olan Ek Beslenme Yardımı Programı ya da gıda pulları için 1 milyar dolarlık kesinti yapılmasını önerdi.

Yardım alanların yaklaşık yüzde 75’i yoksulluk içinde ve yüzde 20’den fazlası bu yardımlar dışında başka bir geliri olmadığını bildirmiş durumda. 

Musk ve Ramaswamy’nin ayrıca düşük gelirli Amerikalılar ve çocuklara yönelik federal sağlık programlarında (evsiz Amerikalıların da hak sahibi olduğu programlarda) kesintiye gitmeyi düşündükleri bildiriliyor.

Trump’ın ilk döneminde evsizlik artmıştı

Trump ilk yönetimi sırasında, evsizliğe yönelik federal müdahaleyi denetleyen kurumun başına, kendini “evsizlik danışmanı” olarak tanımlayan birini atamıştı.

ABD Kurumlar Arası Evsizlik Konseyini 2019-2021 yılları arasında yöneten Robert Marbut, yıllardır krizi ele alma politikalarının arkasındaki itici güç olan ve ülke çapında evsizlik ve barınma kurumları ve hizmetleri tarafından yaygın olarak desteklenen standart “önce barınma” çerçevesini terk etti. 

Fakat Marbut, “dördüncü konut” olarak adlandırdığı ya da insanların destekleyici hizmetlere kaydolmasını sağlamak için konutun bir teşvik olarak kullanılmasını onayladı.

Trump “evsizlik belasını sona erdirme” sözü vermişti. Başkanlığının son yılı olan 2020’de, evsizliği deneyimleyen insanların sayısı üst üste dördüncü yıl artmıştı.

Covid-19 salgınının ilan edilmesinden iki ay önce, Ocak 2020’de tek bir gecede, yaklaşık 580.000 kişi (ya da ülkedeki her 10.000 kişiden yaklaşık 18’i) evsizdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English