Bizi Takip Edin

Diplomasi

‘ABD, Küresel Güney’den tamamen izole oldu’

Yayınlanma

Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale, 12 Aralık’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun almış olduğu Gazze’de acil ve koşulsuz ateşkes talep eden kararıyla İsrail’e destek olmayı sürdüren ABD’nin dünyanın geri kalanıyla nasıl ayrıştığına odaklanıyor. Quincy Enstitüsü Küresel Güney Programı Direktörü Sarang Shidore’nin kaleme aldığı değerlendirme yazısında, “Küresel Güney ülkelerinin çoğu İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşına şiddetle karşı çıkmış ve haftalardır ateşkesi desteklemiştir. Ancak 12 Aralık’taki oylama, İsrail ve ABD’ye karşı hissiyatın sertleştiğini ve artık gelişmekte olan dünyada neredeyse bir fikir birliğini temsil ettiğini gösteriyor” deniliyor.

***

BM Gazze oylaması: ABD Küresel Güney’den neredeyse tamamen izole oldu

Hamas konusundaki görüş ayrılıklarına rağmen İsrail’e karşı duyarlılık sertleşiyor

Sarang Shidore

Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Mısır ve Moritanya tarafından sunulan ve 100’den fazla devletin tarafından ortaklaşa desteklenen Gazze’de “acil insani ateşkes” talep eden bir karar tasarısını ezici bir çoğunlukla kabul etti. Karar tasarısı 153 oyla kabul edilirken, sadece 10 ret ve 23 çekimser oy kullanıldı.

Karar tasarısı, BM Genel Sekreteri Guterres’in Gazze’de insani hizmetlerin “tamamen çökmesi” ihtimalini gerekçe göstererek BM Tüzüğü’nün 99. Maddesine başvurmasıyla tetiklendi. 99. Madde Genel Sekreter’e “uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehdit edebilecek herhangi bir konuyu Güvenlik Konseyi’nin dikkatine sunma” yetkisi veriyor.

BM Güvenlik Konseyi’nin ateşkes çağrısında bulunan kendi kararı, ABD’nin cuma günü 13’e karşı 1 oyla veto etmesiyle başarısız oldu.

Genel Kurul’un salı günü yaptığı oylama, 27 Ekim’de “çatışmaların durdurulmasını sağlayacak insani ateşkes” çağrısında bulunan (son karardan biraz daha zayıf bir dille) karar tasarısı için yapılan oylamadan çok daha büyük bir farkla gerçekleşti. O karar 121 lehte ve 14 aleyhte oyla kabul edilmişti.

Ekim 27’deki kararı desteklemeyen Küresel Güney ülkelerinin çoğu bu sefer destek verdi. Bunlar arasında Hindistan, Kamboçya, Filipinler, Jamaika, Zambiya, Etiyopya, Fiji ve Benin yer aldı. Hindistan, Filipinler, Etiyopya ve Fiji’nin oylarındaki bu değişim jeopolitik açıdan özellikle dikkat çekici.

Diğer taraftan Arjantin, lehte oy kullanmaktan çekimser oy kullanmaya geçen çok az sayıdaki Küresel Güney ülkesinden biri oldu. Bu muhtemelen Javier Milei’nin yakın zamanda başkan seçilmesinin bir etkisi. Milei güçlü bir şekilde İsrail yanlısı bir tutum sergiliyor. (Malavi ve Ekvator Ginesi de oylarını İsrail ve ABD pozisyonlarına doğru kaydıran diğer iki devlet).

Burkina Faso, Kamerun, Liberya, Güney Sudan, Guatemala, Panama, Paraguay, Uruguay, Venezuela ve birkaç Pasifik Adası ülkesinin de aralarında bulunduğu küçük bir grup Küresel Güney ülkesi son geçen oylamadaki ateşkes karşısındaki tutumlarını korudular.

Genel olarak, Büyük Orta Doğu (Fas’tan Pakistan’a kadar uzanan bir bölge olarak tanımlanıyor) dışındaki 116 Küresel Güney ülkesinin %80 gibi ezici bir çoğunluğu ateşkes yönünde oy kullandı. Sadece yaklaşık %20’si kabul etmedi. Elbette bu orana Büyük Ortadoğu ülkelerini de eklediğimizde olumlu oyların oranı daha da baskın hale geliyor (%90’a yakın).

Bu süreçte Hamas konusunda ortaya çıkan bazı bölünmeler de kayda değer. ABD, 27 Ekim’deki oylama sürecinde Hamas’ı açıkça kınayan bir değişiklik önergesi sunmuştu. Bu değişiklik önergesi başarısız olmuş ancak 88 lehte oy gibi hatırı sayılır bir oy toplamıştı.

Bu kez ABD tarafından sunulan benzer bir değişiklik önergesiyle 7 Ekim’de “Hamas tarafından gerçekleştirilen menfur terör saldırıları” ve “rehinelerin alınması” “kesin bir dille” kınandı. Tasarı 84 lehte oy aldı. Büyük Orta Doğu dışındaki Küresel Güney ülkelerinin yaklaşık %28’i değişiklik konusunda ABD ile birlikte oy kullandı. Bunlar arasında Şili, Ekvator, Gana, Hindistan, Kenya, Peru, Filipinler ve Singapur da ateşkes kararını destekledi. Angola, Brezilya, Kolombiya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Meksika, Tayland ve Vietnam gibi diğer bazı önemli Küresel Güney ülkeleri ise ABD’nin değişiklik önergesine çekimser oy kullandı.

Bu durum, Küresel Güney’de Hamas’ı ve 7 Ekim’de gerçekleştirdiği eylemleri terörist olarak nitelendirerek kınamak isteyen önemli bir hissiyatın var olduğunu gösteriyor. Ancak bu tercihin, bu devletlerin neredeyse tamamının derhal ateşkes çağrısında bulunmasını engellememiş olması daha da dikkat çekici. Dolayısıyla ateşkes talepleri koşulsuzdu.

Küresel Güney ülkelerinin çoğu İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşına şiddetle karşı çıkmış ve haftalardır ateşkesi desteklemiştir. Ancak 12 Aralık’taki oylama, İsrail ve ABD’ye karşı hissiyatın sertleştiğini ve artık gelişmekte olan dünya arasında neredeyse bir fikir birliğini temsil ettiğini gösteriyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden bombardımanları söz konusu olduğunda ABD ve İsrail’in Afrika, Asya ve Latin Amerika’da yalnız kaldığına dair hiçbir şüphe olmamalı. Washington bunu dikkate almalı ve sivil katliamını durdurmak için İsrail’e karşı elindeki kozu kullanmalıdır -ki bu kurumun da istediği açıkça budur-.

Diplomasi

Brezilya, Çin ile ilişkilerini güçlendirmek için panda tahvili ihracı planlıyor

Yayınlanma

Brezilya, Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’nın Asya’nın süper gücüyle ticaret ve yatırım bağlarını güçlendirme çabaları kapsamında, bu yıl içinde Çin piyasasında panda tahvili adı verilen ilk devlet tahvilini satmayı umuyor.

Maliye Bakan Yardımcısı Dario Durigan’a göre, Brasília’daki sol kanat hükümet, yabancı borçlular tarafından Çin renminbi cinsinden ihraç edilen “panda tahvili” adı verilen tahvili planlıyor ve aynı zamanda euro cinsinden tahvil piyasasına yeniden girmek istiyor.

Durigan, Financial Times‘a verdiği röportajda, “Fikir, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sürdürülebilir bir tahvilin dolar cinsinden ihracını ve Avrupa’da panda tahvillerin ihracını gerçekleştirmek” dedi.

Durigan, “Avrupa Birliği, Brezilya ile ikili ticareti genişletmek için müzakere etmek istiyor, ister işlemler açısından ister Brezilya’ya Avrupa’da tahvil ihraç etme seçeneği sunarak” dedi ve ekledi: “Aynı şey Çin ile de olabilir.”

Lula hükümeti, ABD Başkanı Donald Trump’ın geniş kapsamlı gümrük vergileriyle tetiklenen küresel ticaret savaşı ortamında, Brüksel ile ticari bağlarını derinleştirmeye ve Pekin ile ilişkilerini sağlamlaştırmaya çalışıyor.

Brezilya’nın da üyesi olduğu Güney Amerika ülkeleri bloğu Mercosur, AB ile uzun süredir beklenen ticaret anlaşmasının bu yıl sonuna kadar onaylanmasını umuyor. Perşembe günü Lula, Paris’e yaptığı resmi ziyaret sırasında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya geldi ve anlaşmayı desteklemesi için çağrıda bulundu.

Panda tahvili planları, Lula’nın geçen ay yaptığı devlet ziyareti sırasında Brezilya’nın en büyük ticaret ortağı olan Çin’den daha fazla yatırım sağlamak için yapılan çabaların bir parçası. Pekin, ekonomik etkisini genişletmek için Latin Amerika’ya yönelik bir cazibe atağı da başlattı.

RBC BlueBay Asset Management’ın gelişmekte olan piyasalar stratejisti Graham Stock, “Çoğu durumda [panda tahvillerini] finansal bir hamle olmaktan çok diplomatik bir hamle olarak görüyorum” dedi ve bu tür araçların genellikle 200 ila 300 milyon dolar arasında olduğunu ekledi.

Planlanan ihraç, büyümeyi hızlandırmak ve eşitsizliği azaltmak amacıyla devletin ekonomideki rolünü artırmaya çalışan Lula’nın politikalarına yönelik piyasa şüpheciliğinin arttığı bir dönemde, uluslararası yatırımcıların Brezilya’nın borçlarına olan ilgisini test edecek.

Hükümetinin vergi ve harcama yaklaşımı Brezilyalı iş liderlerini rahatsız etti. Eleştirenler, aşırı harcamaların enflasyonu körüklediğini, faiz oranlarını yükselttiğini ve sürdürülemez bir kamu borcu riskini artırdığını savunuyor.

Goldman Sachs’ın Latin Amerika baş ekonomisti Alberto Ramos, “Her gün yeni para harcama yolları düşünüyorlar” dedi ve ekledi: “Maliyeyi sürdürülebilir hale getirmek için bütçe açığını GSYİH’nin yüzde 3’ü oranında düzeltmeleri gerekiyor.”

Brezilya, kamu borcunun yüzde 5’inden azını diğer para birimlerinde (çoğunlukla dolar) cinsinden tutarken, finansmanını büyük ölçüde yurt içi yatırımcılardan sağlıyor. Son euro ihracı 2014 yılında gerçekleşti.

Bu hafta Brezilya, yüzde 5,68 faizle 1,5 milyar dolarlık beş yıllık dolar tahvili ve yüzde 6,73 faizle 1,25 milyar dolarlık 10 yıllık tahvil sattı. Bu, ülkenin 2025 yılındaki ikinci uluslararası ihracı oldu.

RBC BlueBay’den Stock, renminbi cinsinden ihraç etmenin real cinsinden ihraç etmekten daha ucuz olacağını, 10 yıllık tahviller için yüzde 2’ye kadar düşebileceğini, ancak bunun kur riskini beraberinde getireceğini söyledi. Stock, bunu dolara karşı hedge etmenin faiz oranını ABD para biriminde borçlanma maliyetine yaklaştırabileceğini, real’e karşı hedge etmenin ise faiz oranını neredeyse yüzde 14’e çıkarabileceğini ekledi.

Brezilya’da borçlanma maliyetleri, ülkenin merkez bankasının enflasyonu dizginlemek amacıyla gösterge faiz oranını yüzde 14,75’e yükseltmesiyle arttı.

Durigan, yönetimin faiz ödemeleri öncesi dengeli bir birincil bütçe hedefine ulaşma yolunda ilerlediğini söyledi. Hükümet, gelecek yıl için GSYİH’nin yüzde 0,25’i oranında birincil fazla hedefliyor.

Bununla birlikte, Durigan ülkenin yatırım yapılabilir statüye doğru ilerlediğini umuyor.

“Aşamalı bir mali uyum süreci yürütüyoruz. Başka bir deyişle, sosyal adaletle hesapları dengeliyoruz” dedi.

“Bugünkü kamu borcu sorunumuz faizlerden kaynaklanıyor. Mali durumu düzeltmeye başlarsak, merkez bankasına faiz oranlarını kademeli olarak düşürmesi için gerekli koşulları sağlayabiliriz ve [gelecek yıl] yatırım notu alabiliriz” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

FT: İngiltere, Smotrich ve Ben-Gvir’e yaptırım uygulayacak

Yayınlanma

Konuyla ilgili bilgisi olan kaynaklara göre, İngiltere hükümeti salı günü (10 Haziran) İsrail’in aşırı milliyetçi maliye bakanı Bezalel Smotrich ve ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir’e yaptırım uygulayacak.

Financial Times’a (FT) göre İngiltere merkezli bu adım, Gazze’ye yardımın neredeyse durması ve İsrail’in bölgedeki saldırılarını yeniden başlatması nedeniyle artan hayal kırıklığına karşılık, Batı’nın İsrailli bakanlara yönelik ilk yaptırımları olacak.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar yaptığı açıklamada, hükümetinin İngiltere’nin kararından “haberdar edildiğini” söyledi. Sa’ar, “İngiltere’nin iki bakanımızı yaptırım listesine dahil etme kararından haberdar olduk,” diyerek, bu kararı “skandal” olarak nitelendirdi.

Bakan, önümüzdeki hafta başında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile “bu kabul edilemez karara vereceğimiz yanıtı belirlemek üzere özel bir hükümet toplantısı” düzenleyeceğini de sözlerine ekledi.

New York Times geçen ayın sonunda yaptığı bir haberde İngiliz hükümetinin, Gazze Şeridi’ndeki felaket boyutundaki insani durum nedeniyle artan uluslararası baskılar devam ederken İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Smotriç’e yaptırım uygulamayı değerlendirdiğini duyurmuştu.

İngiltere, daha önce İsrail’e kısmi bir silah ambargosuna başladığını da söylemişti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Rusya, Kuzey Kore’ye direkt tren seferlerini yeniden başlatıyor

Yayınlanma

Rusya Demiryolları, beş yıllık bir aranın ardından Moskova ile Pyongyang arasında direkt tren seferlerinin 17 Haziran’da yeniden başlayacağını duyurdu. Dünyanın en uzun kesintisiz demir yolu rotası olacak olan 10 bin kilometrelik hatta yolculuk sekiz gün sürecek. Seferler ayda iki kez düzenlenecek ve Rusya ile Kuzey Kore arasındaki diğer demir yolu hatlarının da yeniden canlandırılması planlanıyor.

Rusya, Kuzey Kore ile arasındaki direkt demir yolu ulaşımını beş yıllık bir aranın ardından yeniden başlatma kararı aldı.

Rusya Demiryollarından yapılan açıklamaya göre, Moskova ve Pyongyang arasındaki direkt tren seferleri 17 Haziran’dan itibaren ayda iki kez düzenlenecek.

Bu hat, 10 bin kilometreyi aşan mesafesi ve sekiz gün süren yolculuk süresiyle dünyanın en uzun kesintisiz demir yolu rotası olma özelliğini taşıyor.

Biletler sadece gişeden satılacak

Açıklamada, Moskova’dan her ayın 12 ve 26’sında, Pyongyang’dan ise 3 ve 17’sinde hareket edecek trenler için biletlerin sadece demir yolu gişelerinden satın alınabileceği ve satışların 60 gün öncesinden başlayacağı belirtildi. Yolcular, Kuzey Kore demir yolları tarafından işletilen kompartımanlı vagonlarda seyahat edecek.

Rusya, Kovid-19 pandemisi nedeniyle Şubat 2020’de Kuzey Kore ile demir yolu bağlantısını askıya almıştı. Pandemi öncesinde Moskova’ya tek yön bilet fiyatı yaklaşık 26 bin rubleydi.

Yeni rotalar da açılıyor

Rusya Demiryolları ayrıca, 19 Haziran’dan itibaren Pyongyang ile Habarovsk arasında ayda bir kez düzenlenecek yeni bir rota açılacağını da duyurdu.

Bu güzergahtaki yolculuk süresinin iki günden biraz fazla olacağı kaydedildi. Rusya ve Kuzey Kore arasındaki demir yolu bağlantısı, ilk olarak Aralık 2024’te Hasan (Primorski Krayı) ile Tumangan arasında yeniden başlamıştı.

Ocak ayı sonunda ise Vladivostok-Hasan-Tumangan-Rajin güzergahında başarılı bir test yolcu seferi gerçekleştirildiği bildirilmişti. Mayıs ayında ise Vladivostok’tan Rason’a tren seferleri başlatılmıştı.

Kuzey Kore’nin Benidorm’una demir yolu

Öte yandan, Rusların “Kuzey Kore’nin Benidorm’u” olarak adlandırılan yeni tatil kompleksi Vonsan-Kalma’yı ziyaret edebilmeleri için Vladivostok-Vonsan güzergahının açılması yönünde çalışmaların sürdüğü belirtildi.

Kuzey Kore’nin doğu kıyısında yer alan ve 150 binadan oluşan dünyanın en büyük plaj tatil bölgesinin bu yaz açılması planlanıyor.

Hatta seferler sırasında Hasan, Ussuriysk, Habarovsk, Çita, İrkutsk, Krasnoyarsk, Novosibirsk, Omsk, Yekaterinburg, Kirov ve Kostroma gibi istasyonlarda durulacak.

Putin’den Kuzey Kore’ye Kursk teşekkürü

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English