Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD Temsilciler Meclisi’nin Çin şahini gelecek hafta Tayvan’ı ziyaret etmeyi planlıyor

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi Çin Komitesi Başkanı Mike Gallagher, mayıs ayında Tayvan’ın yeni lideri olarak göreve başlayacak olan Lai Ching-te’ye destek vermek amacıyla bir grup milletvekiliyle birlikte önümüzdeki hafta Taipei’yi ziyaret edecek.

ABD, Çin karşıtı ‘Seçilmiş Komite’ kurdu: Hakkında ne biliyoruz?

Financial Times’ın haberine göre, yedi ABD’li milletvekilinden oluşan bir heyete liderlik etmesi beklenen şahin Wisconsin Cumhuriyetçisi 21 Şubat’ta Tayvan’a varacak.

Ziyaret, Pekin’in “tehlikeli bir ayrılıkçı” olarak gördüğü Tayvan’ın mevcut başkan yardımcısı Lai’nin seçim zaferinden bir ay sonra gerçekleşecek.

Washington, Lai’nin Tsai Ing-wen’in yerine başkan olacağı yemin töreni öncesinde Çin’i Tayvan’a yönelik saldırgan faaliyetlerde bulunmaması konusunda uyardı. Çin ise ABD’nin Pekin’in kırmızı çizgi olarak gördüğü Tayvan’a karışmaması gerektiği yönündeki uyarılarını yineledi.

Çin, dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesinin ardından 2022 yılında ABD ve Çin orduları arasındaki iletişimi kesmişti. ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping kasım ayında San Francisco’da bir zirve düzenledikten sonra Pekin bu iletişim kanallarını yeniden başlatmayı kabul etti.

ABD, Çin karşıtı komitesini topladı: Varoluşsal mücadele

Gallagher’ın heyetinin Lai’nin yanı sıra, Pekin’e yakın bir parti olan muhalefetteki Kuomintang’dan yeni seçilen Meclis Başkanı Han Kuo-yu ile de görüşmesi bekleniyor.

Gallagher’ın ofisi yorum talebine yanıt vermedi. Ancak kısa bir süre önce Hugh Hewitt podcast’ine yaptığı açıklamada, Financial Times’ta Taipei’ye yapmayı planladığı seyahatle ilgili çıkan bir haberin ardından bu bahar ziyaret etmeyi planladığını doğruladı.

Pekin’in ziyarete karşı çıkması muhtemel. Washington’daki Çin Büyükelçiliği yorum talebine hemen yanıt vermedi.

Seçimlerin ardından ABD Cumhuriyetçi Meclis Başkanı Mike Johnson, kongredeki çeşitli komitelerin Cumhuriyetçi başkanlarından Tayvan’ı ziyaret etmelerini isteyeceğini ve bunun ABD’nin Tayvan’ın “güvenliği ve demokrasisine” olan bağlılığının altını çizeceğini söylemişti.

DİPLOMASİ

‘Ukrayna istihbaratı, Mossad’ı örnek alıyor’

Yayınlanma

Önceki gün Moskova’da öldürülen Korgeneral İgor Kirillov, Ukrayna’da görev yapmış en yüksek rütbeli kurban olarak kayıtlara geçti. Ancak Ukrayna istihbarat kurumları, bu saldırılarda Mossad’dan esinlenerek eski KGB ortaklarını geride bırakmayı başardı.

Ukrayna, terör alternatifine 2014’te, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması ve Donetsk ile Lugansk oblastlarında halk cumhuriyetlerinin kurulmasıyla başlamıştı. “Rus Baharı” katılımcıları ve işbirlikçiler hedef alınırken, 2022’de askeri müdahalenin başlamasıyla birlikte bu çaba genişletildi.

The Wall Street Journal’a konuşan Ukraynalı istihbarat yetkilileri, Ukrayna Güvenlik Teşkilatı’nın (SBU) yurt dışındaki düşmanlarını acımasızca takip eden İsrail’in istihbarat kurumu Mossad’ı örnek aldığını belirtti.

Bir SBU yetkilisi, Kirillov’un ölümüyle ilgili “Ukraynalıları öldüren herkesi böyle bir son bekliyor. Savaş suçlarının cezasız kalması mümkün değil,” dedi.

ABD’li danışmanlık şirketi Teneo’nun analistlerinden Andrius Tursa ise şunları ekledi: “Kiev, Rusya’nın savaş suçlarından sorumlu en üst düzey yetkililerin bile Moskova’da kendilerini güvende hissedemeyeceklerini net bir şekilde ortaya koydu.”

Kirillov, Ukrayna güvenlik güçlerinin hedef aldığı son isimdi. Sadece son bir ayda Sivastopol’da aracı havaya uçurulan Füze Gemisi Tugayının Komutanı Yüzbaşı Valery Trankovskiy (SBU’ya göre, sivil hedeflere füze saldırıları emrini vermişti), Donetsk’te arabası patlatılan Olenovka cezaevinin eski müdürü Sergey Yevsyukov, Moskova’da vurularak öldürülen ve Rusya ordusunun füzelerinin modernizasyonundan sorumlu Mars Tasarım Bürosu Genel Tasarımcı Yardımcısı Mihail Şatskiy, Ukrayna’nın saldırılarının kurbanları oldu.

Daha önce ise muhafazakâr siyaset bilimci Aleksandr Dugin’in kızı Darya Dugina (hedefin babası olduğu düşünülüyor) ve savaş muhabiri Vladlen Tatarskiy, bu tasfiyelerin kurbanları arasındaydı.

Ukrayna istihbaratı, özellikle Rusya’daki operasyonlar için çoğunlukla yerli infazcılar kullanıyor. Bir yetkilinin aktardığına göre, tetikçilere genellikle Telegram veya darknet üzerinden ulaşılıyor. Bu kişiler ya para teklif edilerek ya da tehdit yoluyla görevlendiriliyor.

The Wall Street Journal’a konuşan bir kaynak, bu operasyonlarda birden fazla hedefin yer aldığı durumlarda tetikçilerin neye hizmet ettiklerini tam olarak bilmediklerini belirtti. Hedefler arasında gazeteciler, askeri personel ve Rusya’ya iltica eden eski Ukraynalı yetkililer yer alıyor.

Rusya kolluk kuvvetleri, General Kirillov’un öldürülmesi şüphesiyle bir Özbek vatandaşını gözaltına aldı. Bu kişinin, 100 bin dolar karşılığında generalin evinin girişine bir scooter’a patlayıcı yerleştirdiği belirtiliyor.

Tatarskiy’in öldürülmesi olayında da zanlı Darya Trepova, kendisinden içinde dinleme cihazı bulunan bir heykelciği hediye etmesinin istendiğini öne sürdü.

Trepova, “Heykelciğin patlayıcı olduğunu bilmiyordum, sadece bir dinleme cihazı olduğunu sanıyordum,” ifadelerini kullandı. Ancak WSJ’ye konuşan bir kaynak, heykelin içinde gerçekten bir mikrofon olduğunu ve casusların cihazı bu şekilde patlattığını açıkladı.

Hem SBU hem de FSB, Sovyet dönemi Devlet Güvenlik Komitesi’nin (KGB) mirasçıları olsalar da Ukraynalılar etkinlik açısından Rus meslektaşlarını geride bırakmış görünüyor. Avrupa Politika Analiz Merkezi’nden istihbarat uzmanı Andrey Soldatov, “FSB, gerçekleşen olayları araştırmakta başarılı olsa da henüz olayları öngörmekte zayıf,” değerlendirmesini yaptı.

Soldatov’a göre, istihbarat kurumları arasında etkili bir bilgi paylaşımı ve güven eksikliği, Rusya’nın operasyonel etkinliğini zayıflatıyor.

Ukraynalı milletvekili ve eski istihbarat başkanı Valentyn Nalıvayçenko da SBU’nun, Rusya’nın silahlı kuvvetleri ve istihbarat kurumları hakkında geniş çaplı veri topladığını ve düşman topraklarındaki iletişimleri hacklemek gibi yöntemlerde başarılı olduğunu söyledi.

Ukrayna, 2014 sonrası CIA ile yakın ilişkiler geliştirerek bu alanda ciddi bir ivme kazandı. SBU’nun, yalnızca resmi olarak 30 binden fazla çalışanıyla Mossad’ın dört katı büyüklüğünde bir teşkilat olduğu biliniyor.

Bunun yanı sıra SBU ve Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Müdürlüğü (GUR) arasında bir rekabet söz konusu. Her iki servis de bazen aynı hedefi takip ediyor.

Geçen yıl, vatana ihanetten hüküm giyen eski Ukraynalı milletvekili İlya Kiva’nın Moskova yakınlarında öldürülmesi bu rekabetin bir örneği.

Operasyonu kimin gerçekleştirdiği, tetikçinin gönderdiği fotoğraf sayesinde anlaşıldı. Bu durum, “sağlıklı bir rekabet” olarak nitelendirildi.

Rusya’da general Kirillov’a suikast: Bir Özbekistan vatandaşı gözaltına alındı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya’nın Sudan’daki stratejik üs planları çıkmaza girdi

Yayınlanma

Rusya, Sudan’da Kızıldeniz kıyısında stratejik bir deniz üssü kurma çabalarını sürdürüyor. Ancak Sudanlı yetkililer, ABD ve Batı’nın tepkilerinden çekinerek Rusya’nın önerilerini geri çevirdi.

Rusya, Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesinden sonra burada bulunan deniz üssünü kaybetme ihtimaline karşı, Afrika’da stratejik bir deniz üssü edinmek için Sudan üzerindeki girişimlerini sürdürüyor.

Fakat, Sudan’daki mevcut yetkililer, Moskova ile silah ve petrol ürünleri alımı konusunda anlaşmalar yapmış olsalar da ülkede devam eden iç savaş ve uluslararası dengeler nedeniyle Rusya’ya yeşil ışık yakmıyor.

Rusya ile Sudan arasında Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan’da bir deniz üssü kurulmasına yönelik anlaşma 2019 yılında imzalanmıştı.

Ancak, ülkede iç savaşın patlak vermesi nedeniyle bu anlaşma hiçbir zaman resmen onaylanmadı. Moskova başlangıçta Sudan’daki isyancı güçlerden Hızlı Destek Kuvvetlerine (HDK) Wagner üzerinden destek verdi.

Daha sonra hükümet birliklerini destekleme stratejisine geçti. Şubat 2024’te Rus Büyükelçi Andrey Çernovol, deniz üssü projesinin süresiz olarak ertelendiğini açıkladı.

Bloomberg’e konuşan Sudanlı istihbarat yetkilileri ve Batılı diplomatik kaynaklar, çatışmaların devam ettiği başkent Hartum dahil pek çok bölgede Rusya ve İran’ın, Port Sudan’da askeri üs kurma konusunda Sudan hükümetiyle müzakereler yürüttüğünü belirtti.

Sudanlı yetkililer, ABD ve Batılı ülkelerin olası tepkilerinden çekindikleri için Rusya’nın sunduğu ileri teknoloji ürünü S-400 hava savunma sistemleri gibi teklifleri geri çevirdi.

Rusya, Sudan’daki varlığını artırma çabalarını iktisadi ve askeri yardımlarla destekliyor.

Sudan’ın askeri lideri Abdülfettah el-Burhan’ın yardımcısı Melik Ağar, Haziran 2024’te Rusya’yı ziyaret ederek Kızıldeniz kıyısında bir yakıt ikmal istasyonu kurulması karşılığında silah alımı görüşmeleri gerçekleştirdi.

Ardından, Sudan’a Rus silah sevkiyatları başladı. Liman yetkilileri, bu tür birkaç sevkiyatın son aylarda gerçekleştiğini bildirdi.

Rusya ayrıca, Sudan’a yakıt sevkiyatını yedi aylık bir aranın ardından yeniden başlattı. Nisan ile ekim ayları arasında Sudan’a 2,8 milyon varil dizel ve benzin ihraç eden Rusya, Sudan’ın toplam yakıt ithalatının yüzde 47’sini karşılamış oldu.

Kasım ayı sonunda Sudan Enerji Bakanlığı, Gazprom yöneticileriyle petrol altyapısının yeniden inşası, yeni boru hatları ve bir rafineri kurulması gibi konuları görüştü.

Rusya’nın Sudan ordusuna istihbarat desteği sağladığı da iddialar arasında. Conflict Observatory araştırmacılarından Justin Lynch, Rusya’nın hem ekonomik hem stratejik çıkarları doğrultusunda Kızıldeniz’de bir deniz üssü kurmaya yönelik çabalarını şu sözlerle yorumladı:

“Rusya, Kızıldeniz’de bir üsse ve bu üs üzerinden para kazanmaya ihtiyaç duyuyor. Orduyla iş birliği yapmak hem silah satışı hem de Port Sudan’da bir tesis elde etmek açısından stratejik bir hamle.”

Rus askeri uzman Viktor Murahovskiy ise, bu deniz üssünün Sovyet döneminden bu yana Afrika’daki ilk deniz üssü olacağını belirterek, Rusya’nın Süveyş Kanalı güzergahını kontrol etme ve Hint Okyanusu’nda kalıcı bir varlık sağlama amacını vurguladı.

Rusya’nın Suriye’deki üslerinin akıbeti ne olacak?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Reuters: Ukrayna’ya askeri yardım koordinasyonunu ABD yerine NATO üstlendi

Yayınlanma

Reuters ajansına konuşan bir kaynağa göre, ABD, Ukrayna’ya yönelik Batı ülkelerinin askeri yardımlarının koordinasyon görevini Kuzey Atlantik İttifakı’na (NATO) devretti.

Bu adım, önceden planlanmış olmasına rağmen birkaç ay ertelenmişti.

Ajans, bu kararın NATO’nun Ukrayna’ya asker göndermeden “savaşta daha aktif bir rol üstlenmesini” sağlayacağını belirtti.

Fakat diplomatlar, ABD’nin Kiev’e en büyük askeri desteği sağlamaya devam etmesi nedeniyle bu değişikliğin etkisinin sınırlı kalabileceğini ifade etti.

Ajans ayrıca, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını hızla sona erdirmek istediğini, ancak bunu başarmak için nasıl bir yol izleyeceğini henüz açıklamadığını anımsattı.

NATO ülkeleri, temmuz ayında Washington’da düzenlenen bir zirvede, Ukrayna’ya askeri yardım sevkiyatının koordinasyonunun NATO’ya devredilmesine karar verdi.

Bu yeni yapı, NATO Güvenlik Yardım ve Eğitim Misyonu (NSATU) olarak adlandırılıyor ve yaklaşık 700 kişilik bir personel kadrosuna sahip.

Misyonun merkezi, Almanya’nın Wiesbaden kentindeki bir ABD üssünde bulunuyor.

McFaul: Ukrayna, topraklardan feragat karşılığında NATO üyeliğine ikna edilmeli

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English