Bizi Takip Edin

Diplomasi

ABD, Venezuela’ya petrol yaptırımlarını yeniden başlatıyor

Yayınlanma

ABD, Venezuela lideri Nicolás Maduro’nun hükümetinin bu yıl ‘özgür ve adil bir başkanlık seçimi yapma taahhüdünde yetersiz kaldığını’ ileri sürerek Venezuela’dan gelen petrole yeniden yaptırım uygulamaya karar verdi.

Bu önlem, Financial Times’a (FT) göre, Joe Biden yönetiminin altı ay önce sağlanan yaptırım muafiyetinin Maduro’yu ‘gerçek anlamda rekabetçi bir yarışa ikna edemediğini kabul etmesi’ anlamına geliyor.

Venezuela’ya yönelik yeni yaptırımların ABD’deki seçim yılında petrol fiyatlarını yükseltme riskini göz önünde bulunduran Washington, ABD’li büyük petrol şirketi Chevron’un Caracas’ın ulusal petrol şirketi PDVSA ile üretimini istikrarlı bir şekilde artıran ortak girişimini sürdürmesine izin verecek.

ABD, Maduro’yu anlaşmaya uymamakla suçladı

Ekim ayında Maduro ve ABD destekli muhalefet koalisyonu Barbados’ta bir seçim anlaşması imzalamıştı. Ana muhalefetin adayı María Corina Machado’nun adaylığı engellendi, yerine seçilen adayın kayıt yaptırmasına izin verilmedi ve kampanya ekibinden bazıları gözaltına alındı.

ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili, “Venezuela makamlarının bazı önemli taahhütlerini yerine getirmiş olmalarına rağmen, bazı alanlarda da yetersiz kaldıklarını tespit ettik,” dedi ve ‘muhalif figürlere ve sivil topluma yönelik taciz ve baskının devam ettiğini’ ileri sürdü.

ABD yönetimi yetkilisi, Maduro’nun Barbados anlaşmasının seçim tarihinin belirlenmesi, seçmen kütüklerinin güncellenmesi ve uluslararası seçim gözlemine izin verecek bir sürecin başlatılması gibi ‘belirli yönlerini’ onayladığını da sözlerine ekledi.

Maduro: Diyalog kapılarını kapatmayacağız

Bir başka işbirliği jesti olarak Washington ve Caracas aralık ayında, ABD’li savcıların Venezuela’dan ABD hesaplarına 350 milyon dolar aktarmakla suçladıkları Kolombiyalı iş adamı ve Maduro’nun müttefiki Alex Saab’ın serbest bırakılması karşılığında, 10 Amerikalının Venezuela’daki bir hapishaneden salıverildiği bir tutuklu takasını tamamlamıştı.

Maduro ise pazartesi günü yaptığı açıklamada ABD ile ‘diyalog kapısını asla kapatmayacağını’ söyledi ve müzakerecilerinin geçen hafta Meksika’da Washington’un temsilcileriyle bir araya geldiğini de sözlerine ekledi.

Venezuela lideri, “Müzakerecilere Başkan Biden’a şu mesajı vermelerini söyledim: ‘Siz isterseniz, ben de isterim. Eğer istemiyorsanız, ben de istemiyorum’,” dedi.

Venezuela Kongre Başkanı Jorge Rodríguez, yaptırımların yeniden uygulanmasına tepki olarak Washington’u Caracas ile varılan ticari anlaşmayı bozmakla suçladı. Rodríguez, “Sözümüze saygı duyuyoruz ve ültimatomlara asla müsamaha göstermeyeceğiz. Kimin sözüne uyup kimin uymadığını ve taahhütlerini yerine getirip getirmediğini göreceğiz,” dedi.

Amerikan enerji şirketleri ABD Hazinesine özel lisans için başvurabilecek

Yakın zamanda çıkan haberlere göre Shell ve Trinidad’ın ulusal gaz şirketi, Venezuela açık deniz gazını Karayip adası üzerinden ihraç etmek üzere bir anlaşma imzalarken, İspanya’nın Repsol ve Fransa’nın Maurel & Prom şirketleri de anlaşmalar imzaladı. Bunlar ayrı ABD yaptırım lisansları kapsamındaydı. ABD’li yetkililer ticari gizliliği gerekçe göstererek bu izinlerin devam edip etmeyeceğini söylemekten kaçındı.

Venezuela’da petrol ve doğalgaz yatırımı yapan ve mevcut lisanslar kapsamında olmayan ABD şirketlerinin faaliyetlerini sonlandırmak için 31 Mayıs’a kadar süreleri olacak. ABD Dışişleri Bakanlığının çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre, ABD Hazinesi Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi “faaliyetlerin sona erme süresinin bitiminden sonra da devam etmesi için özel lisans taleplerini duruma göre değerlendirecek.”

Venezuela Petrol Bakanı Pedro Tellechea gazetecilere yaptığı açıklamada yaptırımların ülke ekonomisine zarar vermeyeceğini ve yabancı şirketlerin bireysel lisanslar için ABD Hazinesine başvurabileceğini söyledi.

Diplomasi

İsrail’den Macron’a ‘Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi’ suçlaması

Yayınlanma

Yisrael Katz

Tel Aviv yönetimi, Filistin devletini tanımanın ahlaki sorumluluk olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’a İsrail’e karşı “Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi düzenleme” suçlaması yöneltti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, resmi ziyaret için gittiği Singapur’da, İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili konuştu.

Filistin devletinin tanınmasının ahlaki bir görev ve siyasi bir gereklilik olduğunu vurgulayan Macron, bu tanımanın gerçekleşmesi için yerine getirilmesini beklediği koşullardan bahsetti. Macron bu bağlamda, Filistin devletinin İsrail’i ve bu ülkenin güven içinde yaşama hakkını tanıması, Hamas’ın silahsızlanması, Hamas’ın Filistin yönetimine katılmaması ve esirlerin serbest bırakılması gibi koşulları anlattı.

İsrail’in gelecek saat ve günler içinde Gazze Şeridi’ndeki insani duruma uygun bir çözüm sunmaması halinde Macron, bu ülkeye karşı daha sert bir ortak tutum sergilenmesi gerektiğini vurguladı.

Macron, böyle bir durumda Avrupa Birliği’nin (AB) kendi kurallarına uyması, insan haklarına saygıyı ön koşul sayan süreçleri sona erdirmesi ve yaptırım uygulaması gerekeceğini belirtti, “Ancak İsrail’in tutumunu değiştireceğine ve sonunda insani bir çözüm olacağına dair umudum var” dedi.

“Onlar kağıt üzerinde biz sahada…”

Macron’a ilk tepki İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’tan geldi. Katz, işgal altındaki Batı Şeria’da 22 yeni yerleşim biriminin onaylanmasının Macron’a mesaj olduğunu söyledi.

Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde inşasına onay verilen 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminden biri olan Sa-Nur’a giden Katz, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu (22 yasa dışı yerleşimin inşasına onay verilmesi) Macron ve arkadaşlarına açık bir mesaj. Onlar, Filistin’i kağıt üzerinde tanıyacak ve biz sahada Yahudi İsrail devletini kuracağız. O kâğıt (Filistin’i tanıma kararı) tarihin çöp kutusuna atılacak” ifadelerini kullandı.

Haçlı Seferi suçlaması

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın, X hesabından yapılan açıklamada ise Macron’un İsrail’in Gazze’de neden olduğu insani felakete ilişkin söylediklerinin gerçeği yansıtmadığı iddia edildi.

İsrail’den Avrupa’ya ilhak tehdidi: Filistin’i tanırsanız…

Macron’u “Yahudi devleti İsrail’e karşı Haçlı Seferi düzenlemekle” suçlayan Bakanlık, Gazze’de ablukanın olmadığını, İsrail’in yardım girişini kolaylaştırdığını ileri sürdü.

Açıklamada, ABD-İsrail güdümündeki Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın faaliyetleri övüldü ve 900 tır yardımın Gazze’ye giriş yaptığı söylendi. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler’e (BM) ait tırlardaki yardımların beklediğini belirten Bakanlık böylece bu yardımların dağıtılmadığını kabul etti.

Fransa’nın Hamas’a baskı uygulaması gerektiği buna karşın Macron’un Filistin devletinin kurulması için çaba sarf ettiği ve “bu devletin milli gününün ise 7 Ekim olacağı” ileri sürüldü.

Dışişleri de ilhakla tehdit etmişti

İsrail kabinesi, Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminin kurulmasına onay vermişti.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da aralarında Fransa ve İngiltere’nin de bulunduğu ülkelerin Filistin’i tanıması halinde Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim birimleri ile Ürdün Vadisi’ni tek taraflı ilhak edebilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te gasbedilen Filistin toprakları üzerinde 250’ye yakın yasa dışı yerleşim birimi bulunuyor.

Filistin kentlerini hatta köylerini bile birbirinden ayrılan bu yasa dışı yerleşim birimleri, bölgedeki işgali daha da derinleştiriyor.

Bu yasa dışı yerleşim birimlerindeki Filistin topraklarını gasp eden İsrailliler, Batı Şeria’da sık sık Filistinlilerin köylerine saldırıyor, evleri, araçların yanı sıra tarım arazilerini ateşe veriyor, zeytin ağaçlarını kesiyor.

Yasa dışı saldırıları nedeniyle Batı Şeria’da işgalin boyunduruğu altındaki Filistinlilerin hayatı daha da güç hale geliyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

NYT, Ukrayna’nın çözüm muhtırasının ayrıntılarını yazdı

Yayınlanma

The New York Times gazetesi, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının kara, deniz ve havada ateşkes ile bu koşulların denetlenmesi için uluslararası ortakların katılımını içerdiğini duyurdu. Rusya ve Ukrayna heyetleri, 2 Haziran’da İstanbul’da yapılması planlanan ikinci tur müzakerelerde kendi çözüm önerilerini ele alacak.

The New York Times gazetesi, adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Ukraynalı yetkiliye dayandırdığı haberinde, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının önemli maddelerini kamuoyuna duyurdu.

Habere göre taslak; kara, deniz ve havada kapsamlı bir ateşkesin sağlanmasını ve bu ateşkes koşullarının uygulanmasının uluslararası ortaklar tarafından denetlenmesini içeriyor.

İki ülke arasındaki müzakerelerin ikinci turunun ise 2 Haziran’da Türkiye’nin İstanbul şehrinde yapılması planlanıyor.

Müzakereler İstanbul’da sürecek

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 28 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, görüşme girişiminin kendilerinden geldiğini ve Rus tarafının krizin çözümüne ilişkin tüm boyutları kapsayan kendi muhtıra taslağını hazırladığını belirtmişti.

Lavrov, bu taslağın Ukrayna tarafına iletildiğini ifade etmişti.

Ukrayna Savunma Bakanı ve Ukrayna heyetinin başkanı Rüstem Umerov ise daha önce yaptığı bir açıklamada, Kiev’in kendi muhtıra versiyonunu Moskova’ya ilettiğini doğrulamıştı.

Umerov, Ukrayna’nın Rus tarafıyla görüşmeye karşı olmadığını ancak diyaloğun verimli olması ve çatışmanın sona ermesine gerçek anlamda katkı sağlaması için Moskova’dan yanıt niteliğinde bir belge beklediklerini vurgulamıştı.

Kremlin’den ‘gizlilik’ açıklaması

Kremlin’den bugüjn yapılan açıklamada, her iki tarafın hazırladığı muhtıra taslaklarının müzakereler başlamadan önce kamuoyuyla paylaşılmayacağı ve bu belgelerin İstanbul’daki görüşmede ele alınacağı kaydedildi.

Açıklamada, gizliliğin müzakere süreci açısından önemli olduğu vurgulandı.

Taraflar arasındaki ilk doğrudan müzakere turu 16 Mayıs’ta yine İstanbul’da gerçekleşmişti.

Bu görüşmenin ardından taraflar, çözüm pozisyonlarını hazırlama, “1000’e 1000” esasına göre kapsamlı bir esir takası yapma ve diyaloğu sürdürme konularında anlaşmaya varmıştı.

Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Bessent: ABD-Çin ticaret görüşmeleri durma noktasına geldi

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmelerinin “biraz durma noktasına geldiğini” söyledi.

Bu açıklamalar, iki tarafın iki hafta önce Cenevre’de yapılan görüşmelerde, yüzde 145’e kadar yükselen karşılıklı gümrük vergilerini azaltacak bir ateşkes üzerinde anlaşmaya vardıklarından bu yana çok az ilerleme kaydettiğini gösteriyor.

Bessent Fox News’e verdiği demeçte, “Önümüzdeki birkaç hafta içinde daha fazla görüşme olacağını ve bir noktada Başkan ile parti başkanı Xi arasında bir telefon görüşmesi olabileceğini düşünüyorum. Görüşmelerin büyüklüğü göz önüne alındığında… bu, her iki liderin de birbirleriyle görüşmesini gerektirecek. İkisi arasında çok iyi bir ilişki var ve Başkan Trump tercihlerini açıkladığında Çinlilerin masaya oturacağından eminim,” dedi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Bessent’in açıklamalarına yorum yapmaktan kaçındı.

Trump, çeşitli vesilelerle Xi ile telefon görüşmesi yapma olasılığını gündeme getirdi. 12 Mayıs’taki görüşmelerden önce ikilinin görüştüğünü iddia etti, fakat Çin bunu sürekli olarak yalanladı.

İsviçre’deki görüşmelerin ardından iki ülke, en az 90 gün boyunca birbirlerinin mallarına uyguladıkları gümrük vergilerini düşüreceklerini açıkladı.

ABD’nin bu yıl Çin’e uyguladığı ek vergiler yüzde 30’a, Çin’in vergileri ise yüzde 10’a indirilecek. Anlaşma kapsamında Çin, ABD’ye uyguladığı tarife dışı önlemleri “askıya alma veya iptal etme”yi de kabul etti, fakat ayrıntılar hakkında bilgi vermedi.

Çin Ticaret Bakanlığı, görüşmelerin ardından her iki tarafın “Çin-ABD ekonomik ve ticari danışma mekanizması kurarak, ekonomik ve ticari alanlardaki karşılıklı endişeler konusunda yakın iletişim kurmak ve daha fazla danışma yapmak” konusunda anlaştığını açıkladı.

Bakanlık, iki tarafın düzenli olarak veya gerektiğinde “Çin ve ABD arasında dönüşümlü olarak veya karşılıklı olarak kararlaştırılan üçüncü bir ülkede” danışmalar yapacağını belirtti. 

Fakat o zamandan bu yana, her iki taraf da görüşmelerle ilgili çok az kamuoyu açıklaması yaptı ve Trump yönetimi, Çinli şirketlerin ABD teknolojisini kullanmasına daha fazla kısıtlama getirdi.

Cenevre görüşmelerinden kısa bir süre sonra Washington, Huawei tarafından üretilen yapay zeka çiplerini kullanan şirketlere, ABD’nin ihracat kontrollerini ihlal ettikleri için cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulundu.

ABD Ticaret Bakanlığı da, yarı iletkenlerin tasarımında kullanılan yazılımları sunan ABD şirketlerine, Çin’in gelişmiş çipler geliştirmesini zorlaştırmak amacıyla, Çinli gruplara hizmet satmayı durdurmaları talimatını verdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English