John F. Kennedy suikastına ilişkin federal kayıtlar Donald Trump yönetimi tarafından yayınlandı.
Trump’ın ocak ayında 1963 suikastına ilişkin federal kayıtların gizliliğinin kaldırılmasına yönelik bir kararname imzalamasının ardından binlerce sayfalık belge ABD Ulusal Arşivleri tarafından yayınlanmaya başlandı.
Arşivler salı günü web sitesinde yaptığı açıklamada, “Başkan Donald Trump’ın talimatı uyarınca… Başkan John F. Kennedy suikastı kayıtları koleksiyonunun bir parçası olan ve daha önce sınıflandırma için saklanan tüm kayıtlar yayınlandı,” dedi.
Ulusal Arşiv, belgeleri içeren yaklaşık 2.200 dosyayı web sitesinde yayınladı. Ulusal Arşivler’in suikastla ilgili 6 milyon sayfadan fazla kayıt, fotoğraf, sinema filmi, ses kaydı ve eserden oluşan koleksiyonunun büyük çoğunluğu daha önce yayınlanmıştı.
Trump kayıtların açıklanmasından önce pazartesi günü gazetecilere verdiği demeçte “hiçbir şeyi sansürleyeceklerine inanmadığını” söylemişti.
Ulusal Arşivler, Kasım 1963’te dönemin başkanı Kennedy’ye düzenlenen suikastla ilgili olarak geçtiğimiz on yıllar boyunca milyonlarca sayfa kayıt yayınladı.
Fakat binlerce belge CIA ve FBI’ın talebi üzerine ulusal güvenlik kaygıları gerekçe gösterilerek bekletiliyordu.
Fakat suikastla ilgili dosyaların depolandığı Mary Ferrell Vakfı’nın başkan yardımcısı Jefferson Morley, salı günü açıklanan belgelerin vaat edilen dosyaların üçte ikisini, yakın zamanda keşfedilen FBI dosyalarını ya da 500 İç Gelir Servisi kaydını içermediğini söyledi.
Warren Komisyonu, Oswald’ın ‘tek başına’ hareket ettiğini öne sürmüştü
Olayı soruşturan Warren Komisyonu, suikastın eski bir deniz piyadesi olan keskin nişancı Lee Harvey Oswald tarafından tek başına gerçekleştirildiğini ileri sürmüştü.
Resmi sonuç, Kennedy’nin Dallas, Teksas’ta öldürülmesinin ardında daha karanlık bir komplo olduğu yönündeki spekülasyonları bastırmak için çok az şey yaptı ve hükümet dosyalarının yavaşça yayınlanması çeşitli komplo teorilerine neden oldu.
Halihazırda açıklanan kayıtların çoğu, FBI ajanlarının hiçbir yere varmayan ipuçlarını takip ettiği çok sayıda rapor da dahil olmak üzere ham istihbarattı.
Yayınlanan yeni belgelerin büyüklüğü, herhangi bir ifşaat olup olmadığını tespit etmenin biraz zaman alacağı anlamına geliyor.
New York Times’a konuşan tarihçi David J. Garrow, tüm dosyaları incelemenin aylar alabileceğini belirtti.
‘KGB ajanlığı’ iddiasına destek yok
Yeni yayınlanan dosyalar arasında CIA’in St Petersburg istasyonunun Kasım 1991 tarihli bir notu da yer alıyor. Notta, o ayın başlarında bir CIA yetkilisinin ABD’li bir profesörle arkadaş olduğu ve profesörün yetkiliye KGB için çalışan bir arkadaşından bahsettiği belirtiliyor.
Notta, KGB yetkilisinin Oswald hakkındaki “beş kalın ciltlik” dosyaları incelediği ve “Oswald’ın hiçbir zaman KGB tarafından kontrol edilen bir ajan olmadığından emin olduğu” belirtiliyordu.
Notta, Oswald’ın dosyalarda tanımlandığı şekliyle, KGB yetkilisinin “herhangi birinin Oswald’ı kontrol edebileceğinden şüphe ettiği, fakat KGB’nin SSCB’deyken onu yakından ve sürekli olarak izlediğini” belirttiği de ekleniyor.
Ayrıca dosyada Oswald’ın Sovyetler Birliği’nde hedefe ateş etmeyi denediğinde kötü bir nişancı olduğunun belirtildiği de kaydedilmişti.
“Gizli” ibareli belgelerden biri, Warren Komisyonu araştırmacılarından birinin 1964 yılında CIA çalışanı Lee Wigren’i Dışişleri Bakanlığı ve CIA tarafından Sovyet kadınlarla Amerikalı erkekler arasındaki evliliklerle ilgili olarak komisyona sağlanan bilgilerdeki tutarsızlıklar konusunda sorguladığı görüşmenin el yazısı notlarıyla birlikte daktilo edilmiş haliydi.
Oswald vurulduğu sırada Marina Oswald adında bir Sovyet kadınla evliydi.
Ulusal Arşiv’in 2017’de yayınladığı dosyalara göre Oswald suikasttan haftalar önce Mexico City’deki Küba konsolosluğunu ve Sovyet elçiliğini ziyaret etmişti.
Uzmanlar, CIA’in ya da başkalarının Oswald’ın Mexico City’deki hareketleriyle ilgili gizli dosyalar tutmuş olabileceği görüşünde.
Fidel Castro’yu ortadan kaldırmak için çok gizli proje
1963 tarihli Savunma Bakanlığı belgeleri 1960’ların başındaki Soğuk Savaş’ı ve Küba lideri Fidel Castro’nun diğer ülkelerdeki komünist güçlere verdiği desteği engellemeye çalışan ABD’nin Latin Amerika’daki müdahalesini kapsıyordu.
Belgeler Castro’nun ABD ile bir savaşı kışkırtacak kadar ileri gitmeyeceğini ya da “Castro rejimini ciddi şekilde ve derhal tehlikeye atacak” bir noktaya tırmanmayacağını öne sürüyor.
Belgede, “Castro’nun Latin Amerika’daki yıkıcı güçlere desteğini yoğunlaştırması daha olası görünüyor,” deniyor.
Ocak 1962’de yayınlanan bir başka belge ise “Mongoose Operasyonu” ya da kısaca “Küba Projesi” olarak adlandırılan ve 1961’de Kennedy tarafından Küba’ya karşı devrimci yönetimi ortadan kaldırmayı amaçlayan CIA liderliğindeki gizli operasyon ve sabotaj kampanyası olan çok gizli bir projenin ayrıntılarını ortaya koyuyor.
Bazı dosyalarda, aile üyeleri için olası yansımalara ilişkin endişelere rağmen CIA varlıklarının isimlerinin de açıklandığı görülüyor.
Eski muhbirlerin çoğu muhtemelen ölmüş olsa da, Meksika ya da Küba gibi ülkelerde çalışan muhbirlerin isimlerinin yayınlanmasının ailelerini tehlikeye atabileceği endişesi dile getirilmişti.
Kayıtların yayınlanması için mücadele eden avukat Mark Zaid daha önce The Telegraph’a yaptığı açıklamada istihbarat camiasından isimlerin açıklanmasını engelleyebilecek güçlü bir tepki geleceğini düşündüğünü söylemişti.
İsrail istihbaratına ilişkin atıflar önceki yayınlarda sansürlenmiş
Öte yandan CIA’in üst düzey yetkilisi James Jesus Angleton’ın İsrail istihbaratıyla olan bağlantısını gizlediği, yeni ortaya çıkan JFK suikastı kayıt dosyasından anlaşılıyor.
Angleton, JFK’nin İsrail’in nükleer silah edinmesini engelleme politikasını tersine çevirip Mossad başkanı Meir Amit tarafından “içlerindeki en büyük Siyonist” olarak övülmesiyle biliniyor.
Angleton’ın ayrıca Başkan Kennedy suikastına ilişkin Warren Komisyonu’nun belgelerini sakladığı da tespit edildi.
Wikileaks’in aktardığına göre, Angleton ölmeden kısa bir süre önce, “Ne kadar iyi yalan söyler ve ne kadar çok ihanet ederseniz, terfi etme olasılığınız o kadar artar… ikiyüzlülükleri dışında tek ortak noktaları mutlak güç arzusuydu,” demişti.
Dosya daha önce 2017, 2018 ve 2022 yıllarında redakte edilmiş bir şekilde yayınlanmıştı.