Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de New Jersey eyaleti Rusya’ya yönelik yaptırım yasasını askıya aldı

Yayınlanma

ABD’nin New Jersey eyaletinde yetkili makamlar, Japon Kyocera şirketinin açtığı davayı kazanmasının ardından daha önce yürürlüğe giren yaptırım yasasını askıya aldı.

Politico‘nun haberine göre konu, eyalet yetkililerinin Rus iştiraklerin varlığı nedeniyle kısıtlamalar uyguladığı Japon Kyocera şirketinin yargıya müracaat etmesiyle başladı.

Mahkeme, söz konusu şirkete bağlı avukatların dava sırasında ilgili makamların yetkilerini aştıkları ve dış ticarete müdahale etmeye çalıştıkları için eylemlerinin anayasaya aykırı olduğunu belirten savunmasına dayanarak şirketi haklı buldu.

Haberde, 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi sırasında New Jersey Valisi Phil Murphy’nin Rusya ile Belarus ile ilişkileri olan şirketlerle her türlü sözleşmeyi yasaklayan bir karar çıkardığı anımsatıldı.

Kararla birlikte şirketler, yasayı ihlal ettikleri için devlet teşviklerinin kısıtlanmasıyla tehdit edilerek emeklilik fonuna katkıları engellenmişti.

2023 yazında, yetkililerin kara listeye almayı planladığı Kyocera’nın federal yargıçtan kısmen anayasal gerekçelerle geçici bir yasaklama emri almasının ardından eyalet, yasanın uygulanmasını gönüllü olarak askıya almıştı.

Habere göre, ABD bankası JP Morgan Chase, Xerox Corporation, Fransız suni çim üreticisi Tarkett ve diğer şirketler devletin iddia edilen kara listesine eklenmiş olabilir.

Özellikle JP Morgan Chase bankasının bu nedenle 260 milyon dolar tutarındaki vergi avantajını kaybedebileceği belirtiliyor.

AMERİKA

Batılı enerji grupları uranyum tedarik sıkıntısı nedeniyle risk altında

Yayınlanma

Sektör temsilcileri, ABD ve Avrupalı enerji şirketlerinin, ev elektriğinden veri merkezlerine kadar her şeyi beslemek için nükleer enerjiye olan talep arttıkça uranyum arz sıkıntısı nedeniyle artan bir risk altında olduğu uyarısında bulundu.

Financial Times’a (FT) göre kıtlık tehdidi, nükleer reaktörlere güç sağlamak için kullanılan madenin dünyadaki en büyük üreticisi Kazakistan’ın Rusya ve Çin’e daha fazla satarken ABD ve Avrupa’ya daha az satmasıyla ortaya çıkıyor.

Prism Strategic Intelligence’dan Benjamin Godwin, “Rus ve Çinli oyuncular Orta Asya ve Afrika’daki kaynaklara erişimi güvence altına almak için çok istekliler ve bu da çok agresif bir rekabet ortamı yaratıyor,” dedi.

Dünyanın en büyük halka açık uranyum üreticilerinden biri ve Kanada merkezli en büyük batı tedarikçisi olan Cameco’nun yatırımcı ilişkileri başkan yardımcısı Cory Kos, “Birçok müşterinin farkına varmadığını düşündüğüm bir tükenme eğrisindeyiz,” dedi ve gidişatın yönünün “Çin’e daha fazla malzeme akışı” olduğuna dikkat çekti.

Yöneticiler, 2011 Fukushima nükleer felaketinin ardından uranyum fazlası olmasına rağmen, bu fazlalığın kademeli olarak giderildiğini söyledi.

Eski bir yönetici, “Sektör olarak ödünç alınmış zamanla yaşıyoruz… tükenmekte olan envanter, tedarik zincirinin devam etmesini sağladı,” dedi.

Enerji şirketleri güçlerini petrol, gaz ve yenilenebilir kaynaklar da dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan elde ediyor. Fakat, dünya daha temiz enerjiye geçtikçe, analistler nükleer enerjiye olan talebin artmasını bekliyor: Dünya Nükleer Birliği, küresel uranyum talebinin 2040 yılına kadar iki katına çıkmasını bekliyor.

ABD, Birleşik Krallık ve Güney Kore’nin de aralarında bulunduğu bir dizi ülke 2050 yılına kadar küresel nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma sözü verirken, teknoloji grupları da yapay zeka veri merkezleri için bu yakıta yöneliyor.

Kazakistan’a sınırı olan Çin ve Rusya da nükleer enerjiyi ülke içinde önemli ölçüde genişletmeye çalışıyor. Kazakistan dünyada çıkarılan uranyumun yaklaşık yüzde 40’ını tedarik ediyor.

ABD Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) bu ay Çin ve Rusya’nın “uluslararası ortaklardan çıkarılan uranyum alımını hızla genişlettikleri” uyarısında bulundu. CSIS, batılı hükümetlerin “uranyum madenciliği de dahil olmak üzere” uranyum tedarik zincirini güvence altına alma çabaları ile yakıt kullanımını genişletme planları arasında bir “kopukluk” olduğunu da sözlerine ekledi.

CSIS direktörlerinden Gracelin Baskaran, “Uranyum üretimi gerçekten dikkat etmediğimiz bir güvenlik açığı,” dedi.

Şirket açıklamalarına göre, Kazakistan’ın devlete ait madencilik grubu Kazatomprom’un satışlarının yaklaşık üçte ikisi, 2021’deki yaklaşık üçte birine kıyasla 2023’te Rusya, Çin ve iç pazarda yerleşik alıcılara gitti.

Buna karşılık, 2021’de yüzde 60 olan ABD, Kanada, Fransa ve Birleşik Krallık’taki alıcıların toplamı 2023’te yüzde 28’e düştü.

Rakamlar, bir kısmı Kazatomprom’un ortak girişim ortakları tarafından satılan tüm Kazak uranyumunun satışını yansıtmıyor. Kazatomprom, “satışlarını çeşitlendirmeyi amaçladığını” söylerken “felsefesinin tüm yumurtaları tek bir sepete koymak olmadığını” kaydetti.

Ayrıca şirketin uranyumunun daha düşük bir oranının Çin’e gittiğine dikkat çekti. 2018’de Kazatomprom halka açılmadan önce bu oran daha yüksekti.

Nijer, küresel uranyum üretiminin yalnızca yüzde 5’inden sorumlu olmasına rağmen, AB’deki reaktörler için önemli bir tedarikçi fakat Euratom’un verilerine göre, 2023’te Avrupa’ya tedarikini 2021’e kıyasla üçte bir oranında azalttı.

Temmuz 2023’te gerçekleşen askeri darbenin ardından batılı madencilik şirketlerine düşman bir hükümetin işbaşına gelmesi ile ülke 2024 yılında hiç uranyum ihraç etmedi.

Fransız devletine ait Orano’nun madencilik hakları geçen yıl Nijer hükümeti tarafından elinden alındı. Nijer, 2023 yılında Orano’nun uranyum kaynaklarının yüzde 16’sını oluşturuyordu.

Fransa Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü araştırmacısı Teva Meyer’e göre, şirketin aktif madenlerinin bulunduğu Kazakistan’daki kaynakları da tükeniyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’li senatör, TikTok yasağının İsrail ile ilgili olduğunu ifşa etti

Yayınlanma

Bu hafta Münih Güvenlik Konferansında, ABD Kongresi istihbarat komitesindeki en üst düzey Demokrat Senatör Mark Warner, TikTok yasağına yol açan yasa tasarısının arkasındaki “gerçek hikayeye” ilişkin ipuçları verdi.

Warner, aynı panelde birlikte olduğu eski Kongre üyesi Mike Gallagher’a seslenerek, “Gerçek hikayeyi anlatıp anlatmayacağınızı görmek istiyorum,” dedi.

Gallagher, Warner ile birlikte TikTok’un ulusal güvenlik tehdidi olduğunu iddia eden yasa tasarısını ilk sunan kişi ve şu anda da kötü şöhretli Silikon Vadisi devi Palantir’in yöneticisi.

Gallagher, ulusal güvenlik yasa tasarısının Hamas’ın İsrail’e yönelik başlattığı 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonuna kadar “ölü” olduğunu, 7 Ekim’den sonra ise tasarının yeniden hayata döndüğünü anlattı.

Gallagher, “Yani iki partili bir konsensüsümüz vardı. Yürütme organı elimizdeydi ama tasarı 7 Ekim’e kadar hâlâ ölüydü. İnsanlar platformda bir sürü antisemitik içerik görmeye başladılar ve tasarımız yeniden hayat buldu,” dedi.

Yine Gallagher Münih’te yaptığı açıklamada TikTok’un yasağı delme girişiminde “büyük bir yanlış hesaplama” yaptığını da belirtti. TikTok’un milyonlarca kullanıcısına bir bildirim göndererek onları tasarıya karşı çıkmaları için Kongre üyelerini aramaya çağırması üzerine Gallagher, bunun sosyal medya şirketinin Amerikan gençliğinin “beynini yıkadığını” “kanıtladığını” söyledi.

İsrailli yetkililer ve lobiciler Washington’da uzunca bir süredir ABD’li yetkililere, TikTok’un algoritmasının Amerikalı gençlerin İsrail-Hamas savaşına karşı muhalefetini körüklediğini söylüyorlardı.

Örneğin geçen sene gazeteci Ken Klippenstein, kendisine konuşan bir Dışişleri Bakanlığı kaynağının, üst düzey bir İsrailli diplomatın Çin yapımı bir algoritmanın “kötücül rolü” hakkında atıp tuttuğunu aktarmıştı. İsrailliler, özellikle üniversite kampüslerindeki İsrail karşıtı protestolara TikTok ve benzeri sosyal medya platformlarının destek olduğunu düşünüyorlardı.

Aynı dönemde NPR, İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Emmanuel Nahshon tarafından kaleme alınan ve TikTok’un algoritmasını “gençleri İsrail’e karşı kışkırtmakla” suçlayan bir bilgi notunu haberleştirmişti.

TikTok yasağının destekçilerinden Senatör Mitt Romney de, genç Amerikalılar arasında en popüler sosyal medya platformunun kapatılmasına verdiği desteği Filistin meselesine bağlamıştı. Romney, TikTok’ta Filistin yanlısı paylaşımların sıklığının diğer platformlara kıyasla “ezici” olduğunu söylüyordu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Reuters: Çinli BYD Brezilya’daki Lityum Vadisi’nde maden hakkı satın aldı

Yayınlanma

Reuters tarafından incelenen kamu kayıtlarına göre Çinli elektrikli otomobil (EV) üreticisi BYD, 2023 yılında Brezilya’nın lityum açısından zengin bir bölgesinde iki arsa için maden hakkı satın alarak Çin dışındaki en büyük pazarında madencilik işine girdi.

Belgeler, satın almanın, 2023’ün Mayıs ayında kurulan BYD iştiraki Exploracao Mineral do Brasil tarafından yapıldığını gösterdi.

Söz konusu araziler BYD’nin 2023 yılında yatırım yapmayı kabul ettiği Brezilya’nın kuzeydoğusundaki yeni fabrika projesine sadece yarım günlük mesafede yer alıyor. Ayrıca ABD’de listelenen madenci Atlas Lithium’un sahip olduğu arazilere de komşu.

Kamuya açık kayıt belgelerine göre, iştirak 4 milyon real (695.000 $) sermaye ile kuruldu ve 2023 yılında döviz kuru değişimlerinden yaklaşık 213.000 real kar elde etti.

Reuters tarafından görülen ekim ayı hissedarlar toplantısına ait bir raporda, şirketin “araştırma aşamasında olduğu, ne mali hareket ne de işletme geliri olduğu” belirtildi.

BYD konuyla ilgili yorum yapmayı reddetti.

Büyük Çinli madencilerin hisselerini satın alan BYD, geçen yıl Şili’deki bir lityum projesine teklif vermesine izin verilen altı firmadan biriydi ve Şili’nin kuzeyinde bir lityum katot tesisi için planlarını açıkladı.

ABD, Suudi ve Çin heyetlerinin son ziyaretleri, stratejik madenlere erişim için jeopolitik yarışta açık bir pazar olarak Brezilya’ya yönelik küresel ilginin altını çizdi.

Brezilya, Güney Amerikalı komşularının aksine lityum sektöründe ağır bir devlet varlığından kaçındı, hatta 2022’de metal üzerindeki ihracat kontrollerini hafifletti.

En iyi lityum potansiyelleri, Arjantin, Bolivya ve Şili’deki tuz düzlüklerinden zorlu lityum çıkarma işlemlerinin aksine, geleneksel madenciliğe uygun sert kaya yataklarıdır.

BYD’nin Brezilya’da lityum araması, Latin Amerika’nın en büyük ekonomisine yaptığı bahsi güçlendiriyor.

Geçen yıl Financial Times, BYD’nin Brezilya’nın en büyük lityum üreticisi Sigma Lithium ile olası bir tedarik anlaşması, ortak girişim veya satın alma konusunda görüşmeler yaptığını bildirmişti.

LİTYUM VADİSİ

BYD’nin maden hakları, Brezilya’nın Lityum Vadisi olarak bilinen Minas Gerais eyaletindeki Jequitinhonha Vadisi’nin bir parçası olan Coronel Murta kasabasında 852 hektarı (8,5 km2) kapsıyor.

Firma haziran ayında web sitesinde yaptığı açıklamada, Coronel Murta’daki komşu Atlas Lithium projesinin, bölgenin ilk jeolojik haritalamasının ardından araştırma aşamasında olduğunu söyledi.

Atlas CEO’su Marc Fogassa, BYD’nin varlığını üçüncü bir taraf aracılığıyla öğrendiğini, ancak bunu otomobil üreticisiyle hiçbir zaman doğrudan görüşmediğini söyledi.

Reuters’a konuşan Fogassa, “Eğer bu iki bölgeye yatırım yaptılarsa bunun nedeni potansiyeli görmüş olmaları ve bunun da benim bölgelerimi daha değerli kılmasıdır” dedi.

Brezilya’da bir maden projesinin ekonomik olarak uygun görülmesi halinde üretime başlaması genellikle sekiz ila 15 yıl sürebiliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English