Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Afrika’da temerrüde düşen son ülke Etiyopya

Yayınlanma

Etiyopya, pazartesi günü faiz ödemesi yapamamasının ardından Afrika’nın temerrüde düşen son ülkesi oldu.

Afrika Boynuzu ülkesi 11 Aralık’ta 33 milyon dolarlık bir faiz ödemek zorundaydı. Etiyopya Maliye Bakanı Ahmed Shide perşembe günü devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, hükümetin ödemeyi yapmak istemediğini çünkü ‘tüm alacaklılara aynı şekilde davranmak istediğini’ söylemişti.

Maliye Bakanlığının üst düzey reform danışmanı Hinjat Shamil pazartesi günü yaptığı açıklamada, ödemenin yapılmadığını ve yapılmayacağını doğruladı. Etiyopya, borç ödemelerini askıya almak için geçen ay ikili alacaklılarla anlaşmaya vardı.

Temerrüd, Etiyopya’yı Zambiya, Gana ve Sri Lanka da dahil olmak üzere son yıllarda Eurobond’larda temerrüde düşen artan sayıda gelişmekte olan ülke arasına soktu.

Hükümet, yeniden yapılandırma için yaptığı karşı teklifte, tahvil sahiplerinden itfa vadesini Temmuz 2028’den Ocak 2032’ye kadar uzatmalarını ve faizi mevcut %6,625’ten %5,5’e düşürmelerini istedi. Bununla birlikte, nominal değer 1 milyar dolarda kalacak, bu da alacaklıların varlıklarında nisbi bir kesintiyi sineye çekmelerine gerek kalmayacakları anlamına geliyor.

Bu ayın başlarında tahvil sahiplerinden oluşan geçici bir komite, ödeme yapmama kararını ‘hem gereksiz hem de talihsiz’ olarak nitelendirdi.

Zambiya ve Gana’dan sonra Etiyopya

Etiyopya, Zambiya ve Gana’nın borçlarını yeniden yapılandırma konusunda ilerleme kaydetmesinin ardından ivme kazanmaya başlayan ‘20’ler Grubu Ortak Çerçevesi’ aracılığıyla yükümlülüklerini yeniden müzakere etmeye çalışıyor. Bu, kamu ve özel borç verenlerin borç tahliyesinin koordine edilmesine, borç muamele standartlarının belirlenmesine olanak tanıyor.

Bloomberg’e göre Kuzey Tigray bölgesindeki savaşın ‘yatırımcı duyarlılığını’ bozması ve ekonomik büyümeyi baltalaması nedeniyle 2021’den bu yana yükümlülüklerini yeniden düzenlemeye çalışan ülke, borç ödemelerini askıya almak için ikili alacaklılarla prensipte bir anlaşmaya vardı.

Batılı kreditörlerin yeni aracı ‘Ortak Çerçeve’

‘Ortak Çerçeve’, kamu ve özel borç verenler tarafından sunulan borç indirimlerini koordine etmek ve hem geleneksel Batılı borç verenler hem de Çin, Hindistan ve Suudi Arabistan gibi büyük yeni alacaklılar arasında borç muamele standartlarını belirlemek için 2020’deki G20 zirvesinde tasarlanmıştı.

Plan, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’nın, yardım isteyen herhangi bir ülkenin ihtiyaçlarını analiz etmesiydi, bu da hükümet veya hükümet destekli borç verenlerden borç anlaşmalarının önünü açacaktı. Umut, bankalar gibi özel borç verenlerin benzer şartlar kullanarak imza atmasıydı.

Fakat yine Bloomberg’in kabul ettiği üzere, aralık ayı itibariyle, hiçbir ülke Ortak Çerçeve aracılığıyla önemli bir borç rahatlaması sağlamış değil. Etiyopya, Ocak 2021’de Ortak Çerçeve aracılığıyla borçlarının yeniden yapılandırılmasını talep etmişti. 8 Aralık’ta hükümet, emeklilik fonları ve devlet tahvillerini elinde tutan diğer özel sektör alacaklılarıyla yaptığı paralel müzakerelerin bozulduğunu açıklamıştı.

Devletler tarafından ihraç edilen tahviller, geçmişte olduğundan çok daha fazla, New York hedge fonlarından Ortadoğu varlık fonlarına ve Asya emeklilik fonlarına kadar yüzlerce alacaklı arasında bölünmüş durumda. Bu, ‘Ortak Çerçeve’de bir bir fikir birliği oluşturmayı da zorlaştırıyor.

Çin’den kredi yeniden yapılandırması

Boston Üniversitesi’nin hesaplamalarına göre 2006-2022 yılları arasında Çinli kreditörler Etiyopya’ya 14 milyar dolarlık kredi verdi.

Addis Ababa, Çin ile borçların yeniden yapılandırılması anlaşmasına varabilmişti.

Etiyopyalı yetkililer ağustos ayında Çin’in Etiyopya’nın 7 Temmuz 2024’e kadar sürecek mali yıl için borç ödemelerini askıya almasına izin verdiğini söylemişti.

ORTADOĞU

SDG’den sonra ENKS de geçici Anayasa’ya itiraz etti

Yayınlanma

ahmet şara-mazlum abdi

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) rakip olarak Türkiye’nin de desteği ile kurulan ve Erbil’e yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını eleştirdi.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara dün geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı. “İslam hukuku yasaların temel kaynağıdır” maddesinin de bulunduğu yeni anayasaya HTŞ ile hafta başında el sıkışan SDG’den sonra ENKS de tepki gösterdi.

ENKS’den yapılan açıklamada “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi.

Taslağın, “Suriye’nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

ENKS, geçici anayasanın “Suriye’nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunduğu açıklamada, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” ifadelerine yer verdi.

Rudaw’ın aktardığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bunlara ek olarak bildiri, merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.”

“Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.”

“Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.”

“Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, Edan Alexander’ı serbest bırakacak

Yayınlanma

Edan Alexander

Hamas, ateşkese arabulucu ülkelerin sunduğu öneriye yanıt olarak Gazze’de esir tutulan biri hayatta 4’ü ölü, 5 ABD-İsrail vatandaşını teslim edeceğini duyurdu.

Hamas’tan yapılan açıklamada, dün arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’dan müzakerelerin yeniden başlatılmasına ilişkin bir öneri alındığı ve olumlu şekilde değerlendirildiği belirtildi. Öneriye cevaben Hamas’ın ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşını teslim edeceği aktarıldı.

Hamas’ın ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’e ateşkes anlaşmasına tam uyma çağrısı yapıldı.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail hükümeti, 3 Şubat’ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerini engellemişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da Gazze Şeridi’ne elektrik tedarikini kesmişti.

İsrail müzakere heyetinin 10 Mart’ta “kalıcı ateşkesi görüşme” yetkisi olmaksızın Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştığı bildirilmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da müzakerelere katılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail, Suriye’den sonra Lübnan’da da kalıcı işgale hazırlanıyor

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, kara sınırını belirlemek için Lübnan’la yapılması planlanan müzakerelere rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki beş stratejik noktada “süresiz olarak” kalacağını söyledi.

Katz’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, dün Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir ve diğer üst düzey askeri yetkililerle yaptığı değerlendirme toplantısında Katz, “Ordunun Lübnan’daki tampon bölgeyi kontrol eden beş noktada süresiz olarak kalacağını ve bunun, kuzeydeki İsrail vatandaşlarını korumak adına alınan bir karar olduğunu” net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu durumun gelecekte, sınırdaki anlaşmazlık noktalarıyla ilgili olası müzakerelerle bağlantılı olmadığını açıkladı.

Times of Israel’de yer alan habere göre Katz, orduya bu beş stratejik noktadaki mevzilerini güçlendirmesi ve uzun süreli işgale hazırlanması talimatını verdi.

İsrail ve Lübnan; ABD ve Fransa arabuluculuğunda iki ülke arasındaki kara sınırı dahil sorunların çözümü için üç ortak çalışma grubunun kurulması konusunda anlaşmıştı. İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi bu sürecin sonunda Lübnan ile ilişkilerini normalleştirmeyi hedefliyor. Hizbullah’a yakın medyaya göre “yeni Lübnan yönetiminin ABD’nin çıkarlarına daha uygun bir pozisyonda olması, Hizbullah’ın bu sürece karşı koymasını zorlaştırıyor.” Ancak yine de “Lübnan içinde bu plana karşı ciddi bir direnç oluşacağı da kesin.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English