Bizi Takip Edin

AVRUPA

Alman hükümetinden bütçe anlaşması

Yayınlanma

Alman hükümeti, ülkenin anayasa mahkemesinin kararının ardından hükümetin mali durumunda oluşan 60 milyar avroluk boşlukla nasıl başa çıkılacağı konusundaki iç anlaşmazlıkları çözdü ve harcama kesintileri ile ek gelir kaynaklarından oluşan yeni bir paketi açıkladı.

Kasım ayında Anayasa Mahkemesi, Alman anayasasında yer alan ‘borç frenini’ güçlendirerek, COVID-19 fonundan iklim fonuna kaynak aktarılmasını reddetmişti.

Sonuç olarak, iklim koruma yatırımlarının yanı sıra çip üretimi gibi endüstriyel sübvansiyonları finanse etmeyi amaçlayan ‘iklim ve dönüşüm fonu’ndan 60 milyar avro kesilmişti.

Şansölye Olaf Scholz 13 Aralık Çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Karar ışığında, geçtiğimiz haftalarda Federal Hükümet bünyesinde bütçeyi yeniden önceliklendirdik. Başlangıç olarak en önemli mesajım: Hükümet hedeflerine sadık kalıyor,” dedi.

Scholz, hükümetin iklim ve Ukrayna’ya yardım hedeflerine ulaşmak için ‘önemli ölçüde daha az parayla yetinmek zorunda olduklarını’ da ekledi.

Yeşillerden ‘bedel ödeme’ vurgusu

Çeşitli bakanlıkların harcamalarında yapılan kesintiler ve ek gelir kaynaklarının bir karışımı kullanılarak 2024 bütçesinde toplam 17 milyar avroluk bir delik kapatıldı.

Düzenli bütçenin bir parçası olmayan ‘iklim ve dönüşüm fonunda’ (KTF) 2024 yılında 12 milyar avro, 2027’ye kadar olan yıllarda ise toplam 45 avro kesinti yapılacak. Scholz, fonun kalan hacminin 2024’ten 2027’ye kadar olan yıllar için 160 milyar avro olacağını ve bu nedenle hala ‘çok yüksek’ olduğunu savundu.

Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller), diğer şeylerin yanı sıra, güneş enerjisi endüstrisi için planlanan sübvansiyonların azaltılması ve elektrikli araba satın alan tüketiciler için düşünülen bir vergi indiriminin aşamalı olarak kaldırılmasıyla ulaşılacağını söyledi.

“Bu bana acı veriyor,” diyen Habeck, bunun KTF’nin temel bileşenleri olan hidrojen ekonomisinin gelişimini, sanayinin karbonsuzlaştırılmasını ve aynı zamanda vatandaşların destek programlarını sürdürmenin bedeli olduğunu ileri sürdü.

Elektrik fiyatları artacak

Kesintiler, tüketicileri 2024 yılında artık ödenmeyecek olan elektrik şebeke ücretlerinden kurtarmak için planlanan 5.5 milyar avroluk desteği de etkileyecek. Şebeke operatörleri, sonuç olarak tüketiciler için elektrik fiyatlarının kilovat saat (kWh) başına ortalama 3 cent artacağını söyledi.

Kesintilerin yanı sıra hükümet, ısınma ve ulaşım yakıtlarındaki karbon fiyatlarını hükümet ortakları arasında başlangıçta kararlaştırılandan daha yükseğe çıkararak daha fazla gelir elde etmek istiyor. Şu anda 1 ton CO2 başına 30 avro olan fiyat 2024 yılında 45 avroya yükselecek.

Pakette ayrıca, geri dönüştürülmeyen plastik miktarına bağlı olarak üye devletler tarafından AB’ye ödeme yapılmasını öngören yeni bir plastik vergisi de yer alıyor.

Maliye Bakanı Christian Lindner (FDP) “Bu, şu anda Brüksel’e genel vergi gelirlerinden ödediğimiz 1,4 milyar avroluk AB’nin kendi kaynağıdır. Şimdi bunu yeniden finanse etmek istiyoruz ve koalisyon anlaşmasında öngörüldüğü üzere, bu öz kaynağı finanse etmek için plastik distribütörlerini kullanmak istiyoruz,” diye ekledi.

Borç freninde karşı adım şimdilik yok

COVID salgını ve enerji krizi nedeniyle 2020’den 2023’e kadar askıya alınan ‘borç freni’ ile ilgili olarak hükümet, daha önce SPD tarafından desteklendiği üzere, Ukrayna’da devam eden savaşla ilgili olarak 2024 yılı için başka bir ‘acil durum’ ilan edilmemesine karar verdi.

‘Acil durum’ ile ilgili harcama seçeneği sadece 2021’de selden etkilenen Batı Almanya bölgelerinin yeniden inşası için kullanılacak ve bu da 2024’te 2,7 milyar avroya ulaşacak.

Ukrayna’ya yönelik yardımın normal bütçeden ödeneceğini belirten Scholz, desteğin ‘gerekli olduğu sürece’ sürdürüleceğini de sözlerine ekledi.

Scholz, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşında durum kötüleşirse, örneğin cephedeki durum kötüleşirse, diğer destekçiler Ukrayna’ya yardımlarını azaltırsa ya da Almanya ve Avrupa’ya yönelik tehdit daha da artarsa, tepki vermek zorunda kalacağız,” dedi.

Bu durumda hükümet partileri başka bir acil durum ilan ederek ‘borç freni’ muafiyetini kullanmaya hazır olacak.

Muhalefetten eleştiri

Öte yandan hükümetin açıkladığı yeni plan ağır eleştirilere maruz kaldı.

Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü (DIW) Başkanı Marcel Fratscher yaptığı açıklamada, “Federal hükümetin 2024 bütçesi üzerinde vardığı anlaşma, sorunları sadece geleceğe erteleyen tembel bir uzlaşmadır,” dedi.

Fratscher, anlaşma ile birlikte devletin iklim koruma ve dönüşüm için kalıcı olarak 60 milyar avrodan yoksun kalacağını savundu. Fratscher, “CO2 fiyatındaki daha hızlı artış vatandaşların zararına olacak. Buna karşılık Alman hükümeti, CO2 bedelinin halka iade edileceği iklim primini hâlâ borçludur,” iddiasında bulundu.

Alman sanayi birliği BDI, iklim fonundan sanayi sübvansiyonlarının sağlanmasını överken, elektrik fiyatlarındaki artışı eleştirerek, “Küresel rekabet gücümüze hiç yardımcı olmuyor, aksine bunu daha da zorlaştırıyor,” dedi.

“Enerji hepimiz için daha pahalı hale gelecek,” diyen BDI Başkanı Siegfried Russwurm, bunun hem özel tüketicileri hem de şirketleri vuracağını söyledi.

Ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) milletvekili Dennis Radtke, X’te, “Trafik ışığı [koalisyonu] ardında ekonomik ve sosyal yıkım bırakacak,” diye yazdı.

AVRUPA

Alman partilerinin ‘savaş’ anlaşması borsayı uçurdu

Yayınlanma

Almanya’da CDU/CSU, SPD ve Yeşiller arasında bir borç paketi için varılan milyar avroluk anlaşma borsada “sevinç çığlıklarına” yol verdi.

Spiegel’in aktardığına göre özellikle savunma ve altyapı hisseleri yükseldi.

Almanya’nın önde gelen endeksi Dax, bir ara 23.000 puanın üzerine çıktı ve öğleden sonra erken saatlerde yüzde 1,7 artışla 22.907 puana ulaştı.

Dax’ın liderleri, öğleden önce yaklaşık yüzde 5,7 oranında yükselen savunma şirketi Rheinmetall’in hisseleri oldu. Yapı malzemeleri üreticisi Heidelberg Materials ve enerji teknolojileri grubu Siemens Energy’nin hisseleri de talep gördü.

MDax’ta listelenen zırhlı şanzıman üreticisi Renk bile yaklaşık yüzde on oranında yükseldi. Yaklaşık yüzde 5,5 oranında yükselen savunma şirketi Hensoldt’un hisselerine de güçlü bir talep vardı.

Finansal hizmet sunan Helaba’da uzman olarak çalışan Ulf Krauss, “Donald Trump’ın giderek daha kaotik ve tehditkar olarak algılanan ekonomi politikası ABD’de ekonomik karamsarlığa yol açarken, Almanya’nın borç frenini gevşetme girişimi Avro bölgesinde büyüme için iyimserlik yaratıyor,” diyerek piyasalardaki durumu özetledi.

Bu arada, bankacılık hisseleri Avrupa genelinde sektörün kazananları oldu. Sektör endeksi yüzde 2,2 oranında yükseldi. Commerzbank hisseleri yüzde üç artış gösterdi. Büyük İtalyan bankası UniCredit olası bir devralmaya bir adım daha yaklaştı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Commerzbank’ın doğrudan hisselerinin yüzde 29,9’a çıkarılmasını onayladı.

Tahvil piyasası da milyarlarca avroluk harcama paketi için varılan anlaşmaya tepki gösterdi: Alman devlet tahvillerinin fiyatları düşerken, getirileri de önemli ölçüde yükseldi. On yıllık Alman devlet tahvillerinin getirisi yüzde 2,93’e çıktı.

Özel fonun duyurulmasından ve borç frenine istisna getirilmesinden bu yana Bund (Alman devlet tahvili) getirileri keskin bir şekilde yükseldi.

Diğer Avro bölgesi ülkelerinde de getiriler önemli ölçüde artarak ülkelerin borçlanmasını daha pahalı hale getirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’da Siemens yöneticileri Kırım’a türbin sevkiyatı nedeniyle yargılanacak

Yayınlanma

Almanya’da Hamburg Bölge Mahkemesi, Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında, Rusya’ya bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırımları ihlal ettikleri gerekçesiyle dava açtı. Dava, 2024 baharında açıldı ve Siemens yetkilileri, konuyla ilgili soruşturmanın şirkete yönelik olmadığını ve suçlanan kişilerin artık şirkette çalışmadığını belirtti. Avrupa Birliği ve ABD yaptırımları, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesini yasaklıyor.

Hamburg Bölge Mahkemesi, 2014’te referandumla Rusya Federasyonu’na bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırım rejimini ihlal etmekle suçlanan sanayi şirketi Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında dava açtı.

Reuters ajansının haberine göre yaptırım ihlali davası 2024 baharında açıldı. Hamburg savcılığı, Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olan dört kişi ve Fransa-İsviçre vatandaşlığına sahip bir kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Fakat daha sonra bölge mahkemesi, kovuşturma için yeterli gerekçe bulunmaması nedeniyle üç sanıkla ilgili soruşturmayı durdurdu. Mahkeme belgelerinde sanıkların isimleri açıklanmadı.

İsmi belirtilmeyen bir Siemens yetkilisi, şirketin devam eden davalar hakkında yorum yapamayacağını, ancak davanın şirkete yönelik olmadığını ve sanıkların artık orada çalışmadığını belirtti.

Türbin işinin sahibi olan Siemens Energy ise, iki sanığın artık şirket çalışanı olmaması nedeniyle yorum yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) ve ABD yaptırımlarına göre, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesi yasak.

Fakat kısıtlamalara rağmen, Siemens’in elektrik üretimi için türbinleri, 2017 yılında Rusya’nın yarımadada inşa ettiği iki elektrik santraline teslim edildi.

O dönemde Siemens, türbinleri Rus bir müşteriye sattığını, bunların Rusya’daki elektrik santrallerine kurulmasını beklediğini ve Kırım’a gönderilme planlarından haberdar olmadığını açıklamıştı.

Rusya’nın Ukrayna’ya Şubat 2022’de başlattığı askeri müdahalenin ardından Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı askeri, havacılık, petrol ve doğalgaz ve diğer sektörler için teknoloji ve ekipman tedarikini yasaklayan geniş kapsamlı yaptırımlar uyguladı.

The New York Times gazetesi, tedariki sağlamak için “devasa bir paravan şirket ağı kurulduğunu” ve çiplerin önemli bir kısmı Hong Kong üzerinden geldiğini iddia etmişti.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Portekiz, Trump nedeniyle F-35’leri almaktan vazgeçti

Yayınlanma

Portekiz, ABD Başkanı Donald Trump yüzünden ABD yapımı F-16 savaş uçaklarını daha modern F-35’lerle değiştirmekten vazgeçti.

Ülkenin hava kuvvetleri, ABD’li silah üreticisi Lockheed Martin imzalı F-35’lerin satın alınmasını tavsiye etmişti ama görevden ayrılan Savunma Bakanı Nuno Melo’ya Portekiz medyası Público tarafından hükümetin bu tavsiyeye uyup uymayacağı sorulduğunda, “Seçimlerimizde jeopolitik ortamı göz ardı edemeyiz. ABD’nin NATO bağlamındaki son tutumu … bizi en iyi seçenekler üzerinde düşünmeye sevk etmelidir çünkü müttefiklerimizin öngörülebilirliği dikkate alınması gereken daha büyük bir değerdir,” cevabını verdi.

ABD hükümetinin F-35’i tam olarak çalışır hale getirmek için gereken yazılım güncellemelerine ve yedek parçalara erişimi engellemeye karar verebileceğinden korkuluyor.

Melo, “Dünya değişti … ve bu müttefikimiz … kullanım, bakım, bileşenler ve uçağın operasyonel olmasını ve her türlü senaryoda kullanılmasını sağlamakla ilgili her şeye sınırlamalar getirebilir,” dedi.

Melo özellikle Avrupa üretimi bağlamında değerlendirilmesi gereken çeşitli seçenekler bulunduğunu kaydetti.

Hollanda Savunma Bakanı Ruben Brekelmans bu hafta başında yaptığı açıklamada Hollanda’nın jetler için yaptığı sözleşmeyi iptal etmeyeceğini söyledi. Fakat Lizbon henüz bir anlaşma imzalamadı.

Portekiz, merkez sağ hükümetinin düşmesinin ardından erken seçime gidiyor.

Portekiz Cumhurbaşkanı perşembe günü yaptığı açıklamada, merkez sağ azınlık koalisyon hükümetinin istifasına yol açan siyasi krizin ardından Portekiz’de 18 Mayıs’ta bir erken seçim yapılacağını duyurdu.

Marcelo Rebelo de Sousa, Danıştay toplantısının ardından yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, seçime kadar geçecek 65 gün içinde “açık ve onurlu bir tartışma” yapılması çağrısında bulundu.

Seçim yasasına göre parlamentonun feshedilmesi halinde devlet başkanının en az 55 gün öncesinden yasama seçimleri için tarih belirlemesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanının bu kararı, salı günü yürütmenin kendisi tarafından verilen güvenoyu önergesine karşı oy kullanan milletvekillerinin çoğunlukta olması sonucunda hükümetin düşmesinin ardından geldi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English