Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Almanya, AB zirvesinde Türkiye’ye ‘olumlu’ mesaj verilmesi için bastırıyor

Yayınlanma

Euractiv’in haberine göre, Almanya son günlerde AB zirvesinin sonuç bildirgesine AB-Türkiye ilişkilerinin geleceğine yönelik ‘olumlu’ bir mesaj eklenmesi için baskılarını artırdı.

Euractiv’e konuşan iki AB diplomatı, Berlin’in AB zirve sonuçlarının nihai metnine, Avrupa Komisyonu’nu AB-Türkiye ilişkilerinin gelişimini takip etmeye devam etmeye çağıran bir paragraf eklenmesi için baskı yaptığını doğruladı.

2023’ün başlarında Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye arasındaki ilişkilerin aylarca tırmanmasının ardından AB’nin baş diplomatı Josep Borrell, AB-Türkiye siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerinin son durumuna ilişkin bir rapor hazırlamıştı.

İlk rapor Kasım 2023’te tamamlanmış olsa da, AB liderlerinin son üç zirvedeki yoğun gündemi nedeniyle raporun tartışılması mümkün olmadı.

Fakat Euractiv’e göre Kıbrıs, Almanya’nın önerdiği gibi ‘olumlu’ bir mesaj göndermeden önce bu zirvede ‘düzgün’ bir tartışma istedi.

Euractiv’e konuşan bir AB diplomatı, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in gündemin yoğunluğu nedeniyle konuyu tartışmaya istekli olmadığını söyledi.

Atina ile ilişkiler, göç meselesi ve Rusya’ya yaptırımlarda memnuniyet

Euractiv’in edindiği bilgilere göre Avrupa Komisyonu, sonuç bildirgesine AB liderleri arasındaki olası AB-Türkiye tartışmasını yansıtan bir referans eklenmesini ve en iyi senaryoda Borrell’in Kasım raporuna atıfta bulunulmasını istiyor.

AB yetkililerine göre tüm bu aylar boyunca olumlu adımlar atıldı, Yunanistan ile ilişkiler (özellikle göç konusunda) düzeldi ve Rusya’nın yaptırımları delmesine karşı özel önlemler alındı.

Fakat yine de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas’ı ‘terör örgütü’ değil ‘Filistin topraklarını korumak için mücadele eden bir kurtuluş grubu’ olarak tanımlaması nedeniyle ‘bazı endişeler’ olduğu belirtiliyor.

Kıbrıs meselesi en önemli engel olarak öne çıkıyor

Euractiv’e göre Ankara’nın Kıbrıs’a yönelik tutumu konusunda da bazı endişeler var. Atina’daki kaynaklar, Yunanistan’ın Komisyon’a AB-Türkiye durum raporlarını sürdürmesi çağrısında bulunan bir paragrafı kabul edebileceğini vurguluyor.

Fakat aynı kaynaklar bu paragrafa daha önceki EUCO sonuçlarında yer alan şu ifadenin de eklenmesi gerektiğini söyledi: “Avrupa Konseyi, AB’nin ortak çıkarlarının bulunduğu çeşitli alanlarda işbirliğini artırmak üzere Türkiye ile aşamalı, orantılı ve geri dönüşlü bir şekilde ilişki kurmaya hazır olduğunu yineler.”

Buna ek olarak Rum tarafı, Türkiye ile ilgili her türlü politika kararında ‘son sözün’ Avrupa Konseyi’nde olması gerektiğine açıklık getiren bir cümlenin eklenmesini istediler.

Kıbrıs ise Kıbrıs sorunuyla ilgili bir AB temsilcisinin eklenmesini talep etti, fakat Euractiv’in bildirdiğine göre tüm üye devletler buna katılmıyor.

Son olarak Kıbrıs, Türkiye’nin iki devletli çözüm çabalarına karşı, Kıbrıs sorununda AB çizgisinin, yani iki toplumlu, iki uluslu federal bir çözümün de dahil edilmesini istedi.

Erdoğan’ın sözlerine Atina ve Lefkoşa’dan tepki

Son aylarda Yunanistan ve Türkiye’nin ikili ilişkilerini geliştirmek üzere diyalog başlatmasıyla gerginlik azalmıştı.

Fakat Erdoğan bu hafta başında, “Hatta belki de güneye yüklenmiş olsaydık, bugünün bir evladı olarak söylüyorum, artık güney kuzey diye bir şey kalmaz, tamamen Kıbrıs bizim olurdu,” diyerek Atina ve Lefkoşa’nın öfkesine neden oldu.

Kıbrıs bu açıklamayı ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi. Yunanistan’da Dışişleri Bakanlığından bir kaynak, Erdoğan’ın ‘Kıbrıs’ın 1974’teki yasadışı işgaline ilişkin açıklamalarının tarihi gerçeklerin açıkça çarpıtılması ve kurbanların anısına hakaret’ teşkil ettiğini savundu.

Kaynak, bu sözlerin BM himayesinde, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik görüşmelerin yeniden başlatılmasına yönelik çabaların devam ettiği bir dönemde yapıldığına da dikkat çekti.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English