Bizi Takip Edin

Rusya

Anket: Rusya’da Sovyet geçmişine özlem azalıyor

Yayınlanma

Rusya Kamuoyu Araştırma Merkezi’nin (VTsIOM) anketine göre, Rusların çoğu perestroykayı gerekli bir adım olarak görse de uygulanışını eleştiriyor. Zamanla reformların kişisel etkilerine dair olumsuz algı azalırken, Sovyet dönemine duyulan nostalji de zayıflıyor. Genç nesillerin perestroykaya daha olumlu yaklaştığı gözlemleniyor.

Rusya Kamuoyu Araştırma Merkezi (VTsIOM), Sovyetler Birliği dönemindeki perestroyka (yeniden yapılanma) sürecinin sonuçlarına ilişkin yaptığı son izleme anketinin bulgularını kamuoyuyla paylaştı.

Anket, perestroykanın yaklaşık 40. yılına yaklaşırken Rusya toplumunda reformlara yönelik algının zamanla değiştiğini, Sovyet dönemine duyulan nostaljinin azaldığını ve reformların kişisel etkilerine dair olumsuz düşüncelerin zayıfladığını gösteriyor.

VTsIOM’un araştırmasına göre, Rusya toplumu 1980’lerin ortalarında Sovyetler Birliği’nin karşılaştığı kriz nedeniyle kapsamlı sosyal, iktisadi ve siyasi reformların “kaçınılmaz” olduğu konusunda büyük ölçüde hemfikir.

Otuz yıllık gözlem süresi boyunca Rusların yüzde 60 ila 70’i perestroykanın gerekliliği konusunda fikir birliğine varmış durumda.

Fakat asıl tartışma konusu, reformların stratejisi ve hem makro (ülke geneli) hem de mikro (bireysel) düzeydeki sonuçları üzerine yoğunlaşıyor.

Ankete katılanların yaklaşık yarısı, değişim ihtiyacını kabul etmekle birlikte reformların uygulanma biçimini eleştiren “hayal kırıklığına uğramışlar” grubunu oluşturuyor.

Bu grubun hayal kırıklığı oranının en yüksek olduğu dönem 2015 yılı olarak kaydedildi.

Perestroykaya şiddetle karşı çıkanların oranı bu grubun yaklaşık yarısı kadarken, reformları “gerekli ve doğru bir adım” olarak görenlerin oranı ise tüm izleme süresi boyunca yüzde 12 ila 16 bandında istikrarlı ancak azınlıkta kalan bir grup olarak dikkat çekiyor.

Reformların kaçınılmazlığı kabul edilse de, perestroyka dönemi hâlâ ülkeye iyiden çok kötü getiren bir süreç olarak algılanıyor (yüzde 61’e karşı yüzde 23).

VTsIOM, bu olumsuz değerlendirmelerin sürekliliğinin, kapsamlı dönüşümlerin sosyo-ekonomik ve siyasi sonuçlarıyla ilgili kolektif hafızadaki derin hayal kırıklıklarına işaret ettiğini belirtiyor.

Buna karşın, reformların kişisel hayata etkisine dair değerlendirmeler yıllar içinde olumlu yönde değişiyor.

Araştırma sonuçları, Sovyet sonrası erken dönemde (1999-2000 yılları) Rusların büyük çoğunluğunun (yüzde 83-88) ülkede yapılan demokratik ve piyasa reformları sonucunda kendilerini “kaybeden” olarak gördüğünü, “kazananların” oranının ise sadece yüzde 12 ila 17 olduğunu gösteriyor.

Fakat 1980’lerin ikinci yarısındaki olaylardan uzaklaştıkça perestroykanın sonuçlarına ilişkin algı iyileşiyor.

2010 yılında neredeyse her dört kişiden biri kendini “kazanan” olarak görürken, günümüzde bu oran neredeyse her üç kişiden bire yükselmiş durumda.

Reformlardan “kazançlı çıkanların” sayısındaki artışla paralel olarak, ülke için perestroyka öncesi statükonun (Brejnev dönemi) korunmasının daha iyi olacağı yönündeki görüş de zayıflıyor.

Bu eğilim ilk olarak 2007’de gözlemlenmiş olsa da, o dönemde yanıtlarda daha fazla belirsizlik mevcuttu.

VTsIOM’a göre, bugün daha bilinçli ve net bir duruş söz konusu: Otuz yıllık izleme tarihinde ilk kez, radikal reformlardan vazgeçip geç Sovyet dönemini “muhafaza etmenin” ülke için daha tercih edilir olacağını düşünenlerin oranı (yüzde 37), karşıt görüştekilerin oranının (yüzde 48) belirgin şekilde gerisinde kaldı.

Perestroykaya dair algı, büyük ölçüde o yılları yaşama deneyimiyle şekilleniyor.

Bu deneyime sahip olmayan genç nesillerin, kapsamlı dönüşümleri daha “ılımlı” değerlendirme ihtimali daha yüksek.

Nitekim, söz konusu dönem hakkında daha dolaylı bilgiye sahip olan Z kuşağı ve genç Y kuşağı (milenyum kuşağı) temsilcileri, diğer yaş gruplarına göre perestroykada ülke için daha fazla olumlu taraf görme ve bunu hatalı bir girişim olarak görmeme eğiliminde.

“Perestroyka çocukları” olarak adlandırılan reform dönemi kuşağı ise, reformların zararına ve yetersiz uygulandığına işaret ederek büyük ölçüde yaşlı nesillerle benzer görüşler paylaşıyor.

Ankete göre, Sovyetler Birliği’nin piyasa ve demokrasi yoluna girmesini kabullenmeye en az hazır olan kuşak ise “thaw kuşağı” (buzların çözülmesi dönemi kuşağı) olarak öne çıkıyor.

Rusya

Rusya, Polonya’nın Kaliningrad’daki başkonsolosluğunu kapatıyor

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Polonya’nın Kaliningrad’daki başkonsolosluğunun 29 Ağustos’tan itibaren kapatılacağını duyurdu. Kararın, Varşova’nın Rusya’nın Krakow’daki başkonsolosluğuna yönelik benzer bir adımına misilleme olarak alındığı belirtildi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Polonya’nın Kaliningrad’daki başkonsolosluğunun 29 Ağustos itibarıyla kapatılacağını açıkladı.

Moskova’nın bu adımı, Varşova yönetiminin 30 Haziran’da Rusya’nın Krakow’daki başkonsolosluğunun faaliyet gösterme iznini geri çekmesine bir yanıt olarak attığı bildirildi.

Bakanlıktan ‘hasmane adım’ suçlaması

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Polonya makamlarının attığı adım “mesnetsiz ve hasmane” olarak nitelendirildi.

Bu kararın, Varşova’nın “uydurma bahanelerle” Rusya’nın Polonya’daki diplomatik varlığını azaltmaya yönelik hedefli politikasının bir parçası olduğu vurgulandı.

Açıklamada, “Rus diplomasisi, ülkemize karşı yapılan hiçbir hasmane adımın uygun bir tepki ve sonuç olmadan kalmayacağı ilkesinden hareket etmektedir,” ifadelerine yer verildi.

Kiev’deki büyükelçilik binası gündeme gelmişti

4 Temmuz’da Polonya Dışişleri Bakanlığının, Kiev’de bulunan büyükelçilik binasının hasar görmesi nedeniyle Rusya’ya bir nota gönderdiği bildirilmişti.

Varşova, diplomatik misyon binasına zarar veren hava saldırısına Rusya’nın karıştığını iddia etmişti.

Olay sırasında büyükelçilik personelinden kimsenin yaralanmadığı belirtilmişti.

Okumaya Devam Et

Rusya

Tsargrad kanalı: Moskova, Ankara’ya karşı sürpriz bir hamle hazırlıyor

Yayınlanma

Rusya’nın sağcı Tsargrad kanalında yer bulan analize göre, Devlet Başkan Putin’in Dışişleri Bakan Yardımcısı Bogdanov’u görevden alması, Türkiye ve Azerbaycan’a yönelik stratejik bir hamle. Analizde, Bogdanov’un yerine ‘Ankara’yı yakından tanıyan’ ve Türkiye’de 14 yıl görev yapmış Büyükelçi Aleksey Yerhov’un getirileceği iddia edilerek, bu atamanın ‘Erdoğan’ın hamlelerini hesaplama’ ve Ankara’nın artan etkisini zayıflatma amacı taşıdığı öne sürüldü.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Devlet Başkanı’nın Orta Doğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov’u görevden alması, diplomatik kulislerde geniş yankı buldu.

Rusya’nın sağcı Tsargrad kanalında yayımlanan analizde, bu kararın sıradan bir görev değişikliği olmadığı, Moskova’nın Ankara ve Bakü’ye yönelik “nahoş bir sürpriz” hazırladığı iddia edildi.

Analizde, 14 yıldır dışişleri bakan yardımcılığı görevini yürüten 73 yaşındaki Bogdanov’un, İzvestiya gazetesine “Artık zamanı gelmişti, yaş ve emeklilik” şeklinde esprili bir yanıt verse de bu ani değişikliğin tesadüf olmadığı vurgulandı.

‘Bakü’ye haddini bildirin’ çağrıları

Tsargrad‘daki analize göre, Bogdanov’un halefinin, “Ankara’nın teşvikiyle Rusya etrafında oluşan entrika düğümünü çözmesi gerekecek.”

Analizde, “Önde gelen Türkologlar ve şarkiyatçılar, Azerbaycan’ın aniden isyan etmesinin tesadüf olmadığını en başından beri vurguluyorlardı. Yekaterinburg’da Azerbaycanlı bir organize suç örgütünün birkaç üyesinin tutuklanması, Bakü’nün Moskova’ya karşı isyanı için sadece bir bahaneydi. Tüm bu olayların arkasında çok net bir şekilde ‘Türk parmağı’ görünüyor,” ifadeleri kullanıldı.

Haberde ayrıca, Rus kamuoyunda “Bakü’ye haddini bildirin”, “yaptırım uygulayın”, “tüm Azerbaycanlıları anavatanlarına geri gönderin” gibi taleplerin yükseldiği, ancak Moskova’nın daha “akıllıca” ve “incelikli” bir oyun kurduğu belirtildi.

Putin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Bogdanov’u görevden aldı

Putin’in ‘koz’u: Aleksey Yerhov

Analizde, boşalan koltuğa oturması en muhtemel ismin, Rusya’nın mevcut Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov olduğu öne sürüldü. Yerhov’un, 2016’da suikast sonucu hayatını kaybeden Büyükelçi Andrey Karlov’un ardından bu göreve atanmış olması dikkat çekici olarak nitelendirildi.

Yerhov’un kariyerinde Rusya Dışişleri Bakanlığı Kriz Merkezi Daire Başkanlığı, İstanbul Başkonsolosluğu, Şam Büyükelçiliği’nde müsteşarlık ve İsrail’deki Rusya Büyükelçiliği’nde danışmanlık gibi kritik görevler bulunduğu hatırlatıldı.

Ayrıca, bir dönem Rusya Devlet Başkanlığı İdaresinde de görev aldığı, dolayısıyla “gerekli bilgi, deneyim ve diplomatik zekaya sahip, başkanın ekibinden bir kişi” olduğu vurgulandı.

Tsargrad, içeriden bilgi veren bir kaynağın da Yerhov’un atanma ihtimalinin “çok yüksek” olduğunu doğruladığını yazdı.

Ankara’daki veda konuşması iddiaları güçlendirdi

Bu iddiayı destekleyen bir diğer gelişme olarak, Yerhov’un 11 Haziran’da Ankara’da Rusya Günü vesilesiyle düzenlenen resepsiyondaki konuşmasına işaret edildi.

Yerhov, konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

“Sevgili dostlar! Birçoğunuz bilir ki devlet resepsiyonlarında konuşma yapmaktan kaçınır, misafirlere zaman ayırmaya çalışırım. Bugün bu kaidenin bir istisnasını yapmak istiyorum. Zira bu resepsiyon, benim ve eşim için bir veda niteliği taşıyor. Ayrılış tarihimiz henüz belli değil…”

Analizde, “Ayrılış tarihinin belirsizliği, büyük ihtimalle Vladimir Putin’in başlattığı diplomatik görev değişikliğiyle ilgiliydi,” yorumu yapıldı.

‘Erdoğan’ın hamlelerini hesaplayabilecek bir isim’

Tsargrad‘a göre, Yerhov’un adaylığı, “Türkiye’nin hem Beşar Esad’ın Suriye’den ayrılmasından sonra Orta Doğu’da hem de Rusya’nın güney sınırındaki Azerbaycan’da pozisyonunu ciddi şekilde güçlendirdiği bir dönemde” en bariz seçenek.

Analizde, “14 yıldır Türkiye’de büyükelçilik yapan Yerhov, mevcut durumu mükemmel bir şekilde anlıyor ve Erdoğan’ın hamlelerini hesaplayabilecek kabiliyete sahip,” denildi.

Yerhov’un daha önceki bir demecinde, “Türk bankacılık sisteminin Batı yaptırımlarına uyması, Moskova ve Ankara arasındaki işbirliğine zarar veriyor,” sözleri de hatırlatıldı.

Bu atamanın, “Moskova’nın Orta Doğu’daki pozisyonunu güçlendireceği ve dolayısıyla Ankara’yı zayıflatmak için ciddi bir şans yaratacağı” öne sürüldü.

‘Erdoğan ikili oynamakta usta’

Analizde son olarak, görüşlerine yer verilen Türkolog Vladimir Avatkov’un şu sözleri aktarıldı:

“Erdoğan’ın iki sandalyede oturma politikası şaşırtıcı. Bir yandan Türkiye Cumhurbaşkanı herkesin kendisine muhtaç olduğunu ve Batı’nın dikkatini çekmek için çabalaması gerektiğini söylüyor, diğer yandan ABD ve ortaklarının en akıl dışı taleplerini bile sorgusuz sualsiz yerine getiriyor. Özellikle doğalgaz konusunda durum harika. Üzerinde oturduğun dalı bu kadar ustaca kesmek için yetenek gerekir.”

Avatkov’un, “Erdoğan’ın ‘ikili oynamakta’ usta olduğunu Rusya’ya defalarca kanıtladığını” ve “yaklaşımları değiştirme zamanının geldiğini” söylediği belirtilerek, “Yerhov’un atanması tam da bu kırılma noktası olacak,” denildi.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’dan Trump’ın desteklediği yaptırım tasarısına soğukkanlı karşılama

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Ryabkov, ABD’nin Rusya’nın ticari ortaklarına yüzde 500’lük gümrük vergisi getirmesini öngören yasa tasarısını değerlendirdi. Ryabkov, halihazırda 30 binden fazla yaptırım altında olduklarını belirterek, ‘hipotetik yeni bir unsurun tabloyu temelden değiştirmeyeceğini’ söyledi.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD’nin Rusya’nın ticari ortaklarına karşı yüzde 500 oranında yeni ithalat vergileri getirme olasılığının analiz edileceğini ancak durum üzerinde köklü bir etki yaratmayacağını belirtti.

Basın mensuplarına konuşan Ryabkov, Rusya’ya karşı halihazırda 30 binden fazla kısıtlayıcı tedbir uygulandığını hatırlatarak, hipotetik yeni bir unsurun tabloyu temelden değiştirmeyeceğini vurguladı.

Trump’ın desteklediği yaptırım tasarısı

Nisan ayında bir grup Amerikalı senatör, Rusya’ya yönelik yaptırım rejiminin ciddi ölçüde sıkılaştırılmasını öngören bir yasa tasarısı sunmuştu.

Rusya’nın teröristler ve aşırılıkçılar listesine dahil ettiği Lindsey Graham ve Demokrat Richard Blumenthal tarafından hazırlanan tasarı, Rusya’dan petrol, doğalgaz, uranyum ve diğer kaynakları satın alan ülkelere karşı yüzde 500’lük ikincil yaptırımlar uygulanmasını teklif ediyor.

Senatör Graham, 9 Temmuz’da yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın Washington’ın Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar üzerinde çalışmasını desteklediğini duyurmuştu.

Graham, yasa tasarısının görüşülme takviminin hafta sonuna kadar açıklanacağını da sözlerine eklemişti.

‘Bağımsız yolumuzda ilerleyeceğiz’

Ryabkov, Rusya’nın bu tür baskılara karşı duruşunu, TASS ajansının aktardığı, “Bu koşullarda çalışmayı biliyoruz, bağımsız, egemen ve ilerici yolumuzda ilerlemeye devam edeceğiz,” sözleriyle özetledi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı ayrıca, ABD Kongresi’ndeki bazı senatörlerin faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirerek, bu adımların normal bir etkileşim zemininin altını oymaya yönelik olduğunu kaydetti.

Lavrov, Rubio ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını açıkladı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English