Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Ateşkesi geciktiren İsrail kışkırtma peşinde

Yayınlanma

İsrail ile Hamas arasında Katar arabuluculuğunda varılan kısa süreli ateşkes ve rehine takası anlaşması beklenen zamanda yürürlüğe girmedi. Yapılan son açıklamalar ateşkes için yarına işaret ederken İsrail, Gazze’deki bombardımanın dozunu artırdı. Şifa Hastanesi müdürünü alıkoyan İsrail güçleri, kuşatma altındaki Endonezya Hastanesi’nin de dört saat içinde boşaltılmasını istedi.

İsrail, Hamas ile çatışmalara insani ara verilmesi kapsamında bugün uygulamaya girmesi yönünde beklenti oluşan rehine takası sürecinin cuma gününden önce başlamayacağını açıkladı.

İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi, rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik müzakerelerin “sürekli ilerleme kaydettiğini” ifade eden Hanegbi, “Serbest bırakılma, taraflar arasındaki anlaşmanın orijinaline göre başlayacak ve bu cumadan önce olmayacak” ifadesini kullandı.

İsrail basını, söz konusu duyuruyu “gecikme” olarak değerlendirdi. İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, “Anlaşmanın uygulanmasındaki gecikme hakkında basına duyuru yapılmadan önce İsrailli esirlerin ailelerine bilgi verilmediği” belirtildi. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, İsrail Ordu Radyosunda katıldığı programda, anlaşma kapsamında ilk İsrailli rehine grubunun 23 Kasım’da teslim alınacağını söylemişti. İsrail devlet televizyonu da Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerden ilk grubun perşembe günü saat 10.00’dan itibaren serbest bırakılacağını duyurmuştu. Ayrıca Hamas’ın Uluslararası İlişkiler Ofisi Başkanı Musa Ebu Merzuk da İsrail ile çatışmalara insani ara verecek uzlaşının 23 Kasım saat 10.00’da başlayacağını açıklamıştı.

“Savaş devam edecek”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Savunma Bakanı Yoav Galant ile ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada ateşkesin “İsraillileri öldürenleri kapsamayacağını” söyledi. Netanyahu, başbakan olarak rehineler konusunda zor tercihlerle karşı karşıya kaldığını, tüm zamanını rehinelerin İsrail’e dönmesi için çabalayarak geçirdiğini iddia etti. İsrail’in tarihi boyunca askeri operasyonlarla rehineleri kurtarmayı başardığını belirten Netanyahu, “Ancak bu her zaman başarılı olmuyor, bu yüzden beklemedik ve rehinelerimizi serbest bırakmak için her fırsatı değerlendiriyoruz” diye konuştu. Güvenlik kurumları ve İsrail ordusunun rehine takası anlaşmasına onay verdiğini kaydeden Netanyahu, “Geçici ateşkes süresi içinde güvenlik güçlerimiz bunun güvenliğini sağlayacak, bu sırada istihbarat çabası devam edecek, ordu da savaşa hazır olmayı sürdürecek” ifadesini kullandı.

“Açık olmak istiyorum” diyen Netanyahu, şunları kaydetti: “Hamas’ı yok etmek ve tüm rehinelerimizi geri almak olan tüm hedeflerimizi gerçekleştirene kadar savaş devam edecek. Savaştan sonraki günde de terörü destekleyen hiçbir unsurun Gazze’yi yönetmemesi garanti altına alınacak. Gazze, İsrail’in geleceğinde bir tehdit oluşturmayacak. Siyasi ve askeri çabalar, rehinelerin geri dönüşü için gerekli koşulları olgunlaştırdı. Bu durumun, sonraki aşamalarda daha fazla rehinenin serbest bırakılmasına da olanak sağlayacağına inanıyorum.”

Hava saldırıları yoğunlaştı

Öte yandan İsrail savaş uçakları, gece boyunca kuzeyde Beyt Lahiye’den güneyde Mısır sınırında bulunan Refah kentine kadar Gazze Şeridi’nin birçok bölgesinde sivil yerleşim yerlerini bombaladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus bölgesine dün akşam saatlerinden itibaren yoğun saldırılar yapılırken, Beni Suheyla semtinde sivillerin yaşadığı 3 konuta düzenlenen hava saldırılarında bir kişi hayatını kaybetti, yaralanan bir çocuk Nasır Hastanesine kaldırıldı. Yoğun bombardımandan dolayı bölgeye sivil savunma, arama-kurtarma ekiplerinin ulaşımında sıkıntı yaşandığı, harap olan 3 evin enkazında onlarca kişinin bulunduğu belirtildi.

Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiye, Beyt Hanun ve Cibaliya bölgelerindeki yerleşim yerlerine düzenlenen hava bombardımanlarında onlarca kişinin öldüğü ve yaralıların olduğu ifade edildi. Yerleşim yerlerinin savaş uçaklarının yanı sıra topçu atışlarıyla da gece boyunca vurulduğu, İsrail askerleri tarafından hareket eden her şeye ateş edildiği belirtildi.

Gazze’nin orta kesimindeki Deyr Belah bölgesinde Ebu er-Rus ve el-Kürd ailelerinin evlerine düzenlenen hava bombardımanında 7 kişi hayatını kaybetti. Yine kentin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı’nda bir apartman dairesinin roketle vurulduğu, ölen ve yaralananların olduğu ifade edildi.

Şeyh Rıdvan Mahallesi’nde de sivillere ait evlerin İsrail uçakları tarafından hedef alındığı kaydedildi.

Mısır sınırına paralel Refah kentinde bulunan Kuveyt Hastanesi yakınındaki hayır cemiyetine yönelik hava saldırısında da hayatını kaybedenler ve yaralananlar oldu.

Hastanesinin Müdürü alıkondu

Öte yandan İsrail güçlerinin saldırı ve ablukaları altındaki Gazze’de, Şifa Hastanesinin Müdürü Muhammed Ebu Silmiyye’yi alıkoyduğu bildirildi.

İsrail ordusu, 15 Ekim sabahı Gazze’de binlerce hasta ile yerinden edilmiş sivilin bulunduğu, bölgenin en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesine baskın düzenlemişti. İsrail’in, baskının ardından tüneller ve cephanelikler yerine binada bulduğunu iddia ettiği paslı silahlar ve birkaç kamerayı kanıt olarak sunması, eleştirilere neden olmuştu.

Endonezya için 4 saat süre verdi

İsrail ablukasındaki diğer bir hastanenin de boşaltılması istendi. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Münir Abdullah el-Berş, İsrail’in Endonezya Hastanesinin 4 saat içinde boşaltılmasını istediğini belirtti. Berş, İsrail ordusunun hastaneye herhangi bir yardımın girmesine izin verilmediğini ifade etti.

El Cezire’ye konuşan konuşan Berş, İsrail ordusunun, “askeri operasyonlar” için Endonezya Hastanesine girmek istediğini ve 4 saat içinde hastanenin boşaltılması uyarısında bulunduğunu söyledi. Hastanede yaklaşık 200 kişinin bulunduğunu aktaran Berş, dün 450 hastanın hastaneden ayrıldığını bildirdi. Berş, hastanede defnedilemeyen 65 cenazenin de bulunduğunu, bunların 50’sinin 10 günden uzun süredir hastane bahçesinde beklediğini ifade etti. İsrail güçlerinin hastaneye ateş açarak kendilerini hedef aldığını belirten Berş, hastane içinde yaralıları ellerinde ve omuzlarında taşıyabildiklerini anlattı.

ORTADOĞU

Irak’a sığınan iki bin Suriye askerinin iadesi bugün başlıyor

Yayınlanma

suriye ordusu

Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, Irak’a kaçan Suriye ordusu askerlerinin iadesine bugün başlanacağını açıkladı.

Irak resmi haber ajansı INA’ya göre Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, konuya dair açıklama yaptı. Miri, Irak’a Esad yönetimi askerlerinin Suriye’ye iadesine bugün başlanacağını belirtti. İade işlemlerinin Irak’taki ilgili makamlar tarafından başlatılacağını aktaran Miri, sürecin Suriye tarafı ile koordineli yürütüleceğini ifade etti.

Suriye ordusuna bağlı yaklaşık 2 bin asker 7 Aralık’ta El-Kaim Sınırı Kapısı üzerinden Irak’a kaçmıştı. 9 Aralık’ta ise Heyet-i Tahrir Şam’a bağlı askeri operasyonlar komutanlığı, zorunlu askerlik yapanlara yönelik genel af kararı çıkarmıştı.

Irak’ın Anbar vilayetine bağlı Rutba ilçesinde bir kampa yerleştirilen askerler kötü koşullar nedeniyle ülkelerine geri gönderilmek için eylem yapmıştı.

Rutba ilçesi Kaymakamı İmat el-Duleymi, yaptığı açıklamada kaçan askerlerin çadırlarda barındığını ve bölgede elektrik, su ve ısınma imkanlarının yetersiz olduğunu ve yerleştirildikleri kampın internet erişiminden yoksun olduğundan dolayı aileleriyle iletişim kuramadıklarını söylemişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tek kurşun sıkmadan Dera’ya ilerliyor: PYD, İsrail dahil herkesten yardım istiyor

Yayınlanma

Türkiye ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) Ayn el Arap’a (Kobani) yönelik operasyona hazırlanırken HTŞ ile aradığı diyaloğu henüz kuramayan PYD, Türkiye’ye karşı İsrail dahil tüm ülkelerden yardım bekliyor. Bu arada Suriye topraklarına giren İsrail de Dera’ya doğru ilerliyor.

PKK’nın Suriye kolu Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

DW Türkçede yer alan habere göre Salih Müslim HTŞ ile PYD arasında PYD’nin işgalindeki toprakların geleceğine ilişkin henüz bir müzakere süreci başlamadığını söyledi.

Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) Suriye’nin başkentini ele geçirip Esad yönetimini devirdiğinde Salih Müslim HTŞ ile diyaloga açık olduklarını söylemiş, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” demişti. Ayrıca PYD liderliği kendine bağlı kurumlara HTŞ’nin tanıdığı yeni Suriye bayrağının asılması talimatını vermişti.

Şam’a gönderdikleri mesajlara “henüz yanıt alamadıklarını” söyleyen Müslim, yine de olası müzakereleri yürütmek üzere bir heyet hazırladıklarını ve umutlu olduklarını belirtti.

Müslim, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “HTŞ ve Kürtler arasında bir diyaloğu önlemek için aceleyle ve erkenden” Şam’a gitmiş olabileceğini düşündüğünü de söyledi.

HTŞ ile müzakerelerden istedikleri sonucu alamamaları halinde Şam’la bir çatışma ihtimali görüp görmediğinin sorulması üzerine Müslim, “Bu olmazsa kendimizi siyasi olarak savunacağız. Her şey masada ancak iyi niyetle yaklaşıyoruz” dedi.

Hem HTŞ hem SMO için “cihatçı” nitelemesi yapan Müslim, yine de HTŞ’nin geçmişte kendilerine yönelik operasyonlara katılmadığına dikkat çekti. Fakat bu yapının da “Türkiye ile koordinasyon halinde olduğunun” farkında olduklarını kaydetti.

“İsrail desteğine açığız”

İsrail basınında son günlerde çıkan “İsrail’in Suriyeli Kürtleri Türkiye’ye karşı koruması gerektiği” şeklindeki yorumların sorulması üzerine Müslim, “Özellikle İsrail’den değil, herkesten destek istediklerini” söyledi. Salih Müslim, “İsraille iletişimimiz yok, eğer böyle bir (Kürtlere destek) açıklamaları varsa elbette takdirle karşılarız” dedi. Müslim, Türkiye’nin Ortadoğu’da izlediği tutumun “İsrail’i de rahatsız ettiğini” savundu.

Jerusalem Post gazetesi 9 Aralık tarihinde, “Suriye Kürtlerinin temsilcileri yardım ve koruma talebiyle İsrailli yetkililere başvurdu” diye yazmıştı.

İsrail’in Türkiye’ye karşı açık desteğinin SDG kontrolündeki bölgelerde yaşayan Arap halkları huzursuz edip etmeyeceği sorusu üzerine Müslim, “Mısır, Fas, Tunus, Körfez ülkeleri… tüm bu Arap ülkelerinin zaten İsraille ilişkisi var” ifadelerini kullandı. Arap aşiretlerinin sırf bu yüzden kendileri aleyhine tutum almasını beklemediğini söyledi.

İsrail ordusu Dera’ya ilerliyor

Türkiye’nin PYD’ye yönelik eylemlerinden rahatsızlığını dile getiren İsrail ise Esad yönetiminin devrilmesi üzerine girdiği Suriye topraklarındaki işgalini tek bir kurşun dahi sıkmadan derinleştiriyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in Dera kırsalında dokuz kilometre ilerleyerek bölgedeki Koya köyüne ve Vahdet barajı bölgesine girerek stratejik mevzilere konuşlandığını duyurdu.

SOHR’un bildirdiğine göre İsrail güçleri bölgeye girmeden önce bölge sakinlerinden silahlarını teslim etmelerini istedi.

SOHR, ayrıca İsrail güçlerinin İsrail – Suriye sınırındaki tampon bölge yakınlarındaki Kuneytra bölgesi ve Dera arasındaki sınırda yer alan Sayda köyü yakınlarındaki askeri bir bölge olan 74. Tugay bölgesine girdiğini aktardı.

İsrail ordusu bu ay Esad hükümetinin çöküşünün ardından, Suriye sınırında yer alan stratejik Hermon Dağı’nı işgal etmiş ve Suriye ile işgal altındaki Golan Tepeleri arasındaki silahtan arındırılmış bölgeye girmişti. İsrailli yetkililer, bu hareketi İsrail’in sınırlarının güvenliğini sağlamak için sınırlı ve geçici bir önlem olarak tanımlamasına rağmen en az 2025’in sonuna kadar işgali devam ettireceklerinin mesajlarını veriyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD, Suriye’de eğittiği gruba Esad devrilmeden önce “Zamanınız geldi” demiş

Yayınlanma

“IŞİD’e karşı mücadele” kapsamında ABD ve Birleşik Krallık tarafından eğitilen “Devrimci Komando Ordusu” (RCA) isimli gruba, Esad devrilmeden önce ABD Özel Kuvvetleri tarafından verilen bir brifingde, “Sizin zamanınız geldi,” denildiği belirtiliyor.

İngiliz The Telegraph’ta yayınlanan habere göre, Washington’un saldırıdan önceden haberdar olduğuna dair ilk işaret olarak RCA, Esad yönetiminin sonunu getirebilecek bir saldırı için güçlerini artırmalarının ve “hazır olmalarının” söylendiğini açıkladı.

RCA komutanlarından Başar el-Maşadani, Palmira kentinin eteklerinde Rusya tarafından kullanılan eski bir Suriye ordusu hava üssünden The Telegraph’a yaptığı açıklamada “Bize bunun nasıl olacağını söylemediler. Bize sadece, ‘Her şey değişmek üzere. Bu sizin anınız. Ya Esad düşecek ya da siz düşeceksiniz’ [dediler]. Ama ne zaman ya da nerede olacağını söylemediler, sadece hazır olmamızı söylediler,” dedi.

Maşadani’ye göre, Irak sınırındaki ABD kontrolündeki Tanf hava üssündeki brifingden önceki haftalarda, RCA’nın safları, komutası altına aldığı kendisi gibi daha küçük serbest birliklerle dolduruldu.

HTŞ geçen ayın sonlarına doğru yıldırım harekatıyla güneye, Şam’a doğru ilerlerken, RCA da Tanf’tan ilerledi ve şu anda başkentin kuzeyindeki toprak parçaları da dahil olmak üzere ülkenin yaklaşık beşte birini işgal ediyor.

Üst düzey RCA yetkilileri, Suriye’deki ABD’li komutanların ilerleme emrini, 2019’daki yenilgisine kadar ülkenin kuzeydoğusunun büyük bölümünü işgal eden IŞİD’in kalıntılarının “Esad’ın düşmesi halinde oluşacak güç boşluğundan yararlanmasını önlemek için” verdiklerini söyledi.

The Telegraph’a göre bu durum Washington’un sadece 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini deviren HTŞ öncülüğündeki saldırıdan haberdar olduğunu değil, aynı zamanda operasyonun boyutları hakkında da kesin istihbarata sahip olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta kentin eteklerindeki Rus kontrolündeki Suriye hava üssünü ele geçiren RCA savaşçıları, saldırı başlamadan yaklaşık üç hafta önce, kasım ayı başında Esad’ın olası düşüşüne hazırlanmalarının söylendiğini belirttiler.

Ekim ayı başında Maşadani ve diğer komutanlar, Tanf’taki Amerikalı subayların Ebu Hatab tugayını ve diğer birlikleri RCA’nın ortak komutası altına soktuğunu söyledi.

Bunun sonucunda RCA’nın mevcudu yaklaşık 800’den 3.000’e çıktı. Kuvvetin tüm üyeleri ABD tarafından silahlandırılmaya ve şu anda feshedilmiş olan Suriye ordusundaki askerlere ödenen maaşın yaklaşık 12 katı olan ayda 400 dolar maaş almaya devam etti.

Saldırı başladığında RCA güçleri doğu çölü boyunca yayıldı ve kilit yolların kontrolünü ele geçirdi. Ayrıca güneydeki Dera kentinde HTŞ’den önce Şam’a ulaşan bir isyancı grupla birleştiler.

Yüzbaşı Maşadani, RCA ve Suriye’nin geçici lideri Muhammed el-Colani tarafından yönetilen HTŞ militanlarının işbirliği içinde olduğunu ve iki güç arasındaki iletişimin Tanf’taki Amerikalılar tarafından koordine edildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English