Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AUKUS’ta genişleme planları hızlanıyor

Yayınlanma

ABD, Avustralya ve Birleşik Krallık, önümüzdeki 14 ay içinde her üç ülkede de yapılması muhtemel seçimler öncesinde üçlü AUKUS savunma ortaklığını daha fazla müttefik ülkeyi kapsayacak şekilde genişletmek için acele ediyor.

Görüşmelerde yer alan üst düzey bir diplomatın POLITICO’ya verdiği bilgiye göre Japonya ve Kanada, AUKUS anlaşmasının 2. sütunu olarak adlandırılan ve katılımcıların kapsamlı askeri teknoloji işbirliğine imza atacağı bölüme 2024 sonu ya da 2025 başında katılmak üzere sıraya girmiş durumda.

Washington, Londra ve Canberra’da Donald Trump’ın kasım ayındaki başkanlık seçimlerini kazanması halinde AUKUS anlaşmasını geri çekebileceği ya da rafa kaldırabileceği endişesi hakim.

İkinci sütunda işbirliği derinleşecek

AUKUS anlaşması ilk olarak Eylül 2021’de duyuruldu. Anlaşmanın ilk bölümü olan 1. sütun, ABD ve Birleşik Krallık’ın Avustralya’nın nükleer enerjiyle çalışan denizaltılar inşa etmesine yardımcı olmasını içeriyor.

Anlaşmanın 2. ayağı ise üç ülkenin yapay zeka, hipersonik füzeler ve kuantum teknolojileri gibi alanlarda ileri askeri teknoloji geliştirmeye yönelik anlaşmalar üzerinde uzlaşmasına olanak tanıyor. 

İkinci sütunun ABD’nin diğer müttefiklerini de kapsayacak şekilde genişletilebileceği her zaman öngörülmüştü; Japonya, Kanada, Yeni Zelanda ve Güney Kore de anlaşmaya katılmak istediklerini ifade edenler arasındaydı.

Pakta üye ülkelerde seçimler nedeniyle süreç hızlandı

Görüşmelere katılan ikinci bir diplomat, ABD Başkanı Joe Biden’ın yönetiminin şimdi ‘Trump’ın Beyaz Saray’ı yeniden alabileceği kasım ayındaki ABD seçimlerinden önce AUKUS’un 2. ayağıyla ilgili bazı şeyleri şimdi halletmek için gerçekten çok bastırdığını’ söyledi.

POLITICO’ya konuşan bir Beyaz Saray yetkilisi, “Başkan ve ortakları, 2. sütun üzerindeki çalışmalarımız ilerledikçe diğer müttefikler ve yakın ortaklarla ilişki kurmak için fırsatlar arayacağımızı açıkça belirttiler,” dedi.

AUKUS anlaşması hakkında henüz kamuoyu önünde konuşmamış olsa da, Trump kampanya sırasındaki ‘Önce Amerika’ söylemini pekiştirdi ve bu da daha ‘izolasyonist’ bir dış politika pozisyonu benimseyebileceğine ilişkin beklentileri güçlendiriyor.

Birleşik Krallık bu yıl bitmeden genel seçime gidecek, Avustralya ise Mayıs 2025’te sandık başında olacak.

Trump seçilirse Batılı liderler “Şimdi ne halt edeceğiz?” diye sorabilir

POLITICO’ya konulan bir diplomat, ‘Amerikan izolasyonizminin geri dönüşünün Hint-Pasifik için bir risk olduğunu’ ve Trump’ın kazanması halinde Batılı liderlerin birbirlerini arayıp “Şimdi ne halt edeceğiz?” diye soracakları bir anın geleceğini ileri sürdü.

Yetkililer, “Eğer 2. sütun başarısız olursa AUKUS da başarısız olur, çünkü çok büyük bir denizaltı anlaşması da olsa sadece bir denizaltı anlaşması yapabilirdik. Bu yılın sonuna kadar 2. sütun anlaşmalarından bazılarını tamamlayacağımızdan çok eminiz,” diyorlar.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı’nda çalışan bir yetkili de ‘2. sütunun bir an önce tamamlanması için bir ivme’ olduğunu ve ‘2. sütunun neye benzeyeceği konusunda devam eden tartışmalar’ bulunduğunu söyledi.

Japonya ve Güney Kore’nin pakta katılımı konusunda herhangi bir karar alınmadığı vurgulanıyor. Yeni Zelanda Savunma Bakanı Judith Collins de geçtiğimiz günlerde ülkesinin AUKUS’un 2. sütununa davet edileceğinin ‘garantisi olmadığını’ söyledi.

Cameron ve Shapps Avustralya’ya gidiyor

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Cameron ve Birleşik Krallık Savunma Bakanı Grant Shapps, Avustralyalı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulunmak üzere bu hafta Avustralya’ya gidiyor.

İkili ayrıca, Canberra’da Amerika’nın denizaltı üretimini azaltma kararının AUKUS anlaşmasını tehlikeye atabileceği endişeleri arasında çekirdek denizaltı projesi hakkında kamuoyuna bilgi vermesi beklenen Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile de bir araya gelecek.

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı sözcüsü, “AUKUS 2. sütun çalışmaları ilerledikçe müttefiklerimiz ve yakın ortaklarımızla ilişki kurma fırsatlarını araştırmaya devam ediyoruz. AUKUS’un Gelişmiş Yetenek çalışmaları kapsamında diğer devletlerin belirli projelere dahil edilmesine ilişkin her türlü karar üç taraflı olarak alınacak ve uygun bir zamanda duyurulacaktır,” dedi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English