Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Avustralya Başbakanı ticari ilişkilerin iyileşmesi beklentisiyle haftaya Pekin’e gidiyor

Yayınlanma

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’in önümüzdeki hafta gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Çin ve Avustralya arasındaki ilişkiler gelişirken, kaynaklar Canberra’nın Pekin’in çok taraflı ticaret anlaşması CPTPP’ye katılmasına engel olmayacağını söyledi.

Her iki ülkeden kaynaklara göre Albanese 4-7 Kasım tarihleri arasında Çinli yetkililerle bir araya geldiğinde hem Çin hem de Avustralya hassas konulardan uzak durma ve Avustralya şarabı ve ıstakozlarına uygulanan yaptırımların kaldırılması gibi ticarete odaklanma konusunda anlaştı.

Avustralya Dışişleri ve Ticaret Bakanlığı ile Başbakanlık ve Kabine Bakanlığı yorum yapmayı reddetti.

South China Morning Post’a, Avustralya’nın “Çin’in CPTPP’ye – Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma – katılmasına karşı çıkmayacağını” ve “Çin’in başvurusunu esasına göre değerlendireceğini” söyleyen bir kaynak, bunun Çin’i savunmak için verilmiş bir söz olmadığını vurguladı.

Çin’in, Brunei, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur ve Vietnam’ın da dahil olduğu ticaret bloğuna katılmasına bir adım daha yaklaşmış olacağı kaydedildi.

Ancak ticaret bloğuna katılmak için yapılan her başvurunun tüm üyeler tarafından onaylanması gerektiğinden, Japonya büyük bir engel olarak görülüyor.

Kaynak, “[Ve Avustralya] Japonya’nın baskısına rağmen Tayvan’ın CPTPP üyeliğini savunmayacaktır,” diye ekledi.

Tayvan, 11 üyeli ticaret bloğuna katılmak için 22 Eylül 2021’de, Pekin’den altı gün sonra ve adanın anlaşmadan engellenebileceği endişeleri arasında başvuruda bulunmuştu.

En büyük ticaret ortağı

Albanese yönetimi, Avustralya’nın en büyük ticaret ortağıyla ilişkileri istikrara kavuşturmak için çalışıyor. İkili ilişkiler 2020 yılında selefinin koronavirüsün kökenine ilişkin uluslararası bir soruşturma çağrısında bulunmasının ardından bozulmuştu. Pekin buna şarap ve ıstakoz gibi Avustralya mallarına ağır gümrük vergileri uygulayarak karşılık verdi.

Albanese’in Mayıs 2022’de göreve gelmesinden bu yana her iki ülke de ilişkileri iyileştirmek için adımlar attı ve bazı tavizler verdi.

Çin, Albanese’e davetini nisan ayında iletti. Bu, Avustralyalı bir liderin yedi yıl sonra gerçekleştireceği ilk Çin ziyareti olacak ve eski başbakanlardan Gough Whitlam’ın 1973 yılının Ekim ve Kasım aylarında gerçekleştirdiği ziyaretin 50. yıldönümüne denk gelecek.

Bir kaynak, “Anlaşmanın çerçevesi, Albanese’nin Jakarta’da [Başkan] Xi [Jinping] ile bir araya geldiği Kasım 2022’den başlayarak yaklaşık bir yıl boyunca bir dizi mutabakatla belirlendi” dedi.

Bu ayın başlarında Pekin, Çin’in devlet yayın kuruluşu için çalışırken casusluk yapmakla suçlandıktan sonra üç yıldan fazla bir süre hapiste tutulan Avustralya vatandaşı Cheng Lei’yi serbest bıraktı.

Canberra ise hafta sonunda her iki ülkenin yüzde 218,4’e varan ve Avustralya’nın yılda yaklaşık 1,2 milyar ABD doları değerindeki Çin şarap pazarını fiilen ortadan kaldıran şarap tarifeleri konusundaki anlaşmazlığı çözdüklerini açıkladı.

Yine geçen hafta Avustralyalı yetkililer Darwin Limanı’nın Çinli Landbridge Group’a 99 yıllığına kiralanmasını iptal etmeme kararı aldılar ve öngörülebilir gelecekte Çinli firmalara karşı herhangi bir anti-damping davası açma niyetlerinin olmadığını söylediler.

Albanese yönetiminin ayrıca Avustralya’daki Çin yatırımlarına yönelik politikaları da değerlendirebileceği kaydedildi. Ancak Huawei Technologies’in ülkenin 5G geniş bant ağına erişimini yeniden gözden geçirmeyi “reddetti” – 2018’den beri yürürlükte olan bir yasak – ve “ulusal güvenlik konularında taviz verilmeyeceğini” belirtti.

Statükoya geri dönüş zor

South China Morning Post’a konuşan bir kaynak “Avustralya [Çin ile] ilişkilerini istikrara kavuşturdu” dedi. Ancak kaynağa göre, Avustralya’nın AUKUS güvenlik paktına ve Pekin’in Çin karşıtı olarak gördüğü Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’na katılımı nedeniyle bu ilişkiler “ne statükoya dönecek ne de daha da iyileşecek.”

Kaynak, Avustralya liderinin yılın başlarında Çin’i ziyaret etmeyi planladığını ancak Pekin’in “Albanese/Avustralya’yı AUKUS için ödüllendirmemek” amacıyla bunu ertelediğini söyledi.

Çin bunun yerine Whitlam’ın eski lider Mao Zedong ile görüşmesinin sembolik yarım asırlık yıldönümünü bekledi.

Albanese’nin ziyareti de Pekin’de Çinli liderlerle görüştükten sonra Şanghay’da katılmayı planladığı Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na denk gelecek.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English