Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Azerbaycan COP29’a ev sahipliği yaparken petrol ve gaz üretimini artırmayı planlıyor

Yayınlanma

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) başladı.

Financial Times’a göre, Bakü bu hafta başlayacak Birleşmiş Milletler COP29 zirvesine ev sahipliği yaparken Azerbaycan’ın devlet petrol ve gaz şirketi SOCAR yeni fosil yakıt üretimini artırmayı planlıyor.

Kampanya grubu Global Witness’ın bağımsız danışmanlık şirketi Rystad Energy’nin verilerini analiz ederek hazırladığı rapora göre, 2050 yılına kadar SOCAR’ın üretiminin yüzde 44’ü yeni petrol ve gazdan oluşacak ve bu oran dünyadaki tüm ulusal petrol şirketleri arasında ikinci en yüksek oran olacak. Raporda, mevcut gelişmelerden ve henüz geliştirilmemiş keşfedilmiş sahalardan ve keşfedilmemiş petrol ve gazdan ne kadar üretim beklendiği incelendi.

Uluslararası Enerji Ajansı, 2023 yılında dünyanın ortalama küresel sıcaklık artışını, dönüm noktası niteliğindeki Paris anlaşmasının ideal sınırına uygun olarak, sanayi öncesi seviyelerin 1,5C üzerinde sınırlaması için uzun vadeli yeni petrol ve gaz projelerinin olmaması gerektiğini söylüyor.

SOCAR, Ukrayna’daki savaştan bu yana üretimini artırdı çünkü Avrupa Birliği, Rus gazını Azerbaycan da dahil olmak üzere diğer ülkelerden gelen fosil yakıtlarla değiştirmeye çalışıyor.

SOCAR 2050’nin ötesinde yeni petrol ve gaz üretimi için anlaşmalar yaparken, COP29 Başkanı ve Azerbaycan Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Muhtar Babayev dünyanın küresel sıcaklık artışını 1.5C ile sınırlaması çağrısına öncülük etti.

Geçtiğimiz yıl, yaklaşık 200 ülke Dubai’deki COP28’de yüzyılın ortasına kadar küresel enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan uzaklaşmayı kabul etti.

Ancak analize göre Azerbaycan, COP29’a ev sahipliği yapacak ülke olarak belirlendiğinden bu yana bir dizi petrol ve gaz anlaşması imzaladı.

Bu anlaşmalar arasında SOCAR’ın ilk uluslararası upstream petrol ve gaz üretim yatırımı olan BAE’deki gaz projelerinde 468 milyon dolarlık hisse alımı da yer alıyor.

Bir COP29 sözcüsü “Azerbaycan Avrupa’nın stratejik doğal gaz tedarikçisidir ve 2022’deki arz kesintilerinin ardından Avrupa’nın arzı artırma talebine yanıt olarak kapasite yatırımı yapmaktadır” dedi. Ayrıca “yakın bölgedeki ve Avrupa’daki talebi karşılamak için yenilenebilir enerji ihracatını genişletmeye çalışıyordu” diye ekledi.

SOCAR yorum talebine yanıt vermedi.

Azerbaycan, dünyanın en önemli iklim zirvesine ev sahipliği yapan üst üste ikinci petro-devlet oldu. BAE de, COP28 öncesinde, aynı anda ev sahipliği yaparken petrol ve gaz anlaşmaları yapmaya çalıştığı iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı.

BM’nin iklim değişikliği kolunun eski yönetici sekreteri Richard Kinley, “Küresel fosil yakıt endüstrisinin hainliği ve ikiyüzlülüğü, onlarca yıllık uygulamadan sonra daha da yüzsüzleşiyor” dedi.

Kinley sözlerine şöyle devam etti: “COP başkanlığının fosil yakıt çıkarları tarafından kirletilmesini önlemek için etrafına bir ‘sıhhi kordon’ bile çekememiş görünmeleri son derece rahatsız edici.”

COP29’a katılacak olan Danimarka İklim Bakanı Lars Aagaard, Azerbaycan’ın sadece gaz gelirlerini artırmaya odaklanmadığını söyledi. Danimarka’nın da zirveye katılan rüzgar şirketi Ørsted ile yenilenebilir enerji konusunda Bakü ile görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

Ancak Financial Times’a konuşan Avrupalı diplomatlar, Azerbaycan hükümet yetkililerinin iklim görüşmelerinin yanı sıra gaz anlaşmaları konusunu da gündeme getirdiklerini, bunun da daha çok bu yılın sonunda sona erecek bir sözleşme kapsamında Rusya’dan Ukrayna üzerinden gelen gazın yerine geçmesi bağlamında olduğunu söylediler.

Bloomberg’in geçen ay bildirdiğine göre Macaristan ve Slovakya’daki şirketler, Ukrayna boru hattından gelen gazın yerini almak üzere Azerbaycan ile bir anlaşma yapmaya yaklaşıyor. Ancak enerji analistleri, bu anlaşmanın devam eden Rus akışını gizlemekle sonuçlanabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Chatham House’un geçen ay yayınladığı bir raporda Azerbaycan’ın AB’ye başvurarak gelecekteki gaz talebini garanti altına alma çabalarına dikkat çekildi.

Raporda, “Azerbaycan hükümeti, kendisini çok taraflı iklim sürecinin merkezine yerleştirerek, küresel enerji dönüşümü etrafındaki konuşmaları kontrol etmeyi umabilir, böylece ülkenin kendi petrol ve gaz rezervleri mümkün olduğunca uzun süre finansal olarak uygulanabilir kalabilir” denildi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English