Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Türk bayrağı yakan muhalifler ‘Defol Türkiye’ dedi

Yayınlanma

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Suriyeli mevkidaşıyla ayaküstü sohbet ettiğini açıklaması üzerine TSK’nın terörden arındırdığı Suriye’nin kuzeyinde Türkiye protesto edildi. Kal Cibrin köyünde düzenlenen gösterilerde “Özgür Suriye, defol Türkiye” sloganları atıldı. Azez’de Türk bayrağının yakılması tepki çekti.

Ankara’da düzenlenen Büyükelçiler Konferansına ev sahipliği yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün kapanış dolayısıyla yaptığı basın toplantısında Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat ile ayaküstü sohbet ettiğini belirtti. Çavuşoğlu, “Muhalefetle Suriye’deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım” dedi.

Çavuşoğlu’nun açıklaması üzerine TSK’nın Fırat Kalkanı Harekâtı ile IŞİD’den temizlediği, okul, hastane gibi temel hizmetleri sağladığı İdlib, Cerablus, Azez ve El Bab’da muhalifler Türkiye’yi protesto etti. Türk bayraklarını yakan bir grup gösterici, Türkiye’nin yapmış olduğu bölgedeki hizmetleri de hedef aldı. Osmanlı millet bahçesinin önündeki ay yıldız tahrip edildi.

İşte TSK kontrolündeki Azez’de Türk bayrağı böyle yakıldı:

Göstericiler, Türk askerinin ve adını Suriye Milli Ordusu olarak değiştiren ÖSO’nun bulunduğu Azez emniyet binasına girmeye çalıştı:

El Bab’da göstericiler “Kanım değerli ve satılık değil, Türkiye duysun” sloganları attı:

Dün gece yaşanan olaylar üzerine açıklama yapan ÖSO, bayrak yakanları “cahil” olarak niteledi ve haddini aşanlardan hesap soracaklarını iddia etti:

ÖSO merkezinden yapılan açıklamaya rağmen örgütün komutanlarından Türkiye’ye tepki açıklamaları geldi. O komutanlardan biri olan Fehim İsa; “Suriye’de terörün başı ve kaynağı Esad’dır. Esad’la uzlaşma olamaz, Teröristler ve katillerle uzlaşma olamaz. Suriye’nin geleceğinde Esad’ın da Rejimin de yeri yoktur. Şehitlerimizin kanına ihanet etmeyeceğiz” dedi. Hamza Tümeni Özel Kuvvetler Komutanı Seyf Ebu Bekir ise “Siyasetteki ölçek ve dalgalanmalarla hiçbir ilgimiz yok. Göreve geldiğimiz ilk günden beri söylediklerimizden başka bir sözümüz yok. Devrim. Diz çökmeyeceğiz, suçlularla barışmayacağız, masumların katillerine bakıcılık yapmayacağız, özgürlük ve haysiyet haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz, Beşşar terörün başı ve diğer örgütlere kaynaktır” dedi. Suriye Geçici Hükümeti’ndeki sözde Savunma Bakanı Albay Pilot Hassan Hamadeh da sosyal medya hesabından “Suriye halkı rejimi devirmek istiyor. Geri dönüşü olmayan bir nokta” diye yazdı.

Öte yandan Şam ile anlaşmayı reddeden ÖSO grupları Tel Rıfat’ta Suriye ordusuna ait noktalarını hedef aldı. Minnag Hava Üssü’ne yönelik roket atışları yapıldığı kaydedildi.

Dışişleri’nden açıklama

Bakan Çavuşoğlu’nun açıklamaları sonrası meydana gelen olayların ardından Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak, “Suriye halkıyla dayanışmamız sürecektir” dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Türkiye’nin Suriye ihtilafının başından beri, bu ülkedeki krize halkın meşru beklentileri doğrultusunda çözüm bulunması için en çok çaba harcayan ülke olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin sahada ateşkesin muhafaza edilmesinde ve Astana ve Cenevre süreçleri vasıtasıyla Anayasa Komitesi’nin kurulmasında öncü rol oynadığını hatırlatan Bilgiç, “(Türkiye) Öncü rol oynamış, muhalefete ve Müzakere Heyeti’ne siyasi süreçte tam destek vermiştir. Halihazırda, rejimin ayak sürümesi nedeniyle bu süreç ilerlememektedir. Sayın Bakanımızın dün ifade ettiği hususlar da buna işaret etmektedir.” ifadesini kullandı.

Bilgiç, Türkiye’nin milyonlarca Suriyeliye geçici koruma sağladığını, mültecilerin gönüllü ve güvenli geri dönüşleri için uygun şartların hazırlanması ve ihtilafa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararında ortaya konulan yol haritası uyarınca çözüm bulunması yönündeki çabalara aktif katkısını sürdürdüğünü aktararak şunları kaydetti:

“Türkiye, uluslararası toplumun tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde bu ihtilafa Suriye halkının beklentileri doğrultusunda kalıcı bir çözüm bulunmasına yönelik çabalara güçlü katkı sağlamaya devam edecektir. Suriye halkıyla dayanışmamız sürecektir.”​​​​​​​

Eylemler bugün de devam etti

Suriye’nin kuzeyinde muhaliflerin Türkiye’ye yönelik eylemleri devam etti.  Cerablus sınır kapısı önünde yapılan eyleme TSK ve ÖSO’nun müdahale ettiği bildirildi. TSK’nın 2016’da IŞİD’den temizlediği ÖSO yönetimindeki Azez’in güneyinde bulunan Kal Cibrin köyünde düzenlenen Türkiye karşıtı gösterilerde “Özgür özgür Suriye, defol Türkiye” sloganları atıldı.

El Bab’da düzenlenen eylemde açılan “FETÖ ile barışalım belki sonra Esad ile barışırız” yazılı pankart dikkat çekti:

 

ORTADOĞU

Hamas’ın Batı Şeria lideri İsrail hapishanesinde öldürüldü

Yayınlanma

Hamas’ın Batı Şeria’daki lideri Mustafa Muhammed Ebu Ara, tutuklu bulunduğu İsrail hapishanesinde hayatını kaybetti. 7 Ekim’den bu yana İsrail hapishanelerinde işkence veya ihmal nedeniyle öldürülen tutuklu sayısının 19’a yükseldi.

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinden yapılan ortak açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria’nın Tubas kentine bağlı Akaba beldesi sakinlerinden Ebu Arra’nın sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

Rimon Hastanesinden Soroka Askeri Hastanesine sevk edilen Ebu Arra’nın yaşamını yitirdiği aktarılan açıklamada, evli ve 7 çocuk babası olan Ebu Arra’nın 1990 yılından bu yana birçok kez İsrail tarafından tutuklandığı kaydedildi.

Ebu Arra’nın İsrail hapishanelerinde toplam 12 yıl yattığı paylaşılan açıklamada, 63 yaşındaki Filistinlinin son olarak 30 Ekim 2023’te idari tutuklamaya tabi tutulduğu hatırlatıldı.

Açıklamada, “Ebu Ara’nın, tüm mahkumlar gibi, Gazze’ye yönelik imha savaşının başlamasından bu yana, İsrail hapishaneleri ve kamplarındaki mahkûm ölümlerinin başlıca nedenleri olan işkence, açlık ve tıbbi ihmal de dahil benzeri görülmemiş suçlar ve prosedürlerle karşı karşıya kaldığı” vurgulandı.

Ebu Arra’nın tutuklanmadan önce ciddi sağlık problemleri yaşadığı belirtilen açıklamada, “Ebu Arra, ilaçlarından mahrum edilerek ölüme terk edildi. Bu Filistin halkına karşı devam eden soykırım suçları kapsamında yapıldı” denildi.

Filistinlinin ölümünden İsrail hapishane idaresinin sorumlu tutulduğu açıklamada, İsrail hapishanelerinde tutulan 9 bin 700’ü aşkın Filistinlinin akıbetinden de hapishane idaresinin mesul olduğu kaydedildi.

Açıklamada, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail hapishanelerinde ölen Filistinlilerin sayısının 19’a çıktığı aktarıldı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Mısır, IMF incelemesi öncesi akaryakıt fiyatlarını %15 artırdı

Yayınlanma

Mısır, Aralık 2025’e kadar sübvansiyonları kademeli olarak kaldırma planının bir parçası olarak akaryakıt fiyatlarını artırdı. Bu hamle, vatandaşların hoşnutsuzluğuna yol açan elektrik kesintilerinin devam ettiği bir dönemde geldi.

Mısır 2022’den bu yana, verdiği kredilere karşılık Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) talep ettiği ekonomik bir “reform” programı uyguluyor. Bu program çerçevesinde para birimi dört kez devalüe edildi, gıda ve enerji sübvansiyonları önemli ölçüde azaltıldı, ancak bazıları hala yürürlükte.

The National’a konuşan mali analistler, akaryakıttaki fiyat artışlarının IMF’nin Mısır’a verdiği 820 milyon dolar tutarındaki kredinin üçüncü diliminin ödenmesi için temel bir şart olduğunu söyledi.

IMF, Mısır’ın gıda ve yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması şartını yerine getirmesini beklerken reform programının üçüncü incelemesi 10 Temmuz’dan 29 Temmuz’a ertelendi.

IMF’nin mart ayında kredi programını 5 milyar dolar genişletmesinden bu yana hükümet akaryakıt fiyatlarına ikinci kez zam yaptı. Mısır, anlaşmanın bir parçası olarak yakıt sübvansiyonlarını azaltmayı taahhüt etmişti.

Nisan ayında IMF, Mısır’ın 2024/25 yıllarında yakıt sübvansiyonları için 331 milyar Mısır lirası (6,85 milyar dolar), 2025/26 yıllarında ise 245 milyar Mısır lirası harcayacağını tahmin etmişti.

The National’ın haberine göre hükümetin sübvansiyonları kaldırma çabaları, son yıllarda yaşam maliyetlerinin arttığını söyleyen vatandaşların direnişiyle karşılaştı. Günlük yaşamı sekteye uğratan ve Mısırlılar arasında öfkeye yol açan sürekli elektrik kesintileri durumu daha da kötüleştirdi.

Hükümet elektrik kesintilerini rekor tüketim ve teknik arızalara bağlıyor ancak pek çok vatandaş bu açıklamaları bahane olarak görüyor.

Bazı uzmanlar sübvansiyonların azaltılmasının uzun vadede elektrik sektöründe yeni yatırımlar için alan açacağını ve nihayetinde elektrik kesintilerini ortadan kaldıracağını söylüyor.

Ancak hükümet kısa vadede IMF’nin şartlarını yerine getirmek ve halkın hoşnutsuzluğunu yönetmek arasında tehlikeli bir yolda ilerlemek zorunda.

Akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, IMF kredilerini güvence altına almak için gerekli olsa da hükümet ile vatandaşlar arasındaki ilişkiyi daha da gerginleştirebilir.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Ateşkes müzakerelerine “Biden” rötarı

Yayınlanma

İsrail müzakere ekibi, Hamas ile ateşkes ve esir takası müzakereleri için bugün Doha’da yapılması planlanan görüşmeleri bir hafta sonraya erteledi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, gecikmenin nedeninin Başbakan Binyamin Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki görüşmenin ertelenmesi olduğunu belirterek, Başbakan’ın nasıl ilerleneceğini değerlendirmek üzere ortaya çıkan anlaşmayı Biden’la görüşmeyi planladığını söyledi.

Kaynak ayrıca müzakere ekibinin toplantıdan sonra görüşmeler için yola çıkacağını söyledi, ancak tam zamanını belirtmedi. İsrail medyası heyetin ancak önümüzdeki hafta yola Doha’ya gidevileceğini bildirdi. Kaynak, gecikmeye rağmen müzakerecilerin Arap arabulucularla görüşmeleri uzaktan sürdürdüğünü vurguladı.

Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleri, heyetin seyahatinin ertelendiği haberine öfke duyduklarını ifade ettiler.

Rehinelerden Matan Zangauker’in annesi Einav Zangauker, “Netanyahu Kongre önünde masadaki anlaşmayı kabul ettiğini açıklamak yerine, kişisel nedenlerle anlaşmanın ilerlemesini engelliyor” dedi.

Ayrıca aileler, İsrailli müzakere heyetiyle “acil toplantı” yapılmasını talep etti.

“Esir Aileleri Forumu” tarafından yapılan açıklamada müzakereler konusunda güven krizinin olduğuna işaret edildi. Açıklamada, “Başbakan (Binyamin Netanyahu) iki haftadır arabulucuların anlaşmanın uygulanmasına ilişkin taleplerine yanıt vermekten kaçınıyor” denildi.

Esir ailelerine müzakere sürecine dair sağlanan bilgilerin gerçekliği yansıtmadığı aktarılarak, “Bu ayak sürüme, sevdiklerimizi geri getirme şansının kasıtlı sabote edilmesidir. Müzakereleri etkili şekilde baltalıyor ve ciddi bir ahlaki başarısızlığa işaret ediyor” denilen açıklamada, esirlerin geri dönüşüne ilişkin “dürüst rapor” sunmanın güvenlik servislerinin sorumluluğunda olduğu vurgulandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English