Bizi Takip Edin

Rusya

Batılı şirketler Rusya’ya geri dönecek mi?

Yayınlanma

Moskova ile Washington arasındaki Ukrayna ihtilafını çözme görüşmeleri sürerken, yatırımcılar 2022’de Rusya’dan ayrılan Batılı şirketlerin geri dönüp dönemeyeceğini merak ediyor. Batılı ülkelerin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar devam ederken bu pek mümkün görünmese de, ABD yönetiminin yaptırımları hafifletmesi durumunda bazı şirketler için bu olasılık doğabilir. Ancak, Rusya piyasasının değişen yapısı ve bazı şirketlerin ‘itibar kaygıları’ dönüşü zorlaştırabilir.

Moskova ile Washington arasındaki Ukrayna ihtilafını çözme görüşmeleri sürerken, yatırımcıların en çok merak ettiği konulardan biri, Şubat 2022’de Ukrayna’daki askeri müdahalesinin başlamasına tepki olarak Rusya’dan toplu hâlde ayrılan şirketlerin geri dönüp dönemeyeceği.

Moskova’ya yönelik geniş kapsamlı Batı yaptırımları devam ettiği sürece bu pek mümkün görünmüyor.

Fakat ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin kısıtlamaları hafifletmeye çalışması hâlinde, bazı şirketler için bir zamanlar hızla büyüyen bu pazara geri dönme fırsatı doğabilir.

Hangi şirketler, nasıl ayrıldı?

McDonald’s’tan Mercedes-Benz’e kadar binden fazla şirket, son üç yılda satış, ülke içindeki yöneticilere devir veya varlıklardan vazgeçme yoluyla Rusya’dan ayrıldı.

Danone ve Carlsberg gibi diğer firmaların ise varlıklarına el konuldu ve satış zorla gerçekleştirildi.

Batılı şirketler, değer düşüklüğü ve kaybedilen gelirler şeklinde toplam 107 milyar dolarlık zarar açıkladı.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev ise Amerikan şirketlerinin Rusya’dan ayrılmaları nedeniyle 324 milyar dolar kaybettiğini belirtiyor.

McDonald’s, Renault ve Henkel gibi firmalar, ülkeden ayrılırken geri satın alma olasılığını görüşmüştü.

Fransız Renault, Mayıs 2022’de Rus otomobil üreticisi AvtoVAZ’daki hisselerinin çoğunu görünüşte sadece 1 rubleye —altı yıl içinde geri satın alma opsiyonuyla— sattı.

Procter & Gamble, PepsiCo ve Mondelez dahil olmak üzere gıda ve sağlık sektörlerindeki bazı şirketler, Rusya halkına temel ürünleri sağlamaya devam etmek için insani nedenlerle Rusya’da kaldıklarını söylüyor.

İlk hangi şirketler dönmek istiyor?

Dmitriyev, ABD ve Rusya heyetlerinin bu hafta yaptığı görüşmenin ardından, bazı Amerikan şirketlerinin ikinci çeyrekte geri dönmesini beklediğini söyledi, ancak ayrıntı vermedi.

Yaptırımlar dışında faaliyet gösteren firmaların, örneğin perakendeciler ve gıda üreticilerinin, enerji ve finans gibi sektörlerdeki oyunculara kıyasla geri dönme olasılığı daha yüksek.

Dmitriyev, Rusya’da başarılı olan büyük Amerikan petrol şirketlerinin bir noktada geri döneceğine işaret eti.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’daki Finansal Piyasalar Komisyonu Başkanı Anatoliy Aksakov bu hafta, Visa ve Mastercard ödeme sistemlerinin yakın gelecekte Rusya’ya geri döneceğini ve hizmetlerini sunacağını söyledi. Fakat bu iki şirket, Rusya’daki operasyonlarının askıya alınmasının devam ettiğini bildirdi.

Hangileri ‘asla’ geri dönmeyecek?

Carlsberg ve Unilever dahil olmak üzere yüzlerce Batılı şirket, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri müdahalesi başladıktan sonraki birkaç gün ve hafta içinde kınadı ve Rusya pazarından ayrılmalarını veya operasyonlarını askıya almalarını ahlaki gerekçelerle açıkladı.

Rusya’nın Ukrayna topraklarını alacağı bir anlaşmaya varılması hâlinde, Moskova’yı eleştiren şirketler geri dönmeleri nedeniyle “itibar kaybı” yaşama riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Hem sivil hem de askeri amaçlarla kullanılabilecek malların tedarikinde uzmanlaşmış firmalar, Batı’nın kısıtlamalarına tabi.

Örneğin Boeing ve Airbus, uçak ve yedek parça tedarikini durdurdu. Bu tür mallara diğer örnekler arasında çipler, telekomünikasyon ekipmanları ve elektronik yer alıyor.

ABD ve Rusya arasındaki görüşmelerin yaptırımların hafifletilmesine yol açıp açmayacağına dair spekülasyonlar var, ancak henüz somut bir teklif yapılmadı.

Bu arada, Avrupa Birliği çarşamba günü birincil alüminyum ithalatına yasak getirilmesini de içeren Rusya’ya yönelik 16’ncı yaptırım turunu onayladı.

Yaptırımlar kapsamında, Rusya’ya finansal ve enerjiyle ilgili hizmetler sunmak yasak. Rus yetkililerin Batılı şirketlerin geri dönüşünü beklediklerine dair açıklamaları şimdilik temenni gibi görünüyor.

Rusya pazarında dönüşüm

Starbucks veya IKEA gibi dünyanın en popüler markalarından bazılarının yerini, onların yerli benzerleri aldı.

Rusya’daki 800’den fazla eski McDonald’s restoranı artık girişimci Aleksandr Govor’a ait olan marka altında faaliyet gösteriyor.

Starbucks, işini restoran işletmecisi Anton Pinskiy ve rapçi-iş adamı Timati’ye sattı ve burası artık Stars Coffee kahve dükkanları.

Pazardaki etkinin yeniden kazanılması özellikle otomobil üreticileri için zor olabilir: Çinli rakiplerin Rusya’daki pazar payı artık üç yıl öncesine göre yüzde 10’dan azken yüzde 50’nin üzerinde.

Rusya’nın, özellikle Moskova ile Pekin arasındaki sınırsız ortaklık göz önüne alındığında, Avrupalı otomobil üreticilerinin Çinlilere zarar verecek şekilde geri dönüşünü ne kadar istekli destekleyebileceği belirsiz.

Zira bu ortaklık kapsamında iki ülke arasındaki ticaret hacmi keskin bir şekilde arttı.

Batı, şirketlerin dönüşüne nasıl tepki verecek?

Moskova uzun zamandır, yurt dışındaki varlıklarının gasp edilmesine misilleme yapma sözü verdi ve başkanlık kararnameleri ve mahkeme kararları yoluyla Rusya’daki şirketlerin kontrolünü ele geçirdi.

Rusya, şu anda bir dizi Batılı şirkete kayyum atadı. 2025’te yabancı sahiplerle bir şekilde bağlantılı olan şirketlerin varlıklarına el konulması hızı arttı.

Rusya’dan ayrılan şirketlerin çoğu, işlerini büyük indirimlerle satmak zorunda kaldı. Yatırımcıları Rusya pazarına temkinli bir şekilde geri dönmeye ikna etmek zaman alabilir.

Rusya

Medvedev: Netanyahu’yu yargılamayan UCM güvenilirliğini yitirdi

Yayınlanma

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) İsrail Başbakanı Netanyahu’yu yargılamayı reddederken diğer liderler hakkında yakalama kararı çıkarması nedeniyle eleştirdi. Medvedev, mahkemenin güvenilirliğini yitirdiğini ve çifte standart uyguladığını belirtti. Ayrıca, UCM’ye alternatif olarak BRICS çatısı altında yeni bir uluslararası hukuk organı kurulmasını önerdi.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) sert bir dille eleştirdi.

Medvedev, mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında kovuşturma başlatmayı göz ardı etmesi nedeniyle güvenilirliğini yitirdiğini savundu.

Medvedev, St. Petersburg Devlet Üniversitesi tarafından yayımlanan Pravovedeniye dergisinde kaleme aldığı “Kaybolan İllüzyonlar veya Uluslararası Ceza Mahkemesi Nasıl Değersiz Bir Hukuki Varlık Haline Geldi” başlıklı makalesinde bu konuya değindi.

Makalede Medvedev, UCM’nin 20 yılı aşkın süredir 33 davaya baktığını ve bunların çoğunun Afrika ülkelerinden şahsiyetlere karşı olduğunu, buna karşılık, diğer ülkelerden “büyük savaş suçlularını” kovuşturmayı göz ardı ettiğini ifade etti.

Medvedev, mahkemenin kurucu statüsüne taraf olan Avrupa ülkelerinin çifte standart sergilediğini sözlerine ekledi. Bu ülkelerin başlangıçta İsrail liderliğini yargılamaya istekli olduklarını, ancak Washington’dan gelen baskı üzerine geri adım attıklarını belirtti.

Medvedev’e göre, bu durum mahkemeye karşı saygısızlığı açıkça gösteriyor.

Medvedev, mahkemenin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi egemen devlet başkanları hakkında, bu kararların uygulanamayacağını bilmesine rağmen yakalama kararları çıkararak “saçmalığın zirvesine” ulaştığını kaydetti.

Bu durumun, mahkemenin “Anglo-Sakson dünyasının” elinde bir araç haline geldiğini gösterdiğini savundu.

Medvedev, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne alternatif olarak yeni bir uluslararası hukuk organı kurulması olasılığının incelenmesi çağrısında bulundu.

Yetkili, bu organın BRICS grubu çatısı altında olmasını önerdi.

Medvedev, bu yeni yargı organının BRICS üyesi ülkelerin Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerine bağlılığını teyit edebileceğini açıkladı.

Bu ilkeler arasında egemen devlet başkanlarının dokunulmazlığına saygı gösterilmesi ve devletlerin iç işlerine karışılmasının yasaklanması yer aldığını dile getiren Medvedev, Roma Statüsü temelinde kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne büyük devletlerin katılmadığını ve mahkemenin uluslararası davalara yaklaşımındaki taraflılık ve seçicilik nedeniyle eleştirilerle karşı karşıya olduğunu işaret etti.

Medvedev, alternatif bir yargı organı kurulmasının uluslararası adaleti güçlendirebileceğini ve BRICS üyesi ülkelere kendi çıkarlarını yansıtan ve egemenliklerine saygı duyulmasını sağlayan bağımsız bir hukuki platform sunabileceğini vurguladı.

Daha önce ABD Başkanı Donald Trump, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptırım uygulanmasını öngören bir başkanlık kararnamesi imzalamıştı.

Trump, mahkemenin Netanyahu ve görevden alınan Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkarmasını eleştirmişti.

Hangi Avrupa ülkeleri UCM’nin tutuklama emrine uyacak?

Okumaya Devam Et

Rusya

Şoygu: Rusya, Batı’ya karşı nükleer caydırıcılık hakkını saklı tutuyor

Yayınlanma

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Sergey Şoygu, TASS haber ajansına verdiği röportajda, Rusya’nın Batı ülkelerinin saldırısı durumunda nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu belirtti. Şoygu, bu hakkın Kasım 2024’te güncellenen nükleer caydırıcılık politikasına eklendiğini ve Rusya veya Belarus’a yönelik konvansiyonel silahlarla yapılan saldırıları da kapsadığını vurguladı.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Sergey Şoygu, Batı ülkelerinin saldırısı durumunda Moskova’nın nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu bildirdi.

TASS haber ajansına verdiği mülakatta Şoygu, Kasım 2024’te Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılık Alanındaki Devlet Politikası Esasları’nda yapılan değişikliklere göre, “Rusya’nın kendisine veya Belarus Cumhuriyeti’ne yönelik, konvansiyonel silahlar dahil olmak üzere, bir saldırı durumunda nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu” ifade etti.

Şoygu, Rusya’nın “Avrupa ülkelerinin askeri hazırlıklarını dikkatle izlediğini” sözlerine ekledi.

Şoygu, Rusya Federasyonu Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne göre, “yabancı devletlerin Rusya Federasyonu’nun egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit eden düşmanca eylemlerde bulunması durumunda, ülkenin bu tür eylemleri durdurmak ve tekrarlanmasını önlemek için gerekli simetrik ve asimetrik önlemleri almayı meşru gördüğünü” hatırlattı.

Güvenlik Konseyi Başkanı’nın belirttiğine göre, nükleer caydırıcılık “Rusya’yı potansiyel düşman olarak gören, kitle imha silahlarına veya önemli konvansiyonel askeri potansiyele sahip devletlere ve askeri koalisyonlara karşı uygulanıyor.”

Ayrıca, bu tür eylemler, Rusya Federasyonu’na karşı saldırı hazırlığı ve gerçekleştirilmesi için kendi topraklarını ve kaynaklarını sağlayan devletleri de kapsıyor.

Şoygu, Rusya ve Belarus’un birleşik savunma alanının bütünlüğünü sağlamak ve stratejik caydırıcılık faaliyetlerini ortaklaşa yürütmek gibi görevlerin, “iki ülkenin güvenlik konseyi birimlerinin doğrudan katılımıyla geliştirilen ve Aralık 2024’te kabul edilen Birlik Devleti Güvenlik Konsepti ve Rusya Federasyonu ile Belarus Cumhuriyeti Arasında Güvenlik Garantileri Anlaşması’nda yer aldığını” kaydetti.

Avrupa 2030’a kadar Rusya ile savaşa hazırlanıyor’

Öte yandan Şoygu, Avrupa ülkelerinin Rusya ile askeri bir çatışmaya açıkça hazırlandığını ve bu çatışmanın 3 ila 5 yıl içinde, yani 2030’a kadar gerçekleşebileceğini söyledi.

Bu hazırlıkların farklı seviyelerde dile getirildiğini dile getiren Şoygu, “Avrupalı politikacılar ve askerler 2030’a kadar bizimle savaşmaya hazır olmak istiyorlar,” dedi.

Şoygu’ya göre Kiev, parasal destek ve silah tedariki karşılığında “Ukrayna’nın doğalgaz zenginliklerini, topraklarını, Ukrayna halkının geleceğini pahalıya satmak” amacıyla çatışmaları uzatmaya çalışıyor.

Bununla birlikte, Ukrayna’nın askeri, ekonomik ve seferberlik potansiyelinin önemli ölçüde zayıfladığına işaret etti.

Güvenlik Konseyi Başkanı, Batı yardımına bağımlı olan Ukrayna ekonomisindeki derin krize de dikkat çekti. Şoygu, ülkenin devlet borcunun geçen yıl sonunda 167 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

Şoygu, “Aynı zamanda, onları [Kiev rejiminin temsilcilerini] destekleyen devletler, yüksek sesli açıklamalara rağmen, Kiev’in askeri alandaki tüm taleplerini karşılayamıyorlar,” diye konuştu.

Kursk oblastının tamamı yakında temizlenecek’

Bunun yanı sıra Şoygu, Kursk oblastının tamamının yakın zamanda Ukrayna ordusundan temizleneceğini ve sürecin şu anda son aşamaya girdiğini ifade etti.

Şoygu, bu aşamada Ukrayna ordusunun işlediği suçların ve neden olduğu zararın belgelenmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, 19 Nisan’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, Kursk oblastının ana kısmının kurtarıldığını bildirmişti.

Gerasimov’a göre, çatışmaların devam ettiği iki bölge kaldı ve Gornal ile Oleşnya civarında Ukrayna ordusundan temizlik çalışmaları sürüyor.

Rusya Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr Bastrıkin, Ukrayna ordusunun Kursk oblastına girmesinden bu yana esir alınan 290 Ukrayna ordusu mensubu hakkında 175 dava açıldığını ve bunlardan 41’inin mahkemece karara bağlandığını söyledi.

Bastrıkin, bu ceza davalarında 49 binden fazla kişinin mağdur olarak tanındığını belirtti.

FT: Rusya, Ukrayna’da çatışmaları mevcut cephe hattında durdurmaya hazır

Okumaya Devam Et

Rusya

Lavrov: Rusya için göçmen sayısını azaltmak kârlı değil

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Özbekistan ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, ülkedeki işgücü açığı nedeniyle göçmen sayısını azaltmanın Rusya’nın çıkarlarına hizmet etmeyeceğini belirtti. Lavrov, kalkınma planlarının gerçekleşmesi için göçmen işgücünün önemine dikkat çekerken, göçmenler arasında suç eğilimlerinin oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Özbekistan ziyaretinin ardından düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki işçi göçmenlerin sayısını azaltmaya yönelik tedbirlerin Rusya’nın çıkarlarına uygun olmayacağını, ancak “suç eğilimlerinin” oluşmasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.

TASS ajansının aktardığına göre Lavrov, mevcut işgücü açığı göz önüne alındığında, işçi göçmenlerin sayısını azaltmaya yönelik tedbirlerin Rusya’daki kalkınma planlarını “daha az gerçekçi hale getirebileceğini” kaydetti.

“Ancak sorunun ikinci kısmı da Rus yasalarına uyulması ve işçi göçmenler arasında suç eğilimlerinin oluşmasına izin verilmemesi,” diye belirten bakan, “Bu tür vakalarla karşılaşılıyor,” diye ekledi.

Geçen yılın mayıs ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Özbekistanlı mevkidaşı Şevket Mirziyoyev ile yaptığı görüşmelerin ardından, Moskova’nın Taşkent ile tüm güncel göç konularında işbirliğine hazır olduğunu belirtti.

Putin, Rusya’da bulunan yaklaşık 1 milyon Özbekistan vatandaşına insana yakışır çalışma koşulları sağlanacağını vaat etti.

Rusya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılının başından bu yana kolluk kuvvetleri 1374 sahte göç belgesi vakası tespit etti.

Bu rakam, 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 41,6 daha yüksek.

Şubat ayında İçişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gorovoy, şu anda Rusya topraklarında yaklaşık 670 bin yasa dışı göçmen bulunduğunu söyledi. Bunların büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.

2024 baharından bu yana Rusya’da göç politikasında yeni bir sıkılaştırma dalgası başladı.

Bir dizi Rusya oblastı, göçmenlerin eğitim ve sağlık alanlarındaki görevlerde çalışmalarını yasaklamak dahil olmak üzere göçmenlerin çalışmasına kısıtlamalar getirdi.

Ayrıca, 5 Şubat 2025’ten itibaren Rusya’da “kontrol altındaki kişiler sicili” adı verilen bir içişleri veri tabanı faaliyete geçti.

Bu veri tabanına Rusya’da yasa dışı olarak bulunan yabancıların bilgileri kaydediliyor.

Sicilde yer alan yabancılar için özel bir sınır dışı etme rejimi uygulanıyor ve belirli hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getiriliyor.

Örneğin, evlilik akdi yapma veya feshetme, araç kaydı yapma ve kullanma yasakları bulunuyor.

Yabancılar ve belgesiz göçmenler, Rusya’daki kalışlarını 30 Nisan’a kadar yasallaştırmak zorunda, aksi takdirde ülkeyi terk etmek durumunda kalacaklar.

Fakat 21 Nisan’da Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı, Rus tarafıyla yapılan görüşmeler sonucunda bu sürenin 10 Eylül’e kadar uzatılacağının vaat edildiğini bildirdi.

1 Nisan’dan itibaren göçmen çocukları okula kabul edilmeden önce Rusça bilgisi testine tabi tutulmaya başlandı. Sınav sözlü ve yazılı formatta yapılacak.

Birinci sınıf öğrencileri istisna tutulacak; onlar için sadece sözlü kısım uygulanacak.

Çocuk testi geçemezse, eğitime kabul edilmeyecek. Sınava üç ay sonra tekrar girilebilecek.

Rusya göç politikasında yol ayrımında

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English