Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Biden ve Sunak’tan yardım çalışanlarını vuran İsrail’e eleştiriler

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, Gazze’de ABD merkezli World Central Kitchen’da (WCK) çalışan yedi yardım görevlisinin ölümüne neden olan hava saldırısının ardından İsrail askeri operasyonlarını eleştirdi.

Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada Biden, cinayetler karşısında ‘öfkelendiğini ve kalbinin kırıldığını’ söyledi ve ‘hesap verebilirliği’ sağlayacak ‘hızlı’ bir soruşturma talep etti.

ABD Başkanı, bu soruşturmanın bulgularının kamuoyuna açıklanması gerektiğini de sözlerine ekledi.

İsrail’in Gazze’deki askeri tutumunu da hedef alan Biden, İsrail’i ‘yarattığı insani trajediye karşı çok kayıtsız’ olarak nitelendirdi.

Biden, “Bu tek başına bir olay değil. Bu çatışma, çok sayıda yardım görevlisinin öldürülmesi bakımından yakın geçmişteki en kötü çatışmalardan biri oldu. Gazze’de insani yardım dağıtmanın bu kadar zor olmasının en önemli nedenlerinden biri de budur; çünkü İsrail, sivillere umutsuzca ihtiyaç duyulan yardımı ulaştırmaya çalışan yardım görevlilerini korumak için yeterince çaba göstermemiştir. Dünkü gibi olayların yaşanmaması gerekir. İsrail sivilleri korumak için de yeterince çaba sarf etmedi. ABD defalarca İsrail’i, sivil kayıpları önlemek amacıyla Hamas’a karşı yürüttüğü askeri operasyonları insani yardım operasyonlarıyla çakıştırmamaya çağırmıştır,” dedi.

Günün erken saatlerinde Başkan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, İsrail’in Gazze’de düzenlediği bir hava saldırısında çatışma ve doğal afetler sırasında sivillere yemek sağlayan ABD merkezli sivil toplum kuruluşu çalışanlarını ‘kasıtsız’ olarak öldürdğünü kabul etmesinin ardından, WCK lideri José Andrés’i aramıştı.

Kirby: İsrail’in kasıtlı vurduğuna dair kanıt yok

Bölgedeki insani kriz kötüleşirken, WCK saldırının ardından Gazze’ye hayati gıda yardımı sevkiyatını durdurdu.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Karine Jean-Pierre Salı günkü basın brifinginde, Biden’ın telefon görüşmesinde üzüntüsünü ilettiğini ve kuruluşun ‘muazzam katkısını’ takdir ettiğini söyledi.

Salı günkü brifingde de yer alan Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, ABD’nin daha geniş kapsamlı soruşturmanın ‘hızlı ve kapsamlı bir şekilde’ yürütülmesini ve sonuçların kamuoyuna açıklanmasını beklediğini söyledi. Ayrıca şu anda saldırının ‘kasıtlı’ olduğuna dair ‘hiçbir kanıt’ olmadığını ileri sürdü.

Kirby, “Gazze’de açlık çekenlere gıda ulaştırmak için durmaksızın çalışan World Central Kitchen’dan bir dizi sivil insani yardım görevlisinin dün IDF [İsrail Savunma Kuvvetleri] saldırısında hayatını kaybettiğini öğrendiğimizde öfkelendik,” dedi.

Sunak’tan ‘açıklama’ talebi

Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, İsrailli mevkidaşı Netanyahu’yu Gazze’deki durumun ‘giderek daha tahammül edilemez’ hale geldiği konusunda uyardı ve Gazze’deki hava saldırısında aralarında üç İngiliz vatandaşının da bulunduğu yardım görevlilerinin ‘dehşet verici’ bir şekilde öldürülmesini kınadı.

Sunak’ın ofisinden salı gecesi yapılan açıklamaya göre Londra, World Central Kitchen yardım kuruluşundan yedi çalışanın öldürülmesinin ardından İsrail Büyükelçisini çağırarak soruşturma açılmasını talep etti.

Saldırıda ölen üç İngiliz’in isimleri güvenlik görevlileri John Chapman, James Henderson ve James Kirby olarak açıklandı. The Sun gazetesi her üçünün de eski Silahlı Kuvvetler mensubu olduğunu bildirdi.

Salı günü erken saatlerde Dışişleri Bakanı David Cameron İsrailli mevkidaşını arayarak olayın soruşturulmasını istedi. Bu arada Bakan Yardımcısı Andrew Mitchell, İsrail’in Birleşik Krallık Büyükelçisi Tzipi Hotovely’i Dışişleri Bakanlığındaki bir toplantıya çağırarak ‘3’ü İngiliz vatandaşı olmak üzere 7 World Central Kitchen yardım çalışanının korkunç bir şekilde öldürülmesini hükümetin kesin bir dille kınadığını’ ifade etti.

Bu Birleşik Krallık’ın İsrail’e karşı 12 yıldır gerçekleştirdiği ilk diplomatik hamleydi.

Netanyahu: Savaşta böyle şeyler olur

Salı günü yaptığı açıklamada İsrail Başbakanı Netanyahu ‘kasıtsız’ hava saldırısında ‘masum insanların’ öldürüldüğünü kabul etti.

Netanyahu, “Savaşta olur, sonuna kadar kontrol ediyoruz, hükümetlerle temas halindeyiz ve bu şeyin bir daha olmaması için her şeyi yapacağız,” dedi.

Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, IDF’nin olayla ilgili yaptığı ön incelemede, olayın gece vakti, ‘çok karmaşık koşullarda gerçekleşen bir yanlış tanımlama’ sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini söyledi.

Halevi, “Bu olay vahim bir hataydı. İsrail Hamas ile savaş halindedir, Gazze halkı ile değil,” iddiasında bulunurken, WCK üyelerine ‘kasıtsız olarak zarar verdikleri’ için üzgün olduklarını, ailelerinin ve tüm World Central Kitchen organizasyonunun acısını ‘yürekten paylaştıklarını’ söyledi.

Halevi, “İnsani yardımların ulaştırılmaya devam edilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyoruz ve bu hayati çabayı kolaylaştırmak için çalışmaya devam edeceğiz,” dedi.

Öte yandan Axios’tan Barak Ravid’in haberine göre BAE, İsrail’in Gazze’deki yardım çalışanlarının korunacağına dair güvence vereceği ana kadar Gazze’ye giden deniz yardım rotasındaki rolünü dondurdu.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English