Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Birleşik Krallık Hint-Pasifik ticaret bloğuna resmen katıldı

Yayınlanma

Birleşik Krallık 15 Aralık Pazar günü, Brexit’ten bu yana ülkenin en büyük ticaret anlaşması olarak nitelendirilen bir anlaşma ile Hint-Pasifik ticaret bloğuna katılan ilk Avrupa ülkesi oldu.

Birleşik Krallık aynı zamanda bölgeye kıyısı olmayıp da anlaşmaya dahil olan ilk ülke.

Birleşik Krallık resmi olarak Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşmanın (CPTPP) 12. üyesi oldu.

Londra katılım anlaşmasını geçen yıl resmen imzalamıştı. Yetkililer üyeliğin Birleşik Krallık’ın zayıflayan ekonomisini yılda 2,5 milyar dolar kadar artıracağını umuyor.

Hükümet rakamlarına göre, eylül ayı sonuna kadar olan 12 aylık dönemde Britanya’nın toplam ticaret hacmi 1,7 trilyon sterlin (2,15 trilyon dolar) olarak gerçekleşti.

İttifak, G7 üyeleri Kanada ve Japonya’nın yanı sıra uzun süredir müttefik olan Avustralya ve Yeni Zelanda ile Brunei, Şili, Malezya, Meksika, Peru, Singapur ve Vietnam’dan oluşuyor.

2018 yılında kurulan birlik, Pekin’in katılmak için başvuruda bulunmasına rağmen Çin’in bölgedeki hakimiyetine karşı bir oluşum olarak görülüyor.

Küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yaklaşık %15’ini oluşturan blok, İngiliz işletmelerine 500 milyondan fazla insanın yaşadığı bir pazara ticari erişim sağlayacak.

Bir önceki Muhafazakâr hükümet Temmuz 2023’te Britanya’yı birliğe üye yapmış, dönemin İş ve Ticaret Bakanı Kemi Badenoch da bunu Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılmasından bu yana yapılan “en büyük ticaret anlaşması” olarak nitelendirmişti.

Birleşik Krallık, 2021’in başında AB’nin tek pazarından ayrıldığından bu yana Avustralya, Yeni Zelanda ve Singapur da dahil olmak üzere Brexit sonrası bir dizi ticaret anlaşması imzaladı.

Ayrıca Körfez ülkeleriyle de bir anlaşma peşinde ve geçen ay İşçi Partili Başbakan Keir Starmer, ülkesi ve Hindistan’ın bir serbest ticaret anlaşması için durmuş olan görüşmelere yeniden başlayacağını duyurdu.

Amerika Birleşik Devletleri ile bir serbest ticaret anlaşması hâlâ zor ve Donald Trump ocak ayında Beyaz Saray’a döndüğünde bu ihtimal daha da azalabilir.

Kanada ile yapılacak bir anlaşma da henüz gerçekleşmedi.

Dönemin Ticaret Bakanı Liz Truss, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılışının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, 2021 yılı başlarında katılım başvurusunu yaptığında, CPTPP’ye katılmanın “Birleşik Krallık işletmeleri için AB’nin bir parçası olarak var olmayan muazzam fırsatlar yaratacağı” sözünü vermişti.

Başbakan Boris Johnson yönetimindeki Muhafazakârlar, “Küresel Britanya”yı en son 20. yüzyılın başlarında işgal ettiği küresel ticaretin ön saflarındaki yerine geri getirme sözü vermişti.

Muhalefetteki Muhafazakâr Parti hâlâ bu görüşü savunuyor. Gölge İşletme Bakanı Andrew Griffith geçen hafta yaptığı açıklamada, İngiltere’nin CPTPP’ye girmesinin “ABD ile ticaretle birlikte, AB ile yeniden uyum değil, refaha giden yol olduğunu,” savundu.

Anlaşmanın şartları kesinleşmeden önce yapılan 2021 analizi, Britanya’nın diğer üyelerin çoğuyla zaten ticaret anlaşmaları olması nedeniyle, ülkenin yurtiçi GSYİH’sinde yüzde 0,08’lik yetersiz bir artış öngörüyordu.

Bu arada, hükümetin bütçe izleme biriminin modellemesi, Brexit’in uzun vadede Birleşik Krallık ticaretini yüzde 15 oranında aşağı çekeceğini ve Birleşik Krallık’ın ekonomik verimliliğine yüzde 4’lük bir darbe vuracağını gösteriyor.

DİPLOMASİ

Rusya Devlet Dumasından Taliban kararı

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Taliban’ın Rusya’da yasaklı terör örgütü listesinden çıkarılmasını mümkün kılacak yasa tasarısını kabul etti. Yeni düzenleme, örgütlerin faaliyetlerine yönelik yasağın mahkeme kararıyla geçici olarak askıya alınabilmesini öngörüyor.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Afganistan’daki Taliban hareketinin Rusya’da yasaklı örgütler listesinden çıkarılmasını öngören yasayı ikinci ve üçüncü son okumalarda kabul etti.

Söz konusu tasarıda, federal terör örgütleri listesinde yer alan örgütlerin faaliyetlerine yönelik yasağın mahkeme kararıyla geçici olarak askıya alınabileceği belirtiliyor.

Halihazırda Rusya mevzuatı, terörist olarak kabul edilen örgütler için yasağın askıya alınması imkanını sağlamıyor. Fakat kabul deilen yasaya göre, ilgili mahkeme kararı yürürlüğe girer girmez federal terör örgütleri listesinde değişiklik yapılması mümkün olacak.

Tasarıda ayrıca Rusya Federasyonu İdari Yargılama Kanunu’nda değişiklik yapılarak, örgütlere yönelik yasağın geçici olarak askıya alınmasına ilişkin idari davaların değerlendirilme usulü düzenleniyor.

Aynı zamanda 7 Ağustos 2001 tarihli ve 115-FZ sayılı “Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanı ile Mücadele” Kanununa da eklemeler yapıldı. Özellikle, bir örgütün veya bireyin aşırılıkçı ya da teröristler listesinden çıkarılma gerekçeleri açıklığa kavuşturuldu.

Tasarı, aralarında Andrey Klişas, Vasiliy Piskarev ve Andrey Lugovoy’un da bulunduğu beş milletvekili ve yedi senatör tarafından hazırlandı.

Duma Güvenlik Komisyonu Başkan Yardımcısı Ernest Valeyev, Taliban’ın terör listesinden çıkarılmasının ardından Rusların yasal sonuçlar olmaksızın Taliban’a katılabileceklerini bildirdi.

Taliban, 2003 yılından bu yana Rusya’da terör örgütü olarak kabul edilmesine rağmen, Moskova son birkaç yıldır Taliban ile temaslarını sürdürüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Taliban’dan “müttefik” olarak bahsederken, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Taliban yetkililerini “aklı başında insanlar” olarak tanımlamıştı.

Bu yılın mayıs ayında Rusya’nın dışişleri ve adalet bakanlıkları, Putin’e Taliban’ın terör listesinden çıkarılması gerektiğini gerekçelendiren bir rapor sundu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, ilgili kararın pragmatizmle alındığını belirtti. Putin ise Rusya’nın Taliban’ı terör listesinden çıkarma yönünde ilerlediğini, ancak bu yönde ilk adımı BM’nin atmasını umduğunu ifade etmişti.

Taliban, Amerikan askerlerinin ülkeden çekilmesinin ardından 2021 yılında Afganistan’da iktidara gelerek kendi hükümetini kurdu. Fakat şu ana kadar Rusya da dahil olmak üzere hiçbir devlet Taliban’ı resmi olarak tanımış değil.

Rusya, Taliban’ı terör örgütleri listesinden çıkarma hazırlığında

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Gazprom’un Sırbistan’daki en büyük şirketine yaptırım tehdidi

Yayınlanma

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, ABD’nin, Rusya’nın kontrolünde olduğu gerekçesiyle Sırbistan’ın en büyük enerji şirketi olan Naftna Industrija Srbije (NIS) üzerinde yaptırım hazırlığında olduğunu duyurdu.

Vucic, NIS’in yüzde 50’sinin Gazprom Neft’e, yüzde 6,15’inin Gazprom’a, yalnızca yüzde 29,87’sinin ise Sırp devletine ait olduğunu hatırlattı.

Cumhurbaşkanı, Rusya’nın hissedarlık oranını azaltarak şirket üzerindeki kontrolünü yüzde 50’nin altına düşürmenin yaptırımlardan kaçınmanın bir yolu olabileceğini, ancak bunun Moskova ile ilişkilerde siyasi ve diğer zorluklara yol açabileceğini belirtti.

Konuya ilişkin bir çözüm bulmak amacıyla ABD ve diğer ilgili taraflarla müzakereler yapılacağını duyurdu.

Sırbistan devlet televizyonu RTS‘nin aktardığına göre Vucic, pazar günü yaptığı video açıklamasında, “Yarın Amerikalılarla, Ruslarla ve diğer tüm taraflarla müzakerelere başlayacağız,” ifadelerini kullandı.

Sırbistan’ın en büyük enerji şirketi olan NIS, petrol ve doğalgaz arama, üretim ve rafinaj faaliyetlerini yürütüyor.

Ülkenin yakıt tedarikinin büyük bölümü bu şirket tarafından karşılanıyor. Şirketin işlettiği altyapı arasında Belgrad yakınlarındaki Pančevo rafinerisi ve 400’den fazla benzin istasyonunu kapsayan geniş bir ağ bulunuyor.

Bu yılın ilk dokuz ayında NIS, toplam 2,5 milyon ton petrol rafine etti ve net kârı 74 milyon dolar olarak kaydedildi.

Sırbistan Enerji Bakanı Dubravka Djedovic, NIS’e yönelik yaptırımların ülkede ciddi ekonomik zorluklara neden olabileceği uyarısında bulundu.

Bakan, yaptırımların Bulgaristan’ın Rus gazının Sırbistan’a geçişini durdurmasına yol açabileceğini belirtti.

Ayrıca, Hırvatistan’ın Adriyatik Petrol Boru Hattı Operatörü JANAF, Rus petrolüne uygulanan kısıtlamaların ardından Pančevo rafinerisini besleyen Krk Adası Terminali’nden ham petrol tedarikini durdurabilir.

Vucic, ABD’nin yaptırım planlarının İngiltere tarafından da desteklenmekte olduğunu belirterek, “Bu, son yılların en zor haberlerinden biri,” dedi.

Öte yandan, ABD’nin Belgrad Büyükelçiliği, NIS’in Sırbistan için kritik öneme sahip olduğunu kabul etmekle birlikte, şirketin Rus sahipleri tarafından Ukrayna’daki savaşı finanse etmek amacıyla kullanıldığını öne sürdü.

Büyükelçilik, şirketteki Rus sermayesinin azaltılmasına yönelik çabaları desteklediklerini bildirdi.

Ukrayna’daki savaşın başlamasının ardından Gazprom Neft, riskleri azaltmak amacıyla NIS’teki hisselerinin bir kısmını Gazprom’a devretmişti.

Kommersant gazetesinin kaynaklarına göre, Belgrad yönetimi, 2022’den itibaren Rus hissedarların NIS’teki payını daha da azaltma olasılığını tartışıyor.

Sırp yetkililer ve Macar enerji şirketi MOL, NIS hisselerini satın almak için yarışanlar arasında bulunuyor. Habere göre, bu anlaşma, geçici bir hisse devri olarak planlanabilir.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump, Biden’ın ATACMS kararını gözden geçirebilir

Yayınlanma

Donald Trump, Ukrayna’nın ATACMS füzelerini Rusya topraklarına karşı kullanmasına izin veren Biden yönetimi kararını yeniden değerlendirebileceğini açıkladı. Barış görüşmelerine vurgu yapan Trump hem Kiev hem de Moskova ile müzakereler planladığını belirtti.

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, görevdeki Başkan Joe Biden’ın Ukrayna’nın Rusya topraklarını vurmak için ATACMS füzelerini kullanmasına izin veren kararını gözden geçirmeyi düşündüğünü söyledi.

Trump, Mar-a-Lago’daki konutunda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, konuyla ilgili bir soruya yanıt verirken, “Evet, bu kararı yeniden gözden geçirebilirim” dedi.

Fox News kanalının aktardığına göre Trump, ekibinin Ukrayna’daki savaşı sona erdirmenin yollarını bulmak için çalıştığını da belirtti. Bu yönde bazı başarıların elde edilmiş durumda olduğu kaydeden Cumhuriyetçi lider, yönetiminin hem Kiev hem de Moskova ile müzakere edeceğini vurguladı.

“Bunu durdurmak zorundayız,” diyen Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in barışa olan bağlılığından emin olduğunu ifade etti.

Geçen hafta Trump, Ukrayna’nın Rusya topraklarına saldırmak için Batı menşeli füzeleri kullanmasına şiddetle karşı çıktı. Time dergisine verdiği mülakatta, bu tür saldırıların çatışmayı daha da şiddetlendirdiğini ve yıkıcı hale getirdiğini söylemişti. Ayrıca, Ukrayna’ya yapılan askeri yardımı barış görüşmeleri sırasında Rusya’ya baskı yapmak için bir araç olarak kullanmayı planladığını belirtmişti. 7 Aralık’ta ise Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i savaşın sonuna hazırlanmaya çağırmış ve Rusya’nın ciddi kayıplar verdiğini, dolayısıyla zaten savaşı kaybettiğini öne sürmüştü.

Daha önce, Rus haber ajansı TASS, Trump ekibinden ismi açıklanmayan bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, seçilmiş başkanın, Biden yönetiminin Ukrayna’nın ABD yapımı ATACMS füzelerini kullanarak Rus topraklarını vurmasına izin verme kararını yeniden gözden geçirebileceğini bildirmişti.

Kasım ayında, Biden yönetimi, Ukrayna’nın ATACMS ve İngiliz yapımı Storm Shadow füzeleri de dahil olmak üzere uzun menzilli Batı silahlarını kullanarak Rusya’nın derinliklerine saldırması için resmi izin verdi.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, bu füzeleri kullanarak Rusya topraklarına birkaç kez saldırı düzenledi. Buna karşılık, Rusya Federasyonu, yeni hipersonik balistik füzesi Oreşnik’i nükleer olmayan bir modifikasyonla kullanarak Dinyeper Nehri’ni vurdu.

Ukrayna, Rusya’yı ATACMS füzeleriyle hedef aldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English