Macaristan Başbakanı Viktor Orbán çarşamba günü Avrupa Birliği’ni Budapeşte’de bir “kukla hükümet” kurmaya çalışmakla suçladı ve Macar vatandaşlarını 1956’da “Sovyet ordusuna karşı koydukları” gibi Brüksel’e karşı koymaya çağırdı.

Orbán, ülkenin Sovyetler Birliği’ne karşı ayaklanmasının yıldönümünü anmak üzere Macaristan’ın başkentinde toplanan kalabalığa seslendi.

Macar lider, “Brüksel Macaristan’ın ulusal hükümetinden kurtulacağını açıkladı. Ayrıca ülkeye Brüksel kuklası bir hükümet dayatmak istediklerini de açıkladılar. İşte yine o eski soru: Yabancı bir gücün, bu kez Brüksel’in iradesine boyun mu eğeceğiz, yoksa ona direnecek miyiz?” diye sordu.

“Cevabımızın 1956’da olduğu kadar açık ve net olmasını öneriyorum,” diyen Orbán, “Macaristan’ın bir kez daha kukla bir devlete, Brüksel’in tebaasına dönüştürülmesine müsamaha göstermeyeceğini” sözlerine ekledi.

Orbán kalabalığa, “[Zelenskiy’in] zafer planı [Ukrayna’daki] savaşı uzatmak. Başka bir deyişle, biz Macarlar bir sabah uyandığımızda doğudan gelen Slav askerlerini yeniden Macar topraklarında konuşlanmış olarak bulacağız. Biz bunu istemiyoruz,” diye seslendi.

Başbakanın konuşmasından saatler önce yapılan yeni bir kamuoyu yoklaması, Orbán’ın partisi Fidesz’in yüzde 40 civarında oy ile ikinci sırada yer aldığını gösterdi. 

Péter Magyar’ın Fidesz’den ayrılarak kurduğu Tisza ise aynı ankette yüzde 42 ile ilk sırada yer aldı. Böylece Orbán’ın 2010 yılında iktidara gelmesinden bu yana Fidesz ilk kez anketlerde geride kaldı.

Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyeleri, 23 Ekim 1956’da başlayan ve yaklaşık üç hafta süren olayları “karşıdevrimci ayaklanma” olarak nitelendirmiş ve Macaristan’a asker yollayarak bastırmıştı.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Batı ile ilişkilerin düzelmesi için çaba gösterdiklerini söyledi. Avrupa Parlamentosu ise, siyasi tutukluların serbest bırakılması yönünde çağrı yaptı.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Kazan’daki BRICS Zirvesi kapsamında BBC muhabiri Steven Rosenberg’e verdiği mülakatta, Belarus’un Batı ile çatışmak istemediğini, ancak Batı’nın yaptırımlarla süreci zorlaştırdığını belirtti.

“Batı ile ilişkilerimizi bozmak gibi bir niyetimiz hiçbir zaman olmadı. Bu yolu siz seçtiniz; yaptırımları başlatan sizsiniz,” diyen Lukaşenko, muhabirin “Bu, sebepsiz olmadı,” şeklindeki yorumuna “İsteyen bir gerekçe bulur,” yanıtını verdi.

Ayrıca Lukaşenko, en küçük oğlu Nikolay’a yönelik yaptırımlara özellikle öfkelendiğini ekledi ve “Küçük bir çocuğun ne suçu olabilir ki?” diye sordu.

Batı, 2021 yılında muhalif Telegram kanalı Nexta’nın eski genel yayın yönetmeni Roman Protaseviç’in bulunduğu Ryanair uçağının Minsk’e zorunlu iniş yapmasının ardından Belarus’a aktif yaptırımlar uygulamaya başladı.

Avrupa Birliği (AB), Belarus hava yollarının kendi hava sahasını kullanmasını yasakladı ve bazı havalimanlarına erişimlerini engelledi.

Lukaşenko, Protaseviç’in gözaltına alınmasının ardından gelen yaptırımları “haksız” bulduğunu ve bu kararı alanları “deli” olarak nitelendirdi.

Ayrıca bu yılın temmuz ve eylül ayları arasında, 115 siyasi tutuklunun serbest bırakılmasıyla sonuçlanan dört af dalgasının Batı ile ilişkileri geliştirme isteğiyle hiçbir ilgisinin olmadığını vurgulayan Lukaşenko, “Biz, bu ‘siyasi tutukluları’ insani sebeplerle serbest bıraktık. Çoğu yaşlı ve hasta insanlardı. Hepsi bu. Bu, sizinle ilişkileri iyileştirme amacıyla yapılmış bir adım değil. Eğer bizimle ilişki kurmak istemiyorsanız, kurmayın. Biz, sizin olmadan da hayatta kalırız,” dedi.

Avrupa Parlamentosu ise, AB’ye Belarus’taki “baskı politikalarına” karıştığını iddia ettiği kişi ve kuruluşlara yönelik yaptırımları genişletme ve Minsk’i “evrensel yargı yetkisi ilkesine dayanarak sorumlu tutma” çağrısında bulundu.

Lukaşenko, ‘aşırılıkçılık’ suçundan hüküm giyen 37 kişiyi daha affetti

Yunanistan’da başta öğretmenler ve feribot çalışanları olmak üzere birçok sektörde emekçiler greve gitti.

Devlet okulu öğretmenleri dün (23 Ekim) Atina’nın merkezinde protesto yürüyüşü yaptı.

Ada feribotu mürettebatı da salı gününden bu yana gemilerin limanda demirlemesine neden olan grevi iki gün daha uzatma kararı aldı. Feribot çalışanlarının talepleri arasında %12’lik bir ücret artışı da bulunuyor.

24 saatlik öğretmen grevi, hükümetin eylemi mahkemede engellemeye çalışmasının ardından öğretmen sendikalarından görevi devralan Yunanistan’ın memur sendikası ADEDY tarafından çağrıldı.

İşçi sendikaları, 2010-2018 yılları arasında birbirini izleyen uluslararası kurtarma paketleri sırasında önemli ölçüde geriletilen hakların geri verilmesi için baskı yapıyor. Kurtarma kredilerinin koşulu olarak uygulanan kemer sıkma önlemleri arasında kamu harcamalarında ciddi kesintiler, vergi artışları ve toplu pazarlık kurallarının zayıflatılmasıyla sonuçlanan işgücü reformları yer alıyordu.

Öğretmen sendikaları diğer taleplerinin yanı sıra maaş artışı ve geçici personel için daha fazla kalıcı pozisyon istiyor.

Hükümet, ilk grevin son işgücü reformları kapsamında yasal gereklilikleri karşılamadığını savunurken, ADEDY hükümeti işçilerin anayasal grev hakkını kısıtlamaya çalışmakla suçladı.

Çarşamba günü Yunanistan Panhellenik Denizciler Federasyonu da salı günü başlattığı iki günlük grevi iki gün daha uzatma kararı aldı.

Sendika, grevi daha da uzatmayı düşünebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Bu durum, pazartesi günkü ulusal tatil öncesinde uzun bir ada hafta sonu planlayan binlerce Yunanlının seyahat planlarını bozabilir.

Bunların yanı sıra liman işçileri, metal işçileri, otel-turizm çalışanları, yiyecek-içecek ve Dağıtım işçileri daha iyi ücretlerle toplu sözleşme ve işyerinde sağlık ve güvenlik düzenlemeleri talebiyle grevdeydi.

Tersanelerde çalışan denizcilik işçileri, liman işçileri ve metal işçileri Denizcilik Bakanlığını protesto ederek büyük bir grev gerçekleştirdiler. Bakanlığın işçilerin taleplerini kabul etmemesi üzerine sendikalar Bakanlığı işgal etme ve grevlerini 24 Ekim’de de devam ettirme kararı aldı.

Denizcilik işçileri grevlerini 24-25 Ekim tarihlerinde 48 saate çıkarma kararı aldı.

1-2 Kasım’da e-dağıtım işçileri, 6 Kasım’da da inşaat işçileri greve çıkacak.