Avrupa
BSW ilk federal seçimine hazırlanıyor: Konferansta AfD’ye sert eleştiriler

Almanya’da partilerin 23 Şubat’ta yapılacak erken federal seçimlere hazırlıkları son sürat devam ediyor. İlk federal seçimine katılacak yeni sol parti Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) da Bonn’da yaptığı parti konferansında seçim programına son şeklini verdi.
Toplantının hemen başında kürsünün arkasındaki ekranda kısa bir film gösterildi. Filmde 1981 yılında Bonn’da yer alan Hofgarten’da yüz binlerce kişinin NATO’nun Çift Yönlü Kararını protesto ettiği barış gösterisinin siyah beyaz fotoğrafları gösteriliyordu. Filmde, “Tarih burada yazıldı. Biz onu devam ettiriyoruz,” denildi.
Çift Yönlü Karara göre NATO, Avrupa’da konuşlandırılacak ABD Cruise Füzeleri ve Pershing II füzeleri ile nükleer silahlarını modernize edecek, ama aynı zamanda SSCB ile, başarılı olması halinde NATO’nun bu füzeleri konuşlandırmasını gereksiz kılacak bir silah kontrol anlaşması müzakere etmeye aktif olarak çalışacaktı.
Wagenknecht’e karşı ‘Hamburg muhalefeti’ konferansa alınmadı
Zaman zaman BSW lideri Sahra Wagenknecht’e parti içinde yaptığı muhalefetle bilinen Thüringen Eş Başkanı Katja Wolf, parti konferansında konuştu. Partinin başardıklarının “kesinlikle etkileyici” olduğunu ve BSW’nin özellikle Doğu’da “son demokratik umut” olduğunu söyleyen Wolf, federal yürütme kurulunun eyalet teşkilatı ile “her zaman iyi bir tonda tartışmamış” olmasına rağmen Thüringen’de elde edilen sonucun “saygıdeğer” olmasından memnun olduğunu söyledi.
Hamburg’daki “BSW isyancıları” olarak adlandırılanlar için durum farklı görünüyor. Bu grup geçtiğimiz haftalarda BSW’nin katı üye kabul politikasını protesto etmiş, bu konuda medyaya konuşmuş ve kendi bölgesel derneklerini kurmuştu.
Bu nedenle federal yürütme kurulu Dijan Lazic ve Norbert Weber’i partiden atmak istiyor. Üyelik hakları zaten iptal edilmişti ama “isyancılar” yine de Lazic’in dediği gibi “barış görüşmeleri” yapmak için Bonn’a geldiler.
Berliner Zeitung’da yer alan habere göre konferans güvenliği Lazic ve Weber’in girişine izin vermeyince, kameramanlar ve gazetecilerden oluşan bir kalabalık etraflarını sardı.
Hamburg’dan eski SPD’li ve Sol Partili, BSW’nin kurucularından Torsten Teichert’in ayrılığı da partiyi sarsmış gibi görünüyor. Der Spiegel’in haberine göre, “sevgili Sahra”ya yazdığı mektupta Teichert, Wagenknecht’in “önce kendisini ve birçok kişiyi kandırdığını, sonra da onları hayal kırıklığına uğrattığını” iddia etti ve Wagenknecht’i “gizlice AfD düşüncesine sempati duymakla” suçladı.
Wagenknecht’in “solda yeni bir bölünmeye yol açtığını” savunan eski BSW’li, “kendini beğenmiş” olmak istemeyen solcuların “modern muhafazakârlar” olmak zorunda kalacağını söyleyerek, “Bu tamamen delilik,” dedi.
Alman televizyonlarında bir ilk: AfD lideri Weidel ile BSW lideri Wagenknecht karşı karşıya geldi
Konuşmacıların hedefinde AfD vardı
Fakat parti konferansı, parti yönetiminin umduğu gibi uyumlu geçti. Seçim programı, hazır bulunan 600 üyenin büyük çoğunluğu tarafından onaylandı. BSW, Kuzey Akım boru hattı üzerinden Rus doğalgazının yeniden tedarik edilmesini, varlık vergisinin yeniden uygulanmasını, asgari emeklilik maaşını ve ilkokullarda cep telefonlarının yasaklanmasını talep ediyor.
Buna ek olarak, parti yönetim kurulu tarafından yeni kurulan Barış, Akıl ve Adalet Vakfının partiye bağlı bir vakıf olarak tanınması için acil bir önerge kabul edildi.
Berliner Zeitung’daki analize göre, parti çevrelerinde BSW’nin seçim kampanyası sırasında kararsız seçmenlere odaklanmak istediği konuşuluyor. Bunlar arasında, AfD’ye oy vermeyi hayal eden ama henüz çekirdek seçmen kitlesinin bir parçası olmayanlar da yer alıyor.
Bu nedenle Bonn’daki konferansta çok sayıda konuşmacının AfD’yi agresif bir şekilde eleştirmesinin makul olduğu düşünülüyor.
Özellikle AfD’nin şansölye adayı Alice Weidel ile Amerikalı teknoloji milyarderi Elon Musk arasındaki tartışma BSW’yi özellikle harekete geçirmiş görünüyor.
Bu kapsamda BSW Genel Sekreteri Christian Leye, AfD’yi dünyanın en zengin kişisi tarafından desteklenen ve bu nedenle sadece şirketler ve zenginler için politika yapan “sistemin kullanışlı aptalları” olarak tanımladı.
Eşbaşkan Amira Mohamed Ali de “aşırı sağdan gelen rekabet” hakkında, “Özellikle bizden nefret ediyorlar,” dedi.
Berlin’in liste başı adayı ve futbol kulübü Union Berlin’in eski yöneticisi Oliver Ruhnert, AfD’yi neo-Nazi partisi NPD ile kıyasladı.
AfD, seçim programını kabul etti, Weidel’i şansölye adayı seçti
Dağdelen: Amerikan askerleri ve nükleer silahları dışarı!
BSW Federal Meclis üyesi Sevim Dağdelen ise tüm ABD askerlerinin Almanya’dan çekilmesi çağrısında bulundu.
Parti konferansında konuşan Dağdelen, “Almanya’daki 37.000 ABD askerini daha fazla kaldıramayız. Bu yüzden biz de diyoruz ki: Yankiler evlerine dönsün,” dedi.
Dağdelen ayrıca ABD’nin nükleer silahlarının da Almanya’dan çıkarılması gerektiğini söyledi.
Ayrıca ABD’nin orta menzilli füzelerinin Almanya’ya yerleştirilmesine karşı olduğunu yineledi ve “Alman topraklarından Rusya’ya karşı bir savaş istemiyoruz, Rusya ile barış istiyoruz,” dedi ve delegelerden büyük alkış aldı
“Alman hükümetlerinin ABD’ye vassallığının nihayet sona ermesi gerektiğini” savunan Dağdelen, Almanya’nın “egemenliği hak ettiğini” söyledi.
Wagenknecht AfD’ye çattı: ‘Weidel, Musk’ın fangirl’ü’
Wagenknecht konuşmasında partisinin ilk yılına ilişkin olumlu değerlendirmelerde bulundu. Brandenburg ve Thüringen’deki koalisyon anlaşmalarında partinin, “savaşın hüküm sürdüğü bir dönemde barış konusunu ön plana çıkardığını” savunan Wagenknecht, “Bu gurur duyabileceğimiz bir şey,” dedi.
BSW’yi ve kadrolarını eleştirenlere yanıt veren partinin şansölye adayı, “Öfkeniz bizi onurlandırıyor, öfkeniz bizi teşvik ediyor,” ifadelerini kullandı.
Wagenknecht, seçim kampanyasının genç bir parti için zor olacağını, çünkü pek çok kişinin taktiksel oy kullanacağını belirtiyor.
Fakat Wagenknecht, BSW’nin ilk seçimlerinde Federal Meclis’e giren ilk parti olacağının sözünü verdi.
AfD lideri Alice Weidel’in GSYİH’nin yüzde 5’ini silahlanmaya ayırma talebine sert çıkan BSW liderine göre AfD, artık “Donald (Trump) için silahlanmak” anlamına geliyor.
Partisinin şansölye adayı, Weidel’in Musk ile olan ilişkisini de eleştirerek, AfD Eş Başkanının, dünyanın en zengin adamının “itaatkâr bir hayranı” (fangirl) olduğunu savundu.
‘Yaptırımlar Ukrayna savaşı için değil, Amerikan çıkarları için’
Almanya’nın ucuz seçim kampanyası vaatlerine değil, ucuz enerjiye ihtiyacı olduğunu savunan BSW lideri, Yeşiller’in “mide bulandıracak kadar savaş sarhoşluğu” yaşadığını söyledi.
Alman hükümetinin ABD ile ittifakını eleştiren Wagenknecht, Ukrayna’ya yönelik saldırının ardından Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımların Ukrayna’daki savaşla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi.
BSW lideri, “Yaptırımların ahlakla, insan haklarıyla, barış sevgisiyle hiçbir ilgisi yok, bunlar sadece ABD ekonomisi için bir ekonomik teşvik programı ve Alman ve Avrupalı şirketler için bir cinayet programı,” dedi.
Wagenknecht, insan hakları ve sınırların dokunulmazlığının “ABD’yi hiçbir zaman ilgilendirmediğini” söyledi ve “Tanrı aşkına: Artık bu saçmalıklara inanmayalım. Her şey Amerikan şirketlerinin ekonomik çıkarlarıyla ilgili,” iddiasında bulundu.
BSW lideri, “Enerji ithalatımızı çifte standart ya da ideolojiye göre değil, en düşük fiyat kriterine göre yeniden düzenlememiz gerekiyor,” dedi.
Wagenknecht, AfD’nin aksine BSW’nin siyasette enginlerin ve güçlülerin kayırıldığından söz ederek kendisini diğer partilerden ayırdığını belirtti.
Bundestag’da “kutsal ittifak”: Antisemitizm tasarısı AfD ile Yeşiller’i birleştirdi
BSW, ‘Almanya modeli’ni kurtarmak istiyor
Konferansta kabul edilen seçim programının odak noktası, “Almanya modeli” olarak bilinen ekonomik refaha geri dönüşü sağlamak gibi görünüyor.
RedaktionsNetzwerk Deutschland (RND) ile yaptığı bir röportajda Wagenknecht, “Güçlü bir KOBİ sektörüne, uluslararası başarılı sanayi şirketlerine ve sosyal uyuma sahip başarılı bir sosyal piyasa ekonomisi olan Alman modelini canlandırmak istiyoruz, çünkü bu insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlıyordu. 30 yıl önce Almanya’da pek çok şeyin bugün olduğundan daha iyi işlediği bir gerçek,” dedi.
Parti programı, şu anda çökmekte olan endüstriyel değer yaratma oranını, dünya çapında tanınan otomotiv üretimini, ihracata yönelik makine mühendisliğini ve on yıllar boyunca yüz binlerce iyi maaşlı işi güvence altına alan orta ölçekli dünya pazar liderlerini korumayı vaat ediyor.
BSW’ye göre, Almanya “ülkemizin refahıyla gerçekten ilgilenen uzmanlardan oluşan bir kabine” tarafından yönetilmeli. Wagenknecht ve partisi ayrıca ülkenin refahının, genellikle tüketicilerin zararına olacak şekilde “ezici pazar gücü” oluşturan ve artık “hadlerinin bildirilmesi” gereken açgözlü şirketler tarafından tehdit edildiğini düşünüyor.
Parti programına göre, devlet desteği alan kilit sektörlerdeki şirketler “inovasyon dostu birlik şirketlerine” dönüştürülmeli; devlet, bir sanayi fonu aracılığıyla hızlı geri dönüş beklemeyen “sabırlı” sermaye ile inovatif girişimleri desteklemeli.
BSW ayrıca temel gıda maddelerinde KDV’nin kaldırılması da dahil olmak üzere milyarlarca dolarlık tüketici yardımı için kampanya yürütüyor. Ülke çapında bir onarım ikramiyesinin tüketicinin ve çevrenin korunmasını güçlendirmesi amaçlanıyor.
Parti ayrıca, “ortalamanın çok üzerindeki gelirlerin ve büyük servetlerin” daha yüksek vergilendirilmesini öneriyor. BSW, yılda 90.000 avroya kadar olan brüt gelirleri rahatlatmak istiyor.
BSW, diğer şeylerin yanı sıra, yasal sağlık sigortasında ek katkı paylarının kaldırılmasını istiyor.
Emeklilik için de BSW, aylık 2.000 avroya kadar olan emekli maaşlarının vergiden muaf tutulacağını vaat ediyor. Aynı zamanda, tüm emekli maaşları, enflasyonu telafi etmek için ayda 120 avroluk sabit bir oranla artırılacak.
Oskar Lafontaine: BSW’nin aksine AfD, Gazze’deki soykırımı destekliyor
Kapanış konuşması Lafontaine’den
Planlanandan yarım saat önce sona eren konferansta kapanış konuşmasını eski SPD’li ve Sol Partili ünlü Alman siyasetçi 81 yaşındaki Oskar Lafontaine yaptı.
“Barış” ve “Almanya’nın sanayisizleşme tehdidi” hakkında konuşan Lafontaine, Alman sanayisi için Rus enerjisinin önemini vurguladı.
Ukrayna savaşı ile ilgili olarak ABD’nin “çok daha fazla saldırganlık savaşı” yürüttüğü argümanını öne çıkaran Alman siyasetçi, ABD’yi işaret ederek “Kuzey Akım’ı en büyük müttefikimiz patlattı,” dedi.
“Rusya savaş suçlusu, gaz alamayız,” diyenlere seslenen eski Saarland Eyaleti Başbakanı, bu kimselerin ABD’den de gaz almamaları gerektiğini söyledi.
BSW’nin savaş ve barış, silahsızlanma ve sosyal adalet konularındaki benzersizliğini vurgulayan Lafontaine, Weidel’in silahlanma harcamaları önerisine de sert çıkarak, AfD liderini “hesap kitap bilmemekle” suçladı.
Lafontaine, Gazze’de yaşanan trajedinin “Batının nihilizmi” olduğunu da sözlerine ekledi.
Avrupa
Norveç: Rusya’nın Arktik sınırı NATO’nun sorunu olmalıdır

Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barthe Eide, Grönland’ın ötesindeki Arktik bölgelerinin de NATO tarafından kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.
Euractiv’e konuşan Eide’nin vurguladığı endişe alanları arasında, Norveç ve Finlandiya sınırının hemen karşısında bulunan, yoğun bir şekilde militarize edilmiş bir bölge olan Rusya’nın Kola Yarımadası da yer alıyor.
Eide, Norveç ve diğer NATO müttefiklerinin bölgenin güvenliğini sağlamada halihazırda kritik bir rol oynadığını savundu.
Norveç ordusunun büyük bir kısmının fiziksel olarak Kuzey Kutbunda bulunduğunu ve en önemli güvenlik endişelerinin de Kuzey Kutbu oluğunu belirten bakan, “Kola Yarımadası sadece Norveç’in değil, NATO’nun da endişesi. Burası, gezegenin en büyük nükleer silah yığınıdır. Kelimenin tam anlamıyla kapımızın önündedir,” dedi.
Norveç’in en kuzeyindeki kasaba Kirkenes’in Rusya’dan 30 kilometre uzaklıkta olduğunu ve bir dizi nükleer ve askeri üs bulundurduğunu hatırlatan Eide, “Gerginlik hâlâ düşük seviyede. Fakat Doğu ile Batı arasında bir çatışma çıkarsa, Kuzey Kutbu hemen önem kazanacaktır, çünkü burası Rusya’dan Kuzey Amerika’ya ve tersi yönde füzelerin ve uçakların en kısa rotası,” diye konuştu.
Önümüzdeki aylarda ve yıllarda NATO’nun Arktik’teki varlığının, gözetiminin ve uydu iletişimi artacağını, stratejik düşünceye daha fazla önem verileceğini belirten Eide, “güvenlik görünümü”nün de 90’lardan çok Soğuk Savaş dönemine benzediğini ileri sürdü.
Norveçli diplomat, “80’ler ile 90’lar arasındaki en büyük fark, işleyen devletler hakkında endişelenmeyi bırakıp, işleyemeyen devletler hakkında endişelenmeye başlamamızdı. Şimdi ise işleyen devletler yeniden endişe listesine girdi. Bu da Kuzey Kutbunu gerçekten önemli hale getiriyor,” dedi.
Rusya’ya çok yakın oldukları için Norveç’te kalıcı yabancı üsler istemediklerini söyleyen Eide, bununla birlikte gösteriler veya hava, deniz ve kara ortak operasyonları için yabancı NATO birliklerinin varlığını sık sık onayladıklarını kaydetti.
Eide, “Bununla birlikte, Rusya’yı daha az kışkırtacağı için, hava ve deniz devriyeleri, deniz ve denizaltı faaliyetleri ve tüm ittifak için istihbarat toplama gibi belirli görevler NATO’ya değil bize bırakılmalıdır,” diye ekledi.
Avrupa
ABD, Polonya’ya 180 milyon dolarlık bomba satışını onayladı

ABD Dışişleri Bakanlığı, Polonya’ya yaklaşık 180 milyon dolar değerinde bin 400 adet GBU-39/B Küçük Çaplı Bomba ve ilgili destek ekipmanlarının satışını onayladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Polonya hükümetine yaklaşık 180 milyon dolar tutarında GBU-39/B Küçük Çaplı Bomba (SDB-I) ve ilgili yazılım ile lojistik destek unsurlarının satışını onayladı.
Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı (DSCA), bu olası teslimatla ilgili gerekli sertifikasyonun düzenlendiğini ve Kongre’nin resmi olarak bilgilendirildiğini duyurdu.
DSCA’nın açıklamasına göre, Polonya daha önce bin 400 adet GBU-39/B Küçük Çaplı Bomba (SDB-I) ile tapalarıyla donatılmış dört adet GBU-39 (T-1)/B eğitim amaçlı inert bomba tedariki için talepte bulunmuştu.
Başvuru, ana mühimmatın yanı sıra eğitim mühimmatları ve GBU-39 maketleri, ayrı bileşenler ve konteynerler, test ekipmanı, yazılım (gizli yazılımlar dahil), teknik dokümantasyon, personel eğitimi ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından sağlanacak lojistik ve teknik destek hizmetlerini de kapsıyor.
DSCA’dan yapılan açıklamada, “Önerilen satış, ABD’nin dış politika çıkarlarına ve ulusal güvenlik hedeflerine uygundur, zira Avrupa’da siyasi ve iktisadi istikrarın sağlanmasında kilit rol oynayan bir NATO müttefikinin potansiyelini güçlendirmektedir,” denildi.
Ayrıca, teslimatın Polonya’nın mevcut ve gelecekteki tehditlere etkili bir şekilde yanıt verme yeteneğini artıracağı, kara hedeflerine hava saldırıları düzenleme kabiliyetlerini güçlendireceği, topraklarını koruma ve NATO kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme kapasitesini yükselteceği belirtildi.
Ajans, “Polonya, bu sistemleri silahlı kuvvetlerine kolayca entegre edecektir,” diye ekledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 30 Nisan’da Polonya’ya 1,33 milyar dolar değerinde orta menzilli AMRAAM havadan havaya füzelerin olası satışına onay vermişti.
DSCA o dönemde, Polonya ordusunun envanterinde bu tür füzelerin bulunduğunu ancak hükümetin ek olarak 400 adet füze, 16 adet navigasyon ve hedefleme bölümü ile bir adet test ünitesi talep ettiğini bildirmişti.
Satışa ayrıca yardımcı ekipmanlar ve çeşitli lojistik ile teknik destek unsurları da dahil edilmişti.
Avrupa
Almanya, Nazilerin Yahudi kıyımı yaptığı bölgeye asker konuşlandırıyor

Almanya, gelecekteki “Litvanya Tugayı”nın bir kısmını, 1941 sonbaharında Almanların ve Litvanyalıların buradaki Yahudi nüfusunun büyük bir kısmını katlettiği yerden sadece iki kilometre uzaklıktaki Nemenčinė’ye konuşlandırıyor.
Nemenčinė katliamı, Nazilerin ve Litvanyalı işbirlikçilerinin Litvanya’daki Yahudileri yok etmek için gerçekleştirdikleri sistematik toplu katliamın bir parçasıydı.
Almanların işgalinden önce Litvanya, bölgenin ötesine uzanan bir Yahudi kültür merkeziydi. Birkaç ay sonra ise “Yahudisiz” bir yer haline geldi. Yerel Yahudi nüfusunun yüzde beşinden azı, Litvanya’nın Nazi işgalinden sağ kurtuldu.
İsrail’e yönelik “sorumluluğunu” sürekli dile getiren Almanya’nın, son birkaç yıldır yeniden güçlenen Alman-Litvanya işbirliğinde bu katliama değinmemesi dikkat çekiyor.
Aksine, Vilnius’ta failler bugün bile kamuoyunda onurlandırılıyor. Berlin, Litvanya Tugayı’nın konuşlandırılması bağlamında, Nemenčinė katliamı vesilesiyle Litvanya Yahudilerinin sistematik olarak katledilmesini anmak için bugüne kadar hiçbir çaba göstermedi.
Nemenčinė katliamı
German Foreign Policy’nin Nemenčinė katliamından kurtulanlardan aktardığına göre, 20 Eylül 1941 sabahı erken saatlerde Almanlar Yahudilerin evlerine girerek, yaklaşık 600 kişiyi “çığlık ve dayak” eşliğinde yerel sinagogda topladı ve orada hapsetti.
Naziler Yahudileri soyup, sıraya dizip ormana doğru yürümeye zorladılar. Katliamdan kurtulan bir kişi, uzaktan kazılmış mezarların görülebildiğini anlatıyordu.
Kaçmaya çalışan birçok kişi bu girişim sırasında vuruldu. Yine de yaklaşık yüz kişi kaçmayı başardı. Diğerleri Almanlar ve işbirlikçi Litvanyalılar tarafından çukurlarda öldürüldü.
Toplanan verilere göre o gün toplam 500 Yahudi öldürüldü, bunların 112’si çocuktu.
Kaunas’taki SS Standartenführer ve Güvenlik Polisi ve SD Komutanı Karl Jäger tarafından hazırlanan “Jäger Raporu”nda ise 403 kurban kaydedildi.
Katliamdan önce Almanlar ve Litvanyalılar Yahudileri yanan Tevrat parşömenleri etrafında dans etmeye zorlamış, onları dövmüş ve erkeklerin sakallarını yolmuştu.
Litvanya kırsalının ‘Yahudisizleştirilmesi’
1941 yılının başında, devlet istatistiklerine göre Litvanya’nın kırsal bölgelerinde 104.428 Yahudi yaşıyordu.
Tarihçi Christoph Dieckmann, Litvanya’daki Alman işgal politikasını kapsamlı bir şekilde inceleyen bir araştırmada, 22 Haziran 1941’de Wehrmacht’ın Sovyetler Birliği’ne saldırmasıyla eş zamanlı olarak Almanların Litvanyalı Yahudilere karşı “her türlü hayal gücünü aşan bir katliam kampanyası” başlattığını yazıyor.,
Naziler yıl sonuna kadar, Litvanyalı işbirlikçilerin desteğiyle yaklaşık 100.000 Yahudiyi öldürdüler ve böylece birkaç ay içinde Litvanya’daki tüm kırsal Yahudi cemaatini yok ettiler.
Dieckmann, katillerin eylemlerinde “son derece hızlı” davrandıklarını, Yahudi topluluklarının kaçış veya organize direnişin “sadece çok nadiren” mümkün olduğunu bildiriyor.
Kırsal kesimde sistematik cinayetler ilk olarak “Rollkommando Hamann” adlı grup tarafından işlendi. O zamanlar 28 yaşındaki SS Obersturmführer Joachim Hamann’ın komutasındaki bu grup, Litvanya’nın her yerine aniden ve beklenmedik bir şekilde gelip katliamlar gerçekleştirebilecekleri araçlarla donatılmıştı.
Litvanya’da Nazi yönetiminin kurulmasıyla birlikte, başlangıçta pogromlar ve toplu infazlar şeklinde gerçekleşen cinayetler, Nemenčinė’de olduğu gibi kısa sürede tüm Yahudi topluluklarının sistematik olarak yok edilmesine dönüştü. Almanlar bu süreçte komuta rolünü üstlendi ve Litvanyalı işbirlikçilerin aktif desteğinden yararlandı.
Yahudi kültür merkezi Vilnius artık yok
German Foreign Policy’nin bildirdiğine göre daha önce Vilnius, yüzyıllar boyunca sadece Litvanya’nın değil, Polonya, Belarus ve Ukrayna’daki Yahudiler için de bir merkez olan, bölgenin ötesine uzanan bir Yahudi kültür merkeziydi.
Sorumlu SS komutanı Karl Jäger, Litvanya’yı “Yahudisizleştirme” niyetini açıkça dile getirmişti. Daha önce bahsedilen “Jäger Raporu”nda, organize ettiği soykırımı, katliamları titizlikle kaydetti.
Wehrmacht, SS, Alman sivil yönetimi ve Litvanyalı işbirlikçiler, yaklaşık 200.000 Litvanyalı Yahudinin yüzde 95’inden fazlasını “iş bölümüyle” öldürdüler.
Daha önce Litvanya toplumunun büyük bir kısmı Alman işgalcileri “Sovyetler Birliği’nden kurtarıcılar” olarak karşılamıştı; ayrıca “Yahudi Bolşevizm” düşmanlığını da paylaşıyorlardı.
Almanlar, Doğu Avrupa’daki fetih ve imha planlarıyla, işgal edilen bölgelerin fethi ve kontrolünün çok fazla insan gücü gerektirmesi gibi önemli bir sorunla karşı karşıyaydı. Bu bağlamda da Almanlar, Litvanyalı işbirlikçilerini kasıtlı olarak kendi birlik yapılarına dahil ettiler ve böylece Alman askerlerini doğuya ilerlemek için serbest bıraktılar.
Litvanyalı Nazi işbirlikçileri bugün onurlandırılıyor
Ne var ki, Sovyet sonrası Litvanya’da, o dönemki Litvanyalı Nazi işbirlikçileri bugün bile kamuoyunda onurlandırılıyor. Bu duruma yönelik eleştirilerse, genellikle Rus propagandası olarak karalanıyor.
Litvanya’da Nazi işbirlikçilerinin onurlandırılmasına ve tarihi revizyonizme Berlin’den de destek geliyor. Geçtiğimiz yıllarda Almanya, Alman faşizmini ve onun işbirlikçilerini öven BM kararını onaylamayı reddetmişti.
Alman hükümeti, gerekçesinde Baltık’taki Nazi işbirlikçilerinin Sovyetler Birliği’ne karşı “ulusal kurtuluş savaşçıları” olarak yeniden yorumlanmasına katıldı
Litvanya’daki Yahudilerin katledilmesinden kurtulan bir kişi, 2018 yılında Litvanya’nın hafıza kültürü ve işbirlikçilerin onurlandırılması hakkında şu yorumu yapmıştı: “Rusya’ya karşı oldukları sürece kahramanlar.”
Alman ordusu tekrar Doğu Cephesi’nde
Habere göre Federal Alman ordusu, Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gibi resmi makamlardan Litvanya’daki Nazi suçları konusunda “yüksek sesli bir sessizlik” hakim.
Bunun bir örneği, Nisan 2022’de dönemin Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un Baltık ülkelerine yaptığı gezide, “komünizmin kurbanları” için bir anıtı ziyaret etmesi, fakat Baltık ülkelerinde Almanların işlediği toplu suçların kurbanlarını anmak için hiçbir program yapmaması idi.
Litvanya’da Alman tugayının kurulmasıyla ilgili haberlerde ve medya çalışmalarında da, ülkedeki Alman suçlarının anılmasına yer verilmiyor. Şimdiye kadar, Alman makamlarının veya Alman askerlerinin Nemenčinė katliamının kurbanlarını andığına dair hiçbir haber yok.
Üstelik bazı Alman askerleri, “anma kültüründe” farklı öncelikler belirlemiş görünüyor: Litvanya’da konuşlu Alman Silahlı Kuvvetleri (Bundeswehr) askerleri, 2017 yılında Litvanya’daki kışlalarında Adolf Hitler için doğum günü şarkısı söylemişlerdi.
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Görüş2 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Amerika2 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan gerilimi: Geleneksel ve sınırlı bir askerî güç gösterisi oyunu
-
Dünya Basını2 hafta önce
Batı’nın Gazze sessizliği
-
Söyleşi1 hafta önce
‘Alman medyası hükümetin halkla ilişkiler departmanı gibidir’
-
Rusya2 hafta önce
Putin’in tarihi 9 Mayıs konuşması: “Muzaffer halka şan olsun!”
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore cumhurbaşkanlığı seçimleri kampanyasını başlattı