Diplomasi
Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?

Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaşadığı anlaşmazlıkta Ermeni Kilisesi’ni desteklemesinin ardından Erivan’da tutuklandı. ‘İktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla’ suçlanan Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri’nin de kamulaştırılması gündemde. Moskova ise süreci yakından takip ettiğini açıkladı.
Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Ermeni Apostolik Kilisesi arasında yaşanan gerilimde kiliseye destek vermesinin ardından Erivan’da tutuklandı.
Sputnik Ermenistan ajansının 19 Haziran’da aktardığına göre, 18 Haziran akşamı mahkeme kararıyla iki ay süreyle tutuklanan Karapetyan, Erivan’daki Armavir adlı yeni cezaevine gönderildi.
Ermenistan Soruşturma Komitesi, Karapetyan’ı kamuoyuna açık bir şekilde iktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla suçladı.
İş insanı suçlamaları reddederken, avukatları iddiaları “saçma ve yasa dışı” olarak nitelendirdi. Hükümet ayrıca, Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketini kamulaştırmaya hazırlanıyor.
Kilise desteği tutuklama getirdi
Rus iş insanına yönelik soruşturmanın fitilini, Ermeni Apostolik Kilisesinin Eçmiadzin’deki merkezini ziyareti sırasında kiliseye verdiği destek ateşledi.
Karapetyan, News.am‘e verdiği demeçte, “küçük bir grubun” Ermenistan’ın ve kilisenin bin yıllık tarihini unutarak Ermeni Apostolik Kilisesine saldırdığını söylemişti.
Bu açıklamalardan bir gün sonra, 18 Haziran gecesi Karapetyan ve kardeşi Karen, Erivan’daki evlerinde gözaltına alınarak Soruşturma Komitesi’ne götürüldü.
Armenia Today gazetesinin haberine göre, güvenlik güçleri gözaltı öncesi evde arama yaptı ve daha sonra milyarderin evinin önünde toplanan yaklaşık 50 kişiyi de gözaltına aldı.
Mahkemenin tutuklama kararının hemen ardından avukatı aracılığıyla açıklama yapan Karapetyan, adliye önünde toplanan destekçilerine teşekkür ederek “Ermeni halkına ve Ermeni Apostolik Kilisesi’ne sadık kalacağını” ve hiçbir kararın “kendisini yolundan döndüremeyeceğini” belirtti.
Ermenistan’da iş insanı Karapetyan hakkında ‘darbe çağrısı’ soruşturması başlatıldı
Paşinyan ile kilise arasındaki gerilim
Ermenistan’da Ermeni Apostolik Kilisesi ile Başbakan Paşinyan arasındaki gerilim, mayıs ayı sonlarında Paşinyan’ın sosyal medyadaki paylaşımlarıyla tırmanmıştı.
Paşinyan, Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu II. Garegin de dahil olmak üzere birçok din adamının bekarlık yeminine uymadığını ve görevlerini bırakmaları gerektiğini öne sürmüştü.
Kilise ise mevcut hükümetin politikalarını sık sık eleştirerek Paşinyan’ı istifaya çağırıyordu.
Karapetyan, gözaltına alındıktan sonra Taşir Grubu basın ofisi yöneticisi Zara Acemyan’ın Facebook hesabından yayımlanan açıklamasında, kendisine yönelik takibatın mevcut Ermeni yetkililerin acizliğini kanıtladığını ifade etti.
Ermeni Apostolik Kilisesi de yaptığı açıklamada, yetkililere Rus iş insanına yönelik takibata son verme çağrısında bulunarak, mahkemenin “utanç verici” kararının sadece kilisenin itibarına değil, Ermenistan’ın uluslararası imajına da bir darbe olduğunu vurguladı.
Karapetyan kim?
1965 yılında Ermenistan’ın Kalinino (1991’den sonra Taşir) şehrinde doğan Samvel Karapetyan, 1997’de Rusya’nın Kaluga kentinde Kalugaglavsnab şirketini satın aldı.
1999 yılında bu şirketin temelinde, inşaat, üretim, enerji ve satış firmalarının yanı sıra alışveriş merkezleri, oteller, restoranlar ve konut ağını da içeren 200’den fazla şirketten oluşan Taşir Grubu’nu kurdu.
Forbes‘a göre Karapetyan, 3,2 milyar dolarlık servetiyle Rusya’nın en zenginleri listesinde 44. sırada yer alıyor.
‘Paşinyan’ın eylemleri Karapetyan’ın reklamını yapıyor’
Öte yandan Kafkasya Enstitüsü’nden araştırmacı Grant Mikaelyan, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte Karapetyan’ın iktidar ile kilise arasındaki mevcut krizi kendi siyasi hedefleri için kullanmaya karar verdiğini söyledi.
Mikaelyan’a göre, Rus iş insanının Ermenistan’da her zaman siyasi emelleri oldu ve aynı zamanda Paşinyan’ın politikalarından son derece rahatsız.
Mikaelyan, “Ermenistan başbakanının sosyal medyada Ermeni Apostolik Kilisesine yönelik hakaret seli ve bir iş insanının kişisel görüşünü ifade ettiği için tutuklanması, bu süreçte hukukun üstünlüğünün olmadığının bir göstergesi. Dahası, bugün resmi propaganda aktif olarak Karapetyan’ı Kremlin ile ilişkilendirmeye ve iş insanını Paşinyan’ı devirmek için bir koçbaşı olarak adlandırmaya çalışıyor,” dedi.
Paşinyan’ın politikalarından memnun olmayan yüksek bir vatandaş oranı olduğunu belirten siyaset bilimci, “Aslına bakılırsa, yetkililer bu uygunsuz eylemleriyle sadece iş insanının reklamını yapıyor,” diye ekledi.
Şirketine kamulaştırma kararı
Karapetyan’a yönelik operasyonların ortasında Paşinyan, Kasım 2020’den beri görevde olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı Armen Abazyan’ı da görevden aldı.
Paşinyan, parlamentodaki açıklamaısnda bu kararı, eski Ulusal Güvenlik Teşkilatı başkanının dinlenme zamanının gelmesiyle açıkladı.
Fakat Hraparak gazetesine göre, Abazyan’ın görevden alınmasının muhtemel nedeni, Karapetyan’ın evinin avlusunda bir “baskın şovu” düzenlemeyi ve “onu asfalta yatırmayı” reddetmesiydi.
Paşinyan aynı açıklama, iktidardaki “Sivil Sözleşme” partisinin, Taşir Grubu’na ait Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına yönelik bir yasa tasarısı hazırladığını da duyurdu.
Paşinyan, bu karara Ermenistan’ın bölgelerini ziyareti sırasında “neredeyse bir enerji krizi” tespit etmesi üzerine vardığını iddia etti.
Başbakana göre şirket, daha sonra toplumsal hoşnutsuzluk ve siyasi bir kriz yaratmak amacıyla ülkede kasıtlı olarak bu durumu yarattı.
Taşir Grubu, şirketi Rus şirketi Inter RAO’dan Eylül 2015’te, Erivan’da elektrik tarifelerindeki artışa bağlı büyük protestoların ardından satın almıştı.
Karapetyan, geçen sene Armenia Today‘e verdiği mülakatta, şirketi satın aldıkları sırada Ermenistan Elektrik Şebekelerinin faaliyetlerinin tamamen felç olduğunu söylemişti.
Milyardere göre, önceki sahipler “onlarca yıl modernizasyon için bir kuruş bile ayırmamıştı” bu nedenle şirketi 2016’dan bu yana sadece modernizasyon için yaklaşık 680 milyon dolar ve yeni kapasiteler oluşturmak için yaklaşık 150-200 milyon dolar harcamak zorunda kalmıştı.
Moskova ne söyledi?
Mikaelyan’a göre, Rus milyarderin tutuklanması Rusya-Ermenistan ilişkilerini olumsuz etkileyecektir. Uzman, Karapetyan’ın Rus iş dünyasında önemli bir aktör olduğunu ve bu nedenle Moskova’nın duruma tepkisiz kalamayacağını ve siyasi kanallar aracılığıyla serbest bırakılması için ısrarcı olacağını öne sürdü.
Tutuklamanın hemen ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın Karapetyan etrafındaki durumu takip ettiğini belirterek, tüm yasal haklarının korunması için kendisine gerekli desteğin sağlanacağını vaat etti.
Diplomasi
Yeni ABD-Çin ticaret anlaşması nasıl olacak?

İki rakip ekonomi arasındaki ticaret ateşkesinin sona ermesine sadece birkaç hafta kala, ABD-Çin anlaşmasının Donald Trump’ın ilk dönemindeki birinci aşama ticaret anlaşmasıyla benzerlikler taşıyacağı tahmin ediliyor
2019-2021 yılları arasında Donald Trump’ın dışişleri bakan yardımcısı olan Stephen Biegun, çarşamba günü Aspen Güvenlik Forumu’nda yaptığı açıklamada, anlaşmanın “genel hatlarıyla 2017-2020 yılları arasında müzakere edilen birinci aşama ticaret anlaşmasına çok benzeyeceğini ve bunun merkezinde ABD’nin tarım ve sanayi ürünlerinin önemli miktarda satın alınmasının yer alacağını” söyledi.
2020’de imzalanan anlaşma uyarınca Çin, 2017 seviyelerine kıyasla iki yıl içinde 200 milyar dolarlık ek Amerikan mal ve hizmeti satın almayı kabul etmişti. Anlaşmanın büyük bir kısmı, kısmen anlaşmanın imzalanmasından kısa süre sonra başlayan Covid-19 salgınının yol açtığı ekonomik yıkım nedeniyle gerçekleşmedi.
Trump yetkilileri, çeşitli derecelerde, anlaşmayı yeniden canlandırma isteğini dile getirdiler. İkinci döneminin ilk gününde, ABD başkanı, Çin’in anlaşmaya uyumunu gözden geçirmeyi emreden bir başkanlık kararnamesi imzaladı.
Mevcut ticaret müzakerelerini yöneten ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Pekin’in taahhütlerini yerine getirmemesini “dikkate alınması gereken” bir husus olarak nitelendirdi ve birinci aşama anlaşmasını mevcut müzakereler için bir “yol haritası” olarak nitelendirdi.
Biegun, bu kez neden benzer bir çerçeve beklediğini açıklarken, Çinli yetkililerin “ABD-Çin ticaret ilişkilerinde en azından geçici bir denge” sağlamak için “belirli bir bedel ödemek” zorunda olduklarını kabul ettiklerini söyledi.
Biegun, “[ABD] başkanı, müttefikler de dahil olmak üzere dünyanın herhangi bir ülkesiyle ikili ilişkilerdeki ekonomik adaleti ölçmek için tek kriter olarak ticaret dengesini kullanıyor” dedi. “Çin’in durumu da farklı değil” diye ekledi.
Biegun, yeni anlaşma kapsamında Çin mallarına uygulanacak nihai gümrük vergisi oranının, Trump’ın diğer birçok ülke için önerdiği yaklaşık yüzde 10’u aşmasının muhtemel olduğunu da sözlerine ekledi.
Biegun ayrıca, yeni anlaşmanın endüstriyel kapasite fazlası gibi uzun süredir devam eden ABD şikayetlerini doğrudan ele almasının “çok daha az olası” olduğunu da belirtti. Ancak Washington’un diğer ticaret ortaklarıyla yürüttüğü müzakerelerin Pekin’i reformları kabul etmeye zorlayabileceğini söyledi.
“Trump yönetiminin dünya çapındaki ticaret ortaklarıyla yürüttüğü bu müzakerelerde, Çin’den transit geçen mallara daha yüksek gümrük vergileri uygulanmasına ilişkin standart bir hüküm var. Böylece Çinliler, ABD ekonomisine girmek için arka kapıları kullanamayacak” ifadelerini kullandı.
Pekin ve Washington, 90 günlük ticaret ateşkesi’nin son aşamasında ve daha kalıcı bir anlaşmaya varmak için 12 Ağustos’a kadar süreleri var. Bu yılın başlarında Trump yönetimi, Çin mallarına uygulanan gümrük vergilerini yüzde 145’e kadar yükseltti ve Pekin de buna kendi gümrük vergilerini artırarak yanıt verdi. Ancak her iki ülke de mayıs ayında Cenevre’de yapılan toplantının ardından gerginliği azalttı.
O zamandan beri görüşmeler ilerledi. Haziran ayında Londra’da yapılan ikinci tur görüşmelerde, her iki taraf da yarı iletkenler ve nadir toprak minerallerine yönelik ihracat kontrollerini hafifletme konusunda anlaşmaya vardı.
Salı günü Bessent, Bloomberg TV’ye verdiği demeçte, iki ülkenin önümüzdeki haftalarda yapılması beklenen toplantı öncesinde “çok iyi bir noktada” olduğunu ve ağustos son tarihinin esnek olabileceğini belirtti.
Bu hafta başında, çip üreticisi Nvidia CEO’su, ABD hükümetinin Çinli firmalara gelişmiş H20 AI çiplernin satış lisanslarının verileceğini garanti ettiğini söyledi. Bessent, Bloomberg röportajında bu gelişmeyi doğruladı.
Diplomasi
New York’ta gayriresmi Kıbrıs görüşmeleri başladı

Kıbrıs meselesinde taraflar New York’ta beş taraflı gayri resmi bir toplantı için bir araya geldi.
Çarşamba günü düzenlenen akşam yemeğine Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye, Birleşik Krallık, Kuzey Kıbrıs ve BM temsilcileri katıldı ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da hazır bulundu.
Ana oturum bugün daha geniş kapsamlı bir gayri resmi toplantı ve çalışma yemeği ile başladı.
Toplantıya katılmayanlar arasında dikkat çeken isim, AB’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn oldu. Hahn’ın toplantıya davet edilmemesi, AB’nin herhangi bir anlaşmanın Avrupa hukukuna uygun olmasını sağlamakla yükümlü olmasına rağmen, Türkiye’nin AB’nin bu konuda hiçbir rolü olmadığı yönündeki tutumunu vurguluyor.
Türkiye, uzun süredir var olan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çerçevesinin dışında bir iki devletli çözümde ısrar ediyor. Bu yaklaşım, Yunanistan ve Kıbrıs tarafından kesin bir şekilde reddediliyor.
Londra’nın tutumu esnek olmakla birlikte, resmi olarak her iki toplum ve garantör güçlerin uzlaşmasına bağlı görünüyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Birleşik Krallık Avrupa’dan Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty ile görüşmesi planlanıyor.
Fidan ile ikili bir görüşme henüz belirlenmedi, fakat katılımcıların programlarının çakışması nedeniyle mümkün olabilir.
Görüşmelerin, potansiyel güven artırıcı önlemler (CBM) üzerinde odaklanması bekleniyor.
Bunlar arasında dört yeni geçiş noktasının açılması, Gençlik ve İklim Değişikliği komitelerinin kurulması, tampon bölgeye güneş panelleri yerleştirilmesi ve mezarlıkların restore edilmesi yer alıyor.
Diplomasi
Almanya ve Britanya’dan tarihi savunma antlaşması

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Brexit sonrası ilişkilerin daha geniş çaplı bir yeniden düzenlenmesi kapsamında, iki ülkenin silahlı saldırı durumunda birbirlerine yardım etme taahhüdünü içeren yeni bir savunma antlaşması imzaladı.
Merz, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasından duyduğu üzüntüyü açıkça dile getirmiş ve Almanya ile İngiltere arasındaki işbirliğini derinleştirmek istediğini belirtmişti.
Starmer, anlaşmanın Donald Trump’ın ticaret savaşları ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı gibi zorluklarla karşı karşıya olan Birleşik Krallık ve Almanya’yı “her zamankinden daha yakınlaştıracağını” söyledi.
Starmer, bugün (17 Temmuz) Londra’daki Victoria ve Albert Müzesinde düzenlenen imza töreninden önce ofisi tarafından dağıtılan açıklamada, “Bu antlaşma, sadece bugüne kadar kaydettiğimiz ilerlemeyi ve paylaştığımız tarihi simgelemekle kalmıyor. Bu antlaşma, ortak sorunları çözmek ve ortak güçlerimize yatırım yapmak için daha ileriye gitmemizin temelini oluşturuyor,” diye ekledi.
Merz’in İngiliz başkentine yaptığı ziyaret, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Brexit’ten bu yana bir Avrupa lideri olarak İngiltere’ye yaptığı ilk devlet ziyaretinden bir hafta sonra gerçekleşti ve İngiliz-Fransız ilişkilerinin ısınmasına katkıda bulundu.
Alman yetkililere göre, Almanya ve Britanya’nın karşılıklı savunma taahhüdü, hem giderek saldırganlaşan Rusya’ya hem de Avrupa müttefikleri arasında ABD’nin NATO askeri ittifakına bağlılığı konusunda artan endişelere bir tepki niteliğinde.
Yetkililer aynı zamanda, bunun NATO’nun kuruluş antlaşmasının merkezinde yer alan ve 5. madde olarak bilinen kolektif savunma ilkesinin yerine geçmesi amaçlanmadığını vurguladı.
Londra hükümetinden yapılan açıklamaya göre, Starmer ve Merz perşembe günü, önümüzdeki on yıl içinde yeni bir uzun menzilli füze sistemi olan Deep Precision Strike (Derin Hassas Vuruş) kabiliyetini teslim etme taahhüdünde de bulunuyorlar.
Bu füzenin menzili 2.000 kilometreden fazla olacak ve Britanya başbakanlık ofisi, bunun “önemli endüstriyel yatırımlar” yoluyla İngiltere ve Avrupa savunma sektörlerini güçlendirmeye yardımcı olacağını söyledi.
Yeni anlaşma, ticaret, ulaştırma ve göçle ilgili taahhütler de içeriyor. Starmer’in ofisi, antlaşmanın yanı sıra Almanya’nın Birleşik Krallık’a düzensiz göçü kolaylaştırmayı yasadışı hale getirmeyi taahhüt etmesinin beklendiğini ve yasa değişikliğinin yıl sonuna kadar kabul edileceğini açıkladı.
Starmer’in sözcüsü Tom Wells Londra’da gazetecilere verdiği demeçte, anlaşma ile Birleşik Krallık ve Almanya arasında okul grupları için vizesiz seyahat imkanı sağlanacağını da söyledi.
Merz’in CDU/CSU parlamento grubunun dış politika sözcüsü Jürgen Hardt, perşembe günkü toplantının “belirsizliğin hakim olduğu bir dünyada güçlü bir sinyal” verdiğini ve yeni anlaşmanın “tüm Avrupa’yı daha güvenli, daha hareketli ve daha müreffeh hale getirmeye” yardımcı olacağını söyledi.
Hardt, e-posta ile yaptığı açıklamada, “Bu antlaşma ile Brexit’in geride bıraktığı pürüzleri gideriyoruz. Böylece, iktisadi politika ve ticaret politikası alanında olduğu kadar savunma alanında da Birleşik Krallık ile AB arasında daha fazla yakınlaşma için önemli bir ivme sağlıyoruz,” dedi.
-
Ortadoğu1 hafta önce
Trump’ın Ankara ve Şam’daki jokeri: Thomas Barrack kimdir?
-
Görüş2 hafta önce
Kazananı Olmayan Kontrol Edilebilir Bir Çatışma
-
Görüş2 hafta önce
Küresel savaş ekonomisinin aleni beyanı: Lahey’deki NATO Zirvesi Sonuç Bildirgesi
-
Dünya Basını2 hafta önce
Vergi Cennetleri: Birleşik Krallık’ın Küresel Mali İmparatorluğu
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore, tarihindeki en büyük savunma anlaşması için görüşmeleri tamamladı
-
Asya2 hafta önce
Güney Kore Devlet Başkanı Lee, Çin ve Rusya ile ilişkilerini ‘hızla’ iyileştireceğini söyledi
-
Asya1 hafta önce
Paşinyan, Ermeni Kilisesi’ni ‘özgürleştireceğini’ ilan etti
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çalışanları kovan şirketler yapay zekanın hatalarını düzeltmek için servet ödüyor