Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin Dışişleri Bakanı Ukrayna’ya davet edildi: Pekin’den destek arayışı

Yayınlanma

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, Ukrayna hükümetinin Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’yi Ukrayna’yı ziyaret etmeye davet ettiğini ve Pekin’in de bu teklifle “ilgilendiğini” belirttiğini söyledi.

Çinli analistler, Ukrayna’nın Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’yi ülkeyi ziyaret etmeye davet etmesinin Kiev’in Pekin’den giderek daha fazla destek aradığının bir işareti olabileceğini söyledi.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba geçen hafta Çin’e yaptığı ziyaret sırasında – Şubat 2022’de savaşın başlamasından bu yana ilk ziyareti – Wang’a, Moskova’nın “iyi niyetle” hareket etmesi halinde ülkenin Rusya ile konuşmaktan mutlu olduğunu söyledi.

Renmin Üniversitesi’nde Avrupa uzmanı olan Wang Yiwei, South China Morning Post’a verdiği demeçte, Ukrayna ve Batılı destekçilerinin tutumunda “yumuşama” olarak adlandırdığı bir dönemde Wang’ın ziyaretinin “iyi bir zamanlama” olacağını söyledi.

Wang Yiwei’ye göre, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerini kazanması halinde savaşı 24 saat içinde sona erdirebileceğini söyleyerek övünen Donald Trump’ın Beyaz Saray’a olası dönüşü ve Avrupa Parlamentosu’nda Ukrayna’ya daha fazla yardıma karşı çıkan sağcı politikacıların artan varlığı, Kiev’e yönelik uluslararası desteğin ne kadar devam edeceği konusunda soru işaretleri yarattı.

Wang, Devlet Başkanı Zelensky’nin “Ukrayna’nın Batı tarafından ‘feda edilebileceğinden'” endişe duyduğunu söyledi ve “Avrupa bile artık Çin’in arabuluculukta daha büyük bir rol oynamasını umuyor… Çin de aciliyeti görüyor ve üzerine düşeni yapmaya hazır” değerlendirmesini yaptı.

Wang Yiwei, Çin Dışişleri Bakanı’nın yapacağı bir gezinin Zelenskiy’nin Xi Jinping ile görüşmesinin önünü açabileceğini belirtti – büyük olasılıkla bu yıl Peru’da yapılacak Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği zirvesi ya da Brezilya’daki G20 toplantısı gibi uluslararası bir toplantıda.

Çin lideri savaşın başlamasından bu yana Rusya ile işbirliğini derinleştirme sözü vererek Vladimir Putin ile birkaç kez görüştü ancak bu süre zarfında Zelenskiy ile sadece bir kez telefonda konuştu.

Çin Dışişleri Bakanına yapılan davet, aralarında ABD Başkanı Joe Biden’ın da bulunduğu bir dizi üst düzey siyasi şahsiyetin Ukrayna’ya yaptığı ziyaretin ardından geldi.

Çinli uzman Wang Yiwei, Çin’in Rusya’nın G20 toplantısına davet edilmesi için de bastırabileceğini ve bunun Putin ile bazı Batılı liderler arasında doğrudan iletişimin önünü açabileceğini söyledi.

Çin’in Avrasya İşleri Özel Temsilcisi Li Hui, Brezilya, Güney Afrika ve Endonezya’yı kapsayan dördüncü barış turunda, Çin ve Brezilya’nın mayıs ayında yayınladığı ve Rusya ile Ukrayna arasında müzakere ve ateşkes çağrısında bulunan altı maddelik plana destek toplamaya çalışıyor.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni geçen hafta Çin’e yaptığı ziyaret sırasında Çin’in barış görüşmelerinde “kilit bir oyuncu” olabileceğini söyledi ancak Pekin’in Rusya ile yakın ekonomik bağlarının “büyük bir sürtüşme” kaynağı olduğu uyarısında bulundu.

Zelensky de salı günü aralarında Agence France-Presse’in de bulunduğu Fransız medya kuruluşlarına verdiği bir mülakatta Pekin’i “kilit oyuncu” olarak tanımladı. Ancak Pekin’in bir arabulucu gibi davranmasını değil, Rusya’ya baskı yapmasını istediğini vurguladı.

“Çin isterse Rusya’yı bu savaşı sona erdirmeye zorlayabilir” dedi.

Pekin merkezli Çin ve Küreselleşme Merkezi’nin başkan yardımcısı Victor Gao, South China Morning Post’a verdiği demeçte, Wang Yi’nin Ukrayna’yı ziyaret etmesini “mutlak bir ihtiyaç” olarak görmediğini, bunun yerine savaşan tarafların konuşmaya istekli olması halinde kapalı kapılar ardında görüşmelere ev sahipliği yapmayı teklif edebileceğini söyledi.

Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesi halinde “bağımsız” kararlar almak için “daha az esnekliğe” sahip olabileceğinden Ukrayna’nın bu görüşmelere yakında başlamayı tercih edebileceğini söyledi.

Aynı zamanda Çin’in doğusundaki Soochow Üniversitesi’nde kürsü profesörü olan Gao, “Çin, Suudi Arabistan ve İran arasında ve Filistin’deki 14 grup arasında başarılı bir şekilde arabuluculuk yaptı… ancak [onların görüşmeleri] sonuçlar açıklanmadan önce kamuoyuna duyurulmadı” dedi.

“Önemli olan bu toplantının amacının ne olduğu? Çin her zaman iki taraf [Ukrayna ve Rusya] konuşmak bile istemiyorsa rolünün çok sınırlı olacağını söylemiştir” diye ekledi

Wang Yi, Kuleba ile yaptığı görüşmede müzakereler için zamanın “henüz olgunlaşmadığını” kabul etti.

Rusya, Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesi ve Rusya’nın ilhak etmeye çalıştığı dört vilayeti devretmesi gibi koşulları kabul etmesi halinde müzakerelere açık olduğunu söyledi. Ukrayna bu koşulları reddediyor ve Rusya’nın “işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi gerektiğini” söylüyor.

Kuleba’nın geçen haftaki yorumları sorulduğunda bir Kremlin sözcüsü Ukrayna’dan daha fazla açıklama ve eyleme ihtiyaç olduğunu söyledi.

Renmin Üniversitesi’nden Wang, Moskova’nın tutumunun kritik olduğunu ve şu anda görüşmelerle ilgilenmiyor gibi göründüğünü söyledi.

“Herhangi bir arabuluculuk Rusya ile koordinasyon gerektirecektir… Çin tarafından tek taraflı olarak başlatılamaz,” diye ekledi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English