Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin Dışişleri Bakanı Wang, Yeni Zelanda ve Avustralya’yı ziyaret edecek

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, 7 yıl aradan sonra Avustralya’ya ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaret, geçen yıldan bu yana Çin ve Avustralya arasında gerçekleştirilen, ikili ekonomik ve ticari konuları etkileyen bazı belirsizliklerin çözülmesinde ve ticari ve diplomatik ilişkilerin iyileştirilmesinin teşvik edilmesinde olumlu rol oynayan bir dizi resmi görüşmenin ardından geliyor.

Aynı zamanda ÇKP Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi olan Wang, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ve Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong’un daveti üzerine 17-21 Mart tarihleri arasında Yeni Zelanda ve Avustralya’ya resmi bir ziyarette bulunacak.

Avustralya ziyareti sırasında Wang, Penny Wong ile yedinci Çin-Avustralya Dış ve Stratejik Diyaloğu’nu gerçekleştirecek. Bu diyalog, ikili, bölgesel ve uluslararası ilgi alanlarına giren konularda görüş alışverişinde bulunmak için uzun süredir kullanılan bir format.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin perşembe günü yaptığı açıklamada Çin’in hem Yeni Zelanda hem de Avustralya ile kapsamlı stratejik ortaklıkları olduğunu söyledi.

Bu yıl Devlet Başkanı Xi Jinping’in Yeni Zelanda ve Avustralya’ya gerçekleştirdiği devlet ziyaretinin 10. yıldönümü ve aynı zamanda Çin-Yeni Zelanda ve Çin-Avustralya kapsamlı stratejik ortaklıklarının 10. yıldönümü. Wang Wenbin, yedi yıl önce Yeni Zelanda ve Avustralya’ya yaptığı ziyaretin ardından, Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin bu seferki ziyaretinin Çin ve iki ülke arasında bu yılki üst düzey değişimleri başlatacağını söyledi.

Ziyaret sırasında Dışişleri Bakanı Wang Yi ve iki ülkenin dışişleri bakanları ve liderleri ikili ilişkiler ve karşılıklı çıkarları ilgilendiren uluslararası ve bölgesel meseleler hakkında kapsamlı ve derinlemesine görüş alışverişinde bulunacak. Wang Wenbin, Çin’in liderler arasındaki ortak anlayışları hayata geçirmek, stratejik iletişimi geliştirmek, karşılıklı güveni derinleştirmek, değişim ve işbirliğini ilerletmek, Çin-Yeni Zelanda ve Çin-Avustralya kapsamlı stratejik ortaklıklarının istikrarlı ve sürekli büyümesini teşvik etmek ve dünya barışı, istikrarı ve refahına katkıda bulunmak için iki ülkeyle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini kaydetti.

AFP’ye göre Avustralya Başbakanı Anthony Albanese perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte “Wang Yi’nin ziyaretinin iyi bir şey olduğunu düşünüyorum” dedi ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasında kaydedilen “önemli ilerlemeye” atıfta bulundu.

Avustralya medya kuruluşu 9News, Penny Wong’un 20 Mart’ta Wang ile kalan ticari engeller, konsolosluk meseleleri, insan hakları, çatışmaların önlenmesi ve bölgesel güvenlik dahil olmak üzere birçok konuda görüşmesinin beklendiğini bildirdi.

Wong çarşamba günü yaptığı açıklamada “Avustralya’nın yaklaşımı tutarlıdır; Çin’le işbirliği yapabileceğimiz yerlerde işbirliği yapmaya, anlaşmazlığa düşmemiz gereken yerlerde anlaşmazlığa düşmeye ve ulusal çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmeye çalışıyoruz” dedi ve ekledi: “Avustralya’nın görüşüne göre, farklılıklarımızı akıllıca yönettiğimiz takdirde, istikrarlı bir ikili ilişki her iki ülkenin de kendi ulusal çıkarlarını takip etmesini sağlayacaktır.”

İkili ilişkiler

İki devlet başkanının Kasım 2022’de Bali’de bir araya gelmesinden bu yana, daha yapıcı ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkilere yönelik eğilim olduğu değerlendiriliyor.

Aralık 2022’de Penny Wong, 2019’dan bu yana Çin’i ziyaret eden ilk Avustralyalı bakan oldu ve Wang Yi ile bir araya geldi. Daha sonra Kasım 2023’te Albanese, yedi yıl sonra bir Avustralya başbakanı tarafından gerçekleştirilen ilk Çin gezisi sırasında Xi ile bir araya geldi.

Çin, Avustralya’nın en büyük ticaret ortağı. Çin gümrük verilerine göre, 2023 yılında toplam ikili ticaret bir önceki yıla göre yüzde 9,8 artışla 1,61 trilyon yuana (230 milyar dolar) ulaşarak güçlü bir ivme gösterdi ve 2019’daki salgın öncesi seviyeyi aştı.

İkili ilişkiler 2020 yılında Avustralya’nın koronavirüsün kökenine ilişkin uluslararası bir soruşturma çağrısında bulunmasının ardından bozulmuştu. Pekin buna şarap ve ıstakoz gibi Avustralya mallarına ağır gümrük vergileri uygulayarak karşılık verdi.

İki ülke arasında yıllardır süren ayrışma, 2020’de Kovid-19 salgınının başlamasıyla sınırların kapatılmasının ardından Avustralyalı işletmelere 20 milyar dolarlık ticaret darbesi vurdu.

Çin’in Ağustos 2023’te Avustralya’dan ithal edilen arpaya uygulanan anti-damping ve anti-sübvansiyon vergilerine son vermeyi planladığını açıklamasından bu yana, ülkedeki pek çok kişi şaraplara uygulanan gümrük vergilerinin kaldırılmasını bekliyor.

Şarap vergilerinin kaldırılması beklentisi

Çin Ticaret Bakanlığı (MOFCOM) perşembe günü yaptığı açıklamada, Çin hükümetinin Avustralya şarabına yönelik gümrük vergilerini kaldırıp kaldırmayacağına ilişkin bir medya sorusuna cevaben, bakanlığın tüm tarafların yorumlarının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesine dayanan soruşturma prosedürlerine uygun olarak nihai bir inceleme kararı vereceğini söyledi.

Wang’ın Avustralya ziyareti sırasında ticaret tarifeleri konusunun gündeme gelmesi bekleniyor. Çinli uzmanlar, bu ziyaretin iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yeniden rayına oturmasına yardımcı olabileceği görüşünde. Shandong Üniversitesi profesörü Yu Lei Global Times’a yaptığı açıklamada, Avustralya’daki Çin yatırımlarının toparlanma işaretleri göstermesiyle birlikte Avustralya’nın Çin’deki yatırımlarının istikrarlı bir şekilde artmaya devam etmesinin beklendiğini söyledi.

Doğu Çin Normal Üniversitesi Avustralya Çalışmaları Merkezi Direktörü Chen Hong, Wang’ın ziyaretinin ilişkilerde zor kazanılan istikrarlı ve olumlu gelişmenin korunması olarak görüldüğünü söyledi ve bu ziyaretin ardından Çin tarafından Avustralya’ya üst düzey bir ziyaretin gerçekleştirilebileceğini ifade etti.

Washington’un gölgesi

Wang Yi Avustralya’yı en son 2017 yılında ziyaret ettiğinde, Liberal Parti’den Malcolm Turnbull ülkenin 29. başbakanı olarak görevdeydi ve Donald Trump Pasifik’in diğer yakasından bir dizi Çin karşıtı politika uygulamaya başlamış ve ABD müttefiklerini de aynı politikaları izlemeye zorlamıştı.

Daha sonra Liberal Parti’den Scott Morrison 2018’de onun yerine geçtiğinde ve Çin’e karşı politikaları yoğunlaştırarak Washington’a daha fazla sadakat gösterdiğinde, Avustralya Çin ile ekonomik, kültürel ve siyasi alışverişleri ciddi şekilde etkileyen hamleler yaptı.

Albanese’nin göreve geldiğinden bu yana Morrison yönetiminin Çin karşıtı politikalarıyla arasına mesafe koysa da Canberra Washington’ın rotasını izlemeye devam ediyor.

Avustralya’nın Washington’ın baskıları arasında, en büyük ticaret ortağı Çin ile en büyük savunma ortağı ABD arasında uzun vadeli bir denge tutturması zor görünüyor.

Ancak Albanese’in perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetinin ABD’nin TikTok’a yönelik yasağı takip etmeyeceğini açıklaması Çin’le ilişkilerde olumlu bir işaret olarak değerlendirildi.

Yine de uzmanlar, güvenlik ve askeri konulardaki farklılıkların devam etmesi nedeniyle Çin ve Avustralya’nın artık eski güzel günlerine geri dönemeyeceğine inanıyor.

Çinli analistler, Avustralya’nın ulusal güvenlik adına Çin yatırımlarına getirdiği kısıtlamaların devam edeceğini ve iki ülke arasındaki bölgesel güvenlik farklılıklarının süreceğini öngörüyor.

Avustralya’nın ABD ile askeri ittifakını güçlendirmesi ikili ilişkilerin önündeki en büyük zorluk.

2021’de ABD liderliğindeki AUKUS’a katılmasından bu yana askeri gücünü sürekli geliştiren Avustralya, 20 Şubat’ta yaptığı son açıklamayla önümüzdeki on yıl içinde savunma harcamalarına 11 milyar Avustralya doları (7,25 milyar dolar) daha ekleyerek, NATO müttefiklerinin belirlediği yüzde iki hedefinin üzerinde, GSYH’sinin yüzde 2,4’üne çıkaracağını duyurdu.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English