Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin: Gazze için ateşkes metni muğlak ve kırılgan

Yayınlanma

BM Güvenlik Konseyi (BMGK) pazartesi günü yerel saatle Gazze’deki savaşı sona erdirmek üzere ABD tarafından üç aşamalı olarak hazırlanan kapsamlı bir ateşkes anlaşmasına varılmasını amaçlayan bir kararı kabul ederken, lehte oy kullanan Çin, tüm BMGK kararlarının kapsamlı ve etkili bir şekilde uygulanması çağrısında bulundu, ancak ABD tarafından hazırlanan metnin bazı açılardan hala muğlak olmasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Çinli analistler salı günü yaptıkları açıklamada, ABD’nin İsrail’in anlaşmayı kabul ettiğini iddia etmesine ve Filistinli grup Hamas’ın da anlaşmayı kabul ettiğini ve ayrıntılar üzerinde müzakereye hazır olduğunu söylemesine rağmen, çatışan tarafların karşılıklı güven eksikliği nedeniyle kararın ne ölçüde uygulanabileceğinin hala soru işareti olduğunu söyledi. Çinli analistlere göre, İsrail ve Hamas arasındaki ateşkesin üç aşaması boyunca başka olaylar ya da anlaşmazlıklar yaşanırsa çatışma devam edecek, dolayısıyla ABD tarafından hazırlanan anlaşma “kırılgan”.

14 lehte ve Rusya’nın çekimser oyuyla büyük bir çoğunlukla kabul edilen 2735 sayılı karar, çatışmanın her iki tarafını da önerinin şartlarını “gecikmeksizin ve koşulsuz” tam olarak uygulamaya çağırıyor.

ABD tarafından hazırlanan metin, Hamas’ın 31 Mayıs’ta ABD Başkanı Joe Biden tarafından açıklanan ve “İsrail tarafından zaten kabul edilmiş olan” ateşkes önerisini kabul etmesi çağrısında bulunuyor. Hamas’ın üst düzey yetkilisi Sami Ebu Zuhri salı günü Reuters’a yaptığı açıklamada Hamas’ın anlaşmayı kabul ettiğini belirtirken İsrail’in anlaşmaya uymasını sağlamanın Washington’a bağlı olduğunu vurguladı.

Kaygılar

Çin’in BM Büyükelçisi Fu Cong, pazartesi günü BMGK toplantısında Çin’in karar tasarısına verdiği oyu açıklarken şunları söyledi: “Taslak pek çok açıdan hala belirsizliğini koruyor. İlgili tarafların ateşkes önerisini kabul edip etmeyeceği ve üç aşama arasındaki geçişlerin sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği konusunda hala geçerli endişelerimiz var.”

“Kalıcı bir ateşkesin derhal gerçekleştirilmesi aylardır Çin’in ve diğer konsey üyelerinin güçlü çağrısı olmuştur. Ve bu, derin acılar içindeki Gazze sivillerinin en umutsuz arzusu olmuştur. Daha fazla ölümün durdurulması ve insani felaketin hafifletilmesi için acil ihtiyaç perspektifinden bakıldığında, Çin karar tasarısı lehinde oy kullanmıştır,” diyen Fu, şunları ekledi:  “Çin, Gazze’de erken bir ateşkes sağlanması ve Filistin-İsrail meselesinin mümkün olduğunca erken bir zamanda iki devletli çözümün doğru yoluna geri getirilmesi için tüm taraflarla birlikte çalışacaktır.”

Endişelerini dile getiren Rus Büyükelçi ve Daimi Temsilci Vassily Nebenzia da şunları söyledi: “Konsey’in nihai ana hatlarını belki de arabulucular dışında kimsenin bilmediği bir anlaşmayı memnuniyetle karşıladığı Amerikan karar taslağına ilişkin bir dizi soru işaretimiz var.”

Karar Hamas’a “sözde anlaşmayı” kabul etme çağrısında bulunsa da, kararda yazıldığı şekliyle İsrail’in resmi anlaşması konusunda bir netlik yok.”

İsrailli liderlerin Hamas tamamen yenilinceye kadar savaşın devam edeceği yönündeki açıklamalarına dikkat çeken Rus temsilci, “İsrail tam olarak neyi kabul etti?” diye sordu.

Zhejiang Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Akdeniz Kıyısı Çalışmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Li Xinggang salı günü Global Times’a verdiği demeçte “kararın kabul edilmesinin uluslararası hukuk anlamında çatışmanın her iki tarafı üzerinde de bağlayıcı bir etkisi olacağını ve Gazze’deki durumun yatışmasının gerçekten gerçekleştirilmesinde yapıcı bir rol oynadığını ve olumlu bir öneme sahip olduğunu” söyledi.

Ancak Li, ABD tarafından hazırlanan anlaşmanın kırılganlığını koruduğunu düşünüyor. Li, “Birinci aşama ateşkes muhtemelen gerçekleşecek, ancak bunun Gazze çatışmasının bu turunda sürdürülebilir bir ateşkes sağlanabileceği anlamına gelip gelmediğini göreceğiz” dedi.

Üç aşama

Karara göre, birinci aşama “kadınlar, yaşlılar ve yaralılar da dâhil olmak üzere rehinelerin serbest bırakılması, öldürülen bazı rehinelerin cesetlerinin iadesi ve Filistinli tutukluların takası ile birlikte derhal, tam ve eksiksiz bir ateşkesi” içeriyor.

İsrail güçlerinin Gazze’nin “nüfusun yoğun olduğu bölgelerden” çekilmesi, Filistinlilerin kuzey de dâhil olmak üzere Gazze’deki evlerine ve mahallelerine geri dönmesi ve insani yardımın güvenli ve etkin bir şekilde dağıtılması çağrısında bulunuyor.

İkinci aşamada “Gazze’de bulunan diğer tüm rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesi karşılığında” çatışmaların kalıcı olarak sona erdirilmesi öngörülüyor.

Üçüncü aşamada ise “Gazze için çok yıllı büyük bir yeniden inşa planı” başlayacak ve Gazze’de ölen rehinelerin kalıntıları İsrail’e iade edilecek. BMGK ayrıca teklifin birinci aşama için müzakerelerin altı haftadan uzun sürmesi halinde ateşkesin müzakereler devam ettiği sürece devam edeceği hükmünün de altını çizdi.

Kararda İsrail’in anlaşmayı “kabul ettiği” ve Hamas’ı da aynı şeyi yapmaya “çağırdığı” belirtiliyor. Ayrıca BMGK’nın Gazze Şeridi’nde demografik ya da bölgesel değişikliklere yönelik her türlü girişimi reddettiğini belirtiyor.

Metinde ayrıca konseyin, İsrail ve Filistin olmak üzere iki demokratik devletin, uluslararası hukuk ve ilgili BM kararları ile uyumlu, güvenli ve tanınmış sınırlar içerisinde barış içinde yan yana yaşadığı iki devletli çözüm vizyonuna “sarsılmaz bağlılığı” yinelenmektedir.

Kararda “Bu bağlamda Gazze Şeridi’nin Filistin Yönetimi altındaki Batı Şeria ile birleştirilmesinin önemi vurgulanmaktadır” deniyor.

Xi’an’daki Northwest Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Enstitüsü’nde doçent olan Wang Jin Global Times’a yaptığı açıklamada hem İsrail’in hem de Hamas’ın barış çağrısına hayır demeyeceğini çünkü bunun uluslararası toplumun çağrısı olduğunu, bu nedenle prensipte anlaştıklarını söyleyeceklerini ancak uygulama sırasında ayrıntılar üzerinde çalışmanın karmaşık olacağını söyledi.

Çinli uzmanlar bu süreçte BMGK’nın kararın bağlayıcılığından ne ölçüde emin olabileceğinin, ateşkesin etkinliğini belirleyeceğini kaydettiler.

DİPLOMASİ

Lukaşenko: NATO saldırırsa nükleer silah kullanırız

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, NATO ülkelerinin ülkesine saldırması durumunda Rusya ile yapılan anlaşma çerçevesinde Belarus’ta konuşlandırılan nükleer silahları kullanmaya hazır olduklarını bildirdi.

Lukaşenko, BelTA haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bize saldırdıkları anda nükleer silah kullanırız. Rusya da bizim için devreye girer,” dedi.

Belarus lideri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in son konuşmasında, Belarus’un savunması için nükleer silah kullanabileceğini teyit ettiğini hatırlattı.

Lukaşenko’ya göre, Polonya ve Amerikan ordusu şu anda Belarus sınırında beklerken, Polonyalı yetkililer “sabırsızlıkla” saldırı anını kolluyor.

Lukaşenko aynı zamanda, Minsk’in nükleer silah kullanması halinde Rusya da dahil olmak üzere karşılık verileceği konusunda uyarıda bulundu.

Devlet Başkanı, “Bu durumda Rusya tüm nükleer cephaneliğini kullanacaktır. Ve bu, bir dünya savaşı demektir. Batı bunu istemiyor, buna hazır değiller. Ama biz onlara açıkça söylüyoruz: Kırmızı çizgimiz devlet sınırımızdır. Eğer bu sınırı geçerlerse, yanıtımız anında olacaktır,” diye ekledi.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Belarus, nükleer cephaneliğinden vazgeçti ve 1993 yılında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) nükleer silah sahibi olmayan bir devlet olarak katıldı. Kasım 1996 itibarıyla nükleer silahlar ülke topraklarından tamamen çıkarıldı.

Fakat geçen yılın mart ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkenin taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarında konuşlandırma planlarını açıkladı. Putin bu kararı, ABD’nin benzer silahları Avrupa ülkelerinde konuşlandırma politikasına bir yanıt olarak açıkladı. İlk nükleer yükler aynı yılın haziran ayı ortasında Belarus’a teslim edildi.

Belarus ordusu, 2024 yılının yaz başlarında stratejik olmayan nükleer silahların kullanımına ilişkin bir eğitim programından geçti.

Dün Putin, Rusya Güvenlik Konseyi’nin nükleer caydırıcılık konulu toplantısında, müttefik Belarus’a yönelik bir saldırı durumunda da Rusya’nın nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu belirtti.

Putin, “Tüm bu konular Belarus tarafı ve Belarus Devlet Başkanı ile kararlaştırıldı. Buna düşmanın konvansiyonel silahlar kullanarak egemenliğimize yönelik kritik bir tehdit oluşturması da dahildir,” ifadelerini kullandı.

Rusya nükleer doktrinini neden değiştiriyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’nın müttefikleri yardım parası bulmakta zorlanıyor

Yayınlanma

Rusya, 2025 bütçesinde savunma harcamalarını artırırken, Ukrayna’nın müttefikleri hâlâ aynı hazırlığı gösterebilmiş değil. Bu nedenle Rusya’nın 2025 yılı savaş bütçesi yüzde 20’den fazla artacak ve fabrikalar durmaksızın mermi, bomba ve füze üretmeye devam edecek.

Bloomberg’in konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya silah sevkiyatı tehdit altında.

Bazı ülkeler finansal sıkıntı yaşarken, bazıları ise Kiev’in giderek artan mali taleplerinden memnun değil.

Ukrayna’ya 2025’te sağlanacak desteğin en önemli kaynaklarından biri, Batılı ülkelerin Rusya Merkez Bankası’nın dondurulan rezervlerinden elde edilecek kâra karşılık vermeyi planladığı 50 milyar dolarlık fondan oluşacak.

Ancak kaynaklara göre, bu plan tam olarak uygulansa bile bu fon, Ukrayna’ya yalnızca bir yıl daha yardım etmek için yeterli olmayacak ve yeni kaynakların bulunması gerekecek. Rusya ekonomisinin 2026’ya kadar büyük bir zorluk yaşamayacağı tahmin ediliyor.

Kaynaklar, Kiev’in müttefiklerini verdikleri sözleri yerine getirmeye ikna etmekte zorlandığını belirtiyor.

Rusya’nın varlıkları teminat gösterilerek 50 milyar dolarlık fondan elde edilecek gelir, büyük oranda Ukrayna’ya silah tedarikinde kullanılacak. Fakat miktarın daha düşük olabileceği konuşuluyor. Bu konuda müzakereler hâlâ devam ediyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nün hesaplamalarına göre, 50 milyar dolar, müttefiklerin 2023 başından 2024 ortasına kadar geçen bir buçuk yıllık sürede sağladığı askeri yardıma denk geliyor.

Ancak Ukrayna, daha fazla destek istiyor: Volodymyr Zelenskiy’in ‘zafer planı’ daha modern silahların transfer edilmesini ve bu silahların kullanımına yönelik kısıtlamaların kaldırılmasını içeriyor.

Ayrıca Kiev, Başbakan Denis Şmıgal’ın ağustos ayında belirttiği gibi, yaklaşık 35 milyar dolarlık (yani GSYİH’nin yüzde 19’u) bütçe açığını finanse etmeye çalışıyor.

Bu miktarın yarısından fazlasını IMF ve Avrupa Birliği (AB) sağlamaya hazır; ancak yaklaşık 15 milyar doların başka kaynaklardan bulunması gerekiyor. Yetkililere göre, bunun için bazı G7 ülkelerinin Ukrayna’ya borç vermek için fon toplaması gerekebilir.

Ukrayna Askeri İstihbarat Başkanı Kirill Budanov, geçen haftalarda yaptığı açıklamada, Rusya’nın 2026’nın başına kadar zafer kazanmayı hedeflediğini belirtti. Budanov’a göre, Kremlin 2025’i son derece kritik bir yıl olarak görüyor, zira o dönemde Rusya’nın ekonomik ve sosyo-politik durumu kötüleşmeye başlayacak ve orduya yeni asker bulmakta zorluklar yaşanacak.

Bloomberg’e göre, 2025 yılı gerçekten de kritik olacak. Değerlendirmelere göre, 2026 yılında Rusya ekonomisi ciddi sorunlarla karşılaşmaya başlayacak.

Zelenskiy, Washington’dan eli boş dönüyor: Uzun menzilli füze talebi karşılıksız kaldı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Zelenskiy, Washington’dan eli boş dönüyor: Uzun menzilli füze talebi karşılıksız kaldı

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ABD’den uzun menzilli füze talebine olumlu yanıt alamadan Washington ziyaretini tamamladı. ABD, yeni bir askeri yardım paketi açıklarken, Rusya’nın derinliklerine saldırı izni vermedi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya’nın iç bölgelerini hedef alma yetkisi almadan Washington ziyaretini sonlandırıyor.

The Times gazetesinin haberine göre, Zelenskiy’in Batı yapımı uzun menzilli füzeleri kullanma talebi karşılık bulmadı.

Zelenskiy, ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile Beyaz Saray’da bir araya gelerek İngiliz Storm Shadow füzeleri ya da Amerikan ATACMS’lerinin tedariki üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını bizzat talep etti.

Ancak Washington’un tutumunda herhangi bir değişiklik olmadığı bildirildi. Gazete ayrıca, görüşmeden 24 saatten kısa bir süre önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın nükleer doktrininde yakında bir değişiklik olacağını açıkladığını anımsattı.

Zelenskiy ile Oval Ofis’te görüşen Biden, “Sizi her adımda desteklemeye devam edeceğiz,” ifadesini kullandı.

Görüşme öncesinde Biden, yaklaşık 8 milyar dolarlık askeri yardım ve yeni mühimmat dahil olmak üzere ABD’nin Kiev’e desteğini artırma sözü verdi.

Yeni yardım paketi, ABD’nin Kiev’e yaklaşık 110 kilometre menzile sahip Joint Standoff Weapon (JSOW) hassas güdümlü füzelerinin ilk teslimatını da içeriyor.

Gazete, F-16 savaş uçaklarından fırlatılmak üzere tasarlanan bu füzelerin, Ukrayna’nın Rusya Silahlı Kuvvetlerini uzaktan vurmasını kolaylaştıracağını belirtti.

JSOW’lar Ukrayna’nın vuruş kabiliyetini artıracak olsa da ülkenin sınırdan uzaktaki Rus askeri üslerini yok etmesine izin vermeyecek.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Zelenskiy’in ‘Putin’i müzakere masasına oturtmak’ ve barış görüşmeleri öncesinde Ukrayna’nın konumunu güçlendirmek amacıyla uzun menzilli saldırılar düzenlemek için ‘yeşil ışık’ istediğini söyledi. Graham, “Eğer bu hafta bu temel tercihi yapmazsak, Ukrayna için sonucun korkunç olacağını düşünüyorum,” diye konuştu.

Ukrayna lideri ABD ziyaretinde, Kiev’in Rusya’ya toprak vermesini önerdiği için Trump’ın yardımcılarından JD Vance’i ‘çok radikal’ olarak nitelendirerek Cumhuriyetçileri kızdırmıştı. Ayrıca Trump’ın savaşı derhal sona erdirebileceği iddiasını da sorgulamıştı.

Zelenskiy’in Trump ile görüşmeden Kiev’e dönmesi bekleniyordu. Fakat Zelenskiy’in Beyaz Saray’daki görüşmelerinin ardından eski başkan beklenmedik bir şekilde 27 Eylül’de kendisiyle görüşeceğini açıkladı.

Ukrayna, Batılı ülkelerden iki farklı savaş uçağı daha istedi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English