Bizi Takip Edin

ASYA

Çin-Orta Asya Zirvesi: “Pekin ilk kez güvenlik meselesine dahil oldu”

Yayınlanma

Çin-Orta Asya Zirvesi, 18-19 Mayıs tarihlerinde Çin’in Şensi eyaletinin başkenti Şian’da toplandı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in başkanlık ettiği zirveye, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadyr Japarov, Tacikistan Cumhurbaşkanı Emomali Rahmon, Özbekistan Cumhurbaşkanı Shavkat Mirziyoyev ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov katıldı.

Bu buluşma, 31 yıl önce diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana Çin ile beş Orta Asya ülkesinin liderleri arasındaki ilk yüz yüze zirve oldu. Zirvenin dönüşümlü olarak toplanması kararı alındı, buna göre sonraki zirve 2025’te Kazakistan’da olacak. Ayrıca liderler, bu mekanizmanın Çin’de daimi bir sekretaryasının kurulması konusunda da anlaştılar.

“Dış güçlerin renkli devrimler düzenlemesine kararlılıkla karşı çıkacağız”

İlk gün görkemli bir açılış töreni ile başlayan Zirvenin ikinci günkü açılışında konuşan Xi Jinping, “Orta Asya ülkelerinin egemenliği, güvenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü korunmalı, Orta Asya halkının bağımsız olarak seçtiği kalkınma yoluna saygı gösterilmeli, Orta Asya bölgesinin barış, uyum ve huzur için gösterdiği çabalar desteklenmelidir” dedi.

Xi ayrıca, Çin ile Orta Asya arasındaki stratejik güveni artırmak ve güvenlik bağlarını güçlendirmek için ortak çaba çağrısında bulundu, “Dış güçlerin bölge ülkelerinin iç işlerine karışmasına ve ‘renkli devrimler’ düzenlemesine kararlılıkla karşı çıkacağız, üç güce (terörizm, ayrılıkçılık ve dinci aşırılık) sıfır tolerans göstereceğiz ve bölgesel güvenlik ikilemini çözmek için çalışacağız” dedi.

Xi, Çin’in Orta Asya ülkelerinin “bölgesel güvenliği bağımsız bir şekilde sürdürmesi için” kolluk kuvvetlerinin güvenlik ve savunma yeteneklerini güçlendirmesine yardım etmeye istekli olduğunu söyledi ve Çin’in Afganistan’ın “barışçıl bir şekilde yeniden inşasını” destekleyeceğini de sözlerine ekledi.

Ticari ve ekonomik işbirliğini genişletme hedefi

Devlet haber ajansı Xinhua’ya göre Xi, Orta Asya ile ticari ve ekonomik işbirliğini genişletme sözü verdi ve Pekin’in diğer şeylerin yanı sıra bölgedeki bağlantıyı derinleştireceğini ve enerji işbirliğini genişleteceğini söyledi.

Orta Asya, “eşsiz coğrafi avantajı ile Asya ve Avrupa’da önemli bir ara bağlantı merkezi haline gelebilir” diyen Xi, Çin-Orta Asya doğalgaz boru hattının yanı sıra D Hattı doğal gaz boru hattının (Türkmenistan sınırından Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan topraklarından geçecek) inşasını hızlandırmayı ve bölge ile petrol ve gaz ticareti ölçeğini genişletmeyi umduğunu söyledi.

Çin-Avrupa Demiryolu inşasının hızlandırılacağı ve Çinli işletmelerin Orta Asya ülkelerinde denizaşırı depolar inşa etmeye teşvik edileceği kaydedildi.

Çin’le Orta Asya ülkeleri arasında sınır ötesi taşımacılığın ve lojistik ağının geliştirileceği, yüksek teknoloji ve yeşil kalkınma alanında ortak çalışma ve projeler geliştirileceği belirtildi.

“Medeniyetler arası diyaloğu güçlendirmemiz gerekiyor” diyen Xi, Orta Asya ülkelerini “Kültürel İpek Yolu” programına katılmaya davet etti. Xi, Orta Asya’da daha fazla geleneksel tıp merkezi ve kültür merkezleri kuracaklarını, öğrenci değişim programlarını ve üniversiteler arası etkileşimi artıracaklarını kaydetti.

Xi ayrıca, Çin’in Orta Asya ülkelerinin kalkınmasına yardımcı olmak için 26 milyar yuan (3,7 milyar ABD doları) mali destek sağlayacağını duyurdu.

Bu yıl aynı zamanda Xi’nin 2013 yılında Kazakistan’a yaptığı ziyarette önerdiği “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” girişiminin 10. yıl dönümü. Xi’nin Kuşak ve Yol Girişimi’ni başlatmasından bu yana geçen on yılda, Çin ile beş Orta Asya ülkesi arasındaki ticaret hızla arttı. Geçen yıl yüzde 40 artışla 70,2 milyar ABD dolarına ulaştı.

Pekin, Orta Asya’yı ticaret ve enerji güvenliğini genişletmek için kritik bir sınır olarak görüyor. Ayrıca bölge, Uygurların Çin ile Batı arasındaki en tartışmalı konulardan biri olduğu Sincan’da istikrarın sağlanması için de çok önemli görülüyor.

Üç başlık öne çıktı: Ticaret, güvenlik ve kültürel entegrasyon

Çin-Orta Asya Zirvesi’ni, toplantıdan çıkan sonuçları ve gelecek planlarını Astana Uluslararası Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Doçent Dr. Nurbek Isabay ile konuştuk.

“Orta Asya ülkeleri için büyük bir yeni sayfa açıldı” diyen Dr. Isabay, ABD’nin de 2015 yılında Orta Asya ülkeleri ile C5+1 adında böyle bir girişim kurduğunu hatırlattı, ancak Çin’le bu yeni formatın Orta Asya ülkeleri için çok önemli olduğunun altını çizdi.

Dr. Nurbek Isabay, Xi Jinping’in bugünkü konuşmasında 3 önemli noktaya vurgu yaptığı belirtti: Ticaret koridorlarının geliştirilmesi, güvenlik işbirliğinin sağlanması ve kültürel entegrasyon.

“İlk madde Çin için çok önemli. Ukrayna savaşından önce Rusya üzerinden Trans Sibirya Demiryolu kullanılıyordu. Ayrıca Pekin’den Avrupa’ya uzanan Kazakistan’dan geçen Orta Koridor ve Çin’den Hazar Denizi ve Türkiye’ye oradan da Avrupa’ya uzanan Güney Koridoru mevcut. Bunun bir kolu da Özbekistan ve İran üzerinden Türkiye’ye oradan da Avrupa’ya çıkıyor.

Bir de Malakka Boğazı üzerinden işleyen deniz ticareti var, ancak Singapur üzerinden ABD orada hakimiyet kurmaya çalıştığı için Çin, Malakka’ya sıkışmadan ticaret yollarını çeşitlendirmeye önem veriyor. Rusya-Ukrayna savaşından önce işlek olan Trans Sibirya koridoru ise savaş sebebiyle sıkıntılı durumda. Dolayısıyla Çin, Orta Asya üzerinden Güney Koridorunu harekete geçirmeye çalışıyor.”

Zirvede, Çin’den Kırgızistan ve Özbekistan’a demiryolu inşası için anlaşıldığını bildiren Isabay, Kazakistan’la da Kurık limanı ve Hazar denizi üzerinden o altyapıyı geliştirme kararı alındığını söyledi. Ticaret koridorlarının geliştirilmesi konusunda önemli anlaşmalar sağlandığını kaydeden Dr. Isabay’a göre, bunlar Güney Koridorunu canlandırma stratejisinin bir parçası.

2015’te Çin’in Orta Asya ile ticaret hacmini 2030’a kadar 70 milyar dolara ulaştırma hedefi konulduğunu, geçen sene ise hedefe ulaşıldığını belirten Nurbek Isabay, bu verinin, ticaret hacminin nasıl dinamik ilerlediğini gösterdiğini vurguladı.

“Çin, Rusya’nın bıraktığı boşluğu dolduruyor”

“İkinci önemli konu güvenlik ve savunma. Xi Jinping, Orta Asya ülkelerinin egemenliğine bağımsızlığına ve iç işlerine karışılmaması gerektiğine dikkat çekti. Teröre karşı ortak mücadele mesajı verildi. Çin’in Orta Asya ülkelerinde renkli devrimlere karşı çıktığını vurguladı. Bence Xi Jinping burada iki tarafa da mesaj gönderdi. Hem Rusya’ya hem de Batı’ya. Eski Rusya Başbakanı Medvedev, geçen sene aralık ayında Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkeleri üzerinde Rusya adına hak iddia eden bir açıklama yaptı. Putin de 2015’te Kazakistan’da devlet geleneği olmadığını iddia eden bir konuşma yapmıştı. Rus milletvekili Fyodorov da daha önce kuzey Kazakistan’ın Rus toprakları olduğunu iddia eden bir konuşma yapmıştı. Dolayısıyla Xi Jinping’in konuşmasındaki renkli devrimlere imkan vermeme ve toprak bütünlüğünü koruma vurguları hem Rusya’ya mesaj vermektedir hem de ABD’ye ve Batı’ya mesaj vermektedir. Konuşma Kazakistan kamuoyunda böyle yorumlandı.”

Çin’in güvenlik ve savunma için Orta Asya ülkelerine geri ödemesiz 26 milyar yuan (3.7 milyar dolar) tesis edeceğini vurgulayan Doç Dr. Nurbek Isabay, Pekin’in daha önce ticaret dışında güvenlik alanına girmediğini ama Orta Asya konusunda bu alana dahil olduğunu belirterek, bunun bir ilk olduğunu kaydetti. Rusya’nın Ukrayna savaşı ile Orta Asya’da etkisinin zayıfladığını söyleyen Isabay, bu boşlukta Batı tarafından da girişilebilecek renkli devrimlerin önüne geçmek için Çin’in boşluk doldurduğu yorumunu yaptı. Isabay, “Çin, dış politikada geleneksel yöntemleri olan ticari ve kültürel alışverişe ağırlık vermekteydi, ancak ilk defa güvenlik ve savunma konusunda kendi tutumunu çok açık bir şekilde ortaya koydu” ifadesini kullandı.

“Çin kültürel anlamda Orta Asya’ya yabancıydı, bu açık kapatılıyor”

“Üçüncü konu kültürel işbirliği ve entegrasyon konusu. Çin’in en zayıf noktalarından biri Uygur bölgesi biliyorsunuz. Orda Kazaklar da yaşamaktadır. Resmi olarak 1 milyon 300 bine yakın kazak yaşamaktadır. Ayrıca Kırgızlar ve Özbekler de var o bölgede. Şimdiye kadar kültürel olarak Çin, Orta Asya ülkelerine dil, kültür, yaşam tarzı açısından yabancıydı. Ancak son yıllarda, özellikle de son 5 yılda kültür alanında Çin Orta Asya ülkelerine çok önem vermeye başladı. Çin üniversitelerinde burslu programlar açıldı. Bu Zirvede de öğrenci değişim programları anlaşmalarla geliştirildi. Kazakistan’ın en büyük üniversitesiyle Çin’in birkaç üniversitesi arasında anlaşmalar yapıldı.

 Orta Asya’da Konfüçyüs enstitüleri etkili olmaya başladı. Öğrencilere ve araştırmacılara burslar sağlandı. Orta Asya’da 70’e yakın Konfüçyüs enstitüsü mevcut bildiğim kadarıyla. Bu enstitülerin çoğaltılması konusunda da bir anlaşma yapıldı. Kültürel entegrasyonun yoğunlaştırılması için devlet düzeyinde kararlar alındı. Yani Çin kültürel anlamda orta Asya’da yabancıydı, tanınmıyordu. Şimdi bu arayı kapatmak istiyor.”

“Mekanizma, Türkiye ile genişletilebilir”

Doç. Dr. Nurbek Isabay’a göre, bu mekanizma önümüzdeki dönemde başka ülkelerle genişleyebilir. Bu noktada özellikle Türkiye’ye işaret eden Isabay, “Güney Koridoru’nu geliştirmek Türkiye olmadan mümkün değil. Xi Jinping bu formatın daha sona başka ülkelerle de genişleyeceğini söyledi. Dolayısıyla Türkiye burada önemli” dedi. Isabay ayrıca, Azerbaycan, Gürcistan ve İran’ın da bu formata dahil olabileceğini belirtti.

Çin’in Orta Asya’da etkisinin artmasının Rusya açısından tartışıldığını kaydeden Isabay, Rus dumasından bu Zirveye olumlu baktıklarına dair resmi açıklamalar geldiğini belirtti. Isabay, “Rusya rahatsız olsa bile Batı ile olumsuz ilişkileri sebebiyle resmi anlamda açıkça bu rahatsızlığını dile getirmeyecektir” dedi

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji işbirliğini geliştirme konusunda anlaştı

Yayınlanma

İki Güneydoğu Asya ülkesinin liderleri perşembe günü Malezya’da bir araya gelirken, Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji ve diğer alanlarda ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Malezya’ya üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. Bu, ağustos ayında göreve gelmesinden bu yana Malezya’ya yaptığı ilk ziyaret.

Ortak basın toplantısında konuşan Malezya Başbakanı Anwar İbrahim, To Lam’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin “kapsamlı stratejik ortaklık” düzeyine yükseltilmesi yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, “Vietnam, ülkelerindeki 700 projeyle 13 milyar doları aşan iş girişimlerimize büyük destek veriyor” dedi.

Daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak Malezya’nın devlet petrol grubu Petronas ve Vietnamlı mevkidaşı PetroVietnam, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilir enerji alanında çözümler geliştirme konularında işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı teati etti.

Anwar, Malezya’nın Vietnam ile savunma, denizcilik ve dijital teknoloji dahil olmak üzere çeşitli diğer alanlarda işbirliğini kolaylaştıracağını da sözlerine ekledi.

To Lam ise Vietnam’ın helal endüstrinin geliştirilmesi, karşılıklı iş yatırımları, yeşil ekonomi inovasyonu, eğitim, spor ve turizm gibi alanlarda işbirliğini genişletme niyetini vurguladı.

“Özellikle ASEAN, BM, Bağlantısızlar Hareketi ve APEC gibi çok taraflı forumlarda barış, güvenlik ve istikrar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda yakın bir şekilde çalışacağız. Mekong alt bölgesi de dâhil olmak üzere bölgesel entegrasyon alanındaki işbirliğini de güçlendireceğiz” dedi.

Genel sekreter ayrıca Vietnam’ın Güney Çin Denizi’nde “barış, güvenlik, istikrar, emniyet ve seyrüsefer ve uçuş özgürlüğünü” koruma taahhüdünü vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk doğrultusunda, tehdit veya güç kullanımı olmaksızın anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü teşvik ediyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın olası gümrük vergileri Güneydoğu Asya’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Güneydoğu Asya, Donald Trump’ın evrensel gümrük vergileri tehdidine ve Çin ile yeni bir ticaret savaşına karşı endişeli görünüyor. Bölgenin en büyük altı ekonomisinden beşi ABD ile ticaret fazlası veriyor.

Ancak uzmanlara göre, durum o kadar da kötü olmayabilir. Jeopolitik olarak tarafsız durmaya çalışan bölge, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde 2017-2020 yılları arasında hem Çin hem de ABD ile brüt ticaretinde artış gördü. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve ABD’den şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için Güneydoğu Asya’daki üretim üslerini çoğaltmasıyla Vietnam, Endonezya, Malezya ve Tayland büyük kazanç elde etti.

Uzmanlara göre, ihracat ve ekonomik büyüme kısa vadede darbe alacaktır ancak bölge ticaret sapması ve ikamesinden kazançlı çıkabilir.

Trump’ın gümrük vergisi tehdidi nedir?

Trump’ın ticaret politikasının amacı, imalat işlerini ABD’ye geri döndürmek ve tedarik zincirlerini Çin’den ayırmak. Trump ve danışmanları Çin’in ticari avantajının kur “manipülasyonu, fikri mülkiyet hırsızlığı ve zorla teknoloji transferinden” kaynaklandığını iddia ediyor.

İlk döneminde Trump, Çin’den ithal edilen 250 milyar dolar değerindeki elektronik, makine ve tüketim mallarına %25’e varan gümrük vergileri uygulamak için yürütme yetkilerini kullandı. Pekin de ABD’nin tarım, otomotiv ve teknoloji ihracatına karşı benzer önlemlerle misilleme yaptı.

Şimdi Trump, ABD’ye giren tüm Çin mallarına %60 vergi ve diğer her yerden yapılan ithalata %20’ye varan gümrük vergisi uygulanmasını önerdi.

Güneydoğu Asya için ne kadar kötü olabilir?

Oxford Economics’e göre Kamboçya’nın ihracatının yaklaşık %40’ı Amerika’ya gidiyor ve toplam ihracata oranla ASEAN’daki en büyük ihracatçı konumunda; onu %27,4 ile Vietnam ve %17 ile Tayland takip ediyor. Tayland Ticaret Odası Üniversitesi Başkanı Thanavath Phonvichai, Trump’ın vaatlerini yerine getirmesi halinde Tayland ekonomisinin 160,5 milyar baht (4,6 milyar dolar) darbe alabileceğini söyledi.

Vietnam, ABD ile dünyanın en büyük dördüncü ticaret fazlasına sahip. Çinli, Tayvanlı ve Güney Koreli firmaların Trump dönemi gümrük vergilerini aşmak için Vietnam’ı kullanmasıyla bu dengesizlik hızla büyüdü. Vietnam’ın talihi, özellikle de ABD’nin Vietnam’ı daha yüksek gümrük vergileri gerektiren “piyasa dışı ekonomi” olarak sınıflandırmaya devam etmesi halinde, aynı hızla dönebilir.

Trump’ın gümrük vergileriyle ilgili belirsizlik, firmaların Güneydoğu Asya’daki yatırım planlarını duraklatmalarına ya da durdurmalarına neden olabilir. Şehir devletinin Ekonomik Kalkınma Kurulu’na göre, ABD şirketleri geçen yıl Singapur’daki 9,5 milyar dolarlık sabit varlık yatırımının yaklaşık yarısını oluşturdu. Başbakan Lawrence Wong, Trump’a gönderdiği tebrik mektubunda ABD’nin Singapur ile “istikrarlı bir ticaret fazlası” verdiğini hatırlatmakta gecikmedi.

Çin ekonomisine vurulacak herhangi bir darbe, Çin tüketimine, ihracat talebine ve turizmine bağımlı olan ASEAN ülkelerine de yansıyacaktır. Çin mallarına yönelik iştahın azalması, Çinli üreticilere girdi sağlayan Güneydoğu Asyalı tedarikçileri de etkileyecektir. Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olan Endonezya, Çin’e olan %24,2 oranındaki ihracatı ve ağırlıklı olarak emtia ihracatı nedeniyle bu durumdan en fazla zarar görecek ülke olacaktır.

Mallarını ABD’ye gönderemeyen Çinli ihracatçılar, hükümetlerin metal, tekstil ve tüketim mallarındaki dampingden zarar gören yerel üreticilerin şikayetleriyle karşılaştığı Güneydoğu Asya’ya yönlendirebilir.

Güneydoğu Asya’nın avantajı nedir?

Güneydoğu Asya’nın mevcut üretim patlaması ticaret savaşı nedeniyle başladı. Analistler zaman içinde ticari ikame ve sapmanın büyümeye vurulan darbeden daha ağır basacağını düşünüyor.

Macquarie Capital ASEAN araştırma müdürü Jayden Vantarakis, “Çin’e yönelik daha büyük bir baskının, Çinli işletmelerin Asya’da daha fazla ticaret ve yatırım yapmasıyla tedarik zincirinde daha fazla sapmaya yol açabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Bazı Güneydoğu Asya hükümetlerinin agresif bir şekilde başvurduğu elektrikli araç fabrikaları ekonomik bir tampon sağlayabilir. “ABD dışında da elektrikli araç talebi artıyor, bu nedenle Endonezya’ya net bir fayda sağlayabileceğini düşünüyorum. Özellikle benzin fiyatları giderek pahalılaştığı için karbon nötr olmaya çalışan daha küçük ülkeler arzı devralmaya çalışacak ve daha fazla elektrikli otomobil satın alacaklar,” diyor Singapur Ulusal Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörü Sumit Agarwal.

Trump’ın vaat ettiği gümrük vergileri, Tayland’ın bu yıl haddelenmiş çelikte yaptığı gibi, ASEAN hükümetlerine Çin mallarına antidamping tarifeleri uygulama konusunda itici güç sağlayabilir. Daha sıkı ABD menşe kuralları da hükümetlere daha fazla yüksek değerli parça üretimi ve montajının yerel olarak yapılmasını sağlama fırsatı verebilir.

Güneydoğu Asya para birimleri ve piyasaları nasıl etkilenecek?

Trump’ın gümrük vergileri Güneydoğu Asya merkez bankaları üzerindeki para politikasını daha da gevşetme baskısını hafifletebilir.

İngiltere merkezli Pantheon Macroeconomics’in gelişmekte olan Asya baş ekonomisti Miguel Chanco, “Esasen Trump’ın zaferi, planladığı gümrük tarifeleri nedeniyle dünya için enflasyonisttir, bu nedenle küresel parasal normalleşme veya gevşeme döngüsü muhtemelen Filipinler de dahil olmak üzere daha önce düşünüldüğü kadar keskin olmayacaktır” dedi.

Nikkei Asia’ya konuşan Chanco, Güneydoğu Asya para birimlerinin daha önce beklendiği gibi güçlenmeyeceğini, bunun kısmen piyasaların ABD Merkez Bankası’nın gevşeme hızını yeniden fiyatlandırmasından ve dolayısıyla doların güçlenmeye devam etmesinden kaynaklandığını söyledi.

Altı büyük Güneydoğu Asya ekonomisi arasında Tayland bahtı ve Malezya ringgiti, Trump’ın zaferinden bu yana en kötü performans gösteren para birimleri oldu ve çarşamba gününe kadar ABD doları karşısında sırasıyla %3,2 ve %2,9 değer kaybetti.

Taylandlı menkul kıymetler şirketi InnovestX, güçlü dolar ve zayıf bahttan faydalanacak hisse senetleri önerdi. Bunlar arasında CP Foods ve Delta Electronics gibi önemli ihracat gelirleri olan ya da Tayland Havalimanları, emlak geliştiricileri ve otelciler gibi turizmle ilgili şirketler yer alıyor.

Hükümetler, diğer ülke ve bölgelerle ilişkilerini derinleştirerek ve tarafsızlıklarını vurgulayarak ABD ya da Çin’e olan aşırı bağımlılıklarını azaltmak için şimdiden adımlar atıyor.

Özellikle Güneydoğu Asya ekonomilerinin de ASEAN içi ticareti güçlendirerek direnç oluşturmaya odaklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English