Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin Trump’ın gümrük vergilerine DTÖ’de meydan okuyor

Yayınlanma

Çin çarşamba günü, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’den ithal edilen ürünlere getirdiği %10’luk yeni gümrük vergisi getirmesine ve düşük değerli paketlere yönelik gümrüksüz muafiyet uygulamasını iptal etmesine karşı Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyette bulunarak bu uygulamaların “korumacı” olduğunu ve DTÖ kurallarını ihlal ettiğini savundu.

Pekin’in ABD ticaret istişareleri talebi, Trump’ın Shein, Temu ve Amazon gibi e-ticaret firmaları tarafından yaygın olarak kullanılan ve değeri 800 doların altında olan paket ithalatlarına yönelik “de minimis” muafiyetini kapatması üzerine nakliyeciler ve perakendeciler arasında kafa karışıklığının hüküm sürdüğü bir dönemde geldi.

Bir Gümrük ve Sınır Koruma yetkilisi, Çin ve Hong Kong’dan gelen tüm küçük paketlerin varıştan önce gümrük girişlerinin yapılması gerektiğini ve bazı kargoların bu evraklar olmadan geri gönderilme potansiyeli olduğunu söyledi.

Analistler: ABD’nin gümrük vergisi muafiyetini kaldırması Çin’in e-ticaretini ‘öldürmez’ ancak Amerikalı tüketicilere zarar verir

DTÖ, Çin’in ABD ile gümrük tarifeleri konusunda istişare talebinde bulunduğunu açıkladı. Çin, Trump’ın ABD’ye fentanil opioid ve öncü kimyasallarının akışını durdurmayı amaçlayan yeni vergilerinin “Çin’le ilgili asılsız ve yanlış iddialar temelinde uygulandığını” savunuyor.

Söz konusu vergilerin ayrımcı olduğu, sadece Çin menşeli mallara uygulandığı ve ABD’nin DTÖ yükümlülükleriyle tutarsız olduğu belirtildi.

İstişare talebi, Trump’ın vergilerinin ticaret kurallarını ihlal ettiğine dair bir karara yol açabilecek bir anlaşmazlık sürecinin başlangıcı. 2020 DTÖ kararı, Trump’ın ilk dönem Çin tarifelerinin ticaret düzenlemelerini ihlal ettiğini tespit etmişti.

Ancak böyle bir zaferin Pekin’i rahatlatması pek olası değil çünkü DTÖ’nün Temyiz Organı yıllardır büyük ölçüde çalışamaz durumda. ABD, organın yargıyı aştığını düşündüğü için temyiz yargıçlarının atanmasını engelledi. Bu durum 2020 davasında nihai bir karar alınmasını engelledi.

ABD Posta Hizmetleri Çin ve Hong Kong’dan gelen paketleri askıya aldı

PAKET KAOSU

ABD Posta Servisi çarşamba günü yaptığı açıklamada, Çin ve Hong Kong’dan gelen paketleri tekrar kabul edeceğini belirterek, her gün milyonlarca paket ithalatını sekteye uğratma tehdidi oluşturan geçici bir askıya alma kararını tersine çevirdi.

Sınır ötesi e-ticaret veri sağlayıcısı Hurricane Commerce’in kurucu ortağı Martin Palmer, “Şu anda hepimiz başsız tavuklar gibi etrafta koşturuyor, ne olacağını tahmin etmeye çalışıyoruz,” dedi. “İki hafta içinde normale dönmüş olabiliriz” diye ekledi.

Trump yönetimi, fentanil ve öncü kimyasallarının ABD’ye kontrol edilmeden girmesine izin verdiği için de minimis muafiyetini suçladı.

USPS yaptığı açıklamada, teslimatlardaki aksamaları en aza indirmek için yeni Çin tarifelerine yönelik etkin bir tahsilat mekanizması uygulamak üzere ABD Gümrük ve Sınır Koruma ajansıyla birlikte çalıştığını söyledi.

Trump gümrük vergisi savaşının ortasında Xi ile görüşmek için acele etmiyor

TRUMP-Xİ GÖRÜŞMESİ YOK

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişinin Reuters’a verdiği bilgiye göre, Trump ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında ABD’nin yeni gümrük vergileri ve Pekin’in misilleme önlemlerini görüşmek üzere henüz bir telefon görüşmesi planlanmadı.

Trump salı günü yaptığı açıklamada Xi ile konuşmak için acele etmediğini zira gümrük vergisinin Doğu Saati ile gece yarısından hemen sonra yürürlüğe girdiğini söyledi.

Çin, ABD’nin kömür, sıvılaştırılmış doğal gaz, ham petrol ve tarım ekipmanları ithalatını hedef alan gümrük vergileriyle karşılık verdi ve Alphabet’in Google’ına tekelcilik karşıtı bir soruşturma açtı.

Yeni ticaret savaşının başlaması perakende ve nakliye sektörlerini hazırlıksız yakaladı.

New York merkezli Supply Chain Compliance danışmanlık şirketinin kurucu ortağı Maureen Cori, “Buna hazırlanılması için gerçekten sıfır zaman vardı,” dedi ve ekledi: “Gerçekten ihtiyacımız olan şey, hükümetin bu durumu uyarı ya da bildirim olmaksızın nasıl ele alacağına dair bir yönlendirme yapması.”

TARİFE BELİRSİZLİĞİ

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent çarşamba günü göreve geldiğinden bu yana medyaya verdiği ilk mülakatta Trump’ın gümrük vergisi stratejisini savunarak bunun, büyük ölçüde ABD kıyılarını terk eden sektörler de dahil olmak üzere üretimi ABD’ye geri getirmeyi amaçladığını söyledi.

Çarşamba günü ABD Merkez Bankası yetkilileri, gümrük tarifeleri ve Trump yönetiminin ilk günlerinden kaynaklanan diğer konularla ilgili büyük politika belirsizliğini, önümüzdeki aylarda ABD para politikasını nereye götüreceklerini belirlemede en önemli zorluklar arasında gösterdi.

Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, gümrük tarifelerinin potansiyel enflasyonist etkisini göz ardı etmenin hata olacağı uyarısında bulunurken Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, gümrük tarifelerinden kaynaklanan maliyet artışlarının nerede absorbe edileceğini ya da tüketicilere nasıl yansıtılacağını bilmenin bu erken aşamada mümkün olmadığını söyledi.

DİPLOMASİ

BAE’de Rusça konuşan personeli olan otel sayısı Türkiye’yi geçti

Yayınlanma

Birleşik Arap Emirlikleri, Rusça konuşan personeli olan otel sayısında Türkiye’yi geride bırakarak Rus turistler için başat destinasyonlardan biri hâline geldi. Dubai’de Rusça kullanımı yaygınlaşırken, Rus turistlerin harcamaları ve emlak yatırımları da kayda değer ölçüde arttı. Dubai, Ruslar için hem turizm hem de iş kurma açısından cazip bir merkez olarak öne çıkıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusça konuşan personeli olan otel sayısında Türkiye’yi geride bıraktı.

101hotels platformunun verilerine göre, Türkiye’de bu tür otellerin sayısı 299 iken, BAE’de bu sayı 377’ye ulaştı.

Oteller, Arapça ve İngilizcenin yanı sıra Rusça tabelalar da kullanmaya başladı. Rusça, devlet portallarında ve kamusal alanlarda da yer almaya başladı.

2023’te Dubai’de Visit Dubai portalının Rusça versiyonu resmen başlatıldı, metroda ve mağazalarda Rusça duyurular ve reklamlar yer aldı, havalimanlarında yönlendirme tabelaları çevrildi.

Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki bir plajda bulunan popüler bir seyahat blog yazarı, “Merak ediyorum, yan otelde Rusya’dan gelmeyen tek bir turist var mı? Bizim otelde kesinlikle yok,” diye yazdı.

Kendi otelinin yakınında tek bir yabancı görmediğini ve başka bir dilde tek bir kelime duymadığını belirtti.

Dubai, pandemiden sonra Rusya’dan gelen turist akışını sadece yeniden sağlamakla kalmadı, aynı zamanda pandemi öncesi seviyeyi ikiye katladı.

2019’da BAE, Ruslar arasında en popüler ilk 10 destinasyon arasında bile yer almazken, geçen sene pandemi öncesi seviyeye hâlâ dönemeyen Türkiye’nin ardından ikinci sıraya yükseldi. BAE, Çin’i geride bıraktı ve geçen yıl Rusların toplam seyahat sayısı 2 milyonu aştı.

Dubai aynı zamanda Rusya vatandaşlarının göç ettiği bir merkez hâline geldi. Resmi verilere göre Dubai’de yaklaşık 60 bin Rusya vatandaşı yaşıyor, ancak gayri resmi tahminlere göre bu sayı 500 bine kadar çıkabiliyor.

Öte yandan BAE merkezli Elite Merit Real Estates’in analizleri, Rusların Dubai’deki lüks emlak piyasasında lider konuma yükseldiğini gösteriyor. Yatırımları 2024’te yüzde 20 arttı ve tahminler bu yükselişin devam edeceğini gösteriyor.

Bu rakamlar, ülkedeki hizmet sektörünü doğrudan etkiliyor. Dubai Ekonomi ve Turizm Dairesinin raporuna göre, Rus turistler Dubai’deki harcamalarda ilk üçte yer alıyor ve sadece Hindistan ve Çin’den gelen turistlerin gerisinde kalıyor.

Bununla birlikte, Rusların restoran ve mağazalardaki ortalama harcaması Avrupalılardan yüzde 30 ila 40 daha yüksek. Dubai’de Rusların sahip olduğu yaklaşık 30 restoran bulunuyor ve bunların 20’si son 1,5 yılda açıldı.

Restoran işletmecileri iyimser. RestCon şirketinin direktörü Yelena Perepelitsa, “Rus şirketleri için yaptırımlarla ilgili bir sorun yok ve Rus restoranlarına olan talep önemli ölçüde arttı. Birçok kişi sadece BAE’de düzenli olarak tatil yapmakla kalmadı, aynı zamanda işlerini de buraya taşıdı,” diye konuştu.

Ruslar, kendi dillerinde diğer hizmetlere de erişebiliyor. Dubai’deki sağlık sektörü, Rusya’dan gelen doktor akını yaşıyor.

Son iki yılda şehirde eski SSCB ülkelerinden yatırımcılar tarafından kurulan 30 yeni klinik açıldı.

Sadece geçen sene Dubai’deki sağlık camiasına Rusça konuşan 150 uzman katıldı. Rusça konuşan sağlık çalışanları arasında relokasyon hizmetlerine olan talep giderek artıyor. Volna şirketi, 2024’te 9 bin başvuru aldı.

ABD, Rusya vatandaşları için ülkeye giriş kurallarını sıkılaştırmayı planlıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Almanya, HTŞ yönetimi ile sığınmacıların dönüşü için gizli görüşmeler yapıyor

Yayınlanma

Almanya’nın Suriyeli sığınmacıların geniş çaplı geri dönüşü için seçenekleri araştırdığı ve Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed eş-Şara) ile görüşmelere başladığı bildiriliyor.

Alman gazetesi BILD’in edindiği bilgilere göre Berlin şartları müzakere etmek üzere Şam’a diplomatik bir ziyaret gerçekleştirmeyi düşünüyor.

İçişleri Bakanlığından bir sözcü Alman gazetesine yaptığı açıklamada Şam’daki geçici hükümetle özellikle Almanya’da yaşayan Suriyelilerin geri dönüşü konusunda görüşmelerin devam ettiğini doğruladı fakat bakanlık “belirli seyahat planları” hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

Olası bir anlaşma Almanya’da yaşayan yaklaşık 974.000 Suriyelinin ülkelerine dönmesini sağlayabilir. Hükümet rakamlarına göre bu kişilerin yaklaşık 512.000’i yılda yaklaşık dört milyar avro tutarında devlet yardımı alıyor ki bu da yardım alan kişi başına ayda ortalama 664 avro anlamına geliyor.

Aralık ayından bu yana İçişleri Bakanlığı, Federal Göçmen Bürosu ile işbirliği içinde, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için “pragmatik yolları” inceliyor. Önerilerden biri, Suriyelilerin Almanya’daki koruma statülerini hemen kaybetmeden kendi ülkelerindeki koşulları değerlendirmek üzere geri dönmelerine izin verilmesini içeriyor. Suriye’ye tek seferlik bir “keşif gezisinin” düşünüldüğü bildiriliyor.

Habere göre, göçten sorumlu İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Bernd Krösser’e yakın yetkililer, “Sünni İslam”a bağlı Suriyelilerin sonunda koruma statülerinin iptal edilebileceğini iddia ediyor.

Yetkililer, “Sünni” olarak tanımladıkları Suriye yönetimi altında bu kişilerin zulüm tehdidiyle karşı karşıya olmadığını savunuyor.

Suriye’nin sahil bölgesinde Alevilere yönelik katliamların ardından Almanya “kınama” açıklaması yapmıştı. Berlin, bugün düzenlenen Suriye bağışçılar konferansında Suriye’ye 300 milyar avro ek yardım yapacağını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İngiltere, Ukrayna’ya binlerce asker göndermeye hazırlanıyor

Yayınlanma

The Times‘ın haberine göre, İngiltere, olası bir ateşkesi denetlemek üzere Ukrayna’ya binlerce askerini süresiz olarak göndermeyi planlıyor. İngiltere, Fransa, Türkiye, Kanada ve Avustralya’nın da aralarında bulunduğu ülkelerle birlikte Ukrayna’ya asker gönderme konusunda anlaştı.

The Times gazetesinin hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberine göre İngiltere, Moskova ile Kiev arasında olası bir ateşkesi denetlemek üzere binlerce askerini Ukrayna’ya süresiz olarak göndermeye hazırlanıyor.

Hükümetten ismi belirtilmeyen üst düzey bir yetkili, “Bu, yıllar sürecek uzun vadeli bir taahhüt. Barış anlaşmasını sürdürmek ve Rusya’yı caydırmak için ne kadar gerekirse o kadar,” ifadelerini kullandı.

Gazetenin paylaştığı verilere göre, İngiltere, Fransa, Türkiye, Kanada ve Avustralya ile birlikte Ukrayna’ya asker gönderme konusunda anlaştı.

30’dan fazla ülke de misyonu silah ve lojistik destekle desteklemeyi kabul etti. Toplamda, Ukrayna’ya yardım etmek isteyen “gönüllüler koalisyonu” 30 bin kadar barış gücü gönderebilir.

Ancak bu birlik, yalnızca Moskova ile Kiev arasında bir barış anlaşması imzalandığında Ukrayna’ya gidecek.

‘Çatışmanın doğrudan tarafı olurlar’

Öte yandan Moskova, NATO ülkelerinin Ukrayna’ya asker konuşlandırmasına kesin bir şekilde karşı çıkıyor. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko, bu tür girişimlerin tamamen yersiz ve anlamsız olduğunu belirterek, “Eğer bu birlikler orada bulunursa, bu durum onları çatışmanın doğrudan tarafı yapar ve tüm sonuçlarıyla birlikte çatışma bölgesinde yer aldıkları anlamına gelir,” dedi.

Gruşko, yalnızca barış anlaşmasının uygulanmasını izleyecek silahsız gözlemcilerin söz konusu olabileceğini belirtti.

Diğer yandan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, savaşın sona ermesinin ardından Ukrayna’da Avrupa barış gücünün konuşlandırılmasının Rusya’nın onayını gerektirmeyeceğini söyledi.

Macron, “Ukrayna egemen bir devlettir ve eğer müttefik askerlerin kendi topraklarında bulunmasını talep ederse, buna katılıp katılmamaya Rusya karar veremez,” ifadesini kullandı.

Aynı zamanda Macron, barış gücünün konuşlandırılmasının müzakerelerin bir maddesi olacağını belirterek, “Ukraynalıların hiçbir şekilde toprak tavizi vermemesi ve hiçbir güvenlik garantisi olmaması açık,” diye ekledi.

İngiltere ve Fransa tarafından hazırlanan plana göre, barış güçleri Kiev, Odessa ve Lviv’e gönderilebilir.

Bu güçler, Ukrayna ordusuna ikmal ve eğitim sağlamakla görevli “destek güçleri” olarak orada bulunacaklar.

Daha önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, olası bir barış anlaşmasının uygulanmasını etkili bir şekilde denetlemek için ülkeye 100 bin barış gücü askeri yerleştirilmesi çağrısında bulunmuştu.

ABD, Avrupa barış gücünün konuşlandırılmasını destekledi, ancak kendi askerlerini göndermeyi reddetti.

Bloomberg: Erdoğan, Ukrayna’ya barış gücü göndermeyi planlıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English