Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çin ve ABD dışişleri yetkilileri Cakarta’da buluştu

Yayınlanma

Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Direktörü Wang Yi, bugün (perşembe) ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi.

Görüşme, Wang’ın sağlık sorunları olduğu bildirilen Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın yerine Çin’i temsil ettiği Endonezya’nın başkenti Cakarta’da düzenlenen yıllık ASEAN Dışişleri Bakanları toplantısının oturum aralarında gerçekleşti.

ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, toplantı, çok çeşitli konularda “ABD çıkarlarını netleştirmek ve yanlış algılama ve yanlış hesaplama riskini azaltarak rekabeti sorumlu bir şekilde yönetmek için açık iletişim kanallarını sürdürme çabalarının bir parçası” olarak nitelendirildi.

Blinken ve Wang’ın, farklılıklar ve potansiyel işbirliği alanları da dahil olmak üzere bir dizi ikili, bölgesel ve küresel sorun hakkında “samimi ve yapıcı” tartışmalar yaptığı kaydedilen açıklamada, Blinken’ın, “Tayvan Boğazı boyunca barış ve istikrarı korumanın önemini” vurguladığı ifade edildi.

ABD’nin, müttefikleri ve ortaklarıyla birlikte “özgür, açık ve kurallara dayalı bir uluslararası düzen” vizyonunu ilerleteceğinin açıkça belirtildiği vurgulanırken, iki tarafın, önümüzdeki haftalarda ve aylarda açık iletişim kanallarını sürdürme konusunda anlaştığı kaydedildi.

Askeri iletişim kanalları vurgusu 

Görüşme, ikilinin, Blinken’ın iki günlük ziyareti sırasında Pekin’de buluşmasından sadece haftalar sonra geldi. Ayrıca, Çin’in ABD’deki yeni büyükelçisi Xie Feng de, ABD’nin Asya’dan sorumlu üst düzey savunma yetkilisiyle görüşmelerde bulundu ve bu görüşme sırasında Amerikan tarafı askeri iletişim hatlarını açık tutmanın önemini vurguladı.

Washington’daki Çin büyükelçiliği, Xie’nin ABD Hint-Pasifik güvenlik işlerinden sorumlu savunma bakanı yardımcısı Ely Ratner tarafından bir toplantıya davet edildiğini söyledi.

Büyükelçilikten yapılan açıklamada Xie’nin, ABD tarafını “engelleri kaldırmaya ve farklılıkları somut adımlarla yönetmeye” çağırdığı kaydedildi.

Pekin, ABD’nin Tayvan çevresinde artan faaliyetleri üzerine Washington ile askeri iletişimi sınırlamıştı.

Pekin, geçen ayın başlarında Singapur’da düzenlenen savunma forumu Shangri-La Diyaloğu sırasında ABD’nin savunma şefleri Lloyd Austin ve Li Shangfu arasında bir görüşme talebini reddetmişti. Bu arada Li Shangfu Rusya’ya silah ihracatı iddiasıyla ABD’nin yaptırım listesinde. Washington, Pekin’in itirazlarına rağmen Çin Savunma Bakanına yaptırımı kaldırmadı.

Blinken’ın bu olaydan birkaç hafta sonra Pekin’e yaptığı gezi diplomatik ve ticari iletişim kanallarını açsa da, askeri alanda herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.

Bu ziyarette Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Blinken’a dünyanın “istikrarlı bir ABD-Çin ilişkisine” ihtiyacı olduğunu ve iki ülkenin “gergin ilişkileri sorumlu bir şekilde ele alması” gerektiğini söylemişti.

İkili ilişkilerde olumlu bir işaret

Singapur Ulusal Üniversitesi (NUS) Lee Kuan Yew Kamu Politikası Okulu’nda doçent olan Alfred Wu, South China Morning Post’a verdiği demeçte, Wang-Blinken toplantısının ABD-Çin ilişkileri için olumlu bir işaret olduğunu söyledi.

Pekin’deki Renmin Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Wang Yiwei de, görüşmelerin iki dünya gücünün “çatışmadan, farklılıkları daha iyi yönetmek ve korkulukları kaldırmak için iletişimi yeniden canlandırma aşamasına geçtiğini” kanıtladığını söyledi.

Blinken’ın ‘balon krizi’nin ardından Pekin’e planlı gezisini ertelemesi sonrası ikili ilişkiler daha da gerilse de, son haftalarda iki ülke arasındaki etkileşim arttı.

Geçen hafta Pekin’i ziyaret eden ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Çin’in yeni ekonomi ekibiyle “doğrudan, somut ve verimli” görüşmelerde bulunduğunu söylemişti. Ayrıca, gezisinin ABD-Çin ilişkilerini “daha güvenli bir temele” oturtmasına yardımcı olduğunu vurgulamıştı.

Yeni ziyaretçi John Kerry

ABD İklim Elçisi John Kerry, Çin’i ziyaret edecek bir sonraki üst düzey ABD yetkilisi olmaya hazırlanıyor. Pazar günü başlaması beklenen dört günlük gezi, Pekin’in dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin Tayvan ziyaretine verdiği tepkinin bir parçası olarak iklim işbirliğini askıya almasından neredeyse bir yıl sonra geliyor.

Çinli uzmanlar, Cakarta’daki üst düzey toplantının kısmen, Xi ile ABD Başkanı Joe Biden arasında bu yıl diplomatik forumlarda olası bir görüşmenin önünü açmayı amaçladığını söyledi.

Xi ve Biden daha önce Kasım ayında Bali’de düzenlenen G20 zirvesinin oturum aralarında bir araya gelmişti.

Renmin Üniversitesi’nden Wang Yiwei ise, Xi’nin Biden yönetimi altında Washington’a resmi bir ziyarette bulunmasının da son derece önemli olacağını belirtti.

Wang, 2024 ABD başkanlık seçimleri hızla yaklaşırken, Biden’ın Amerikan ekonomisini canlandırması gerektiğini ve bunun bir yolunun Çin’in ABD Hazine bonolarını boşaltmasını durdurmak olduğunu da sözlerine ekledi.

Washington ile bağları kötüleşirken ABD dolarının uluslararası işlemlerdeki hakimiyetine karşı giderek daha fazla temkinli davranan Pekin, elindeki tahvilleri kesmeye devam etti.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English