Bizi Takip Edin

Amerika

Çinli öğrencileri engelleme kararı ABD Dışişleri için sürpriz oldu

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanlığı içindeki ve dışındaki kişiler, Çinli öğrencilerin vizelerini iptal etmeye yönelik yeni planın nasıl işleyeceğini ve bunun ABD’de okuyan Çin vatandaşlarına yönelik genel bir yasak haline gelip gelmeyeceğini anlamış değil.

POLITICO’da yer alan habere göre Beyaz Saray vizeleri derhal iptal etmeye başlayabilirken, konsolosluk konularına aşina olan ve kamuoyuna açıklama yapma yetkisi olmadığı için ismini vermek istemeyen bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, büyükelçiliklerin planın nasıl uygulanacağına dair resmi talimat almadığını söyledi.

Plan, Çin ve Hong Kong’dan gelecek başvuru sahiplerine yönelik denetimin artırılması için vize kriterlerinin revize edilmesini de içeriyor.

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Dışişleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı’nın Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile bağlantısı olan veya “kritik alanlarda” okuyan Çinli öğrencilerin vizelerini “agresif bir şekilde iptal edeceğini” duyurdu.

Öte yandan bunu uygulamaya koymak kolay değil ve bunun nasıl yapılacağı, Trump yönetiminin nihai hedefleri hakkında çok şey söyleyecek.

Tüm Çinli öğrenci vizelerini gözden geçirmek, Dışişleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı için zorlu bir görev olabilir. Hükümet verilerine göre, 2023-2024 öğretim yılında ABD’de yaklaşık 277.000 Çinli öğrenci bulunuyordu.

Hedef Çinli aileleri korkutmak mı?

Yönergelerin nasıl uygulanacağına dair tartışmalara katılan bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Bu çılgınlık. Bu bizim için büyük bir baş ağrısı olacak,” dedi.

Yönetim, belgesiz göçmenleri kendi istekleriyle ülkeden ayrılmaya teşvik ettiği gibi, bu tehdidin tek başına öğrencileri ABD’deki eğitim kurumlarına gitmeyi yeniden düşünmeye sevk edeceğini umuyor olabilir.

Trump’ın ilk yönetimi sırasında konsolosluk işlerinden sorumlu Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Carl Risch, “Bunu açıklamak için tek neden, bu durumdan potansiyel olarak etkilenecek Çinli ailelerin bunu bilmesini istemenizdir. Onları korkutmak istiyorsunuz,” dedi.

Risch, yönetimin bu politikanın kime uygulanacağını henüz bilmediğini, ama yönergeler belirlendiğinde bile, Dışişleri Bakanlığı genellikle yeni güvenlik soruşturması standartlarını kamuoyuna duyurmadığı için halkın bunu bilmeyeceğini söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, vize incelemesi hakkında, kaç Çinli öğrencinin etkileneceği, incelemenin zamanlaması veya ÇKP ile bağların nasıl değerlendirileceğine ilişkin ayrıntıları vermeyi reddetti.

Perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Vizelerle ilgili yöntemlerimiz hakkında ayrıntılı bilgi vermiyoruz. Bu konunun nereye varacağı konusunda spekülasyon yapmayacağız,” diye ekledi.

Öğrenci vizesini kaybetmek, bir öğrencinin üniversitede eğitimine devam etmesini engellemez, fakat ABD’den etkili bir şekilde çıkmasını imkansız hale getirebilir.

Sınır dışı için ilk adım

Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza İdaresi (ICE), Öğrenci ve Değişim Ziyaretçileri Bilgi Sistemindeki (SEVIS) bir öğrencinin kaydını sonlandırırsa, üniversiteler bu öğrencilerin eğitimine devam etmesini engellemek zorunda kalabilir ve bu da sınır dışı edilme sürecine doğru bir adım olabilir.

ICE’nin öğrencilerin SEVIS kayıtlarını hızlı bir şekilde sonlandırma yetkisi, yoğun bir dava konusu olup, geçen hafta Kaliforniya’daki bir federal yargıç, SEVIS kayıtları sonlandırılanlara “olumsuz yasal etki” uygulamasını engelleyen ülke çapında bir ihtiyati tedbir kararı verdi.

Obama yönetimi altında ICE’nin eski başkanı John Sandweg, Rubio’nun Çarşamba günkü açıklamasında DHS ve Dışişleri Bakanlığının vize incelemelerinde işbirliği yapacağına dair ifadesinin, Trump yönetiminin “her ikisini de yapacağı” anlamına geldiğini söyledi.

Sandweg, Çinli öğrencilerin ilk incelemelerinin çoğunun ICE, CBP ve Dışişleri Bakanlığı tarafından kullanılan yazılımlar aracılığıyla yapılabileceğini söyledi fakat ÇKP vakaları için analistlerin daha fazla araştırma yapması gerekeceğini söyledi.

Trump, 2023’teki seçim kampanyasında, “Hıristiyan düşmanı komünistler, Marksistler ve sosyalistleri” yasaklayacağına söz vermiş ve ilk yönetiminin Çin tarafından finanse edilen Konfüçyüs Enstitülerini ABD üniversite kampüslerinden kapatma ve Amerikan üniversitelerinde çalışan Çinli bilim adamları ve profesörleri yargılama çabalarını genişletöişti.

Devlet okulları Çin karşıtı yaptırımlardan etkilenebilir

Beyaz Saray’ın kararı yabancı öğrencilere bağımlı hale gelen ve çok daha az kaynağa sahip devlet üniversitelerinin ve diğer okulların mali durumunu da tehlikeye atıyor.

Arizona, Kaliforniya, Illinois, Michigan ve Teksas’taki kamu kurumları, eyalet dışı öğrenim ücretinin tamamını ödeyen uluslararası öğrencilerin en çok tercih ettiği okullar arasında yer alıyor.

Bu nüfus, 2023-24 öğretim yılında Arizona Eyalet Üniversitesine 545 milyon dolar gelir sağladı ve şu anda tehdit altında olan Urbana-Champaign’deki Illinois Üniversitesine ise daha da fazla gelir sağladı.

Eyalet meclisleri yıllardır vergi mükelleflerinin desteğini keserken, eyalet içi öğrenim ücretlerini artırmak istemeyen okullar için uluslararası öğrencilere bağımlılık kaçınılmaz hale gelmişti.

Bu durum, yabancı öğrenci sayısındaki düşüşün artık ABD’li öğrencilere verilen mali yardımdan kampüslerdeki öğretim desteğine kadar her şeyi etkileyebileceği anlamına da geliyor.

Ülkenin en büyük iki devlet üniversite sistemi olan Kaliforniya Üniversitesi ve Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, bu yıl her biri için yüz milyonlarca dolara denk gelen yüzde 3’lük bir bütçe kesintisiyle karşı karşıya.

Amerika

Trump yönetiminden Los Angeles’ta sıkıyönetim hazırlığı

Yayınlanma

Trump yönetiminin Los Angeles’taki göçmen protestocularına karşı ABD Deniz Piyadelerini görevlendirmesinden bir gün önce, ABD İç Güvenlik Bakanı (DHS) Kristi Noem, Savunma Bakanı Pete Hegseth’ten “kanunu ihlal edenleri” gözaltına almak veya tutuklamak için orduya talimat vermesini istedi. 

San Francisco Chronicle’ın (SFC) elde ettiği, Noem’in Hegseth’e pazar günü gönderdiği mektupta, Pentagon’dan “Savunma Bakanlığı güçlerine, federal tesislerde olduğu gibi, 18. maddeye göre kanunu ihlal edenler tutuklanana ve federal kolluk kuvvetleri tarafından işlem yapılana kadar gözaltına almaları veya tutuklamaları talimatı verilmesi” isteniyordu.

Noem mektubunda Hegseth’ten “drone gözetleme desteği”nin yanı sıra Los Angeles’ta silah ve lojistik yardım da talep etti.

İç amaçlarla insansız hava araçlarının askeri kullanımı bir dizi kısıtlamaya tabidir ve büyük ölçüde eğitim ve afet müdahalesiyle sınırlı.

Savunma Bakanlığı politikasına göre, ordu federal veya eyalet yetkililerinin talebi üzerine sınırları içinde insansız hava araçlarını kullanabilir, fakat bu kullanım bakanın onayı ile mümkün.

Federal kurumlar, George Floyd’un öldürülmesinin ardından Black Lives Matter protestolarını izlemek için askeri insansız hava araçlarını kullanmıştı.

Noem, mektubunda Hegseth’ten Fort Benning ve Wyoming’den “lojistik destek ve mühimmat nakliyesi” de talep etti. Mektupta hangi silahların gerekli olduğu ve neden bu iki yerden talep edildiği belirtilmedi.

ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta

Federal yasalar, ordunun iç güvenlik görevlerinde yer almasını genel olarak yasaklıyor. İki hukuk uzmanı, SFC’ye verdikleri demeçte, Noem’in talebinin kabul edilmesi için yönetimin 1792 tarihli Ayaklanma Yasasını (Insurrection Act) yürürlüğe koyarak bu yasaları atlatması gerekeceğini söyledi.

Yasa, ABD başkanına, sivil kargaşa, isyan ve silahlı ayaklanmanın bastırılması gibi belirli durumlarda, ABD ordusunu ülke çapında konuşlandırma ve eyaletlerin Ulusal Muhafız birimlerini federalleştirme yetkisi veriyor.

1792 tarihli Ayaklanma Yasası en son 1992 yılında Los Angeles’ta çıkan ayaklanmalarda, California’nın o dönemki valisi Pete Wilson’ın Başkan George H.W. Bush’tan askeri yardım talep etmesiyle uygulanmıştı.

Öte yandan İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü salı günü, Noem ve Hegseth’in Başkan Trump ile görüşmesinin ardından talebin kabul edilmediğini belirterek, “Cesur askerlerimizin tutumu değişmedi,” dedi.

Salı günü (10 Haziran), bu haberin yayınlanmasının ardından, İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü, Noem’in Hegseth’e bu talepte bulunduğunu doğruladı.

Sözcü, “Ayaklanmacılar DHS kolluk kuvvetlerine yönelik saldırılarını şiddetlendirirken, sokaklarda aktivistlerin davranışları giderek tehlikeli hale geldi. Bakan Noem, Bakan Hegseth’ten Los Angeles’taki askeri yetkililere ayaklanmacıları tutuklayarak kanun ve düzeni yeniden tesis etmeleri talimatını vermesini istedi,” dedi. 

Sözcü ayrıca, Başkan Trump ve Bakan Noem’in, “Amerikan şehirlerinin yerle bir olmasına ve kolluk kuvvetlerinin şiddetli saldırılara maruz kalmasına izin vermeyeceğini” de ekledi.

Ne var ki, 40 dakika sonra, DHS Chronicle’dan Sözcü McLaughlin’in ilk açıklamasını dikkate almaması ve yeni bir açıklama yayınlamasını istedi. 

Yeni açıklamada, “Bu mektup, İç Güvenlik Bakanı ve Savunma Bakanı’nın Başkan ile görüşmesinden günler önce gönderildi. Cesur askerlerimizin tutumu değişmedi. Bu, kanun ve düzeni yeniden sağlamak için tüm hükümetin ortak yaklaşımıdır. Saldırı, alay ve şiddete karşı vatanseverlikle hareket eden askerlerimize ve kolluk kuvvetlerine minnettarız,” denildi.

Noem mektupta, ”Los Angeles’taki durumun çözülmesine yardımcı olmak için acil yardım talebi”nden bahsediyor ve ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ajanlarının bir dizi baskını protesto edenlerin oluşturduğu tehdidi tanımlamak için sert bir dil kullanıyor.

Noem, “Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE), Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) ve Federal Koruma Hizmetleri (FPS) bünyesindeki kolluk görevlilerimize ve ajanlarımıza destek verilmelidir. Bu görevliler, belirli yabancı terör örgütlerine mensup işgalcileri ve askerlik çağındaki erkekleri korumaya çalışan ve suçlu yabancıların sınır dışı edilmesini engellemeye çalışan saldırgan, şiddet eğilimli ve isyancı çetelere karşı savunma görevini yerine getirmektedir,” diyor.

Noem’in “terör örgütlerine” atıfta bulunarak neyi kastettiği açık değil. Geçmişte Trump yönetimi, çeteleri kastetmek için terör örgütleri terimini kullanmıştı.

Pazartesi günü itibarıyla Savunma Bakanlığı, 700 deniz piyadesi göndererek, göçmen protestolarını bastırmak için 2.000’den fazla California Ulusal Muhafızına katılması için şehre sevk etti.

Vali Gavin Newsom buna karşılık dava açtı ve asker gönderilmesini “uydurma bir kriz” ve “otoriterliğe doğru atılmış açık bir adım” olarak nitelendirdi.

San Francisco’dan Demokrat Senatör Scott Wiener, Noem’in askeri tutuklama talebinin “tarih boyunca şiddetli protestoların yaşandığı” bir ülkede “kaygı verici ve orantısız” olduğunu söyledi.

Wiener, “Bu demokrasiye ait bir şey değil, diktatörlüğe ait bir şey. ABD’de ordunun sivil yasaları uygulamadığına dair köklü bir gelenek var,” iddiasında bulundu.

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta

Yayınlanma

ABD’nin California eyaletindeki Los Angeles’ta göçmen gözaltılarına karşı başlayan isyan şiddetlenirken, başka eyaletlerde de eylemler başladı.

Cuma ve cumartesi günleri (6-7 Haziran), Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza’ya (ICE) bağlı federal memurlar Los Angeles genelinde sokaklara ve işyerlerine baskın düzenleyerek kaçak göçmenleri tutuklayıp sınır dışı etmeye başladı.

Moda bölgesi olarak bilinen Ambiance Apparel’da büyük bir baskın düzenlendi ve Los kentin güneydoğusundaki Paramount’ta protestocular ile ICE ajanları arasında göz yaşartıcı gaz ve ses bombalarının kullanıldığı şiddetli çatışmalar yaşandı.

Göçmen kenti Los Angeles’ta kolluk baskısı artmıştı

New Yorker muhabiri E. Tammy Kim’in aktardığına göre Little Tokyo’daki federal mahkeme binasına kayıt için gelen bazı göçmenler bodrum katına götürüldü, ardından minibüslerle bilinmeyen yerlere nakledildi.

İç Güvenlik Bakanlığı, mayıs ayı sonunda yapılan duruşmanın ardından gözaltına alınan ve Teksas’ın kırsal bölgesindeki bir hapishaneye nakledilen Torrance’daki dokuz yaşındaki bir ilkokul öğrencisinin sınır dışı edileceğini doğruladı.

Avukatların gözaltındakilere erişimi engellenirken, işçilerin “ırksal görünümlerine göre” gözaltına alındıkları öne sürüldü.

Los Angeles sakinlerinin üçte biri ABD dışında doğmuş ve yarısından fazlası evde İngilizce dışında bir dil konuşuyor. Los Angeles, bir “sığınak eyaletinde” bulunan bir “sığınak şehir”; bu nedenle yerel yetkililerin federal göçmenlik yetkilileriyle işbirliği yapması yasak.

Dolayısıyla göçmen savunucuları tarafından “adam kaçırma” veya “kayıp” olarak tanımlanan son gözaltı olayları, kısa mesajlar ve sosyal medya aracılığıyla yayılınca, binlerce kişi çeşitli kurumlardan gelen federal kolluk görevlilerinin faaliyetlerine karşı çıkmak için toplandı.

Otoyolu kapatan protestocularla kolluk güçleri arasındaki ilk çatışmalar da böyle başladı. Polisler dronlar, coplar, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle karşılık verdi.

Baskınlarda gözaltına alınan göçmenlerin akıbeti bilinmiyor

Ambiance Apparel deposunda silahlı göçmenlik görevlileri ve federal ajanlar tarafından düzenlenen baskında gözaltına alınan işçilerin ailelerinin gergin bekleyişi de sürüyor.

Göçmenler, gözaltına alınan aile fertlerinin durumundan haberdar olmadıklarını vurguluyorlar.

Örneğin The Guardian’da yer alan habere göre, babası Mario Romaro gözaltına alınan Yurien Contreras, pazartesi sabahı Los Angeles’ta düzenlediği basın toplantısında, “Babamı kelepçelediklerini, belinden ve ayak bileklerinden zincirlediklerini gördüm. Ailem ve ben babamla iletişim kuramıyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz,” dedi.

Contreras, babasının ve diğer işçilerin ajanlar tarafından “kaçırıldığını” söyledi ve “Babam ve diğer onlarca işçi için adil yargılanma talep ediyorum,” dedi.

Moda bölgesindeki baskınların ardından, yakınlardaki Paramount şehrinde de federal ajanlar Home Depot mağazasında işçileri kelepçeleyerek gözaltına aldı. Ajanlar, yakınlardaki Compton’da bir donut dükkanının önünde ve okulların çevresinde de görüldü.

Tutuklananların aileleri pazartesi günü Ambiance’ın önünde toplanarak sevdiklerinin serbest bırakılmasını talep etti. Gözaltına alınan işçilerden bazıları ailelerinin tek geçim kaynağıydı.

Öte yandan José Ortiz gibi diğerleri ise yıllardır Los Angeles’ın giyim bölgesinde işçiydi. Ortiz, Ambiance’da 18 yıldır çalışıyordu. Kızı Saraí Ortiz,  “O her zaman buradaydı. Sadık bir işçiydi. O, hayatını bu topluma ve işine adamış biriydi,” diye konuştu.

Gözaltına alınanların en az 14’ü Los Angeles Piskoposluk Diyosesi’nin üyeleriydi. Los Angeles piskoposu John Harvey Taylor, “Pentekost Günü’nde, piskoposluk kiliselerimizden birinin 14 üyesi bu sabah kiliseye gelemedi. Hükümet, onları evlerinde ailelerinin kollarından ve kilisede Mesih’in bedeninden kopardı,” dedi.

Aralarında sendika liderlerinin de bulunduğu yüzlerce kişi gözaltına alındı

Polis, Ambiance Apparel’da, Hizmet Çalışanları Uluslararası Sendikası’nın Kaliforniya şubesi başkanı David Huerta’yı ilk gün gözaltına aldı. Huerta 9 Haziran günü serbest bırakıldı.

LA Times’ın haberine göre Los Angeles Belediye Meclisi üyesi Ysabel Jurado’nun yardımcısı Luz Aguilar, ICE karşıtı bir protestoda bir polis memuruna “ölümcül silahla saldırdığı” şüphesiyle gözaltına alındıktan sonra ücretsiz izne çıkarıldı.

Jurado ve ekibi yaptığı açıklamada, “İddialar son derece endişe verici ve bunları çok ciddiye alıyoruz,” dedi.

Ayrıca, daha önce rutin bir denetim biçimi olan, seçilmiş yetkililer ve göçmen hakları savunucularından oluşan bir heyetin mahkeme binasında gözaltıları görmesini engellediler.

İnsan Hakları için Göçmen Koalisyonuna göre, iki gün içinde federal ajanlar yaklaşık iki yüz göçmeni gözaltına aldı. İç Güvenlik Bakanlığı, yüz on sekiz kişinin gözaltına alındığını doğruladı.

Los Angeles’a Ulusal Muhafızlar konuşlandırıldı

Cumartesi gecesi geç saatlerde, Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller’ın “şiddetli ayaklanma” olarak nitelendirdiği olayı bastırmak için California Ulusal Muhafızları’ndan iki bin askerin görevlendirileceğini duyurdu.

Miller, X’te “Amerikan şehirlerinde işgali savunmak için dalgalanan yabancı bayraklar” olduğunu yazdı. Bölgedeki Meksikalı göçmenlerin bir kısmı eylemlerde Meksika bayrağı dalgalandırıyordu.

Demokrat Vali Gavin Newsom ve Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass bu emre itiraz edip durumu kendi başlarına halledebileceklerini söyledi.

Yine de, pazar günü sabahın erken saatlerinde, kentin çeşitli yerlerinde bir dizi yürüyüş ve miting düzenlenirken, 300 Ulusal Muhafız üyesi görev yerlerine intikal etti.

Ulusal Muhafızların bölgeye gelişine rağmen, eylemlere müdahale genellikle Los Angeles Polis Departmanı (LAPD) tarafından yapıldı. Helikopterler ve gözetleme dronları alçaktan uçarken LAPD otomobilleri, SUV’ler, kamyonlar, motosikletler ve daha sonra atlar da eylemcilere müdahale etti.

Pentagon bölgeye deniz piyadelerini gönderiyor

Öte yandan 10 Haziran itibariyle, Başkan Donald Trump’ın emriyle Ulusal Muhafızlara destek olmak için kente 700 deniz piyadesi gönderildi.

Kuzey Komutanlığının (Northcom) açıklamasına göre, komuta, ICE’nin baskınlarına karşı devam eden protestoların ortasında, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in hafta sonu boyunca konuşlanmaya hazır olmaları talimatını verdiği Deniz Piyade Taburunu harekete geçirdi.

California’nın Twentynine Palms üssünde bulunan 1. Deniz Piyade Tümeni, 7. Deniz Piyade Alayı, 2. Tabur’a bağlı yaklaşık 700 deniz piyadesi, federal personel ve mülkleri korumak için Los Angeles’a konuşlandırılmış olan Ulusal Muhafız birlikleriyle “sorunsuz bir şekilde entegre olacak” denildi.

Komuta, deniz piyadelerinin “gerginliği azaltma, kalabalık kontrolü ve güç kullanımı kuralları konusunda eğitildiklerini” belirtti.

Hegseth, X’te yaptığı bir paylaşımda, bu konuşlandırmayı federal memurlara ve binalara yönelik artan tehditlere bağladı. “Federal kolluk görevlilerine ve federal binalara yönelik artan tehditler nedeniyle, düzeni sağlamak için Camp Pendleton’dan yaklaşık 700 aktif görevdeki ABD Deniz Piyadesi Los Angeles’a konuşlandırılıyor,” diye yazan Hegseth, ardından Vali Gavin Newsom’a çatarak, “Gavin Newsom yapmasa bile, federal kolluk görevlilerini savunmak bizim görevimiz,” diye bitirdi.

California’nın Demokrat liderleri, bu kararı eleştirerek, yetkililerin protestocularla çatışmalar sırasında göz yaşartıcı gaz kullanmasına neden olan gerginliği daha da tırmandıracağını söylediler. Trump, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kanun ve düzeni sağlamak için ne gerekiyorsa göndereceğiz,” dedi.

X’te yayınlanan bir açıklamada, Newsom’un basın ofisi, deniz piyadelerinin hareketini “ABD ordusunun en iyi birimini kendi vatandaşlarına karşı seferber etmek” olarak eleştirdi. Ofis, “Gerginliğin bu düzeye ulaşması tamamen haksız, yersiz ve eşi görülmemiş bir durumdur,” diye ekledi.

Trump’tan Vali Newsom’a ‘tutuklama’ tehdidi

Başkan Trump, ICE’ye karşı protestoları durdurmak için bu konuşlandırmanın gerekli olduğunu ısrarla vurguladı.

Bu, son 60 yılda bir ABD başkanının eyalet valisinin onayı olmadan eyalet Ulusal Muhafız birliklerini seferber ettiği ikinci vaka.

Trump pazartesi günü (9 Haziran) gazetecilere verdiği demeçte, “Sorun çıkaranlar profesyonel kışkırtıcılar. Onlar isyancılar. Kötü insanlar. Hapiste olmaları gerekir,” dedi.

Trump ayrıca Vali Newsom’un tutuklanmasını destekleyeceğini söyledi. Başkan bunu, “sınır çarı” Tom Homan ile Newsom arasındaki atışmaya istinaden söyledi. Newsom, “Gelin beni tutuklayın,” deyince, Homan, “Kimse yasaların üstünde değil. Sınırı aşanlar, suç işleyenler tutuklanabilir,” cevabını vermişti.

Fakat Newsom, Pentagon’u, eyalet içinde askerlerin konuşlandırılmasını haklı çıkarmak için “Amerikan halkına yalan söylemekle” suçladı ve durumun ancak ABD ordusu askerleri konuşlandırdıktan sonra şiddetlendiğini iddia etti.

Newsom, Trump yönetiminden Ulusal Muhafız birliklerini sokaklardan çekmesini resmen talep etti ve California eyaleti, yetkililerinin “yasadışı” olarak nitelendirdiği konuşlandırma nedeniyle Trump yönetimini dava etti.

Trump ayrıca, “Bakın, Gavin Newsom’u severim. İyi bir adam, ama son derece beceriksiz. Herkes biliyor. Tek yapmanız gereken, inşa ettiği küçük demiryoluna bakmak. Bütçenin yaklaşık 100 katı tutuyor,” dedi.

Protestolar diğer eyaletlere sıçrıyor

Los Angeles, California’da başlayan ICE karşıtı eylemler diğer eyaletlere de yayılmaya başladı.

Pazartesi günü Austin (Texas) şehir merkezinde, ülke genelinde göçmenlerin gözaltına alınmalarındaki artışını kınayan ve büyük ölçüde barışçıl geçen bir yürüyüş düzenlendi.

Texas’taki bir diğer kenti Dallas’ta da, Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sert önlemlerini protesto etmek için düzinelerce kişi pankartlar ve bayraklar taşıyarak toplandı.

Polis, pazartesi günü New York’taki Trump Tower’ı işgal eden ve ICE’nin son baskınlarda gözaltına aldığı göçmenleri serbest bırakmasını talep eden bir grup protestocuyu gözaltına aldı.

Yine New York polisi, ICE’nin Lower Manhattan’daki bir mahkemede çok sayıda göçmeni gözaltına almasının ardından çıkan protestolarda yaklaşık 20 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Polise göre, aktivistler West Houston Caddesi yakınlarındaki Varick Caddesi’ndeki ABD Göçmenlik Mahkemesi önünde toplandığında 23 kişi gözaltına alındı. 18 kişi çağrı kağıdıyla serbest bırakılırken, diğer 5 kişinin durumu hemen bilinmedi.

Hell Gate’in haberine göre, gözaltına alınan göstericiler, ICE ajanlarının gözaltına alınan göçmenleri nakletmek için kullandıkları iki minibüsün önünü kesmeye çalışıyordu.

Cumhuriyetçiler polise saldırı suçlarının cezasını artırmak istiyor

Texas eyaleti Cumhuriyetçi Temsilci Tony Gonzales, Los Angeles’ta son zamanlarda yaşanan protestoların ardından polis memurlarına saldırı suçlarının cezasını ağırlaştırmayı amaçlayan bir yasa tasarısını yeniden meclise sunmaya hazırlanıyor.

Gonzales’in daha önce 2023 yılında sunduğu yasa tasarısı, “kolluk görevlilerine saldırı veya görevlerini yerine getirmelerini engelleme suçlarına hapis cezası ve para cezalarının artırılmasını” amaçlıyor.

Temsilci Gonzales’in 9 Haziran günü yaptığı basın açıklamasına göre tasarı, “Polis Hizmetlerine Yönelik Suçların Önlenmesi Yasası” (COPS Act) olarak adlandırılıyor.

Gonzales basın açıklamasında, “Bu hafta sonu Los Angeles’ta isyancılar tarafından çıkarılan kaos, barışçıl bir protesto olmaktan çok uzak, tam bir anarşi. Radikal aktivistler, görev başındaki Sınır Devriyesi ve ICE araçlarına zarar verdi ve bunun sonucunda yaralananlar oldu. Çok net bir mesajı vurgulamak zamanı geldi: Kolluk görevlilerine zarar verenler, ağır sonuçlarla karşı karşıya kalacaklar,” dedi.

Gonzales, COPS Yasasını bu hafta Kongreye sunacağını belirtti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump, Rusya yaptırımlarını hafifletmek için senatörlerle pazarlık yapıyor

Yayınlanma

The Wall Street Journal‘ın haberine göre, Donald Trump yönetimi, Rusya’ya yönelik ‘ezici’ yaptırımlar öngören yasa tasarısını yumuşatması için senatörlere baskı yapıyor. Beyaz Saray, tasarıdaki yaptırımları zorunlu olmaktan çıkarıp başkanın takdirine bırakacak değişiklikler talep ederken, bu adımın yasayı “dişsiz” bırakacağı belirtiliyor.

The Wall Street Journal‘ın (WSJ) konuya hâkim kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Donald Trump yönetimi, Rusya’ya karşı “ezici” yaptırımlar içeren yasa tasarısının yumuşatılması için aralarında Cumhuriyetçi Lindsey Graham’ın da bulunduğu senatörlere baskı yapıyor.

Haberde, Beyaz Saray’ın, Rusya’nın devam eden Ukrayna askeri müdahalesine karşılık sert kısıtlamalar getirmek yerine Moskova ile ilişkiler kurmaya odaklanmayı tercih ettiği belirtildi.

Beyaz Saray ‘zorunlu’ ifadesini istemiyor

WSJ’ye konuşan Kongre kaynakları, Trump yönetimi yetkililerinin son haftalarda Graham’ın ofisiyle özel olarak temas kurduğunu ve tasarıda değişiklikler yapılmasını istediğini aktardı.

Yönetimin özellikle, başkana kimlere yaptırım uygulanacağına tek başına karar verme yetkisi tanıyacak ifadeler üzerinde durduğu kaydedildi.

Ayrıca, metindeki “zorunlu” (shall) ifadesinin “mümkün” (may) olarak değiştirilmesi teklif edildi.

Bu değişikliğin, yaptırım önlemlerinin zorunlu niteliğini ortadan kaldıracağı ifade edildi. Ancak Kongre kaynakları, başkanın yaptırım politikasında halihazırda yeterli serbestiye sahip olduğunu vurgulayarak, bu tür değişikliklerin yasayı “dişsiz” bırakacağı uyarısında bulundu.

Trump: Putin tamamen çıldırdı

Demokrat senatör görüşmeleri doğruladı

Girişimin Demokrat Partili ortaklarından Senatör Richard Blumenthal, WSJ’ye yaptığı açıklamada yönetimle bu tür görüşmelerin yapıldığını doğruladı ancak ayrıntıları tartışmaktan kaçındı.

Blumenthal, “İlerliyoruz ve Beyaz Saray bu tartışmalara katılıyor,” dedi.

Öte yandan, ismi açıklanmayan bir Trump yönetimi yetkilisi, Anayasa’nın dış politikayı yürütme hakkını başkana verdiğini ve herhangi bir yaptırım mekanizmasının, devlet başkanının istediği diplomatik girişimleri uygulayabilmesi için yeterli esnekliği koruması gerektiğini vurguladı.

Graham’dan müttefikleri koruma hamlesi

The Wall Street Journal, Senatör Lindsey Graham’ın daha önce tasarıdaki olası değişiklikler hakkında kamuoyuna açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.

Graham, Ukrayna’ya askeri veya ekonomik yardım sağlayan ülkelerin yaptırım baskısından muaf tutulmasını sağlayacak hükümlerin eklenmesini önermişti.

Bu hamlenin, Washington’un Avrupalı müttefiklerini olası bir yüzde 500’lük gümrük vergisinden korumayı amaçladığı belirtildi.

Ancak gazete, Graham’ın Beyaz Saray’ın ısrar ettiği ifadeleri henüz desteklediğini doğrulamadığını kaydetti.

80’den fazla senatörün desteğini alan yasa tasarısı, Rusya’dan petrol, doğalgaz, uranyum ve diğer kaynakları satın alan üçüncü ülkelere yönelik sert kısıtlamalar içeriyor.

Belge, bu ülkelerden yapılan ithalata yüzde 500’lük bir gümrük vergisi uygulanmasını öngörüyor.

Senatör Graham, Kiev’e yaptığı son ziyarette belgenin Senato’da geçen hafta (2-8 Haziran) görüşülmeye başlanabileceğini söylemişti.

5 Haziran’da ise Senato’nun, “davranışları ve makul olmayı reddetmesi nedeniyle” Moskova üzerinde baskı kurması için Başkan Donald Trump’a “ek araçlar” sağlamaya hazır olduğunu bildirmişti.

Rubio, Rusya’ya yeni yaptırımlar için bastırıyor, Trump direniyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English