Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

CSU lideri Söder, Çin’e gümrük tarifelerine karşı çıktı

Yayınlanma

Almanya’nın Bavyera eyaletinin Başbakanı ve Hıristiyan Demokratik Birlik’in (CSU) lideri Markus Söder, Çin’i ziyaret etti ve parti çizgisinden ayrılarak AB’nin Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerine karşı çıktı.

AB’nin en zengin bölgelerinden biri olan ve seçmenlerin yaklaşık %40’ının düzenli olarak bloğun en büyük merkez sağ partisine oy verdiği Bavyera’nın yöneticisi, partisinin Avrupa Parlamentosu’nda (AP) bağlı olduğu Avrupa Halk Partisi (EPP) grubunun da ‘stratejik öneme sahip sektörleri haksız uygulamalara karşı savunma’ taahhüdünü sorguladı.

Çarşamba günü Pekin’de Çin Başbakanı Li Qiang ile bir araya gelen Söder, “Ticaret söz konusu olduğunda, AB tarifeleri yerine ortaklığa güveniyoruz,” dedi. Söder ayrıca ‘Avrupa’nın koruyucu tarifeler uygulamasını isteyen Fransızların yaptığı gibi tartışmalara’ karşı da uyarıda bulundu.

Çin, Bavyera’nın en büyük ticaret ortağı

Bu aynı zamanda, Avrupa Komisyonu’nun Çinli üreticilerin adil rekabet edip etmediğine ilişkin bir soruşturma başlattığını duyurmasının ardından 2023 yılında Çin elektrikli araçlarına cezai gümrük vergisi uygulanması çağrısında bulunan EPP lideri Manfred Weber’in önceki açıklamalarıyla da çelişiyor.

Söder önceki gün Çin Seddini ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada, “Köprüler duvarlardan daha sürdürülebilir bir şekilde birbirine bağlanır,” dedi.

Bavyera’nın Çin ile ticaret hacmi 2023 yılında yaklaşık 53 milyar avro olarak gerçekleşecek ve bu da Çin’i zengin bölgenin en önemli ticaret ortağı haline getirecek.

Söder, Çin’de ‘sadece ahlaki siyaset yerine reelpolitik’ izlemek istediğini de belirterek, özellikle Yeşil Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un çizgisine de eleştirel bir yaklaşım geliştirdiğini ortaya koydu.

Söder’in dış politika atağı: İsrail, İsveç, Sırbistan

CSU’ya göre Yeşiller, ticaret ortaklarını ya da enerji tedarikçilerini korkutabilecek çok fazla ‘ahlakçı ve sembolik’ bir politika izliyor. Söder, “Çin’in temsil ettiği zorluğun farkındayız,” dese de, amacının Alman ekonomisi için ‘kapıları açmak’ olduğunu ve siyasetin görevinin, özellikle zor ekonomik zamanlarda ‘ekonomiye rehberlik etmek’ olduğunu söyledi.

Söder, Alman iş dünyası temsilcileriyle birlikte Pekin’de bir buçuk saat boyunca Çin Ticaret Bakanı ile toplamda üçüncü kez bir araya geldi. Söder’in ziyareti, Horst Seehofer’in 2017 yılında Çin’e yaptığı ziyarette resmi program dışında yaptığı gibi muhalefet üyeleriyle görüşmeleri içermeyecek.

Söder’in bir süredir dış politika atağı yaptığı da görülüyor. Aralık ayında İsrail’de Filistin direnişi tarafından saldırıya uğrayan bir kibbutzu ziyaret etmişti. Şubat sonunda ise İsveç’e gitti ve Kuzey Kutup Dairesinde köpekli kızak gezisi de dahil olmak üzere bir gezinti yaptı. Mart ortasında kısa bir gezi için Sırbistan’a uçan Söder, ardından dört günlük bir Çin gezisine çıktı.

Bavyera’nın sadece Brüksel’de tüm federal eyaletler arasında en görkemli temsilciliğe sahip olmakla kalmadığı, aynı zamanda Londra, Tel Aviv ve Quebec gibi çeşitli dış temsilciliklere de sahip olduğu biliniyor.

Söder bunlara yenilerini eklemesi ile de tanınıyor. Örneğin Addis Ababa’daki Bavyera temsilciliği, Söder’in 2019’da Etiyopya’ya yaptığı geziden sonra açıldı ve geçen hafta Belgrad ziyareti sırasında Söder, ‘orada küçük bir temsilcilik, küçük bir Bavyera büyükelçiliği kuracağını’ açıkladı.

“Bize neredeyse bağımsız bir devletmişiz gibi davranılıyor”

Bir yandan düzenli olarak Güneydoğu Avrupa’yı ziyaret eden Söder, Bavyera ekonomisine kalifiye işçi kazandırmak için yakın zamanda Arnavutluk ve Romanya’ya gitti. Der Spiegel’e göre ise, Stockholm’deki Abba Müzesinde bir dans gösterisi sunması gibi etkinlikler ise “pek ciddi kategorisine girmiyor.”

CSU lideri Çin’de de mevcut iki partner eyalet olan Guangdong ve Shandong’a bir üçüncüsünü, ekonomik açıdan güçlü bir bölge olan Sichuan’ı ekledi. Söder parti sekreteri ve vali ile bir araya geldi ve iki bölge arasındaki işbirliği anlaşmasını imzaladı.

Söder, “Başka hiçbir federal eyaletin bizim kadar çok partner eyaleti yok. Bize neredeyse bağımsız bir devletmişiz gibi davranılıyor,” dedi. Bavyera bağımsız bir ülke olsaydı Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi konumunda olurdu.

Bavyera eyaleti Çin gezisinin ilk gününde Sichuan’ın parti lideri ve valisine birer FC Bayern tişörtü, Hofbräu’dan bir bira kupası ve sonbaharda yapılacak Oktoberfest’e davetiye verdi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English