Bizi Takip Edin

RUSYA

Dağıstan’daki havalimanında İsrail’den gelen uçak nedeniyle şiddet olayları: 80’den fazla gözaltı

Yayınlanma

İsrail-Filistin çatışmasının tırmanmasıyla Tel Aviv’den gelen tarifeli bir yolcu uçağı nedeniyle 29 Ekim’de Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan’daki Mahaçkale havaalanında kitlesel şiddet olayları başladı.

TASS‘ın aktardığına göre yüzlerce kişi hava limanı binasına ve havaalanına girdi, daha sonra kolluk kuvvetleri tarafından dışarı çıkarıldılar. Dün gece açıklanan verilere göre, aralarında polis memurlarının da bulunduğu 20’den fazla kişi yaralandı ve 80’den fazla gösterici gözaltına alındı.

Dağıstanlı yetkililer ve din adamları olayı provokasyonla ilişkilendirerek kınadı.

Putin: Olay Batılı istihbarat örgütleri tarafından kışkırtıldı

Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, olayların Ukrayna ile bağlantılı sosyal medya kanalları ve Orta Doğu’daki krizden faydalanmak isteyen Batılı istihbarat servisleri tarafından çıkarıldığını söyledi.

Dün Rus kolluk kuvvetleri yetkilileriyle düzenlediği toplantının öncesinde konuşan Putin, “Dün gece Mahaçkale’de meydana gelen olaylar, sosyal medya da dahil olmak üzere, Batılı istihbarat örgütlerinin eliyle Ukrayna topraklarından organize edildi,” ifadelerini kullandı.

Putin, Washington ve müttefiklerinin Ukrayna’da Nazileri ve işbirlikçilerini açıkça yücelten bir rejimi desteklerken aynı zamanda İsrail’e verdikleri desteği övmelerindeki ironiye işaret ederek, “Kiev’in Rusya’da pogromları kışkırtan destekçilerinin ne yaptıklarının farkında olup olmadıklarından emin değilim,” diye konuştu.

Batı’nın Rusya’nın çok etnikli ve çok dinli toplumunu istikrarsızlaştırma ve bölme girişimlerinde bulunduğuna işaret eden Putin, bunun şimdi de Orta Doğu’da devam eden kriz nedeniyle halkın öfkesinden faydalanmaya çalışılarak yapıldığını öne sürdü.

Putin şöyle devam etti: “Mecut Orta Doğu krizinin, İsrailli sivillere ve bu devletin topraklarındaki diğer ülkelerden insanlara yönelik bir terör saldırısıyla nasıl başladığını hatırlıyoruz. Fakat teröristleri cezalandırmak yerine, ne yazık ki kolektif sorumluluk ilkesi çerçevesinde Gazze halkından intikam alındığını da görüyoruz.”

Ukrayna, Filistin, Suriye, Irak, Afganistan ve başka yerlerde ekilen kaosun, Rusya da dahil olmak üzere tek kutuplu dünya düzenine son vermek isteyen rakiplerini ‘caydırmak ve istikrarsızlaştırmak’ adına kullanıldığını söyleyen Putin, ABD ve müttefiklerinin ‘küresel istikrarsızlığın ana menfaatçileri’ olduğunu belirtti.

Rusya lideri, “Kutsal topraklarda kalıcı bir barışa ihtiyaçları yok, Orta Doğu’da daimi bir kaosa ihtiyaçları var, bu yüzden Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes sağlanmasında ısrar eden, akan kanın durdurulmasında ısrar eden ve krizin çözümüne katkıda bulunmaya hazır olan ülkeleri itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Birleşmiş Milletler bile, uluslararası toplumun açıkça ifade edilen tutumu, saldırılara, gerçek bir zulme ve itibarsızlaştırma girişimlerine maruz kalıyor. Tavrımızı açıkça ifade ettik ve etmeye devam ediyoruz ve bu yıldan yıla değişmiyor; ihtilafın çözümünün anahtarı egemen, bağımsız bir Filistin devletinin, tam teşekküllü bir Filistin devletinin kurulmasıdır,” değerlendirmesini yaptı.

Kadirov: Provokasyon girişimi engellendi

Bununla birlikte Çeçenistan lideri Ramzan Kadirov, yaşanan provokasyon girişiminin pazartesi gecesi engellendiğini bildirdi.

Telegram kanalından paylaşım yapan Kadirov, “Bu provokasyon girişimi dün gece Çeçen Cumhuriyeti’nde oldukça hızlı bir şekilde engellendi. Ulusal Politika, Dış İlişkiler, Basın ve Enformasyon Bakanı Ahmed Dudayev liderliğindeki bölge medyası, sahte çağrılara zamanında dikkat çekti ve halkı aceleci davranmamaları konusunda uyardı. Polis ve Rosgvardiya da her türlü provokasyona karşı teyakkuza geçirildi,” diye ekledi.

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog: Yaşananlar son derece rahatsız edici

İsrail Cumhurbaşkanı Ayzek Herzog ise Mahaçkale havaalanındaki ayaklanmaları şok edici olarak nitelendirdi. Die Welt gazetesine mülakat veren Herzog, “Bunlar şok edici ve son derece rahatsız edici. Bu tüm hükümetleri alarma geçirmesi gereken bir şey, bu saf anti-Semitizm ve kesinlikle kontrollü,” diye konuştu.

Herzog, “Pogroma benzer bir şeydi. Tanrıya şükür ki yetkililer nihayetinde engelledi,” yorumunu yaptı.

Dağıstan Cumhurbaşkanı Melikov: Katılımcı ve organizatörlere yönelik operasyonlar sürüyor

Özerk Dağıstan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sergey Melikov da gazeteci Vladimir Solovyov’un sunduğu Solovyov Live yayınında yaptığı açıklamada, Mahaçkale havaalanındaki kitlesel ayaklanmaların katılımcıları ve organizatörlerinin gözaltına alınmaya devam ettiğini kaydetti.

Melikov, “Gözaltılar, [Rusya Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr] Bastrıkin kontrolü ele geçirdikçe artıyor. Yani, önce 10 kişi gözaltına alınıyor, bazı bilgiler veriyorlar ve bu bilgilere dayanarak daha fazla gözaltı gerçekleşiyor,” dedi.

Melikov, ayrıca yetkililerin bu tür eylemlere hazır olması gerektiğini de belirterek “Hazır olmalıyız, bu son eylem değil. Bu Kafkasya gemisi birden fazla kez sallanacaktır,” dedi ve kolluk kuvvetlerinin hem şimdi hem de gelecekte kışkırtıcılarla uzlaşmayacağı ve diyalog kurmayacağını vurguladı.

Kremlin: Gelecekte bu tür olayların yaşanmaması adına yaşananlar analiz edilecek

Bunun yanı sıra Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında yaşananlara ilişkin soruya verdiği yanıtta, “Elbette ilgili makamlar soruşturma başlatacak ve bunun ardından elbette durum, gelecekte bu tür yasa dışı tezahürleri en aza indirmek ya da tamamen ortadan kaldırmak için neyin gerekli olduğu analiz edilecektir,” ifadelerini kullandı.

Peskov, 30 Ekim’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan toplantının ardından verilen özel talimatlar hakkında, etkinlik kapalı olduğu için (devlet başkanının açılış konuşması hariç) ayrıntı veremeyeceğini belirtti.

Zaharova: Olayda Kiev rejimi kilit rol oynadı

Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, eylemlerde kilit rolün, yaşananlara anında tepki veren Kiev rejimine ait olduğunu öne sürdü.

Zaharova, yaptığı yazılı açıklamada “Dağıstan Cumhuriyeti’nde meydana gelen kitlesel ayaklanmalar Rusya Federasyonu halkının uyumlu gelişimini ve etnik-dinsel birliğini baltalamayı amaçlayan planlı ve yürütülen bir dış provokasyonun sonucudur,” değerlendirmesinde bulundu.

Zaharova protestoların ‘Rusya’daki iç siyasi durumu istikrarsızlaştırmak için defalarca açıkça aşırılıkçı ve terörist yöntemlere başvuranlardan’ ilham aldığını kaydetti.

Sözcü, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in yaşananların ardından yaptığı açıklamaların çabukluğu ve içeriğinin ‘Ukrayna istihbarat kurumları tarafından üstlenilen enformasyon sabotajının koordineli olduğunun doğrudan ispatı’ olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Ayaklanma çağrılarında, daha önce defalarca meydan okurcasına Rusya Federasyonu’na zarar verme arzusunu beyan etmiş olan kaçak provokatör İlya Ponomarev (Rus-Ukraynalı siyasetçi) ile ilişkili kaynakların görülmesi önemlidir.”

Beyaz Saray: Alakamız yok

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby ise, dün düzenlediği basın toplantısında Washington yönetiminin Mahaçkale hadisesiyle alakaları olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.

AFP‘nin aktardığına göre Kirby, “Bazı insanlar bunu 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarındaki pogromlara benzetiyor ve bence bu muhtemelen yerinde bir tanımlama,” dedi.

Kirby ayrıca Rusya Devlet Başkanı Putin’in ayaklanmaların sosyal medya aracılığıyla Batılı güvenlik kurumlarından ilham aldığı yönündeki iddiasını da yorumladı. Sözcü bunu ‘klasik Rus retoriği’ olarak nitelendirerek, “Batı’nın bununla hiçbir ilgisi yok. Bu sadece nefret, bağnazlık ve gözdağıdır,” diye ekledi.

RUSYA

Rusya’da ‘çocuksuz yaşam tarzını teşvik eden propagandaya’ yasak

Yayınlanma

Rusya, çocuksuz yaşam tarzını teşvik eden içeriklerin medyada yer almasını yasaklayan bir yasa çıkardı. Yasa, nüfus düşüşünü önlemeyi ve geleneksel aile değerlerini korumayı hedefliyor.

Rusya, ülkenin “felaket” boyutundaki demografik gerilemesine karşı tüm medyada çocuksuz yaşam tarzını teşvik eden içeriklere yasak getirdi. Söz konusu yasa, alt parlamento kanadı Duma’da kabul edildi.

Film, televizyon, reklam ve sosyal medyada doğum karşıtı mesajları içeren bu tür içeriklere yönelik yasak kapsamında, kuralları ihlal edenlere 420 bin rubleye kadar para cezası uygulanacak.

Devlet görevlileri ise ihlal durumunda bu cezanın iki katıyla karşılaşacak.

TASS ajansının aktardığına göre yasanın kabul edilmesinin ardından Duma Başkanı Vyaçeslav Volodin, “Yeni nesil Rusların geleneksel aile değerlerine odaklanarak büyümeleri için her türlü önlemi almak zorundayız,” açıklamasında bulundu.

Yasa ayrıca, transseksüel ideolojinin etkin olduğu ülkelerde yaşayan kişilerin, Rusya vatandaşı çocukları evlat edinmesini de kısıtlıyor.

Cinsiyet değişikliğinin yasal olduğu ülkelerde tıbbi müdahale veya resmî belgelerin değiştirilmesi yoluyla cinsiyetini değiştirmiş ebeveynler, artık Rusya vatandaşı çocukları evlat edinemeyecek.

Volodin, “Rus çocukların yurt dışına evlat verilmesi durumunda cinsiyet değişikliğine yönelik her türlü müdahaleyi engellemek büyük önem taşıyor,” ifadelerini kullandı.

Daha önce Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın demografik sorunlarını hükümetin en üst düzeyinde ele alınması gereken “felaket” bir durum olarak nitelendirmişti.

Rusya’nın doğum oranı şu anda yalnızca 1,49 düzeyinde ve bu oran, kadın başına 2,1 olması gereken nüfus yenileme seviyesinin oldukça altında. Birleşmiş Milletler (BM), önümüzdeki 50 yıl içinde nüfusun yüzde 17 oranında düşeceğini tahmin ediyor.

Rusya’da doğum oranı son 25 yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda.

BM’den Rusya’nın demografi sorununa dair karamsar tahmin

Okumaya Devam Et

RUSYA

Milyarderlerden Rusya Merkez Bankası’na ‘özel döviz kuru’ çağrısı

Yayınlanma

Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği, rubledeki dalgalanmaların ekonomik istikrarı tehdit ettiğini belirterek Merkez Bankası’ndan büyük şirketlere “özel döviz kurları” belirlemesini talep etti. Bu girişim, SSCB dönemindeki çoklu döviz kuru sistemine benzer bir uygulamayı yeniden gündeme taşıyor.

Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RSPP), dalgalı kur politikasının sona erdirilerek büyük dış ticaret şirketlerine özel döviz kurları sağlanması gerektiğini savundu.

Forbes listesinde yer alan milyarderlerin de yönetim kurulunda bulunduğu, ülkenin en büyük iş dünyası örgütü olan RSPP, bu öneriyi resmi olarak Merkez Bankası’na iletti.

RSPP’ye göre, Rus bankaları ve Moskova Borsası’na uygulanan yaptırımlar nedeniyle dalgalı kur politikası “geçerliliğini yitirdi” ve döviz kurlarındaki sert dalgalanmalar ekonomiyi zor duruma sokuyor: Savaşın ilk günlerinde dolar 120 rubleye kadar yükselirken, kısa süre sonra 50 rubleye geriledi, 2023 yazında tekrar 100 rubleye çıktı, ardından 85’e düştü ve şimdi yeniden 100 ruble sınırına yaklaşıyor.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre RSPP, bu ani değişimlerin rublenin “cazibesini azalttığını” belirterek, Merkez Bankası’nın “dış ticari faaliyet katılımcıları için döviz kuru hedeflemesi” gerektiğini ifade etti.

Merkez Bankası yaptırımlar nedeniyle dolar ve avro üzerinden işlem yapamıyor. Bu nedenle RSPP, döviz kurlarını düzenlemek için uluslararası döviz erişimi olan bankaların sürece dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.

Bu adımın piyasadaki arz-talep dalgalanmalarını yumuşatacağı düşünülüyor.

Ekonomist Sergey Hestanov, gazeteye verdiği demeçte söz konusu uygulamanın Sovyetler Birliği’nde kullanılan bir yöntem olduğunu ve günümüzde İran gibi bazı ülkelerde örneklerinin bulunduğunu anımsattı.

Örneğin Venezuela’da devletle yakın ilişkileri olan şirketler, karaborsa fiyatının 5 ila 50 kat altında dolar temin edebiliyor.

Hestanov’a göre, “bu tür bir sistemde bazı şirketlerin daha avantajlı döviz kurlarına ayrıcalıklı erişimi” kaçınılmaz olarak iktisadi çelişkileri derinleştirebilir. Bu nedenle uzman, “kritik ithalatla ilgili acil sorunlar” olmadığı sürece RSPP’nin önerisinin başarı şansı görmediğini ifade etti.

BKS World of Investments baş ekonomisti İlya Fedorov ise, Merkez Bankası’nın döviz rezervleriyle ruble kurunu kontrol etme imkânının sınırlı olduğuna dikkat çekti.

Her ne kadar Merkez Bankası 631 milyar dolarlık altın ve döviz rezervine sahip olduğunu açıklasa da bu miktarın neredeyse yarısı -yaklaşık 300 milyar dolar- Batı ülkelerinde bloke edilmiş durumda.

Kalan rezervlerin üçte ikisi de (208 milyar dolar) likit olmayan altın olarak bulunuyor ve Merkez Bankası’nın Çin yuanı cinsinden elinde yalnızca 100 milyar dolar değerinde gerçek döviz rezervi mevcut.

Rusya Merkez Bankası, faiz oranını yüzde 21’e yükseltti

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rus milyarderler Trump dönemine hazırlanıyor

Yayınlanma

Rus iş dünyasının önde gelen isimleri, hükümetin Rusya ekonomisi için öngördüğü iyimser büyüme tahminlerini gerçekçi bulmadıklarını ve Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak Rusya’ya uygulanan yaptırımları kaldırmasını beklemediklerini öne sürdü.

Bloomberg, büyük ölçekli Rus şirketlerini yöneten milyarderler ve iş insanları ile yapılan görüşmeler sonucunda bu yönde bir habere yer verdi.

Hükümetin planına göre, Rusya ekonomisi bu yıl yüzde 3,9 oranında büyüyecek (2023’teki yüzde 3,6 büyüme sonrasında). Büyüme oranı 2025’te hafif bir düşüşle yüzde 2,5’e gerileyecek, ardından tekrar artacak: 2026’da yüzde 2,6, 2027’de yüzde 2,8, 2028-2030 yılları arasında ise yıllık ortalama yüzde 3 seviyesinde olacak.

Ancak Bloomberg‘in haberine göre, Rusya’nın en zengin sermayedarları bu büyüme rakamlarının ulaşılabilir olduğuna inanmıyor.

Milyarderler, ülke ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini ve Batılı şirketlerin ülkeden ayrılmasının özellikle makine ve teknoloji sektörlerinde üretim tabanını zayıflattığını düşünüyor.

İthal ikame süreçleri yavaş ilerlerken, yüz binlerce kişinin askere alınması iş gücü açığını artırarak durumu daha da kötüleştirdi.

Habere göre, Trump’ın 24 saat içinde bir “anlaşma” sözü vermesine rağmen milyarderlerin çoğu savaşın yakın zamanda sona ereceğinden şüpheli.

Ayrıca, Rusya’nın yaptırımların kalkacağına dair beklenti taşımadığı ve dünya çapında en fazla yaptırım uygulanan ülke olarak İran ve Kuzey Kore’yi geçtiği belirtildi.

Stockholm School of Economics uzmanları, kısa vadede Rusya ekonomisinin “mutlak bir çöküş” riski altında olmadığını, ancak “orta ve uzun vadede görünümün karamsar” olduğunu iddia etti.

Uluslararası Para Fonu ise önümüzdeki yılın başında Rusya’nın GSYİH büyüme oranının üç kat yavaşlayarak yüzde 1,3’e düşeceğini ve on yılın sonunda yıllık yüzde 1 seviyesine kadar gerileyeceğini öngörüyor.

Rusya Merkez Bankası’nın tahminlerine göre ise ekonomi 2025’te sadece yüzde 0,5 ila 1 oranında büyüme gösterecek ve özel tüketim ile yatırım artışı sıfırlanabilir.

Yaptırımlar nedeniyle petrol dışındaki diğer önemli kaynak bazlı sektörler zorlanmaya başladı. Gazprom çeyrek yüzyıldan bu yana ilk kez zarar ederken, kömür şirketleri ihracatta ciddi bir düşüş yaşadı.

İş dünyasının yeni karşılaştığı bir başka sorun ise Merkez Bankası’nın faiz oranlarını ekonominin 20 yıldan uzun süredir görmediği bir seviyeye çıkarması oldu.

Milyarderler Oleg Deripaska ve Aleksey Mordaşov, Merkez Bankası’nı bu konuda kamuya açık bir şekilde eleştirirken, diğer sermayedarlar Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina’nın, büyük savunma harcamaları karşısında enflasyonu dizginlemek için yeterli araçlara sahip olmadığını ifade etti.

Bloomberg’e konuşan milyarderlerden biri, hükümetin savaşı “özel bir askeri harekât” olarak değil, savaş olarak kabul etmesi durumunda, yüksek enflasyonu halka anlatmanın daha kolay olabileceğini savundu.

Rusya’nın neoliberal elitleri savaştan etkilendi mi?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English