Bizi Takip Edin

Rusya

Dağıstan’daki havalimanında İsrail’den gelen uçak nedeniyle şiddet olayları: 80’den fazla gözaltı

Yayınlanma

İsrail-Filistin çatışmasının tırmanmasıyla Tel Aviv’den gelen tarifeli bir yolcu uçağı nedeniyle 29 Ekim’de Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan’daki Mahaçkale havaalanında kitlesel şiddet olayları başladı.

TASS‘ın aktardığına göre yüzlerce kişi hava limanı binasına ve havaalanına girdi, daha sonra kolluk kuvvetleri tarafından dışarı çıkarıldılar. Dün gece açıklanan verilere göre, aralarında polis memurlarının da bulunduğu 20’den fazla kişi yaralandı ve 80’den fazla gösterici gözaltına alındı.

Dağıstanlı yetkililer ve din adamları olayı provokasyonla ilişkilendirerek kınadı.

Putin: Olay Batılı istihbarat örgütleri tarafından kışkırtıldı

Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, olayların Ukrayna ile bağlantılı sosyal medya kanalları ve Orta Doğu’daki krizden faydalanmak isteyen Batılı istihbarat servisleri tarafından çıkarıldığını söyledi.

Dün Rus kolluk kuvvetleri yetkilileriyle düzenlediği toplantının öncesinde konuşan Putin, “Dün gece Mahaçkale’de meydana gelen olaylar, sosyal medya da dahil olmak üzere, Batılı istihbarat örgütlerinin eliyle Ukrayna topraklarından organize edildi,” ifadelerini kullandı.

Putin, Washington ve müttefiklerinin Ukrayna’da Nazileri ve işbirlikçilerini açıkça yücelten bir rejimi desteklerken aynı zamanda İsrail’e verdikleri desteği övmelerindeki ironiye işaret ederek, “Kiev’in Rusya’da pogromları kışkırtan destekçilerinin ne yaptıklarının farkında olup olmadıklarından emin değilim,” diye konuştu.

Batı’nın Rusya’nın çok etnikli ve çok dinli toplumunu istikrarsızlaştırma ve bölme girişimlerinde bulunduğuna işaret eden Putin, bunun şimdi de Orta Doğu’da devam eden kriz nedeniyle halkın öfkesinden faydalanmaya çalışılarak yapıldığını öne sürdü.

Putin şöyle devam etti: “Mecut Orta Doğu krizinin, İsrailli sivillere ve bu devletin topraklarındaki diğer ülkelerden insanlara yönelik bir terör saldırısıyla nasıl başladığını hatırlıyoruz. Fakat teröristleri cezalandırmak yerine, ne yazık ki kolektif sorumluluk ilkesi çerçevesinde Gazze halkından intikam alındığını da görüyoruz.”

Ukrayna, Filistin, Suriye, Irak, Afganistan ve başka yerlerde ekilen kaosun, Rusya da dahil olmak üzere tek kutuplu dünya düzenine son vermek isteyen rakiplerini ‘caydırmak ve istikrarsızlaştırmak’ adına kullanıldığını söyleyen Putin, ABD ve müttefiklerinin ‘küresel istikrarsızlığın ana menfaatçileri’ olduğunu belirtti.

Rusya lideri, “Kutsal topraklarda kalıcı bir barışa ihtiyaçları yok, Orta Doğu’da daimi bir kaosa ihtiyaçları var, bu yüzden Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes sağlanmasında ısrar eden, akan kanın durdurulmasında ısrar eden ve krizin çözümüne katkıda bulunmaya hazır olan ülkeleri itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Birleşmiş Milletler bile, uluslararası toplumun açıkça ifade edilen tutumu, saldırılara, gerçek bir zulme ve itibarsızlaştırma girişimlerine maruz kalıyor. Tavrımızı açıkça ifade ettik ve etmeye devam ediyoruz ve bu yıldan yıla değişmiyor; ihtilafın çözümünün anahtarı egemen, bağımsız bir Filistin devletinin, tam teşekküllü bir Filistin devletinin kurulmasıdır,” değerlendirmesini yaptı.

Kadirov: Provokasyon girişimi engellendi

Bununla birlikte Çeçenistan lideri Ramzan Kadirov, yaşanan provokasyon girişiminin pazartesi gecesi engellendiğini bildirdi.

Telegram kanalından paylaşım yapan Kadirov, “Bu provokasyon girişimi dün gece Çeçen Cumhuriyeti’nde oldukça hızlı bir şekilde engellendi. Ulusal Politika, Dış İlişkiler, Basın ve Enformasyon Bakanı Ahmed Dudayev liderliğindeki bölge medyası, sahte çağrılara zamanında dikkat çekti ve halkı aceleci davranmamaları konusunda uyardı. Polis ve Rosgvardiya da her türlü provokasyona karşı teyakkuza geçirildi,” diye ekledi.

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog: Yaşananlar son derece rahatsız edici

İsrail Cumhurbaşkanı Ayzek Herzog ise Mahaçkale havaalanındaki ayaklanmaları şok edici olarak nitelendirdi. Die Welt gazetesine mülakat veren Herzog, “Bunlar şok edici ve son derece rahatsız edici. Bu tüm hükümetleri alarma geçirmesi gereken bir şey, bu saf anti-Semitizm ve kesinlikle kontrollü,” diye konuştu.

Herzog, “Pogroma benzer bir şeydi. Tanrıya şükür ki yetkililer nihayetinde engelledi,” yorumunu yaptı.

Dağıstan Cumhurbaşkanı Melikov: Katılımcı ve organizatörlere yönelik operasyonlar sürüyor

Özerk Dağıstan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sergey Melikov da gazeteci Vladimir Solovyov’un sunduğu Solovyov Live yayınında yaptığı açıklamada, Mahaçkale havaalanındaki kitlesel ayaklanmaların katılımcıları ve organizatörlerinin gözaltına alınmaya devam ettiğini kaydetti.

Melikov, “Gözaltılar, [Rusya Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr] Bastrıkin kontrolü ele geçirdikçe artıyor. Yani, önce 10 kişi gözaltına alınıyor, bazı bilgiler veriyorlar ve bu bilgilere dayanarak daha fazla gözaltı gerçekleşiyor,” dedi.

Melikov, ayrıca yetkililerin bu tür eylemlere hazır olması gerektiğini de belirterek “Hazır olmalıyız, bu son eylem değil. Bu Kafkasya gemisi birden fazla kez sallanacaktır,” dedi ve kolluk kuvvetlerinin hem şimdi hem de gelecekte kışkırtıcılarla uzlaşmayacağı ve diyalog kurmayacağını vurguladı.

Kremlin: Gelecekte bu tür olayların yaşanmaması adına yaşananlar analiz edilecek

Bunun yanı sıra Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında yaşananlara ilişkin soruya verdiği yanıtta, “Elbette ilgili makamlar soruşturma başlatacak ve bunun ardından elbette durum, gelecekte bu tür yasa dışı tezahürleri en aza indirmek ya da tamamen ortadan kaldırmak için neyin gerekli olduğu analiz edilecektir,” ifadelerini kullandı.

Peskov, 30 Ekim’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan toplantının ardından verilen özel talimatlar hakkında, etkinlik kapalı olduğu için (devlet başkanının açılış konuşması hariç) ayrıntı veremeyeceğini belirtti.

Zaharova: Olayda Kiev rejimi kilit rol oynadı

Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, eylemlerde kilit rolün, yaşananlara anında tepki veren Kiev rejimine ait olduğunu öne sürdü.

Zaharova, yaptığı yazılı açıklamada “Dağıstan Cumhuriyeti’nde meydana gelen kitlesel ayaklanmalar Rusya Federasyonu halkının uyumlu gelişimini ve etnik-dinsel birliğini baltalamayı amaçlayan planlı ve yürütülen bir dış provokasyonun sonucudur,” değerlendirmesinde bulundu.

Zaharova protestoların ‘Rusya’daki iç siyasi durumu istikrarsızlaştırmak için defalarca açıkça aşırılıkçı ve terörist yöntemlere başvuranlardan’ ilham aldığını kaydetti.

Sözcü, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in yaşananların ardından yaptığı açıklamaların çabukluğu ve içeriğinin ‘Ukrayna istihbarat kurumları tarafından üstlenilen enformasyon sabotajının koordineli olduğunun doğrudan ispatı’ olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Ayaklanma çağrılarında, daha önce defalarca meydan okurcasına Rusya Federasyonu’na zarar verme arzusunu beyan etmiş olan kaçak provokatör İlya Ponomarev (Rus-Ukraynalı siyasetçi) ile ilişkili kaynakların görülmesi önemlidir.”

Beyaz Saray: Alakamız yok

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby ise, dün düzenlediği basın toplantısında Washington yönetiminin Mahaçkale hadisesiyle alakaları olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.

AFP‘nin aktardığına göre Kirby, “Bazı insanlar bunu 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarındaki pogromlara benzetiyor ve bence bu muhtemelen yerinde bir tanımlama,” dedi.

Kirby ayrıca Rusya Devlet Başkanı Putin’in ayaklanmaların sosyal medya aracılığıyla Batılı güvenlik kurumlarından ilham aldığı yönündeki iddiasını da yorumladı. Sözcü bunu ‘klasik Rus retoriği’ olarak nitelendirerek, “Batı’nın bununla hiçbir ilgisi yok. Bu sadece nefret, bağnazlık ve gözdağıdır,” diye ekledi.

Rusya

Kremlin, İran’ın UAEA kararını ‘saldırının doğrudan sonucu’ olarak niteledi

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Peskov, Ermenistan ve Azerbaycan’ın barış anlaşmasını sonuçlandırmaya çok yakın olduğunu belirtirken, İran’ın UAEA ile işbirliğini askıya almasını ‘İran’a yönelik saldırının doğrudan sonucu’ olarak nitelendirdi. Sözcü ayrıca, Rusya ile Ukrayna arasında şu anda bir memorandum görüşmesi olmadığını ve Ermenistan’da tutuklanan Rus vatandaşı iş insanı için temasların sürdüğünü bildirdi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, düzenlediği basın toplantısında Rus dış politikasına ilişkin gündemdeki bir dizi başlıkta değerlendirmelerde bulundu.

Peskov, Ermenistan ile Azerbaycan’ın barış anlaşmasına çok yakın olduğunu, İran’ın nükleer denetimlere ilişkin kararının bir saldırı sonucu alındığını, Ukrayna ile esir takası sürecinin devam ettiğini ve Ermenistan’da tutuklanan Rus iş insanının durumunu takip ettiklerini açıkladı.

‘Erivan ile Bakü anlaşmayı sonuçlandırmaya çok yakın’

Rusya’nın, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yeni bir gerilim yaşanmamasını umduğunu belirten Peskov, iki ülkenin barış anlaşması üzerindeki çalışmaları sonuçlandırmaya çok yakın olduğunu ifade etti.

Kremlin Sözcüsü, “Bu çalışmanın sonuçlandırılacağını umuyoruz. Bu anlaşma, bölgedeki atmosferin istikrarı ve güvenliği için çok gerekli,” dedi. Peskov, talep edilmesi halinde Rusya’nın bu sürece katkıda bulunmak için mümkün olan her şeyi yapmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Kaynak metinde, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 24 Haziran’da Dağlık Karabağ’daki çatışmalar sırasında yerleşim yerlerini bombalaması nedeniyle Ermenistan’ı “savaş suçlusu bir devlet” olarak nitelendirdiği bilgisi yer aldı.

Ayrıca, Mart 2025’te Ermenistan ve Azerbaycan’ın, devletlerin sınırlarını ve toprak bütünlüğünü karşılıklı olarak tanıyan 17 maddelik bir barış anlaşması imzalamayı kabul ettiği hatırlatıldı.

‘UAEA’nın itibarı ciddi şekilde zedelendi’

Peskov, İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini askıya alma kararının, ülkeye yönelik saldırının doğrudan bir sonucu olduğunu söyledi.

Peskov, “Bu tür bir karar, gerçekleşen kışkırtılmamış saldırının doğrudan bir sonucudur. Nükleer tesislere yönelik benzeri görülmemiş saldırıların doğrudan bir sonucudur. Elbette UAEA’nın itibarı bu durumda ciddi şekilde zedelenmiştir, bu nedenle böyle bir durum endişe yaratmadan edemez,” ifadelerini kullandı.

ABD ve İran arasındaki temasların devam ettiğini ve Moskova’nın nükleer tesislere yönelik saldırılar etrafındaki durumu izlediğini belirten Peskov, Rusya’nın İran’daki tesislerin durumuna ilişkin veriye sahip olmadığını ve bu verilerin ortaya çıkmasını beklemek gerektiğini kaydetti.

25 Haziran’da İran meclis komitesi, İran Atom Enerjisi Kurumu’nun UAEA ile işbirliğini askıya almasına yönelik yasa tasarısını onaylamıştı.

Tasarıya göre İran, nükleer tesislerine kamera kurmama, denetimlere izin vermeme ve ajansa rapor sunmama hakkına sahip olacak. İranlı milletvekilleri, UAEA’yı ve Genel Sekreter Rafael Grossi’yi yanlış raporlar sunmakla, bazı ajanları ise “nükleer tesislerde casusluk yapmakla” suçluyor.

İran meclisi, UAEA ile işbirliğini askıya alma tasarısını onayladı

‘Ermenistan’da Rusya vatandaşı iş insanı Karapetyan için temaslar sürüyor’

Ermenistan’da tutuklanan Tashir Grubu’nun sahibi Samvel Karapetyan’ın akıbetiyle ilgili Rusya ve Ermenistan arasında temasların yürütüldüğünü bildiren Peskov, “Karapetyan Rusya Federasyonu vatandaşı olduğu için elbette ilgili temaslar yürütülmektedir,” diye vurguladı.

Peskov, bu durumdan bağımsız olarak da Kremlin’in Erivan ile temas halinde olduğunu, çünkü Ermenistan’ın “çok yönlü ilişkilere sahip önemli bir müttefik” olduğunu belirtti.

Erivan’daki bir mahkeme, 18 Haziran’da iş insanını “iktidarı devirme çağrıları yapma” suçlamasıyla iki ay süreyle tutuklamıştı.

Karapetyan suçlamaları reddederken, avukatı kararın yasa dışı olduğunu savunarak temyize gideceklerini açıkladı.

17 Haziran’da Karapetyan’ın evinde arama yapılmış, ertesi gece kendisi ve kardeşi polis tarafından gözaltına alınmıştı. İş insanı, tutuklanmasından önce yetkililerin Ermeni Apostolik Kilisesi’ne yönelik sert açıklamaları karşısında kiliseyi savunmuştu. Kardeşinin aktardığına göre, Karapetyan ile birlikte yaklaşık 45 destekçisi de gözaltına alındı.

Paşinyan: Din adamlarının darbe planını engelledik

‘Ukrayna ile memorandumlar hakkında görüş alışverişi yok’

Peskov, Rusya ile Ukrayna arasında şu anda memorandum taslakları hakkında bir görüş alışverişi yapılmadığını açıkladı.

Sözcü, İstanbul’da yapılan ikinci tur müzakerelerde varılan anlaşmaların uygulanmasının tamamlanma aşamasında olduğunu ve bu süreç bittikten sonra müzakerelerin devamı için tarihlerin belirleneceğini ekledi.

Rusya-Ukrayna müzakerelerinin ikinci turu 2 Haziran’da Türkiye’de gerçekleşmişti. Taraflar, 6 bin asker ve subayın cenazesinin Ukrayna’ya teslim edilmesi konusunda anlaşmaya varmıştı.

Moskova ve Kiev ayrıca, ağır yaralı ve hasta tüm esirlerin yanı sıra 25 yaş altı genç askerlerin takası konusunda da mutabık kalmıştı. 16 Haziran’da Rusya heyetinin başkanı Vladimir Medinskiy, cenazelerin teslimatının son aşamasının yürütüldüğünü duyurmuştu. Toplamda Ukrayna’nın 6 bin 60 askerin cenazesini teslim aldığı belirtildi.

Kremlin, Ukrayna ile yeni müzakere turu için tarih verdi

Okumaya Devam Et

Rusya

NATO istihbaratı: Rusya savaşı 2027’ye kadar sürdürebilir

Yayınlanma

NATO istihbaratına göre, Rusya ekonomik kapasitesi sayesinde Ukrayna’daki savaşı mevcut yoğunluğunda en az 2027 yılına kadar devam ettirebilir. Bununla birlikte, ittifak kaynakları Rus savunma sanayisinin üretim kapasitesinin zirvesine ulaştığını ve artan ekonomik zorlukların, özellikle de Varlık Fonu’ndaki erimenin, Moskova için ciddi bir sorun teşkil ettiğini belirtiyor.

NATO’nun Lahey’deki bir zirve sırasında paylaştığı istihbarat değerlendirmesine göre, Rusya’nın Ukrayna’da mevcut ölçekteki askeri operasyonları en az 2027 yılına kadar sürdürme kapasitesi bulunuyor.

BBC‘nin haberine göre, ittifak üyeleri, artan iç zorluklara rağmen ülke ekonomisinin savaşı birkaç yıl daha finanse etmeye yeteceği görüşünde.

Ancak NATO, Rus savunma sanayisinin zaten kapasitesinin sınırlarında çalıştığını ve silah üretiminde daha fazla artışın mümkün olmadığını da vurguluyor.

Moskova kazanacağına inanıyor

BBC‘ye konuşan üst düzey bir NATO yetkilisi, Batı’nın diplomatik çabalarının Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmeye henüz yaklaştırmadığını hatırlattı.

NATO, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaşı kazandığına inandığını düşünüyor. İttifak kaynağı, bu aşırı güvenin, Kremlin’e Rus istihbarat servisleri tarafından sunulan çarpıtılmış tablonun bir sonucu olduğunu belirtti.

Kaynak ayrıca Ukrayna ordusunda bir personel açığı olduğuna dikkat çekti. İttifak temsilcisi, “Bunun ne kadar kritik olduğu, Ukrayna’nın bu konuda ne yapmayı planladığına bağlı. Somut adımlar atması gerekiyor,” dedi.

Batı için daha ‘karamsar’ tahminler de var

Daha önce, nisan ayında, Amerikan Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW) analisti George Barros, Rusya’nın savaşı mevcut haliyle 12 ila 16 ay daha sürdürebileceğini belirtmişti.

Barros’a göre bu sürenin sonunda Rusya’nın hem bütçe kaynakları hem de cömert ödemelerle cepheye çekilen “gönüllüler” de dahil olmak üzere insan rezervleri tükenebilir.

Ekonomik zorluklar artıyor

Devlet Başkanı Putin’in 24 Haziran’da 2025 federal bütçesinde imzaladığı değişiklikler, artan ekonomik zorluklara işaret ediyor.

Belgeye göre, planlanan petrol ve doğalgaz gelirleri neredeyse dörtte bir oranında azaltılıyor: beklenen 10,8 trilyon ruble yerine bütçeye sadece 8,3 trilyon ruble girecek.

Bütçeyi dengelemek için hükümet, ekonomiyi desteklemeye yönelik beş büyük devlet programındaki harcamaları kesiyor.

Aynı zamanda, bütçe açığı tahmini de kötüleşiyor. Daha önce 1,2 trilyon ruble olarak planlanan açığın şimdi 3,8 trilyon ruble ile üç katına çıkması bekleniyor.

Varlık Fonu hızla eriyor

Maliye Bakanlığı, Ural petrolünün varil fiyatı 60 doların altına düştüğünde eksik kalan petrol ve gaz gelirlerini karşılamak için Ulusal Varlık Fonu’ndan (FNB) kaynak kullanıyor.

Bloomberg‘in konuya aşina kaynağına göre, 2025’ten itibaren bu eşik 50 dolara düşürülebilir.

Haziran ayı başı itibarıyla Maliye Bakanlığı’nın elinde FNB’nin likit varlıklarından sadece 2,8 trilyon ruble kaldı. 2022-2024 döneminde fon, ruble bazında yarıdan fazla, dolar bazında ise üçte bir oranında (113,5 milyar dolardan 37,4 milyar dolara) küçüldü.

RANHiGS ekonomistleri, emtia fiyatlarının düşük kalması durumunda FNB’nin 2026 yılına kadar tamamen tükenebileceği uyarısında bulunuyor.

‘Rusya’yı yeni bir durgunluk dönemi bekliyor’

Okumaya Devam Et

Rusya

FSB’den Dağıstan Devlet Sekreteri Magomedov’a operasyon

Yayınlanma

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Dağıstan Devlet Sekreteri Magomed-Sultan Magomedov’a yönelik geniş çaplı bir operasyon başlattı. Dagneftebaza şirketinin usulsüz özelleştirilmesiyle ilgili soruşturma kapsamında Magomedov’un gözaltına alındığı bildirildi. Operasyon çerçevesinde, Magomedov ile bağlantılı 50 adrese baskın düzenlendiği öğrenildi.

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Dağıstan Devlet Sekreteri Magomed-Sultan Magomedov’a yönelik bir operasyon başlattı.

Rus haber ajansı TASS‘ın güvenlik birimlerinden bir kaynağa dayandırdığı bilgiye göre, Magomedov ile bağlantılı çok sayıda adreste arama yapılıyor. RBK gazetesinin ulaştığı bir kaynak ise Magomedov’un soruşturma kapsamında gözaltına alındığını doğruladı.

FSB’den 50 adrese eş zamanlı baskın

Yerel yayın organı Çernovik‘in haberine göre, soruşturma işlemleri Magomedov’un çalışma ofisinin de aralarında bulunduğu, kendisiyle ilişkili yaklaşık 50 adreste yürütülüyor.

Baskınların, FSB’nin merkez teşkilatı ile Dağıstan Cumhuriyeti’ndeki FSB birimlerinin ortak çalışmasıyla gerçekleştirildiği belirtildi. Çernovik‘in bir kaynağı, “Bu ölçekte bir operasyon için güç birikimi gerekiyordu. Bu nedenle güvenlik güçleri bir haftadan uzun bir süre boyunca cumhuriyete küçük gruplar hâlinde geldi,” ifadelerini kullandı.

Soruşturmanın merkezinde Dagneftebaza özelleştirmesi var

Baza ve Shot gibi yayın organları, aramaların Dagneftebaza adlı şirketin yasa dışı özelleştirilmesiyle ilgili bir davayla bağlantılı olduğunu bildirdi. Daha önce bölge hükümetine ait olan şirketin, 2005 yılında Magomedov’un yöneticiliği döneminde özelleştirildiği öğrenildi.

Şirket, şu anda Magomedov’un oğlu Magomed Magomedov tarafından yönetilen MSB-Holding bünyesinde faaliyet gösteriyor. Şirketin kurucuları arasında Magomedov’un diğer akrabalarının da bulunduğu belirtiliyor.

‘Bu sadece ilk aşama’

Çernovik‘e konuşan bir güvenlik kaynağı, devlet sekreterine yakın kişilerin ev ve iş yerlerindeki aramaların, operasyonel ve soruşturma faaliyetlerinin yalnızca ilk aşaması olduğunu vurguladı.

Kaynak, “FSB’nin dikkati yalnızca özelleştirilen Dagneftebaza’nın mevcut sahiplerine değil, aynı zamanda özelleştirmeye yardım edenlere, kurucu ortaklar ve sahipler arasında yer alanlara da çevrilmiş durumda,” dedi.

Rusya Anayasa Mahkemesi Başkanı: Yolsuzluk Nazizm ve terörden daha tehlikeli bir düşman

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English