Bizi Takip Edin

RUSYA

Dağıstan’daki havalimanında İsrail’den gelen uçak nedeniyle şiddet olayları: 80’den fazla gözaltı

Yayınlanma

İsrail-Filistin çatışmasının tırmanmasıyla Tel Aviv’den gelen tarifeli bir yolcu uçağı nedeniyle 29 Ekim’de Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan’daki Mahaçkale havaalanında kitlesel şiddet olayları başladı.

TASS‘ın aktardığına göre yüzlerce kişi hava limanı binasına ve havaalanına girdi, daha sonra kolluk kuvvetleri tarafından dışarı çıkarıldılar. Dün gece açıklanan verilere göre, aralarında polis memurlarının da bulunduğu 20’den fazla kişi yaralandı ve 80’den fazla gösterici gözaltına alındı.

Dağıstanlı yetkililer ve din adamları olayı provokasyonla ilişkilendirerek kınadı.

Putin: Olay Batılı istihbarat örgütleri tarafından kışkırtıldı

Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, olayların Ukrayna ile bağlantılı sosyal medya kanalları ve Orta Doğu’daki krizden faydalanmak isteyen Batılı istihbarat servisleri tarafından çıkarıldığını söyledi.

Dün Rus kolluk kuvvetleri yetkilileriyle düzenlediği toplantının öncesinde konuşan Putin, “Dün gece Mahaçkale’de meydana gelen olaylar, sosyal medya da dahil olmak üzere, Batılı istihbarat örgütlerinin eliyle Ukrayna topraklarından organize edildi,” ifadelerini kullandı.

Putin, Washington ve müttefiklerinin Ukrayna’da Nazileri ve işbirlikçilerini açıkça yücelten bir rejimi desteklerken aynı zamanda İsrail’e verdikleri desteği övmelerindeki ironiye işaret ederek, “Kiev’in Rusya’da pogromları kışkırtan destekçilerinin ne yaptıklarının farkında olup olmadıklarından emin değilim,” diye konuştu.

Batı’nın Rusya’nın çok etnikli ve çok dinli toplumunu istikrarsızlaştırma ve bölme girişimlerinde bulunduğuna işaret eden Putin, bunun şimdi de Orta Doğu’da devam eden kriz nedeniyle halkın öfkesinden faydalanmaya çalışılarak yapıldığını öne sürdü.

Putin şöyle devam etti: “Mecut Orta Doğu krizinin, İsrailli sivillere ve bu devletin topraklarındaki diğer ülkelerden insanlara yönelik bir terör saldırısıyla nasıl başladığını hatırlıyoruz. Fakat teröristleri cezalandırmak yerine, ne yazık ki kolektif sorumluluk ilkesi çerçevesinde Gazze halkından intikam alındığını da görüyoruz.”

Ukrayna, Filistin, Suriye, Irak, Afganistan ve başka yerlerde ekilen kaosun, Rusya da dahil olmak üzere tek kutuplu dünya düzenine son vermek isteyen rakiplerini ‘caydırmak ve istikrarsızlaştırmak’ adına kullanıldığını söyleyen Putin, ABD ve müttefiklerinin ‘küresel istikrarsızlığın ana menfaatçileri’ olduğunu belirtti.

Rusya lideri, “Kutsal topraklarda kalıcı bir barışa ihtiyaçları yok, Orta Doğu’da daimi bir kaosa ihtiyaçları var, bu yüzden Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes sağlanmasında ısrar eden, akan kanın durdurulmasında ısrar eden ve krizin çözümüne katkıda bulunmaya hazır olan ülkeleri itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Birleşmiş Milletler bile, uluslararası toplumun açıkça ifade edilen tutumu, saldırılara, gerçek bir zulme ve itibarsızlaştırma girişimlerine maruz kalıyor. Tavrımızı açıkça ifade ettik ve etmeye devam ediyoruz ve bu yıldan yıla değişmiyor; ihtilafın çözümünün anahtarı egemen, bağımsız bir Filistin devletinin, tam teşekküllü bir Filistin devletinin kurulmasıdır,” değerlendirmesini yaptı.

Kadirov: Provokasyon girişimi engellendi

Bununla birlikte Çeçenistan lideri Ramzan Kadirov, yaşanan provokasyon girişiminin pazartesi gecesi engellendiğini bildirdi.

Telegram kanalından paylaşım yapan Kadirov, “Bu provokasyon girişimi dün gece Çeçen Cumhuriyeti’nde oldukça hızlı bir şekilde engellendi. Ulusal Politika, Dış İlişkiler, Basın ve Enformasyon Bakanı Ahmed Dudayev liderliğindeki bölge medyası, sahte çağrılara zamanında dikkat çekti ve halkı aceleci davranmamaları konusunda uyardı. Polis ve Rosgvardiya da her türlü provokasyona karşı teyakkuza geçirildi,” diye ekledi.

İsrail Cumhurbaşkanı Herzog: Yaşananlar son derece rahatsız edici

İsrail Cumhurbaşkanı Ayzek Herzog ise Mahaçkale havaalanındaki ayaklanmaları şok edici olarak nitelendirdi. Die Welt gazetesine mülakat veren Herzog, “Bunlar şok edici ve son derece rahatsız edici. Bu tüm hükümetleri alarma geçirmesi gereken bir şey, bu saf anti-Semitizm ve kesinlikle kontrollü,” diye konuştu.

Herzog, “Pogroma benzer bir şeydi. Tanrıya şükür ki yetkililer nihayetinde engelledi,” yorumunu yaptı.

Dağıstan Cumhurbaşkanı Melikov: Katılımcı ve organizatörlere yönelik operasyonlar sürüyor

Özerk Dağıstan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sergey Melikov da gazeteci Vladimir Solovyov’un sunduğu Solovyov Live yayınında yaptığı açıklamada, Mahaçkale havaalanındaki kitlesel ayaklanmaların katılımcıları ve organizatörlerinin gözaltına alınmaya devam ettiğini kaydetti.

Melikov, “Gözaltılar, [Rusya Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr] Bastrıkin kontrolü ele geçirdikçe artıyor. Yani, önce 10 kişi gözaltına alınıyor, bazı bilgiler veriyorlar ve bu bilgilere dayanarak daha fazla gözaltı gerçekleşiyor,” dedi.

Melikov, ayrıca yetkililerin bu tür eylemlere hazır olması gerektiğini de belirterek “Hazır olmalıyız, bu son eylem değil. Bu Kafkasya gemisi birden fazla kez sallanacaktır,” dedi ve kolluk kuvvetlerinin hem şimdi hem de gelecekte kışkırtıcılarla uzlaşmayacağı ve diyalog kurmayacağını vurguladı.

Kremlin: Gelecekte bu tür olayların yaşanmaması adına yaşananlar analiz edilecek

Bunun yanı sıra Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında yaşananlara ilişkin soruya verdiği yanıtta, “Elbette ilgili makamlar soruşturma başlatacak ve bunun ardından elbette durum, gelecekte bu tür yasa dışı tezahürleri en aza indirmek ya da tamamen ortadan kaldırmak için neyin gerekli olduğu analiz edilecektir,” ifadelerini kullandı.

Peskov, 30 Ekim’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan toplantının ardından verilen özel talimatlar hakkında, etkinlik kapalı olduğu için (devlet başkanının açılış konuşması hariç) ayrıntı veremeyeceğini belirtti.

Zaharova: Olayda Kiev rejimi kilit rol oynadı

Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, eylemlerde kilit rolün, yaşananlara anında tepki veren Kiev rejimine ait olduğunu öne sürdü.

Zaharova, yaptığı yazılı açıklamada “Dağıstan Cumhuriyeti’nde meydana gelen kitlesel ayaklanmalar Rusya Federasyonu halkının uyumlu gelişimini ve etnik-dinsel birliğini baltalamayı amaçlayan planlı ve yürütülen bir dış provokasyonun sonucudur,” değerlendirmesinde bulundu.

Zaharova protestoların ‘Rusya’daki iç siyasi durumu istikrarsızlaştırmak için defalarca açıkça aşırılıkçı ve terörist yöntemlere başvuranlardan’ ilham aldığını kaydetti.

Sözcü, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in yaşananların ardından yaptığı açıklamaların çabukluğu ve içeriğinin ‘Ukrayna istihbarat kurumları tarafından üstlenilen enformasyon sabotajının koordineli olduğunun doğrudan ispatı’ olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Ayaklanma çağrılarında, daha önce defalarca meydan okurcasına Rusya Federasyonu’na zarar verme arzusunu beyan etmiş olan kaçak provokatör İlya Ponomarev (Rus-Ukraynalı siyasetçi) ile ilişkili kaynakların görülmesi önemlidir.”

Beyaz Saray: Alakamız yok

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby ise, dün düzenlediği basın toplantısında Washington yönetiminin Mahaçkale hadisesiyle alakaları olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.

AFP‘nin aktardığına göre Kirby, “Bazı insanlar bunu 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarındaki pogromlara benzetiyor ve bence bu muhtemelen yerinde bir tanımlama,” dedi.

Kirby ayrıca Rusya Devlet Başkanı Putin’in ayaklanmaların sosyal medya aracılığıyla Batılı güvenlik kurumlarından ilham aldığı yönündeki iddiasını da yorumladı. Sözcü bunu ‘klasik Rus retoriği’ olarak nitelendirerek, “Batı’nın bununla hiçbir ilgisi yok. Bu sadece nefret, bağnazlık ve gözdağıdır,” diye ekledi.

RUSYA

Putin’den füzelere yanıt: Çatışma küresel nitelik kazandı

Yayınlanma

Yazar

Rusya televizyonları yayınlarını keserek ve hiçbir duyuruda bulunmadan Putin’in açıklamasını girdiler. Açıklama televizyon yayınından bir süre sonra Kremlin internet sitesinde de yayınlandı.
Açıklamanın tam çevirisi:

* * *

“Daima bir cevap olacak”

Rusya Federasyonu silahlı kuvvetler personelini, ülkemizin yurttaşlarını, bütün dünyadaki dostlarımızı, keza Rusya’yı stratejik  bozguna uğratma fırsatıyla ilgili hayaller besleyenleri, bugün özel askeri harekat bölgesinde meydana gelen, topraklarımızda batı yapımı uzun menzilli silahlar kullanılmasından sonraki olaylar hakkında bilgilendirmek istiyorum.

Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen çatışmayı tırmandırma siyasetine devam eden ABD ve onun NATO’daki müttefikleri daha önce, Rusya Federasyonu topraklarına karşı uzun menzilli yüksek hassasiyetli silah sistemlerini kullanma izni vermediklerini açıklamışlardı. Uzmanlar şunu iyi biliyorlar ve Rusya tarafı da devamlı surette vurguladı: bu silahları üreten ülkelerin askeri uzmanlarının doğrudan dahli olmaksızın benzer silahların kullanılması mümkün değildir.

19 Kasım günü ABD yapımı altı taktik ATACMS füzesiyle, ve 21 Kasım günü Büyük Britanya yapımı Storm Shadow ve ABD yapımı HIMARS sistemleriyle Rusya Federasyonu topraklarında, Bryansk ve Kursk oblastlerindeki askeri tesislere kombine bir füze saldırısı gerçekleştirildi. Bu andan itibaren, daha önce devamlı surette vurguladığımız gibi, Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen bölgesel çatışma küresel bir niteliğin unsurlarını kazandı. Hava savunma sistemlerimiz bu saldırıları püskürttü. Neticede, düşmanın belli ki önüne koymuş olduğu hedeflere ulaşılamadı.

Bryansk oblastinde ATACMS füzelerinin parçalarının düşmesiyle çıkan yangın söndürüldü, kurban ve ciddi bir hasar yok. Kursk oblastinde saldırı, “Kuzey” ordu grubumuzun komuta noktalarından birine karşı yapıldı. Saldırı ve hava savunma muharebesi sonucunda ne yazık ki tesisin dış güvenlik birimleri personelinden zarar görenler, ölenler ve yaralananlar var. Yönetim noktasının komuta ve operasyon personeli zarar görmedi ve kıtalarımızın Kursk oblastindeki düşman birliklerini yok etme ve söküp atmaya yönelik faaliyetleri normal bir şekilde devam ediyor.

Bir kez daha özellikle vurgulamak istiyorum: düşmanın bu tür silahları kullanması özel askeri harekat bölgesinde askeri eylemlerin gidişatına etkide bulunamaz. Kıtalarımız bütün askeri temas hattı boyunca taarruza başarıyla devam ediyor. Önümüze koyduğumuz bütün görevler yerine getirilecektir.

Rusya silahlı kuvvetleri Amerikan ve Britanya uzun menzilli silahlarının kullanılmasına cevap olarak 21 Kasım’da Ukrayna’nın savunma sanayisi tesislerinden birini kombine bir saldırıyla vurmuştur. Askeri şartlarda, Rusya’nın orta menzilli yeni füze sistemlerinden biri, mevcut durumda nükleer olmayan hipersonik konfigürasyonda bir füze de denenmiştir. Füze uzmanlarımız bunun adını Oreşnik koydular. Deneme başarıyla tamamlandı, fırlatma hedefine ulaşıldı. Ukrayna topraklarında Dinyepropetrovsk şehrindeki büyük ve daha Sovyetler Birliği zamanından beri bilinen sanayi komplekslerinden bugün de füze ve diğer silahların üretimini yapan biri vuruldu.

Kısa ve orta menzilli füzeler tarafımızdan ABD’nin orta ve kısa menzilli füze üretimi ve Avrupa’ya ve Asya-Pasifik bölgesine konuşlandırma planlarına karşı cevabi tedbir olarak geliştirilmektedir. ABD’nin orta ve kısa menzilli füzelerin tasfiyesi anlaşmasını uydurma bir bahaneyle tek taraflı olarak yıkmakla hata ettiği kanısındayız. Bugünse ABD bu araçları sadece üretmekle kalmıyor, görüyoruz ki, kıtalarının eğitim faaliyetleri sırasında gelecek vaat eden füze sistemlerinin dünyanın muhtelif bölgelerine ve bu kapsamda Avrupa’ya da konuşlandırılması meseleleri üzerine çalıştılar. Dahası, tatbikatlar sırasında da bunların kullanılmasına yönelik eğitim veriyorlar.

Rusya’nın orta ve kısa menzilli füzeleri, bu türden Amerikan silahları dünyanın herhangi bir bölgesinde ortaya çıkıncaya kadar konuşlandırmama yükümlülüğünü gönüllü ve tek taraflı olarak üstlendiğini hatırlatırım.

Tekrar ediyorum: Oreşnik füze sisteminin muharebe şartlarında denenmesi, tarafımızdan, NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırgan eylemlerine cevap olarak gerçekleştiriliyor. Orta ve kısa menzilli füzelerin konuşlandırılmasına devam edilip edilmeyeceği meselesine tarafımızdan ABD ve uydularının eylemlerine bağlı olarak karar verilecektir. Modern füze komplekslerimizin denenmesine devam edilmesi sırasında yok edilecek hedefler tarafımızdan Rusya Federasyonu’nun güvenliğine yönelik tehditler dikkate alınarak belirlenecektir. Silahlarımızı, kendi  silahlarının bizim tesislerimize karşı kullanılmasına izin veren ükelerin askeri hedeflerine karşı kullanma hakkımız olduğu kanısındayız; saldırgan eylemlerin devam etmesi durumunda da kararlı ve simetrik bir şekilde cevap vereceğiz. Rusya’ya karşı kendi muhariplerini kullanma planları kuran ülkelerin yönetici elitlerine bu hususta ciddiyetle düşünmelerini tavsiye ediyorum.

Elbette, Ukrayna topraklarında zaruret halinde ve cevabi tedbir olarak Oreşnik gibi sistemlerle vurulacak hedefleri seçerken orada bulunan sivillere tehlikeli bölgeleri terk etmelerini önerecek ve dost devletlerin yurttaşlarından da bunu rica edeceğiz. Bunu insani mülahazalarla yapacağız: açıkça, kamuoyu önünde, bu istihbaratı alacak düşman tarafından girişilecek karşı tedbirlerden endişe etmeden.

Neden endişe etmeden? Çünkü bu tür silahlara karşı koyacak vasıtalar günümüzde mevcut bulunmuyor. Füzeler hedeflere 10 Mach, saniyede 2,5-3 kilometre hızla saldırıyor. Dünyada mevcut modern hava savunma sistemleri ve Amerikalıların yaptığı Avrupa’daki füzesavar sistemleri bu tür füzeleri yakalayamaz, bu mümkün değil.

Bir kez daha vurguluyorum: uluslararası güvenlik sistemini yıkan Rusya değil ABD’dir ve mücadeleye devam ederken kendi hegemonyasına sarılıyor, bütün dünyayı küresel bir çatışmaya itiyorlar. Biz, bütün tartışmalı meseleleri barışçıl vasıtalarla çözmeyi her zaman tercih ettik ve bugün de hazırız, ama hadiselerin her türlü gelişmesine de aynı şekilde hazırız.

Eğer bundan şüphesi olanlar varsa beyhude; daima bir cevap olacak.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Ukrayna, Rusya’nın ilk kez kıtalararası balistik füzeyle saldırdığını iddia etti

Yayınlanma

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın bu sabah (21 Kasım) Ukrayna’ya yönelik saldırısında, Astrahan oblastından bir kıtalararası balistik füze  fırlattığını duyurdu.

Reuters ajansı söz konusu saldırının, Rusya’nın savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu kadar uzun menzilli bir füze kullandığına işaret ettiğini yazdı.

Bu saldırı, Ukrayna’nın bu hafta Rusya topraklarını hedef almak için ABD ve İngiltere’den sağlanan füzeleri kullanmasının hemen ardından gerçekleşti.

Moskova, bu tür eylemlerin çatışmayı daha da tırmandıracağı yönünde uyarılarda bulunmuştu.

Kiev, açıklamasında füze türüne dair ayrıntı vermeyerek, “Rusya’nın Astrahan oblastı topraklarından kıtalararası balistik füze fırlatıldı,” ifadelerini kullandı.

Bu tür balistik füzeler hem nükleer hem de konvansiyonel savaş başlıkları taşıma kapasitesine sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Bir gün önce Ukrayna’daki Telegram kanallarında, kaynak belirtilmeksizin, Rusya’nın nükleer yük taşıma kapasitesine sahip RS-26 Rubej füzeleri ile Ukrayna’yı hedef alabileceği yönünde iddialar ortaya atıldı.

Aynı gün ABD, İtalya, Yunanistan ve İspanya, Ukrayna’daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapatma kararı aldı.

Dinyeper Bölgesel Askeri Yönetim Başkanı Sergey Lisak, saldırının bir rehabilitasyon merkezine hasar verdiğini belirtti.

Merkezin kazan dairesi kısmen tahrip olurken, onlarca pencere kırıldı. Olayda can kaybı yaşanmadı.

Fakat dokuz garaj, bir sanayi tesisi ve iki özel ev zarar gördü. Evlerden birinde çıkan yangın kontrol altına alındı.

Rusya’nın saldırıları yalnızca Dinyeper ile sınırlı kalmadı. Kiev, Odessa ve Suma oblastları da hedef alındı. Bu bölgelerde elektrik arzında ciddi aksaklıklar meydana geldi.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Yayınlanma

Rusya, nükleer caydırıcılık politikasını güncelleyerek, Belarus’un güvenliğine yönelik tehditleri de nükleer silah kullanımına gerekçe olarak tanımladı. Uzmanlar, bu değişikliklerin açıklayıcı bir nitelik taşıdığını belirtirken, doktrinin zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik füze yardımıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekiyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılık Alanındaki Devlet Politikasının Temelleri” başlıklı doktrin belgesinde yapılan değişiklikleri onayladı.

Putin, 25 Eylül 2024 tarihinde yaptığı bir toplantıda doktrinin değiştirileceğini duyurmuştu.

Daha önce, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov da haziran ayında yaptığı açıklamada, askeri operasyon deneyimlerinin ışığında doktrinin güncellenebileceğini söylemişti.

Yeni metin, Putin tarafından duyurulan hükümler doğrultusunda, nükleer silah kullanımına ilişkin koşullarda önemli değişiklikler içeriyor.

Artık nükleer silahların kullanımı sadece Rusya’nın değil, Belarus’un güvenliğine yönelik kritik tehdit durumlarında da gündeme gelebilecek.

Rusya, güncellenmiş nükleer doktrinini yayımladı

Özellikle seyir füzeleri, insansız hava araçları, hipersonik silahlar ve diğer uzay-havacılık saldırı araçları gibi unsurlar, geniş çaplı bir saldırının güvenilir şekilde tespit edilmesi hâlinde nükleer yanıt için gerekçe olarak değerlendirilebilecek. Önceki belgelerde bu kapsam sadece balistik füzelerle sınırlıydı.

Ayrıca, nükleer doktrinin, değişen koşullara uyum sağlamak için sürekli güncellenmesi gereken bir belge olduğu vurgulandı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, basın mensuplarının doktrinin yayımlanmasının ABD’nin Ukrayna’ya ATACMS füzeleri gönderme kararıyla aynı zamana denk gelip gelmediği sorusuna, belgenin “zamanında” yayımlandığını söyleyerek yanıt verdi.

Peskov, güncellenen önemli maddelerden birinin, nükleer silaha sahip olmayan bir devletin nükleer bir devletin desteğiyle Rusya’ya saldırması hâlinde bunun ortak bir saldırı olarak değerlendirileceği olduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı’nın bu yeni doktrini dikkatlice inceleyeceğini umduğunu ifade etti.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) düşünce kuruluşundan uzman Aleksandr Yermakov, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte yapılan değişikliklerin çoğunlukla açıklayıcı nitelikte olduğunu söyledi.

Yermakov, “Örneğin, daha önceki belgelerde misilleme amaçlı bir nükleer saldırının balistik füzelerle tetiklenebileceği belirtiliyordu. Şimdi buna insansız hava araçları ve seyir füzeleri de eklendi,” dedi.

Yermakov, doktrinin yayımlanma zamanlamasının ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri yardımlarıyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekerek, “Bu değişiklikler daha önce duyurulmuştu. Ancak son gelişmeler ışığında, olası tırmanma risklerini hatırlatmak amacıyla yayımlandı,” ifadelerini kullandı.

Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde Uluslararası Güvenlik Merkezi uzmanı Dmitriy Stefanoviç ise, güncellenen doktrinin, küresel nükleer arenadaki yeni eğilimlere ve olaylara yanıt verdiğini ifade etti.

Stefanoviç, bazı ülkelerin cephaneliklerini artırdığına, yeni nükleer silah sahibi devletlerin ortaya çıktığına ve nükleer faktörün öneminin son yıllarda arttığına dikkat çekti.

Uzman, doktrinin Belarus ile nükleer işbirliğini güçlendiren unsurlar içerdiğini de ekledi.

Stefanoviç, “Güncellenen belge, nükleer silah kullanımı için gerekli koşullar olan ‘nükleer eşik’ konusunu biraz daha netleştiriyor. Bu ne Rusya için ne de rakipleri için rahatlama nedeni değil. ABD ve NATO ile doğrudan çatışma riski devam ettiği sürece, hızlı bir nükleer tırmanma senaryosu her zaman mümkün,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya, Biden’ın ATACMS kararına nasıl tepki verecek?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English