Bizi Takip Edin

ASYA

Dış güçler ve Pakistan’ın kaderi

Yayınlanma

Bölgedeki ve ötesindeki küresel oyuncuların çıkarlarına bakıldığında, dış güçlerin Pakistan’ın iç siyasi ve ekonomik işlerine karıştığını kimse inkar edemez. Pakistan, kuruluşundan bu yana ABD’nin önde gelen müttefiklerinin bir parçası olarak kabul ediliyor. Bir yandan iktidar kuruluşlarına hakim olan Pakistan sivil ordusu İngiltere’nin etkisi altındayken, diğer yandan dindar çevreler ise Suudi Arabistan karşısında çaresiz durumda. Din adamları da dahil olmak üzere sıradan insanlar, zorluklar ve diğer sorunlar karşısında ABD’nin önde gelen müttefiklerini sorumlu tutsalar da, gerçeklik tamamen farklıdır. Pakistan kritik dönemlerde, ABD liderliğindeki müttefik politikalarının ve onların bölgedeki kararlarının uygulanması için çalışıp ve destek vermiştir.

Sözde Soğuk Savaş sırasında bile Pakistan, SSCB’ye karşı ABD ve müttefiklerini destekledi. Bu bağlamda Pakistan, dini aşırıcılığın yaratılması ve teşvik edilmesinde de önemli bir paya sahiptir. Bu dini aşırıcılığın ABD ve müttefiklerinin çıkarlarına hizmet ettiği su götürmez bir gerçek, ancak Çin, İran, Rusya ve birçok ülke bu konuda son derece dikkatli davranıyor ve bu aşırıcı grupları bölgenin güvenliği ve ekonomik refahı için tehlikeli olarak görüyor.

ABD, Pakistan’ın yardımıyla, Afganistan topraklarında sözde cihad aracılığıyla ezeli rakibi SSCB’den kurtulmayı başardı, 11 Eylül’den sonra Irak, Mısır ve Libya gibi Ortadoğu ülkelerini işgal etti. Ancak ABD, Suudi Arabistan’ın desteğine rağmen Suriye’de Beşar Esad’ı devirmeyi başaramadı.

Şimdi anlaşılan ABD, zor gün dostu Pakistan’da ülkeyi bölmek için kartlarını oynayıp kaos yaratmaya çalışıyor. Eski Pakistan Başbakanı İmran Han’ın ABD’nin kendisine karşı hükümeti devirmek için komplo kurduğu suçlamalarından kaynaklanan siyasi gerilim Washington’un kaos çabalarına örnek verilebilir. Ve bu, ABD’nin, zaten ekonomik olarak kırılgan olan Pakistan’ı istikrarsızlaştırmaya yönelik ilk adımı olabilir. Han, Pakistan için bağımsız bir dış politika izlediği için ABD’nin kendisine kızgın olduğunu dile getirmiş, Rusya’ya yaptığı ziyaretin ve Ukrayna’yı işgal etmesinden bir gün sonra Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin ABD’yi rahatsız ettiğini söylemişti.

ABD’nin, muhalefetin İmran Han hakkındaki güven oylamasını parlamentoya taşımasından bir gün önce, 7 Mart’ta İslamabad’ın Washington’a giden büyükelçisine bir not verdiği iddia ediliyor: “Pakistan’a kızgınız. Eğer İmran Han güvensizlik oylamasını kaybederse Pakistan’ı affedebiliriz. Ancak oylama başarısız olursa, Pakistan ciddi sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalacak.”

Kısaca Pakistan, ABD’nin ve ABD’nin taleplerine her zaman “evet” diyen askeri teşkilatının baskısı altındadır.

Çin ile ilişkiler ve Pekin’in tutumu

Ancak şu ya da bu şekilde, Pakistan siyasi liderliği Çin ile her zaman samimi ve dostane ilişkileri tercih etti. Dünya çapında bazı çevreler Çin’i ABD’nin önünde büyük bir engel veya rakip olarak görse de, Çin aslında bir yatırımcıdır. Çin her zaman çatışmadan kaçınır ve dünya çapında samimi dostane ilişkileri ve ticarete dayalı stratejileri tercih eder. Afganistan ve Ukrayna konusunda da Çin, ABD’ye karşı çıkmak için girişimlerde bulundu, ancak hiçbir zaman direnme girişiminde bulunmadı.

Ancak Afganistan ve Pakistan’daki durum, esas olarak ABD etkisi ve Çin karşıtı politikalar nedeniyle daha da kötüleştikten sonra Çin endişelenmeye başladı. Çin’in endişeleri, mühendisleri Pakistan’ın Veziristan ve Svat bölgelerinde kaçırıldığında daha da arttı. Çinli Uygurların yıkıcı faaliyetler yürütmek üzere Çin’e gönderilmesiyle durum daha da kötüleşti. Çin, ülkenin güneybatısındaki Kunming şehrinde 2014 yılında 29 kişinin bıçaklanarak öldürülmesinin ardından terörle mücadelede uluslararası destek çağrısında bulundu. İsyancı Türkistan İslam Partisi lideri Abdullah Mansur, o zamanki saldırıyı övmüştü. 2015 yılında, İpek Yolu’nun eski şehri Kaşgar’da bir trafik kontrol noktasında bazı Uygurların polise bıçak ve bombalarla saldırması sonucu 18 kişi daha hayatını kaybetmişti.

Türkistan İslam Partisi’nin Çin karşıtı ülkelerden destek aldığını söylemek mantıklı, ancak çoğu bu destek için zemin buluyor ve Çin ile kara sınırı olduğu için en iyi yer Pakistan. ABD’nin Han’ın bağımsız dış politikasına tepkisinin nedenlerinden biri Pekin ile İslamabad’ın ortaklaşa geliştirdiği ekonomik projeler ve bunların yanı sıra Washington’ın Çin ve Rusya’ya yönelik tutumuyla çelişen politikası.

ABD’nin etkisinin tamamen farkında olan Çin, uzun süredir devam eden Çin Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) üzerinde çalışmayı sürdürdü. Çinliler, 2010 yılında eski Pakistan Cumhurbaşkanı Asif Ali Zerdari ile bir Mutabakat Zaptı imzalayarak hayallerini gerçekleştirdi ve Navaz Şerif 2013 genel seçimlerini kazandığında CPEC üzerinde çalışmaya başladı. Ancak ABD lobisi, ülkeyi, 2014’te İmran Han’ın örgütlediği Ağustos’tan Aralık’a kadar aylarca süren protestolar aracılığıyla kışkırtarak CPEC’e karşı çabalarını sürdürdü. CPEC inşaatı bir süre devam etti, ancak İmran Han’ın Ağustos 2018’de Başbakan olarak göreve başlamasıyla durdu. Bu dönemde Kohistan, Gilgit Baltistan ve Shangla ilçelerinde Çinli mühendislere yönelik çok sayıda şiddet ve terör saldırısı düzenlendi. Çinliler tepki konusunda çok dikkatli davrandılar ve bu konuda kimseyi suçlamadılar.

ABD ve BAE’nin, Gawadar Limanı’nda Çin’e karşı direnişinin işe yaradığına dair haberler de var. Şimdi Gawadar ve CPEC kısmen çalışır hale getirildi ama Çinliler çok dikkatli.

Hemen hemen tüm politikacılar ve analistler, ABD’nin Büyük Britanya ve Suudi Arabistan gibi müttefikleri ile birlikte Şahbaz Şerif yönetimindeki mevcut hükümete Han’ın direnişine karşı destek verdiği görüşünü paylaşıyor.

Şok edici gerçek ise, 1947’deki bağımsızlıktan bu yana, hiçbir Pakistan başbakanının ülkede beş yıllık r görev süresini tamamlayamamış olmasıdır.

ASYA

Çin ve Pakistan terörle mücadele tatbikatlarını tamamladı

Yayınlanma

Çin, Pakistan ile yaklaşık üç hafta süren ortak terörle mücadele tatbikatlarını tamamladı ve iki ordu arasında gelecekte “sınır ötesi stratejik projeksiyon” yapılacağının sinyalini verdi.

Tatbikatın bir parçası olarak Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Savaşçı 8 adı verilen ortak bir tatbikat gerçekleştirmek üzere Pakistan’a asker gönderdi. Çin devlet televizyonu CCTV’ye göre tatbikat “ortak terörle mücadele-temizleme operasyonlarına” odaklandı.

Tatbikat, Pekin’in komşu Güney Asya ülkesinde vatandaşlarını hedef alan saldırıları durdurmak üzee daha fazlasını yapması için İslamabad üzerindeki baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşti.

CCTV’nin çarşamba günü bildirdiğine göre Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA), “ortak terörle mücadele temizleme operasyonlarına” odaklanan ve Savaşçı-8 olarak adlandırılan tatbikat için Pakistan’a asker gönderdi.

Bir PLA Hava Kuvvetleri subayı CCTV’ye yaptığı açıklamada “Bu tatbikat sayesinde stratejik projeksiyon ve kuvvetler arası muharebe kabiliyetlerimiz test edildi ve yaklaşan sınır ötesi stratejik projeksiyon ve ortak muharebe görevlerinin temeli atıldı” dedi.

Tatbikat neleri içeriyordu?

Habere göre tatbikatta canlı ateş simülasyonları, keşif ve karşı saldırı için insansız hava araçlarının kullanımı ve havadan saldırı da yer aldı.

Helikopterlerden inen askerlerin görüntülerinin de yer aldığı haberde, görevlerin iki ordu arasında ve hava ve kara kuvvetleri arasında koordine edildiği belirtildi.

Tatbikatın bir parçası olan yetkililer, görevin iki ordu arasında ve hava ve kara kuvvetleri arasında koordine edildiğini belirtti.

PLA, kasım ayı ortasında Batı Cephesi Komutanlığı’ndan Pakistan’a 300’den fazla asker gönderdi. Bu birlikler, güneydeki Karaçi kentinde bulunan Cinnah Uluslararası Havaalanı yakınlarında meydana gelen ve iki Çin vatandaşının ölümüyle sonuçlanan bombalı intihar saldırısından haftalar sonra gönderilmişti.

Son tatbikatın 2019’dan bu yana gerçekleştirilen ilk tatbikat olduğu ifade edildi.

Okumaya Devam Et

ASYA

QUAD ocak ayında ilk ortak sahil güvenlik eğitimini gerçekleştirecek

Yayınlanma

Japonya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynağa göre Japonya, ABD, Avustralya ve Hindistan’dan oluşan QUAD dörtlüsü ocak ayı başında ilk ortak sahil güvenlik eğitim tatbikatını gerçekleştirecek.

Tatbikatlar Japonya çevresinde yapılacak. Kaynak ayrıca mart ayında Japonya, ABD ve Filipinler arasında ortak bir eğitim tatbikatı planlandığını söyledi.

Eğitim tatbikatları Çin’in Doğu Çin Denizi ve Güney Çin Denizi’nde artan etkisine bir yanıt niteliğinde.

Eylül ayında, Dörtlü Güvenlik Diyaloğu liderleri, grubun adıyla, deniz güvenliği eğitimi için bölgesel bir çerçeve başlatacaklarını söylediler.

QUAD liderleri Japon, Avustralyalı ve Hintli sahil güvenlik personelinin önümüzdeki yıldan itibaren ABD Sahil Güvenlik devriye gemilerinde eğitim görmesi konusunda anlaştı.

Japonya, ABD ve Filipinler arasında mart ayında yapılacak eğitim, Haziran 2023’ten bu yana gerçekleştirilecek ikinci üçlü tatbikat olacak. İlki Filipinler’i çevreleyen sularda gerçekleştirilmişti ve bir sonraki tur Japonya çevresinde yapılacak.

Okumaya Devam Et

ASYA

Soruşturma ekibi, görevden alınan Güney Kore Başkanı Yoon’a ikinci celbi gönderdi

Yayınlanma

Güney Kore’de sıkıyönetim davasını soruşturan ortak bir kolluk kuvveti cuma günü yaptığı açıklamada, görevden alınan Başkan Yoon Suk Yeol’un başarısız sıkıyönetim uygulamasındaki rolü nedeniyle önümüzdeki hafta sorgulanmak üzere hazır bulunmasını talep etti.

Yetkilinin yaptığı açıklamaya göre ekip, Yoon’a önümüzdeki çarşamba günü saat 10.00’da Seul’ün hemen güneyindeki Gwacheon’da bulunan Üst Düzey Yetkililer için Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO) binasında sorgulanmak üzere hazır bulunması için celp gönderdi.

Bu, soruşturma ekibinin bu hafta başındaki ilk celpte işbirliği yapmayı reddetmesinin ardından Yoon’a ilettiği ikinci celp talebi oldu.

CIO’nun Yoon’u sorgulamak için resmi tatil gününü seçti, güvenlik sorunlarını göz önünde bulundurduğu anlaşılıyor.

CIO, çağrıları hızlı posta yoluyla ve elektronik olarak Yoon’un ikametgahına ve Yongsan’daki başkanlık ofisine gönderdiğini söyledi.

İlk celp talebi sırasında Yoon’un ofisinin celpleri almayı reddetmesi üzerine bu kez şahsen teslim etmeyi tercih etmedi.

Soruşturma ekibi Yoon’u 3 Aralık’ta sıkıyönetim kararının uygulanmasındaki rolü konusunda sorgulamayı planlıyor; Yoon bu kararı Ulusal Meclis’te yapılan oylama sonucunda iptal etmişti.

CIO, geçerli bir gerekçe olmaksızın çağrıları görmezden gelmeye devam etmesi halinde Başkan’ın 48 saate kadar gözaltında tutulması için bir mahkeme emri çıkarmayı değerlendirmeyi planlıyor.

Soruşturma ekibi Yoon’a karşı ayaklanma ve görevi kötüye kullanma suçlamalarını inceliyor.

Cumartesi günü parlamento tarafından görevden alınan Yoon, Anayasa Mahkemesi’nin kendisini görevden alma ya da görevine iade etme kararını beklemek üzere görevinden uzaklaştırıldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English