Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Durov, Telegram kullanıcılarının bilgilerini kolluk kuvvetleriyle paylaşmaya hazır olduğunu açıkladı

Yayınlanma

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, platformun kurallarını ihlal eden kullanıcıların IP adreslerini ve telefon numaralarını yasal talepler doğrultusunda kolluk kuvvetleriyle paylaşmaya hazır olduklarını duyurdu.

Durov, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, “Hizmet şartlarımızı ve gizlilik politikamızı güncelledik. Kurallarımızı ihlal edenlerin IP adreslerini ve telefon numaralarını, makul yasal talepler karşısında ilgili makamlara verebileceğimizi açıkça belirttik,” dedi.

Ayrıca Durov, daha önce bazı suçluların Telegram aramalarını yasa dışı ürün satışı için kullandığını hatırlattı.

Durov, Telegram’ın yasa dışı hizmet ve ürünleri tanıtmak için değil, arkadaş edinmek ve haber almak için tasarlandığını vurguladı ve son haftalarda platformun moderatörlerinin tüm sorunlu içerikleri kaldırdığını da sözlerine ekledi.

Bununla beraber Durov, kullanıcılardan, Telegram aramasında güvenli olmayan veya yasadışı bir şey gördüklerinde ‘@SearchReport’ aracılığıyla bildirmelerini istedi.

Pavel Durov, 24 Ağustos’ta Paris’te gözaltına alınmıştı. Fransız yetkililer, Durov’u Telegram’ı yeterince denetlememek ve kolluk kuvvetleriyle iş birliği yapmayı reddetmekle suçlamıştı.

Durov, çocuk pornografisi, uyuşturucu kaçakçılığı, dolandırıcılık ve platform üzerinden işlenen diğer suçların yayılmasına göz yummakla suçlanıyordu. 28 Ağustos’ta Durov, haftada iki kez polise bilgi vermesi şartıyla 5 milyon avro kefaletle serbest bırakıldı.

Tutuklanmasının ardından, Rusya’nın Paris Büyükelçiliği girişimci için konsolosluk erişimi talep etti. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova, Durov’un Fransız vatandaşı olması nedeniyle Fransız makamlarınca öncelikle bu ülkenin vatandaşı olarak değerlendirildiğini belirtti.

Kısa süre sonra Rusya’nın Fransa Büyükelçisi Aleksey Meşkov, Durov’un gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Rus tarafıyla iletişim kurmaya ilgi göstermediğini açıkladı.

Durov, kendisine yöneltilen suçlamaları ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi ve Telegram’ın yasalara uygun faaliyet gösterdiğini, Avrupa Birliği’nde (AB) yerel makamlardan gelen taleplere yanıt veren bir temsilcisi olduğunu savundu.

Ayrıca, bir ülke platformun faaliyetlerinden memnun değilse, kendisini kişisel olarak kullanıcı suçlarıyla itham etmek yerine yargıya başvurması gerektiğini belirtti. Durov, Telegram’ın ilkeleriyle bağdaşmayan pazarlardan çekilmeye hazır olduğunu da ekledi.

12 Eylül’de Pavel Durov’un Fransız kolluk kuvvetleriyle iş birliği yapmaya başladığı ve Telegram kullanılarak işlenen suçların çözülmesine yardımcı olabilecek bilgileri paylaştığı öğrenildi. Libération gazetesinin kaynaklarına göre, mesajlaşma uygulaması, çocuklara karşı işlenen suçlar da dahil olmak üzere çeşitli cezai soruşturmalarla ilgili bilgi sağladı.

Paris savcılığı siber suçlar dairesi başkanı Joanna Brousse, kısa süre sonra Telegram’ın yetkililerle iletişime geçmeye başladığını doğruladı. Böylece, daha önce uygulamadan gelen delil yetersizliği nedeniyle kapatılan soruşturmalar yeniden başlatıldı.

Telegram kurucusu Durov, tutuklanmasıyla ilgili ilk kez konuştu: ‘Fransa’dan ayrılmaya hazırız’

DİPLOMASİ

İspanya, Venezuela’nın muhalefet liderini sürgüne göndermesine yardım etmekle suçlanıyor

Yayınlanma

İspanya, İspanyol diplomatik koruması altında Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun zaferini tanıyan bir belgeyi imzalaması için baskı gören Venezuela’nın ana muhalefet başkan adayının sürgün edilmesini kolaylaştırdığı iddiasıyla ağır eleştirilere maruz kaldı.

Muhalefetin Temmuz seçimlerini kazandığını söylediği eski Venezuelalı diplomat Edmundo González, tutuklanmaktan kurtulmak için haftalarca saklandıktan sonra İspanya’da siyasi sığınma talebinde bulunmak üzere 7 Eylül’de Caracas’tan ayrılmıştı.

Muhalefet, González’in Maduro’yu alt ettiğini kanıtlamak için resmi sayım dökümlerinin yaklaşık yüzde 80’inin kopyalarını yayınladı ve ABD de bu iddiayı destekledi.

Madrid’de muhalefet hükümeti eleştiriyor

75 yaşında ve sağlık sorunları olan González bu hafta yaptığı açıklamada Venezuela’dan ayrılmasına izin verilmesi için Maduro’nun zaferini tanıyan bir mektubu baskı altında imzalamaya zorlandığını ileri sürdü.

Maduro hükümeti daha sonra González’in İspanya’nın Caracas’taki büyükelçilik rezidansında, Maduro’nun üst düzey siyasi yardımcısı Jorge Rodríguez ve başkan yardımcısı olan kız kardeşi Delcy ile bir toplantı sırasında belgeyi imzalarken çekildiğini söylediği fotoğrafları yayınladı. Toplantıda İspanya’nın Venezuela Büyükelçisi Ramón Santos da hazır bulundu.

İspanya’nın muhafazakâr muhalefet lideri Alberto Nuñez Feijóo, İspanyol diplomasisinin “diktatör bir rejimin hizmetinde olamayacağını” söyleyerek İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares ve büyükelçinin istifasını istedi.

FT’ye konuşan Brezilyalı yetkili “baskı” iddiını gündeme getirdi

Financial Times’a (FT) konuşan üst düzey bir Brezilyalı hükümet yetkilisi Rodríguez kardeşlerin González üzerinde baskı kurmak için konutu ziyaret ettiklerini ve buna “asla izin verilmemesi gerektiğini” söyledi.

Yetkili, “Maduro [González’i] gözdağı vererek ülke dışına itti ve … İspanyol devleti de bunun başlıca kolaylaştırıcısı oldu. Ne yaptıklarını açıklamak ve sorumlu tutulmak zorundalar,” diye konuştu.

İspanyol hükümeti González’in ülke dışına çıkmaya zorlanmasında rolü olduğu iddialarını reddediyor ve muhalefet liderinin güvenliğini sağlamaya çalıştığında ve sığınma talebine yanıt verdiğinde ısrar ediyor.

González seçimlerin ardından yaklaşık beş hafta boyunca Hollanda büyükelçiliği rezidansında güven içinde barınmış fakat Rodríguez ikilisi tarafından ancak İspanyol rezidansına taşındıktan sonra ziyaret edilmişti.

Eski İspanya Başbakanı Zapatero aracılık etti

Muhalefete yakın bir kişiye göre González, seçimlerden yaklaşık üç hafta sonra Maduro hükümetinin düşmeyeceğini ve Venezuela’da süresiz olarak diplomatik koruma altında kalması ya da yurtdışına sığınması gerektiğini anladığında “depresyona girdi.”

FT’ye konuşan yetkili, González’in ayrılmasına yol açan anlaşmanın sağlanmasında kilit rol oynayan Maduro hükümetine yakın sosyalist eski İspanya başbakanı José Luis Rodríguez Zapatero ile bu sıralarda görüştüğünü söyledi.

Brezilyalı yetkili, Zapatero’nun González’i İspanya’ya sürme planını Rodríguez çiftiyle görüştüğünü ve “uygulanmasına yardımcı olduğunu” anladığını söyledi.

González, 5 Eylül’de İspanya’ya sığınma hakkı alacağı ve son ayrıntıların büyükelçi ile halledileceği düşüncesiyle İspanya büyükelçiliği konutuna nakledildi. İki gün süren müzakereler sonucunda Rodríguez çifti González’in imzalaması için bir belgeyle bizzat geldi.

İspanyol bakan “hasar kontrolüne” başladı

Albares perşembe günü Brüksel’de gazetecilere yaptığı açıklamada hükümetinin González’i büyükelçilik konutunda ziyaret etmesi için kimseyi davet etmediğini ve “herhangi bir belgenin müzakeresinde yer almadığını” söyledi.

Büyükelçinin görüşmeler sırasında hazır bulunduğunu ve konutta sadece bir kabul odası olduğu için fotoğraflarda göründüğünü de sözlerine ekledi.

González geçen perşembe günü yaptığı ve fırtınayı dindirmeyi amaçlayan bir açıklamada İspanya’ya desteği için teşekkür etti ve “Ne İspanya hükümeti ne de İspanya’nın Venezuela Büyükelçisi Ramón Santos tarafından zorlandım,” iddiasında bulundu.

González ile temas halinde olan Venezuelalı bir muhalif kaynak, González’in açıklamayı “Albares’in acil talebi üzerine” yaptığını savundu.

Caracas’a göre “viskiyle yumuşatılmış keyifli bir atmosfer” vardı

FT’ye göre Venezuela hükümeti ise González’in sürgününü bir “propaganda darbesi” olarak kullanmaya çalıştı ve onu “zayıf ve korkak olarak” resmetti.

Jorge Rodríguez perşembe günü düzenlediği basın toplantısında González belgesinin bir kopyasını sallayarak bunu “teslimiyetten başka bir şey değil” şeklinde tanımladı.

González’in baskı altında imzaladığı iddiasıyla alay eden Rodríguez, “viskiyle yumuşatılmış tartışmalarla keyifli bir atmosferi” gösterdiğini söylediği bir ses kaydından bölümler dinletti.

González ise toplantının kendisinin izni olmadan fotoğraflandığını ve kaydedildiğini söyledi. González, “Ülkeden ayrılmama izin vermek için imzalamam gereken bir belgeyle geldiler. Başka bir deyişle ya imzalayacaktım ya da sonuçlarına katlanacaktım. Zorlama, şantaj ve baskıyla geçen çok gergin saatler oldu,” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

‘Bahmut gibi olacak’: Ukrayna, Pokrovsk’u 2-3 ay içinde kaybedebilir

Yayınlanma

Rusya ordusu, Donbass bölgesinde stratejik öneme sahip Pokrovsk’a yaklaşıyor ve kasabanın 2-3 ay içinde tamamen yıkılabileceği tahmin ediliyor.

Ukrayna ordusu, Donbass bölgesindeki önemli bir ikmal merkezi olan Pokrovsk’ta giderek daha fazla toprak kaybediyor. Rusya ordusu, ezici sayısal üstünlük ve ateş gücünü koruyor.

Donetsk oblastını bağlı Novogrodovka kasabasında teslim olmak zorunda kalan 68. Bağımsız Muhafız Tugayı’na bağlı bir birliğin komutanı Yuriy, Financial Times’a (FT) yaptığı açıklamada, son dönemde ‘çok yoğun’ çatışmalar yaşandığını söyledi.

“Ağır kayıplarımız var, eskisinden çok daha fazla,” diyen Yuriy, birliğinin tamamen yenildiğini ve hayatta kalan askerlerin diğer birliklere dağıtıldığını belirtti. Yuriy ve diğer cephe komutanlarına göre, Rus birliklerinin kayıpları daha da yüksek; her gün yüzlerce asker ölüyor, ancak yerlerine sürekli yenileri geliyor.

Yuriy, “Bu inanılmaz bir durum. Daha ne kadar böyle devam edebilirler?” ifadesini kullandı.

Rusya’daki federal ve bölgesel yetkililer, Savunma Bakanlığı ile sözleşme yapmak için asker maaşlarını artırmaya devam ediyor. Federal bütçe harcamalarına ilişkin verilere göre, 2023’ün aynı döneminde 26 bin 700 olan sözleşmeli asker sayısı, 2024’ün ilk altı ayında 166 bin 200’e ulaştı.

Beş Ukrayna birliği komutanına göre, Rus ordusunun insan gücü avantajı 8’e 1, topçu gücü avantajı ise 10’a 1 ya da daha fazla olabilir. Bu nedenle, Ukrayna Hava Kuvvetleri keşif biriminin komutanı, Pokrovsk’un 2-3 ay içinde ‘tamamen yıkım ve olası işgalle’ karşı karşıya kalacağını düşünüyor.

Komutan, gazeteye verdiği demeçte, 2023 yılında Wagner paralı asker şirketi tarafından ele geçirilen ve neredeyse yerle bir edilen Bahmut’u hatırlatarak, “Eğer mantıklı düşünürseniz, Pokrovsk da Bahmut gibi olacak,” diye konuştu.

Pokrovsk’taki Ukrayna askerleri, Rusya ordusunun Wagner’den daha etkili taktikler öğrendiğini ve bu taktikleri şimdi Pokrovsk’ta uyguladığını söyledi. Özellikle yaz ortasından bu yana daha küçük ve hareketli gruplar halinde, aynı anda birkaç yönden saldırarak Ukraynalı savunucuları zora sokuyorlar ve tank ile zırhlı araçlarla büyük çaplı saldırılardan kaçınıyorlar. 21. Tabur’da batarya komutanı olan Mihail, “Putin Wagner’i yok etti ama onlardan en etkili olanı aldı,” değerlendirmesini yaptı.

Rus birlikleri Pokrovsk’a yaklaşık 8 kilometre kadar yaklaştı. Yakın zamanda gönderilen takviye birliklere rağmen Ukraynalı askerler, birliklerinin bir kısmının 6 Ağustos’ta başlayan Kursk operasyonuna katılmak üzere geri çekildiğini dile getiriyor.

Bir piyade komutanı, “Kursk iyi bir fikirdi; Rusya’nın pek çok insanın düşündüğünden daha zayıf olduğunu gösterdi. Ama biz bunun bedelini topraklarımızla ödüyoruz,” yorumunu yaptı.

ABD istihbaratı: Ukrayna, Kursk’ta ele geçirdiği toprakları elinde tutma niyetinde

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Pezeşkiyan: Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını hiçbir zaman desteklemedik

Yayınlanma

İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ülkesinin Rusya’ya balistik füze tedarik ettiği iddialarını reddederek Batı ile diyalog arayışında olduğunu açıkladı.

İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ülkesinin Rusya’ya balistik füze tedarik ettiği iddialarıyla ilgili açıklama yaptı. Pezeşkiyan, Tahran’ın Moskova’ya bu silahları sağlamadığını vurgulayarak, İran’ın Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik ‘saldırgan tutumunu’ hiçbir zaman desteklemediğini belirtti.

Al-Arabiya televizyonunun haberine göre New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na katılımı sırasında basın mensuplarına konuşan Pezeşkiyan, “Avrupalılar ve Amerikalılarla müzakere masasına oturmaya hazırız. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığını hiçbir zaman desteklemedik,” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan’ın açıklamalarına Moskova’dan yanıt geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’nın Tahran’a Ukrayna’ya dönük askeri müdahale konusundaki tutumunu izah etmeye devam edeceğini söyledi. Peskov ayrıca, “Bu, İran’ın kendi egemen tavrıdır,” diye ekledi.

Batı basınında yer alan iddialar

6 Eylül’de The Wall Street Journal, İran’ın Rusya’ya yüzlerce kısa menzilli balistik füze transfer ettiğini bildirdi. The Times‘a göre, söz konusu füzeler 200 adet Fetih-360 füzesi olup 4 Eylül’de bir Hazar limanına teslim edildi.

İran parlamentosu ulusal güvenlik ve dış politika komisyonu üyesi Ahmed Bahşayeş Ardestani teslimatları doğruladı. Ardestani, Tahran’ın soya ve buğday karşılığında füze takası yapmak zorunda kaldığını belirtti ve İran’ın zaten Hizbullah, Hamas ve Haşdi Şabi’ye füze tedarik ettiğini, dolayısıyla Rusya’ya da füze vermesinde bir sorun görmediğini vurguladı.

Bloomberg‘e konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen Avrupalı yetkililer, ABD ve İngiltere’nin, İran’ın balistik füzeleri karşılığında Rusya’nın İran’a nükleer teknoloji transfer etmiş olabileceğinden şüphelendiklerini ifade etti.

Füze transferi nedeniyle ABD ve Avrupa, İran’a karşı yeni yaptırımlar uygulayarak askeri tedarikle ilgili İranlı şirket ve şahısların yanı sıra havayolu şirketi Iran Air’i de hedef aldı.

21 Eylül’de, Fetih-360 füzelerini Rusya’ya tedarik eden İran’ın, bu füzeleri fırlatmak için gerekli mobil rampaları sağlamadığı ortaya çıktı. Reuters‘a konuşan uzmanlar, Tahran’ın bu şekilde Batılı ülkelerle ‘gerilimi azaltma’ müzakerelerinde kendisine manevra alanı bırakmaya çalıştığını düşünüyor.

Tahran ile Moskova arasındaki askeri iş birliği, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya askeri müdahalesinin bu yana belirgin bir şekilde arttı. İran, Şahid insansız hava araçlarını tedarik etmeye başladı ve ardından bunları üretmek için Rusya topraklarında bir fabrika inşa edildi.

2023 baharında Amerikan istihbaratı, Rusya’nın İran’a nükleer silahlar için uranyum tedarik etme sözü verdiği gizli bir anlaşma olduğunu öne sürdü.

Pezeşkiyan, İran’ın son cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tek reformist adaydı. Mayıs ayında bir helikopter kazasında hayatını kaybeden önceki cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin politikalarını devam ettiren diğer adayların aksine, yetkilileri açıkça eleştirdi.

Rusya ve İran arasındaki kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English