Bizi Takip Edin

AVRUPA

Elon Musk, Alman gazetesine AfD’yi öven makale yazdı

Yayınlanma

ABD’li milyarder ve Trump destekçisi Elon Musk, Almanya’nın Welt am Sonntag gazetesinde 28 Aralık Cumartesi günü yayınlanan ve yorum editörünün protesto amacıyla istifa etmesine yol açan görüş yazısında Almanya için Alternatif’e (AfD) destek verdi.

Axel Springer medya grubunun amiral gemisi olan gazete tarafından Almanca olarak yayınlanan yorum yazısında Musk, geçen hafta sosyal medya platformu X’te yaptığı ve “Almanya’yı sadece AfD’nin kurtarabileceğini” iddia eden paylaşımındeki argümanlarını genişletti.

Musk yazısında, “AfD’nin aşırı sağcı olarak gösterilmesi, partinin lideri Alice Weidel’in Sri Lankalı eşcinsel bir partneri olduğu düşünüldüğünde, açıkça yanlıştır! Bu size Hitler gibi mi geliyor? Lütfen!” dedi.

Almanya’nın “iktisadi ve kültürel çöküşün eşiğinde” olduğunu ileri süren otomobil üreticisi Tesla ve sosyal medya platformu X’in sahibi, “AfD’nin Almanya’yı eski halinin bir gölgesi olmaktan kurtarabileceğini” yazdı.

Musk, Almanya’daki “önemli yatırımlarının” kendisine söz hakkı verdiğini savundu

Musk, Almanya’daki “önemli yatırımlarının” kendisine Avrupa’nın en büyük ekonomisi hakkında konuşma hakkı verdiğini savundu.

Musk, “Geleneksel partiler Almanya’da başarısız oldular. AfD, aşırı sağcı olarak tanımlansa da, endişelerinin müesses nizam tarafından görmezden gelindiğini düşünen birçok Almanda yankı bulan bir siyasi gerçekçiliği temsil ediyor,” dedi.

Bir zamanlar Avrupa’nın lokomotifi olan Alman ekonomisinin “artık bürokrasi ve boğucu düzenlemeler” içinde boğulduğunu savunan Musk, “AfD, ekonomik özgürlüğün sadece arzu edilen değil, aynı zamanda gerekli olduğunu anlamıştır,” diye yazdı.

Milyarder, Almanya’nın endüstriyel gücünü yeniden kazanmak istiyorsa, sadece büyümeden söz eden değil, aynı zamanda işletmelerin “ağır devlet müdahalesi olmadan gelişebileceği bir ortam yaratmak için siyasi eylemde bulunan bir partiye” ihtiyacı bulunduğunu öne sürdü.

Almanya’nın göçmen politikasının önemli kültürel ve sosyal gerilimlere yol açtığını düşünen Musk, AfD’nin entegrasyona ve Alman kültürünün ve güvenliğinin korunmasına öncelik veren kontrollü bir göç politikasından yana olduğunu söyleyerek, “Bu yabancı düşmanlığıyla ilgili değil, Almanya’nın küreselleşme uğruna kimliğini kaybetmemesini sağlamakla ilgilidir. Bir ulus, güçlü ve birlik içinde kalabilmek için temel değerlerini ve kültürel mirasını korumalıdır,” diye yazdı.

“Almanya’nın statükoyu sorgulamaktan korkmayan bir partiye ihtiyacı var”

Mevcut Alman hükümetinin izlediği enerji politikasının, sadece iktisadi açıdan maliyetli değil, aynı zamanda jeopolitik açıdan da naif olduğunu savunan Musk, AfD’nin enerji konusunda “pragmatik ve dengeli bir yaklaşım” benimsediğini ve elektrik tüketimindeki büyük dalgalanmaları hafifletmek için batarya depolama ile birlikte güvenli nükleer enerjinin yaygınlaştırılmasının “tek çözüm” olduğunu ileri sürdü.

Musk, “Şirketlerimi, inovasyonun gereksiz kısıtlamalardan kurtulmayı gerektirdiği ilkesi üzerine inşa ettim. AfD’nin vizyonu da bu anlayışla uyumludur. Endoktrinasyon yerine eleştirel düşünceyi teşvik eden eğitim reformlarını savunuyor ve küresel iktisadi liderliğin geleceğini temsil eden teknoloji endüstrilerini destekliyor,” dedi.

“AfD’ye yapıştırılan etikete aldanmama” çağrısı yapan Musk, “Almanya’nın statükoyu sorgulamaktan korkmayan, geçmişin politikalarına takılıp kalmayan bir partiye ihtiyacı var,” iddiasında bulundu.

Musk’ın AfD övgüsü editörün istifasına yol açtı

Yazının internette yayınlanmasından kısa bir süre sonra, görüş bölümünün editörü Eva Marie Kogel, X’te istifasını sunduğunu yazdı.

Gazetenin genel yayın yönetmeni Jan Philipp Burgard ve 1 Ocak’ta bu görevi devralacak olan Ulf Poschardt ise Reuters’a verdikleri demeçte, “Demokrasi ve gazetecilik ifade özgürlüğüyle gelişir. Bu, kutuplaştırıcı pozisyonlarla başa çıkmayı ve bunları gazetecilik açısından sınıflandırmayı da içerir,” dediler.

Yöneticiler, yayınlandıktan birkaç saat sonra yaklaşık 340 yorum alan Musk’ın yazısıyla ilgili tartışmaların “çok açıklayıcı” olduğuna da dikkat çektiler.

Gazete ayrıca Musk’ın yorumunun altında gazeteci Jan Philipp Burgard’ın bir yanıtını yayınladı.

Burgard, AfD’nin AB’den ayrılma, Rusya ile yakınlaşma ve Çin’i yatıştırma isteğine atıfta bulunarak, “Musk’ın teşhisi doğru, fakat Almanya’yı sadece AfD’nin kurtarabileceği şeklindeki tedavi edici yaklaşımı ölümcül derecede yanlış,” diye yazdı.

“Önemli yatırımları” nedeniyle Alman siyasetinde söz sahibi olma hakkını da savunan Musk’ın AfD’yi desteklemesi, Şansölye Olaf Scholz liderliğindeki koalisyon hükümetinin çökmesinin ardından Almanların 23 Şubat’ta sandık başına gitmeye hazırlandığı bir döneme denk geldi.

AfD kamuoyu yoklamalarında ikinci sırada yer alıyor ve merkez sağ ya da merkez sol bir çoğunluğu engelleyebilir fakat Almanya’nın ana akım, daha merkezci partileri ulusal düzeyde AfD’den herhangi bir destek almaktan kaçınacaklarını taahhüt ediyorlar.

Alman siyasetinden “içişlerine müdahale” tepkisi

Musk’ın “Alman siyasetine müdahale” olarak da görülen açıklamaları Alman siyasetini de karıştırdı.

Örneğin seçimlerden birinci parti çıkması beklenen Hıristiyan Demokratların (CDU) lideri Friedrich Merz bir sosyal medya paylaşımında Musk’ın yazısını “müdahaleci ve küstahça ” olarak nitelendirdi.

Merz, “Elon Musk yorumunu kaleme alırken bazı şeyleri gözden kaçırmış olmalı. AfD tarafından savunulan AB’den çıkış, Alman ekonomisine ve ülkemizdeki istihdam olanaklarına büyük zarar verecektir,” dedi.

Merz ayrıca Funke’ye verdiği bir demeçte, “Batı demokrasileri tarihinde dost bir ülkenin seçim kampanyasına benzer bir müdahale vakası hatırlamıyorum,” iddiasında bulundu.

Scholz’un Sosyal Demokrat Partisinin (SPD) eş lideri Saskia Esken, devlet aktörlerinin yanı sıra zengin ve nüfuzlu kişilerin Almanya’daki seçimleri etkileme girişimlerine karşı “sert direniş” sözü verdi.

Reuters’a konuşan Esken, “Elon Musk’ın dünyasında demokrasi ve işçi hakları daha fazla kârın önündeki engellerdir. Biz açıkça söylüyoruz: Demokrasimiz savunulabilir ve satın alınamaz,” dedi.

SPD genel sekreteri Matthias Miersch de Welt am Sonntag’ın sahibi medya holdingi Axel Springer’i eleştirerek şirketin Musk’a AfD için kampanya yürütmesi için bir platform sağlamasının “utanç verici ve tehlikeli” olduğunu söyledi.

Partinin seçim kampanyasını yöneten üst düzey Yeşil milletvekili Andreas Audretsch de Musk’ın makalesini eleştirdi. Audretsch, “Bay Musk, Çin devleti ya da Moskova’nın trol fabrikaları demokratik söylemimizi altüst ettiğinde demokrasimize zarar veriyor,” dedi.

AVRUPA

Avrupa’da doğalgaz fiyatları yükseldi

Yayınlanma

Rusya’nın Ukrayna üzerinden gaz akışını durdurmasıyla Avrupa’da doğalgaz fiyatları yükseldi. Bu durum, bölgenin soğuk kış aylarında ana gaz kaynağından mahrum kalmasına neden oluyor.

Avrupa’da gaz fiyatları, 2025 yılının başında Rusya’dan tedarikin durmasıyla birlikte bu yılın ilk işlem gününde yükselişe geçti.

Bölge, ana tedarik kaynağı olmadan soğuk kış aylarına hazırlanıyor.

İlk ayın vadeli gaz fiyatları yaklaşık yüzde 4,3 artarak megavat saat başına 51 avroya yükseldi. Bu, Ekim 2023’ten bu yana görülen en yüksek seviye.

Yeni yılın ilk gününde, iki savaşan ülke arasındaki transit anlaşmasının sona ermesiyle Rus gazının Ukrayna üzerinden teslimatları durdu ve herhangi bir alternatif bulunmuyor.

Bloomberg‘in haberinde, tüccarların Rusya’dan tedarikin kaybedilmesinden doğan etkiyi anlamaya çalıştığı belirtildi. Rus gazı, Orta Avrupa’daki pek çok ülke için hayati bir kaynak olarak kabul ediliyor. Depolardan çekilen doğalgaz miktarı, kıta genelinde 2021’den bu yana en hızlı şekilde azalıyor.

Habere göre, bu durum bazı ülkelerde sıcaklıkların sıfırın altına düşmesi beklentisiyle çakışıyor, bu da ısınma talebini artıracak. Bu durumdan en çok etkilenen ülkelerden biri olan Slovakya’da, ocak ayının ortasına kadar sıcaklıkların -7 dereceye kadar düşmesi bekleniyor.

Diğer tedarikçilerden gelen stoklar ve sevkiyatlar sayesinde Avrupa’nın gaz stoklarının bu kış tükenmesi pek muhtemel olmasa da tüccarlar önümüzdeki ısınma sezonu için stokları yeniden doldurmakta daha fazla zorluk yaşayabilir.

Gelecek yazın doğalgaz fiyatları, 2025-2026 kış fiyatlarını aşarak yeniden depolama maliyetlerini artırdı.

Rusya’nın enerji devi Gazprom, iki taraf arasındaki anlaşmanın sona ermesiyle Rus gazının Ukrayna üzerinden Avrupa’ya sevkiyatının durduğunu açıklamıştı.

Her iki ülkedeki yetkililere göre, Ukrayna’nın Rus gazının topraklarından geçmesine izin veren anlaşmayı yenilemeyi reddetmesi üzerine Rusya’dan Avrupa’ya doğalgaz akışı kesildi.

Bu durum, Avrupa pazarını yılda yaklaşık 15 milyar metreküp gazdan mahrum bırakacak.

Türk Akımı’nın, Avrupa’ya Rus gazının tek kaynağı olması bekleniyor.

Gazprom, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya doğalgaz tedarikini durdurdu

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fico: AB’ye Rus gazının kesilmesinin ciddi etkileri olacak

Yayınlanma

Slovakya Başbakanı Robert Fico çarşamba günü yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Rusya’dan gelen doğalgazın musluğunu kapatmasından Rusya’nın değil Avrupa Birliği’nin zarar göreceğini söyledi.

Kiev, Rus enerji devi Gazprom ile Moskova’nın Ukrayna boru hatları üzerinden Orta Avrupa’ya doğalgaz akışını sağlayan transit anlaşmasını uzatmayı reddederek Slovakya ve Macaristan gibi ucuz Rus enerjisine bağımlı ülkelerin itirazlarını görmezden geldi.

Anlaşma 1 Ocak’ta sona ererek on yıllardır yürürlükte olan bir düzenlemenin sonunu getirdi.

Slovakya Başbakanı Fico sosyal medya üzerinden yaptığı yeni yıl konuşmasında, “Ukrayna üzerinden gaz transitinin durdurulmasının Rusya Federasyonu üzerinde değil ama AB’de hepimiz üzerinde ciddi bir etkisi olacaktır,” dedi.

Noel tatili sırasında Moskova’ya sürpriz bir ziyarette bulunarak Vladimir Putin ile doğalgaz tedariki konusunu görüşen Fico, daha önce anlaşmanın sona ermesinin AB için maliyetleri artıracağını ve Slovakya’daki enerji fiyatlarını yükseltmenin yanı sıra bloğun rekabet gücünü de etkileyeceğini savunmuştu.

Gazprom, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya doğalgaz tedarikini durdurdu

Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski ise çarşamba günü Rus gaz anlaşmasının sona ermesini Kiev için bir “zafer” olarak selamladı.

Sikorski, “Putin, Ukrayna’yı atlatmak ve gaz arzını kesme tehdidiyle Doğu Avrupa’ya şantaj yapmak amacıyla Kuzey Akım’ı inşa etmek için milyarlar harcadı. Bugün Ukrayna onun AB’ye doğrudan gaz ihraç etme imkanını ortadan kaldırdı,” dedi.

Rusya, Şubat 2022’de başlayan savaşın ardından Almanya ve Polonya gibi AB ülkelerine enerji tedarikini kesmişti. Fakat aralarında Slovakya, Macaristan ve Avusturya’nın da bulunduğu bir grup AB üyesi ülke, Rus gazını satın almaya devam ediyordu.

Yine çarşamba günü Rusya, Moldova’nın ayrılıkçı bölgesi Transdinyester’e gaz sevkiyatını durdurdu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İktisatçılara göre Avro bölgesi küresel ticaret savaşının tehdidi altında

Yayınlanma

Financial Times’ın (FT) 72 iktisatçıyla yaptığı bir ankete göre, olası bir küresel ticaret savaşı ve bölgesel siyasi felç olma hali, 2025 yılında Avro bölgesi ekonomisinin karşı karşıya olduğu en büyük iki tehdit.

ABD ile büyük bir ticaret fazlasına sahip olan Avro bölgesi, sadece yüksek gümrük vergilerine değil, aynı zamanda Donald Trump’ın eylemlerine karşılık olarak Çin’in küresel piyasalara ucuz ürünler sürmesi tehdidine de maruz kalıyor.

Analist Eurasia Group’un Avrupa Genel Müdürü Mujtaba Rahman, “Trump’ın ikinci başkanlığı şu anda en büyük siyasi ve iktisadi risk. Avrupa gümrük tarifelerine ve Trump’ın Çin’den daha agresif bir şekilde ayrışmaya zorlamasına maruz kalacak,” dedi.

FT’nin anketine katılan iktisatçılar, ABD’nin uygulayacağı gümrük vergilerinin tetikleyeceği bir ticaret çatışmasına neredeyse kesin gözüyle bakıyor: Katılımcıların yüzde 69’u bunu olası görürken, yüzde 68’i böyle bir senaryonun gelecek yıl bölge için en büyük tehdit olduğu konusunda uyarıyor.

Ankete katılanların yüzde 81’i, ikinci bir Trump döneminin Avro bölgesi büyümesi üzerinde baskı yaratacağını söyledi.

Ankete katılan 72 kişi Avro bölgesi ekonomisinin ortalama olarak sadece %0,9 oranında büyümesini bekliyor. Bu, üst üste üçüncü düşük büyüme yılı olacak ve Avrupa Merkez Bankası personelinin aralık ayında öngördüğü yüzde 1,1’in altında kalacak.

Fakat tek para birimi bölgesinin resesyondan kaçınabileceği konusunda geniş bir mutabakat var.

Ankete katılan ekonomistlerin çoğu (yüzde 61) AMB Başkanı Christine Lagarde’ın AB politika yapıcılarına topyekûn bir ticaret savaşından kaçınmak için Trump ile ticaret müzakerelerine girme çağrısını destekliyor.

İyimserlik için potansiyel nedenler sorulduğunda, her beş kişiden biri faiz oranlarındaki düşüşe ve tüketici talebinde bir miktar artış umuduna atıfta bulundu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English