Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Elon Musk, İtalyan siyasetine de el attı

Yayınlanma

Yeni Donald Trump yönetiminde önemli bir role sahip olması beklenen milyarder işadamı Elon Musk, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni hükümeti ile ülkenin yargısı arasında Arnavutluk’la son göçmen transferi politikası konusunda devam eden anlaşmazlığa müdahil oldu.

Musk, pazartesi günü Roma Göçmenlik Mahkemesinin Arnavutluk’a nakledilen ve şu anda İtalya’da bulunan yedi göçmenin gözaltı kararını bozarak konuyu Avrupa Adalet Divanına (AAD) havale eden kararını yorumladı.

Kampanya döneminde yeniden seçilen ABD Başkanı Donald Trump’a açıktan destek veren Musk, kendi sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Bu yargıçların gitmesi gerekiyor,” dedi.

Musk’a İtalya’dan tepkiler

Yüksek Yargı Konseyinin (CSM) meslekten olmayan bir üyesi olan Ernesto Carbone, Musk’ın sözlerini “tehlikeli” ve “demokrasiye yönelik bir tehdit” olarak kınadı.

Meloni’nin iktidar koalisyonu içinde bile Musk’ın sözleri tedirginlik yarattı. Noi Moderati (Biz Ilımlılar) partisi ile çoğunluk koalisyonunun bir üyesi olan Maurizio Lupi, Musk’ın yorumlarını “uygunsuz” olarak nitelendirdi ve hükümetin kaçınmak istediği yargı ile zaten gergin olan ilişkiyi daha da alevlendirebileceğini söyledi.

Muhalefet, Musk’ın yorumlarını Meloni’ye baskı yapmak için kullandı ve Musk’ın yorumlarını kamuoyu önünde kınamasını ve İtalyan anayasasına bağlılığını yeniden teyit etmesini talep etti.

Muhalefetteki Demokratik Parti milletvekili Sandro Ruotolo X’te, “Musk kimin adına konuşuyor? Eğer kendi adına konuşuyorsa, görüşlerinin pek bir önemi yok. Ama Başkan Trump adına konuşuyorsa, bu ciddi bir müdahale teşkil eder ve Başbakan Meloni’den İtalya’nın yargısının bütünlüğünü savunmak için harekete geçmesini talep etme hakkına sahibiz. Bu konuda uzun süreli bir sessizlik çok endişe verici olacaktır,” diye yazdı.

İtalyan Temsilciler Meclisi üyesi ve “More Europa”nın lideri Riccardo Magi, Meloni ve Salvini’ye milliyetçi söylemleri konusunda meydan okuyarak Musk’ın müdahalesine karşı İtalyan egemenliğini savunup savunmayacaklarını sordu.

Musk ile Meloni arasında yakın bir ilişki var

Musk Eylül 2022’de göreve geldiğinden beri Meloni ile yakın bir ilişki geliştirdi.

Amerikan milyarder bu yıl Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia’nın (İtalya’nın Kardeşleri) yıllık etkinliğinin onur konuğu oldu. Musk, Meloni’nin onuruna düzenlenen Atlantik Konseyi ödül töreninde ödülü takdim eden kişiydi.

Musk’ın Trump’ın en büyük destekçisi olarak üstlendiği rol ve Meloni ile yakın bağları göz önüne alındığında, bazıları Meloni’nin Trump’ın Avrupa’daki ana muhatabı olarak ortaya çıkabileceğini ve AB-ABD ilişkilerini önemli ölçüde etkileyebilecek politikalarda daha yakın bir uyumun önünü açabileceğini öne sürüyor.

Meloni’nin Brüksel’deki sağ kolu ve AP’deki Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) Genel Sekreteri Antonio Giordano geçen hafta Euractiv’e verdiği bir röportajda Meloni’nin Trump’ın Avrupa’daki “doğal muhatabı” olarak görüldüğünü söylemişti.

Meloni’nin koalisyon ortağı sağcı Lega partisinin lideri Matteo Salvini de Musk’a destek vermekte gecikmedi.

Salvini, “Musk haklı; göçmen inişlerini durdurdum ve şimdi altı yıl hapis cezasıyla karşı karşıyayım. Yurtdışından bakıldığında bu daha da inanılmaz görünüyor olmalı,” dedi.

DİPLOMASİ

Avrupa, Ukrayna’da ‘güvenlik garantisi karşılığında toprak tavizi’ planını tartışıyor

Yayınlanma

Ukrayna’nın Avrupalı müttefikleri, Kiev ile Moskova arasında toprak tavizlerini de içerebilecek müzakerelerle savaşın sona erdirilmesi şansını sessizce değerlendirmeye başladı.

Bu bağlamda, Rusya’nın bazı tavizler vermesi ve Ukrayna’nın güçlü güvenlik garantileri alması gerekecek ki bu da ülkenin askeri gücünü artırmaya yönelik yardımların devamını zorunlu kılabilir.

The Washington Post gazetesinin Avrupa ve NATO ülkelerinden 10 mevcut ve eski diplomatla yaptığı görüşmelere dayandırdığı haberine göre, Ukrayna’nın Avrupalı müttefiklerinden bazıları, görünürde tereddütsüz destek açıklamalarına rağmen, yavaş yavaş Ukrayna ile Rusya arasında müzakereler için zemin hazırlamaya başladı.

Diplomatlar, Ukrayna’nın muhtemel toprak tavizlerinden söz etmenin artık eskisi kadar rahatsız edici bir konu olmadığını, artık bu durumu “barış karşılığı toprak” yerine “güvenlik karşılığı toprak” şeklinde ifade ettiklerini belirtiyor.

Batılı bir yetkili, “Bu artık kesinlikle marjinal bir fikir değil,” diyerek görüşlerin değişmeye başladığını ifade etti.

AB makamları, olası barış görüşmelerinde Ukrayna’nın konumunu güçlendirmek için askeri desteğin artırılması gerektiğini vurgularken, özellikle Donald Trump yönetiminin bir anlaşma müzakere etmeye başlaması halinde yaşanabilecek sürprizlerden kaçınmak istediklerini belirtiyorlar.

Gazeteinin kaynaklarına göre, geçen hafta Budapeşte’de AB liderlerinin katıldığı bir akşam yemeğinde Ukrayna’ya sağlanan parasal ve askeri desteğin devam etmesi gerektiği tartışıldı ve ABD’nin yardımlarını sona erdirmesi halinde Avrupa’nın nasıl finansman sağlayacağı üzerinde duruldu.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi araştırma görevlisi ve NATO’nun eski genel sekreter yardımcılarından Camille Grand’a göre, Avrupa’da birçok kişi müzakerelerin beklenenden daha erken başlayabileceğini ve “her iki tarafın da bazı tavizler vermesini gerektireceğini” kabul ediyor.

Görüşmelere dair bilgi sahibi kaynaklara göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen hafta Trump ile yaptığı 25 dakikalık görüşmede, Moskova’nın da anlamlı tavizler vermesinin şart olduğunu açıkça ifade etti.

Eski Estonya Başbakanı Kaija Kallas, Avrupa Parlamentosu’nda AB’nin yeni Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği görevine kabul edildiği 2015 Minsk Anlaşmaları’nın uygulanmadığını hatırlatarak basit bir barış anlaşmasının yeterli olmayacağını söyledi.

“Belki de kendimi yeterince açık ifade edemedim: Ben barıştan yanayım,” diyen Kallas, AB’nin Ukrayna’ya devrettiği savunma ve silah yardımlarındaki ‘son derece yetersiz yatırımları’ eleştirerek, “Rusya’nın son sömürgeci savaşını kaybettiği bir konumda olmamız gerekiyor,” diye ekledi.

Richard Haass: ABD, Ukrayna’da hedeflerini yeniden tanımlamalı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

The Economist: Cephede kötüleşen durum hakkındaki bilgiler Zelenskiy’den gizleniyor

Yayınlanma

The Economist‘e konuşan bir kaynak, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin cephede karşılaştığı sorunlardan haberdar edilmediğini ileri sürdü.

Kaynak, “Kendisinin sıcak bir banyoda tutulduğu bile söylenemez. Adeta bir saunada tutuluyor,” diyerek yetkililerin tüm gerekli bilgileri başkana bildirmediğine dikkat çekti.

Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından Ukrayna yönetimi değişikliklere hazırlanmaya başladı.

Üst düzey bir Ukraynalı yetkiliye göre, Trump’ın Ukrayna’ya sempati duyan eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu yeni yönetimine dahil etmeyecek olması, Kiev’de hayal kırıklığı yarattı.

The Economist’e konuşan yetkili, “Bu, çok olumsuz bir gelişme,” dedi. Ukraynalı yetkililer, Trump’ın Ukrayna politikasının başkan yardımcısı adayı J.D. Vance’in sunduklarına benzemesinden endişe ediyor.

Söz konusu plan, Rusya ve Ukrayna birlikleri arasında mevcut temas hattında bir askerden arındırılmış bölge oluşturulmasını ve Kiev’in NATO’ya katılmayı reddetmesini öngörüyor.

Devlet Başkanı Zelenskiy, bu öneriyi “radikal” ve “kabul edilemez” olarak nitelendirerek, bunun aslında Ukrayna’ya topraklarından vazgeçme teklifi olduğunu ifade etmişti.

Daha önce The Wall Street Journal kaynakları, Trump’ın Ukrayna’ya topraklarından feragat etmeden Rusya ile savaşı dondurmayı ve en az 20 yıl NATO’ya katılmaktan vazgeçmeyi önerebileceğini belirtmişti. Bu arada plana göre ABD, Kiev’e silah desteğini sürdürmeye devam edecek.

AFP’nin Amerikan Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW) verilerine dayandırarak yaptığı analize göre, Rus birlikleri ekim ayı sonu itibariyle Ukrayna topraklarının 478 kilometrekaresini ele geçirerek Mart 2022’den bu yana bir rekor kırmış durumda.

27 Ekim itibariyle Rusya ordusu, 2024 yılının ağustos ve eylül aylarına göre -sırasıyla 477 ve 459 kilometrekare- daha fazla toprak ele geçirdi.

Ayrıca Rusya ordusu, Donetsk oblastının doğusunda 300 kilometrekareden fazla alanı ele geçirdi. Şu anda Rus kuvvetleri, stratejik öneme sahip Pokrovsk kasabasından sadece birkaç kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Trump’ın Ukrayna planı: NATO üyeliğinden vazgeçiş ve askerden arındırılmış bölge

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Milei, Arjantin heyetini COP29 zirvesinden çekti; Fransa Aliyev’e tepkili

Yayınlanma

Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, COP29 iklim zirvesindeki ekibini Azerbaycan’dan çekerken, Fransa’nın iklim bakanı da konferansta yaşanan siyasi gerilim nedeniyle görüşmelere geri dönmeyeceğini söyledi.

Arjantin’in sürpriz hamlesi müzakereciler arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2015’te imzalanan Paris Anlaşması’ndan çıkma tehdidini takip edebileceği endişesine yol açtı. Arjantin’in katılmaması, zirvenin trilyonlarca dolar tutarında önemli bir iklim finansmanı anlaşması üzerinde uzlaşmaya varma hedefini de zora sokuyor.

Arjantin’in hamlesinin tek seferlik mi yoksa Paris Anlaşmasından olası bir çekilmeye giden yolda ilk adım mı olduğu net değil.

Bloomberg’e konuşan gelişmiş bir ülkeden bir müzakereci, herhangi bir koordineli hareketin sınırlı olduğunu ve iklim ilerlemesine karşı başka bir hareketle sonuçlanma ihtimalinin düşük olduğunu düşündüklerini söyledi. Katılımcı listesine göre Arjantin’in zirveye kayıtlı yaklaşık 20 müzakerecisi ve yetkilisi bulunuyor.

ABD’li yetkililer Başkan Joe Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasasının (IRA) kilit bölümlerinin büyük olasılıkla kalacağını ve Trump’ın seçilmesinin ulusal ve özel sektör ilerlemesini durdurmayacağını vurguladılar.

Öte yandan gerginlik çarşamba günü Fransız Bakan Agnes Pannier-Runacher’in Bakü’deki görüşmelerin ikinci haftası için geri dönmeyeceğini açıklamasıyla doruğa çıktı.

Bu açıklama Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Paris’i “yeni sömürgecilik” ve bu yılın başlarında protestolarla sarsılan Yeni Kaledonya da dahil olmak üzere denizaşırı topraklarında “suç işlemekle” suçladığı zirvenin açılış konuşmasının ardından geldi.

Pannier-Runacher parlamentoda yaptığı konuşmada, “Azerbaycan iklim değişikliğiyle mücadeleyi aşağılık bir kişisel gündem için araçsallaştırıyor. Önümüzdeki hafta Bakü’ye gitmeyeceğim,” dedi.

COP29 Başkanlığı sözcüsü Arjantin ekibinin ayrıldığını doğruladı fakat Fransız bakanın pozisyonu hakkında yorum yapmayı reddetti. Pannier-Runacher, ülkenin müzakere ekibinin zirvede kalacağını ve ülkenin AB’nin karar alma sürecinin bir parçası olmaya devam edeceğini söyledi.

Fransa, Avrupa Birliği’nin bir parçası olarak en büyük iklim finansmanı sağlayıcılarından biri.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English