Bizi Takip Edin

AVRUPA

Fransız Senatosu AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasını reddetti

Yayınlanma

Fransız Senatosu, AB ile Kanada arasında 2017’den bu yana geçici olarak yürürlükte olan ticaret anlaşmasını, Fransız hayvancılığı üzerindeki potansiyel etkisi nedeniyle büyük bir çoğunlukla reddederek, anlaşmanın AB tarafından nihai olarak onaylanmasında daha fazla zorluk yaşanacağının sinyalini verdi.

Kanada ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ticaret anlaşması CETA’nın ekonomik ve ticari yönlerine ilişkin yasa tasarısının 21 Mart Perşembe günü Senato’da 255’e karşı 211 oyla reddedildi.

Oylamanın arkasındaki Komünist senatör grubu ‘büyük bir zaferi’ ve ‘halklar arasındaki rekabeti şiddetlendiren serbest ticaret anlaşmalarının mantığını reddeden herkesi’ alkışladı.

Böyle bir konu için alışılmadık bir şekilde, muhafazakâr Les républicains anlaşmaya karşı çıkmak için solla bir araya geldi.

Hükümet ise retçileri, çiftçilerin hoşnutsuzluğundan ve Avrupa seçim kampanyasından yararlanarak bu hassas konuyu öne çıkarmakla suçladı.

Avrupa’da çiftçilerin protestolarının başlamasından bu yana, serbest ticaret anlaşmaları başlıca suçlulardan biri olarak gösterildi ve Avrupa tarımını endüstriyel ürünler ve hizmetler lehine feda etmekle suçlandı.

Anlaşma, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un mutlak çoğunluğa sahip olduğu 2019 yılında Fransız Ulusal Meclisi’nde oylanarak kabul edilmişti.

O tarihten bu yana hükümet, Fransa’nın Brüksel ile yaptığı anlaşmayı onaylayabilmesi için bir koşul olan diğer meclisin oy kullanmasına izin vermeyi reddediyordu.

Anlaşmanın tamamen ticari olan kısmı 2017’den beri yürürlükte olmasına rağmen, CETA’nın tamamen onaylanması için AB’nin 27 üye ülkenin tamamının onayına ihtiyacı var. Şu ana kadar aralarında Almanya’nın da bulunduğu 17 AB ülkesi yeşil ışık yaktı; Fransa ve Kıbrıs ise onaylamayı reddetti.

Oylamadan önceki tartışmalar sırasında, Dış Ticaret Delegesi Franck Riester tarafından temsil edilen hükümet, özellikle CETA’nın etkileri konusunda muhalifler tarafından birkaç gündür yayılan ‘yanlış bilgileri’ kınadı.

Bakan, anlaşmanın Fransız ekonomisi, işletmeler, tarım ve Kanada ile stratejik ilişkiler için iyi olduğunda ısrar etti.

Temsilciye göre bunun kanıtı, kimyasallardan kozmetik ve çeliğe kadar tüm sektörlerde Fransa’nın Kanada’ya ihracatında altı yılda kaydedilen %33’lük artış. Tartışmanın merkezinde yer alan tarımsal gıda sektörü ihracatta üç kat artış kaydetti. Peynir ihracatı ise %60 oranında arttı.

Riester her şeyden önce, hormon ya da antibiyotiklerle işlenmiş Kanada sığır eti ithalatının risklerine ilişkin korkuları reddetti. Bunun ‘yanlış bilgi’ olduğunu söyleyen Bakan, Kanada’nın halen Fransa’ya sığır eti ihraç etmediğini de sözlerine ekledi.

Senatör ve çiftçi Laurent Duplomb (Les Républicains) hükümetin söylemine karşı çıkarak ‘ihracatta %33’lük artış rakamının değer olarak ifade edildiğini [hacim olarak değil] ve yarısından fazlasının enflasyonla yapay olarak şişirildiğini’ ileri sürdü.

CETA’yı eleştiren Veblen Enstitüsüne göre, 2017 ve 2022 yılları arasında mal ticareti hacim olarak sadece %0,7 oranında arttı.

Duplomb, “Sonuç olarak, CETA 2035 yılında Avrupa’da yaşayan kişi başına yılda 4 dolar kazandırırken, Kanada vatandaşı başına yılda 313 dolar kazandıracak,” iddiasında bulundu.

Duplomb ayrıca, 2019 ve 2022 yıllarında Kanada’da yaptığı denetimlerde hayvanların izlenebilirliği konusundaki eksiklikleri ortaya çıkaran ‘Avrupa Komisyonunun sessizliğini’ de kınadı.

AVRUPA

Rusya ile rekabet Avrupalı ​​gübre üreticilerini yıkım korkusuna sürükledi

Yayınlanma

Financial Times (FT) gazetesinde yer alan makalede, Rusya ile rekabetin Avrupalı gübre üreticilerini yıkım korkusuyla karşı karşıya bıraktığı belirtildi.

Makaleye göre Avrupalı üreticiler, Rusya üretimi gübredeki fiyatların kendilerini Avrupa pazarından çıkmaya zorlamasından korkuyor.

Almanya’nın en büyük gübre tedarikçisi SKW Stickstoffwerke Piesteritz’in CEO’su Peter Zingr, gazeteye verdiği demeçte, “Rusya’dan gelen ve bizim gübrelerimizden çok daha ucuz olan gübrelerin akınına uğruyoruz; bunun basit bir nedeni var: Rusya’daki üreticiler doğalgazı bizim üreticilerimize kıyasla üç kuruşa satın alıyor,” dedi.

Zingr, politikacıların bu soruna karşı hiçbir şey yapmadıklarını, bunun da Avrupa’nın üretim kapasitesini azaltma riski yarattığını ve AB’nin gıda güvenliğini tehdit ettiğini belirtti.

Norveç’in en büyük tarımsal gübre üreticisi Yara’nın başkanı Svein Ture Holseter de Rus gübresine olası bağımlılık konusunda uyarıda bulundu.

Gazete, gübre sorununun Rusya’ya yönelik yaptırımların bir yan etkisi haline geldiğine işaret etti.

Ukrayna’ya dönük askeri müdahalenin ardından pek çok Avrupa ülkesi, Rusya’dan doğalgaz alımını durdurdu ve bu da enerji fiyatlarının artmasına neden oldu.

Aynı zamanda, olası kıtlıkları önlemek için Rusya’dan gübresi alımları da devam etti. Sonuç olarak, Avrupalı gübre üreticileri Rusya’dan ithal edilen gübrelerle rekabet etme fırsatını kaybetti.

AB’nin istatistik kurumu Eurostat’a göre Rusya, AB tarafından kullanılan ürenin yaklaşık üçte birini üretiyor.

AB, Rusya’dan gübre ithalatını Aralık 2022’den bu yana en yüksek seviyeye çıkardı

Okumaya Devam Et

AVRUPA

UK Defense Journal: NATO’nun keşif uçakları Ukrayna’ya istihbarat sağlıyor

Yayınlanma

NATO, Ukrayna semalarını izlemek üzere Havadan Uyarı ve Kontrol Sistemi (AWACS) uçaklarını Polonya üzerindeki hava sahasına konuşlandırdı.

UK Defence Journal portalına konuşan eski bir İngiliz Hava Kuvvetleri subayı, elde edilen verilerin ittifakın bölgedeki varlığını güçlendireceğini ve Rusya’nın faaliyetlerini takip etmeye olanak sağlayacağını belirtti.

NATO’nun bu bilgileri gayri resmi olarak Ukrayna ile paylaştığını kaydeden subay, “Resmi olarak toplanan tüm istihbarat sadece NATO ülkeleriyle paylaşılıyor, ancak herkes bu ülkelerden bazılarının Ukrayna ile hızlı bir şekilde bilgi paylaştığını ve yaklaşan saldırılara karşı koymalarını sağladığını biliyor. Batı istihbaratı, Ukrayna’ya biraz daha hızlı tepki verme olanağı sağlıyor,” dedi.

Öte yandan portal, NATO’nun AWACS uçaklarının Şubat 2022’den bu yana ittifakın doğu kanadı sınırları yakınındaki Rus savaş uçaklarını göetlemek üzere Doğu Avrupa ve Baltık Denizi bölgesi üzerinde düzenli devriyeler gerçekleştirdiğine işaret etti.

Geçen hafta Rusya Savunma Bakanlığı’nın Karadeniz suları üzerinde ABD’ye ait stratejik insansız hava araçlarının uçuş yoğunluğunun arttığını kaydetmiş, bu bağlamda ülkenin Savunma Bakanı Andrey Belousov’un Genelkurmay Başkanlığı’na operasyonel müdahale tedbirlerde için önerilerde bulunma talimatı verdiği bildirilmişti.

Politico: ABD Ukrayna’ya Rusya sınırları içindeki hedefleri vurma yetkisi verdi

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa’da seçimlerin ilk turundan Le Pen zaferle ayrıldı

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki büyük mağlubiyetin ardından aldığı erken Ulusal Meclis seçimlerinin ilk turu 30 Haziran günü yapıldı.

İlk sonuçlara göre Marine Le Pen’in partisi Ulusal Birlik (RN), %33 civarında oy alarak birinci parti olurken, Yeni Halk Cephesi (NFP) %28 oy alarak ikinci oldu. Macron’un ittifakı Cumhuriyet için Hep Birlikte (Ensemble) %21, muhafazakâr Les Républicains ise %10 oy aldı.

Bir seçim bölgesinde hiçbir adayın ilk turda mutlak çoğunluğu (kullanılan oyların %50’sinden fazlasını) elde edemediği durumlarda ikinci tura gidilecek.

Çoğu seçim bölgesinde durum böyle. İlk sonuçlara göre 297 vekil çıkaran RN’nin adaylarından sadece 39’u kendi seçim bölgelerinde mutlak çoğunluğu sağlamış durumda.

İkinci tur 7 Temmuz’da yapılacak ve seçimler ilk turda ilk iki sırayı alan adaylar arasında geçecek. Bununla birlikte, ilk turda kayıtlı seçmenlerin en az %12,5’inden oy alan herhangi bir aday da oylamaya katılabiliyor. İkinci turda en çok oyu alan aday, salt çoğunluk olmasa bile koltuğu kazanıyor.

Dolayısıyla RN ilk turdan zaferle çıkmış olsa da, parlamentoda mutlak çoğunluğa (289 sandalye) sahip olacakları şimdilik belirsiz.

Le Pen “mutlak çoğunluk” istiyor

Le Pen, seçimlerin ilk turunu kazanmasının ardından partisinin Emmanuel Macron’u “pratikte sildiğini” ilan etti. 

Sonuçların açıklanmasının ardından konuşan Le Pen, önümüzdeki pazar günü yapılacak ikinci tur oylamada “mutlak çoğunluk” arayışında olduğunu söyledi.

Sandıkların kapanmasının ardından destekçilerine seslenen Le Pen, “Demokrasi konuştu ve Fransızlar RN ile müttefiklerini zirveye taşıyarak Macron kampını neredeyse silip süpürdü. [RN lideri] Jordan Bardella’nın bir hafta içinde başbakan olarak atanabilmesi için mutlak çoğunluğa ihtiyacımız var,” dedi.

Le Pen, oyların %50’sinden fazlasını kazanmasının ardından ilk turda Hénin-Beaumont’tan yeniden milletvekili seçildi.

Mélenchon’dan “RN’ye oy yok” açıklaması

Yeni Halk Cephesi’nin (NFP) en önemli partisi konumundaki Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) lideri Jean-Luc Mélenchon pazar günü yaptığı açıklamada Macron’un ittifakının erken seçimlerde “ağır ve tartışılmaz” bir yenilgiye uğradığını söyledi ve Fransız halkını aşırı sağa karşı oy kullanmaya çağırdı.

LFI lideri, partisinin üçüncü olduğu ve RN’nin ikinci tur öncesinde önde gittiği seçim bölgelerinde adaylarını geri çekeceğini söyledi.

Mélenchon, “Talimatlarımız basit, doğrudan ve nettir. RN için ne bir oy, ne de bir sandalye daha fazla,” dedi.

LFI lideri ayrıca seçmenlere “Yeni Halk Cephesi’ne mutlak çoğunluk” vermeleri çağrısında bulundu.

Mélenchon partisinin seçim merkezinden yaptığı açıklamada, “Ülke bir  seçim yapmak zorunda kalacak,” dedi. Pazar günkü ikinci tur için seçeneklerin “ya Yeni Halk Cephesi ya da Ulusal Birlik” olduğunu savundu.

Macron’dan “sağa karşı geniş ittifak” çağrısı

Macron ise, “aşırı sağın” zaferini engellemek için “geniş bir ittifak” kurulması çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı, “Ulusal Birlik karşısında, ikinci tur için büyük, açıkça demokratik ve cumhuriyetçi bir toplanmanın zamanı geldi,” dedi.

Başbakan Gabriel Attal ise, “tek bir oyun bile Ulusal Birlik’e gitmemesi” gerektiğini savundu.

“Aşırı sağ iktidarın kapısında” uyarısında bulunan Attal, partisinin 60 seçim bölgesinde RN’ye karşı ”cumhuriyetçi” adayları desteklemek için adaylıktan vazgeçeceğini söyledi.

RN’ye karşı Paris’te gösteri

Öte yandan Paris’te binlerce kişi RN’nin seçim zaferine karşı Paris sokaklarında yürüdü.

POLITICO’ya konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen 23 yaşındaki öğrenci Alban, “Aşırı sağın iktidara gelmesinden gerçekten endişeliyim,” dedi. Alban, hâlâ bir haftalarının olduğunu ve “mücadeleye devam edeceklerini” söyledi.

Reuters daha sonra göstericilerin Paris’te yürürken havai fişek patlattıklarını gösteren bir video yayınladı. BFMTV ise Lyon’da protestolarla başa çıkmak üzere 200 polisin görevlendirildiğini bildirdi.

“Güvenlik kordonu” çöktü, çökecek

Şimdi merkez ve sol partilerin, Fransız ana akım siyasetinde uzun süredir dışlanan RN’nin çoğunluğu kazanmasını engellemek için tek tek sandalyelerde çekilip çekilmeyeceklerine karar verecekleri bir haftalık siyasi pazarlık süreci başlayacak.

RN geçmişte ilk tur oylamalarda güçlü bir performans gösterdiğinde, sol ve merkez partiler daha önce “güvenlik kordonu” (cordon sanitaire) olarak bilinen bir ilke uyarınca onların göreve gelmesini engellemek için birleşmişlerdi.

Le Pen’in babası ve RN’nin selefi Ulusal Cephe’nin onlarca yıllık lideri Jean-Marie Le Pen’in 2002 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sosyalist aday Lionel Jospin’i beklenmedik bir şekilde mağlup etmesinin ardından Sosyalistler ağırlıklarını merkez sağ aday Jacques Chirac’ın arkasına koyarak Chirac’ın ikinci turda ezici bir üstünlük elde etmesini sağlamışlardı.

NFP’nin “daha ılımlı” parçası olarak görülen Yeşiller’in lideri Marine Tondelier, RN’nin çoğunluğu elde etmesini engellemek için Macron’a bazı koltuklardan çekilmesi için kişisel bir ricada bulundu.

Tondelier, “Size güveniyoruz: üçlü bir yarışta üçüncü olursanız çekilin ve ikinci tura kalamazsanız, destekçilerinizi cumhuriyetçi değerleri destekleyen bir adaya oy vermeye çağırın,” dedi.

Bardella, Macron’a değil, Halk Cephesi’ne vurdu

Partisinin 7 Temmuz’da zafer kazanması halinde başbakanlık koltuğuna oturmayı hedefleyen RN Başkanı Jordan Bardella, dün gece yaptığı konuşmada Macron’un kampını eleştirmek yerine Halk Cephesi’ne yüklendi.

Bardella, Yeni Halk Cephesi’nin “Fransa ulusu için varoluşsal bir tehlike” olacağını söyledi ve NFP’yi polisi silahsızlandırmak ve Fransız sınırlarını göçmenlere açmak istemekle ve “ahlaki sınırları olmamakla” suçladı.

RN lideri seçmenlere seslenerek, “Sizi anlayan, sizi önemseyen liderlere güç vermenin zamanı geldi,” dedi.

AfD, RN’nin zaferini istiyor

Ulusal Birlik’e bir destek de, yakın zamanda kendini uzaklaştırdığı Almanya için Alternatif’ten (AfD) geldi.

AfD lideri Alice Weidel, partiler arasında onarılması zor bir çatlak olduğunu kabul etmesine rağmen, Fransa’da yapılan parlamento seçimlerinde RN’nin kesin bir zafer kazanmasını umduğunu söyledi.

Weidel Financial Times’a yaptığı açıklamada RN için “umutlu olduğunu” ve lideri Jordan Bardella’nın Fransa’nın gelmiş geçmiş en genç başbakanı olacağı konusunda iyimser olduğunu söyledi.

Weidel, “Bardella’ya ve RN’nin ülkelerini sarsma yeteneğine güveninin tam olduğunu” kaydederken, AfD’nin Federal Meclis’teki lideri Bernd Baumann, RN’nin popülaritesinin tüm Avrupa sağının şu anda “yelkenlerinde rüzgar olduğunu” gösterdiğini söyledi.

Baumann, “Giorgia Meloni, Marine Le Pen, Avusturya’daki FPÖ; bunların hepsi bizim için bir onaylama ve tarihin doğru tarafında olduğumuzu gösteriyor,” dedi.

Fakat Weidel, AfD ve RN’nin, Alman partisinin karıştığı bir dizi skandalın ardından mayıs ayında Avrupa Parlamentosu’ndaki Kimlik ve Demokrasi (ID) grubundan ihraç edilmesine yol açan anlaşmazlığın üstesinden gelme şansının çok az olduğunu kabul etti.

Weidel AfD’nin yeni ortaklar aradığını ve kendi grubunu oluşturmaya çalıştığını söyledi.

Weidel ayrıca RN’nin parlamento lideri Marine Le Pen’e karşı “hiçbir kırgınlığı” olmadığında da ısrar etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English