Bizi Takip Edin

AMERİKA

FT: Batı dünyası ve silah sanayisi yeni savaş dönemine uyum sağlamalı

Yayınlanma

Financial Times’ta (FT) 9 Ocak’ta yayımlanan başyazıda, dünyanın 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en tehlikeli dönemden geçtiğine işaret edilerek, batılı hükümetlerin ve silah üreticilerinin buna göre hazırlık yapması gerektiği iddia ediliyor.

Düşmanlıkların arttığı bir dünyanın, savunma sanayisi hariç herkes için kötü haber olduğunu söyleyen FT, tehdit arttıkça silah şirketlerinin sipariş listesinin de kabardığını belirtiyor.

Lockheed Martin, General Dynamics ve BAE Systems’in de aralarında bulunduğu dünyanın en büyük silah şirketlerinin 2021-2022 arasında siparişlerini yüzde 10 artırdığına dikkat çeken başyazı, “Askeri donanıma olan talep geçen yıl da güçlü kaldı. Hükümetler muharebelerde savaşmak, müttefiklere bağış yapmak veya rezerv inşa etmek için silah, mühimmat ve teçhizat satın alıyor. Avrupa’da ülkeler, Ukrayna’ya yapılan tekliflerle tükenen ulusal stokları yeniliyor. Küresel askeri harcamalar 2022’de 2,2 trilyon dolarlık rekor seviyeye ulaştı,” diyor.

FT, bu sırada silah şirketlerinin hisse değerlerinin arttığına işaret ediyor. Savunma şirketleri hisseleri son 12 ayda yüzde 15 artarken, İngiliz savunma şirketlerinin hisse değerleri rekor seviyelere geldi. Özel sermaye fonları savunma sanayisindeki fırsatlara koşarken, ABD askeri teknoloji startup’larına risk sermayesi yatırımı patlama yaşıyor.

Ukrayna’daki çatışmanın, bazılarının iddia ettiği gibi, büyük tank ve topçu savaşları çağının henüz bitmediğini gösterdiğini kaydeden FT, bununla birlikte teknik ilerlemelere paralel olarak yeni savaş biçimlerinin de geliştiğinin altını çiziyor.

Dronlara, sensörlere, hassas füzelere ve iletişim ekipmanlarına yüksek talep olduğunu söyleyen FT, şirketlerin de güvenliklerini artırmaları gerektiğini, ‘küresel siber savaş pazarının’ önümüzdeki on yılda yüzde 250’den fazla büyümesinin beklendiğini öne sürüyor.

“Şirketler, artan küresel istikrarsızlığın bir sonucu olan işgücü kıtlığı ve tedarik zinciri kesintisi nedeniyle üretimi artırmak için mücadele ediyor,” diyen başyazı, atıl durumdaki üretim hatlarının yeniden başlatılmasının zaman alacağını, hassas silahlar gibi karmaşık ekipmanlar için aktif tesislerden üretimin iki ila üç yıl sürebileceğini itiraf ediyor. 

FT, Ukrayna’nın ona gönderilen mühimmatları, gönderenlerin üretilebileceklerinden daha hızlı tükettiğini belirtiyor.

Devlet-şirket işbirliğinin odak noktası savaş yatırımları

Devletlerle savunma sanayisine ortak davranma çağrısı yapan FT, “Batılı müttefikler ve endüstrinin, stratejik rezervler oluşturmak ve operasyonları dijitalleştirmek de dahil olmak üzere, savunma tedarik zincirlerinin esnekliğini çeşitlendirmek ve artırmak için işbirliği yapması gerekecek,” diye yazıyor.

Üreticiler, üretim ve kapasitesi fazlası ile karşı karşıya kalmamak için üretimi artırma konusunda temkinli. Fakat FT’ye göre, yıllarca askeri stokları azalttıktan sonra, birçok hükümet bunların yenilenmesi gerektiğinin farkında. Başyazıya göre şirketlerin ayrıca, çıraklık ve araştırma enstitüleriyle bağlantılar da dahil olmak üzere işgücünü daha iyi eğitmesi, elde tutması ve çekmesi gerekiyor.

FT, satın alma süreçlerinin de daha hızlı ve daha adil hale gelmesi gerektiğini vurguluyor ve büyük silah tekellerine nazaran daha küçük startupların yenilikçilik konusunda işe yarayabileceğine işaret ediyor. Küçük işletmelerin de ihale süreçlerine çekilmesi gerektiğini belirten FT, bu işletmelerin finansmana erişiminin de ESG metrikleri gibi uygulamalarla zorlaştırıldığını söylüyor.

FT başyazısı şöyle sona eriyor: “Mevcut çatışmalar tırmanmasa bile, dünyanın yeni bir jeopolitik gerilim ve artan savaş riski çağında olduğu açık görünüyor. Toplum en iyisini umabilir, fakat savunma sanayisi en kötüsüne hazırlıklı olabileceğini kanıtlamalıdır.”

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English