Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Halbusi’nin yerine kim gelecek?

Yayınlanma

muhammed el halbusi

Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi’nin sahtecilik suçlamasıyla Yüksek Federal Mahkemesi tarafından görevden alınmasından sonra Sünni partiler yeni meclis başkanını seçmek için görüşüyor. Masada üç isim var.

Meclis Başkanı Halbusi, Sünni Milletvekili Leyt Mustafa ed-Duleymi tarafından istifa mektubundaki imzasını taklit etmekle suçlanıyordu. Aylar süren hukuk mücadelesinin ardından hem Halbusi’nin hem de Duleymi’nin vekillikleri düşürüldü. Halbusi, mahkemenin kararına şaşırdığını belirterek mahkemeden karara açıklık getirilmesini isteyeceğini söyledi.

Karar sonrası Halbusi’nin lideri olduğu Takaddüm Partisi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, parti üyeleri Irak Başbakan Yardımcısı ve Planlama Bakanı Muhammed Temim, Sanayi ve Maden Bakanı Halid Bettal, ile Kültür, Turizm ve Tarihi Eserler Bakanı Ahmed Bedran istifa etti.  Söz konusu partiye bağlı 37 milletvekili de Meclis oturumlarını boykot etme kararı aldı. Partiye mensup milletvekilleri ayrıca çeşitli görevlerde bulundukları Meclis Komisyonlarından da istifa etti.

The National’da yer alan habere göre Irak’ın önde gelen Sünni siyasi partileri, görevden alınan Halbusi’nin yerine geçecek kişiyi seçmek üzere toplantılar düzenlemeye başladı.

Halbusi’nin rakipleri Çözüm Partisi ve Azim İttifakı ile müttefiki Siyada Partisi kararı eleştirmedi.

Cemal Kerbuli liderliğindeki parti yaptığı açıklamada “Çözüm Partisi, Federal Mahkeme kararını memnuniyetle karşılıyor” dedi ve açıklama şöyle devam etti: “Karar, yargının Irak’ta emniyet supabı ve yetkililerin anayasa ve yasalar tarafından öngörülen görevlerinden olası yapmalarını önlemek için temel dayanak noktası olduğunu teyit ediyor.” Karar, “gidişatın düzeltilmesi, ihlallere sınır getirilmesi ve gücün kötüye kullanılmasının önlenmesinde ilk adım” olarak nitelendirildi.

Musenna Samarrai liderliğindeki Azim İttifakı ise kararı “Irak’ta anayasal devlet ilkesinin güçlendirilmesi ve herkesin kanun önünde eşitliğinin sağlanması yönünde atılmış önemli bir adım” olarak değerlendirdi. “Herkesi bu kararlara saygı göstermeye ve uygulamaya çağırıyoruz” denilen açıklamada “Irak’ta siyasi sürecin devam ettirilmesi ve hem güvenlik hem de siyasi istikrarın sağlanması gerekliliği” vurgulandı.

İş adamı Hamiş El Kanjar’ın Siyada Partisi ise “Irak yargısının kararlarına saygı duyduğunu” söyledi ve “bir sonraki adımı görüşmek üzere acil toplantı” çağrısında bulundu.

İki Sünni milletvekili, The National’a dünden beri bu büyük partilerin Halbusi’nin yerine bir aday belirlemeye çalıştıklarını doğruladı.

Halbusi’nin yerine gelme ihtimali olan üç ismin konuşulduğu bilgisini verdiler: Halbusi’nin Takaddüm Partisi’nden Ziyad El Cenabi ve Haybat el-Halbusi ile Siyada Partisi’nden Salim Al Essawi.

“Sünni-Sünni çekişmesi”

Bağdat’taki Siyasi Karar (Political Decision) adlı düşünce kuruluşunun başkanı Hadi Jalo Marie, The National’a yaptığı açıklamada Halbusi’nin görevden alınmasının ülkedeki siyasi süreç üzerinde bir etkisi olmayacağını söyledi. Marie, “Bu bir Sünni-Sünni iç çekişmesi, dolayısıyla etkileri sınırlı olacaktır” dedi. “Halbusi’nin parlamentodan ya da siyasi süreçten çıkarılmasının ülkede büyük bir soruna yol açacağını sanmıyorum. Diğer Sünni partilerin çoğunluğu bu kararı memnuniyetle karşıladı, dolayısıyla bu makam için yeni bir aday üzerinde anlaşacakları kesin” dedi.

Kararın tek etkisinin Takaddüm üzerinde olabileceğini belirten Marie, Halbusi’nin liderliğindeki Takaddüm İttifakı’nın dağılabileceğini ve adaylardan bazılarının diğer Sünni partilere katılabileceğine dikkat çekti.

ORTADOĞU

Halid Meşal: Stratejimiz değişmedi

Yayınlanma

Halid Meşal

Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, “Filistin toprakları ve kutsal mekanları özgürlüğüne kavuşuncaya kadar direnişe devam etme” üzerine kurulu stratejilerinde bir değişiklik olmadığını söyledi.

Yahya Sinvar’ın öldürülmesinden sonra siyasi kanadının başına getirilme ihtimali bulunan Hamas’ın eski liderlerinden Meşal, Hamas’ın ilkelerinden taviz vermeyeceğini belirtti.

Meşal, Hamas Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar için İstanbul’da düzenlenen taziye merasimine ses kaydıyla mesaj gönderdi. Ses kaydında Meşal, Hamas’ın, başta hareketin kurucusu Ahmed Yasin olmak üzere (2004’te İsrail tarafından öldürüldü) liderlerini özgürlük ve İsrail işgalinden kurtulma yolunda şehit verdiğini dile getirdi.

Hamas: Her liderimizin ölümü bizi daha da güçlendirdi

Meşal, Hamas’ın lideri ve Aksa Tufanı’nın komutanı Sinvar’ın 60 yıl boyunca hür yaşadığını ve hür öldüğünü ve şehadetiyle hem Filistin hem de dünya halkları nezdinde bir simge haline geldiğini kaydetti.

Mesajında 3 konu üzerinde duran Meşal, ilk olarak Hamas’ın, Sinvar ve diğer şehit liderlerden sonra değer ve ilkelerinden vazgeçmeyeceğini, stratejisini değiştirmeyeceğini söyledi.

İkinci olarak sahadaki gelişmeleri takip edeceklerini ve İsrail’in saldırılarını durdurmak için çalışacaklarını kaydeden Meşal, “Bu düşman kaybedecek ve Hamas, müzakere yoluyla bu katliamların son bulması için çalışacak ve bir çıkış yolu arayacak” dedi.

Meşal, üçüncü olarak Hamas’ın, “Filistin toprakları ve kutsal mekanları özgürlüğüne kavuşuncaya, esirler kurtarılıncaya ve Filistin ve İslam ümmeti için tehdit oluşturan Siyonist proje ortadan kaldırılıncaya kadar direnişe devam etme” stratejisine bağlı kalacağını ifade etti.

7 Ekim’in mimarı işgale direnirken hayatını kaybetti

Hamas, direniş güçleri ve halk; direniş stratejisine bağlı kaldığı sürece İslam ümmetinin de sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Meşal, “Çünkü bu sadece Filistinlilerin savaşı değil bilakis ilk kıblemiz Aksa’nın Tufanı’dır” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’in Lübnan’da ateşkes için öne sürdüğü şartlar BMGK kararlarına aykırı

Yayınlanma

Axios’un ABD’li ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberine göre, İsrail, Lübnan’da bir ateşkesi değerlendirmeden önce yerine getirilmesini istediği taleplerin listesini Beyaz Saray’a gönderdi.

İsrail, Hizbullah’ı gerekçe göstererek Lübnan’ın güneyini işgal hamleleri yaparken bir yandan da ateşkes için yapılan uluslararası baskıları göğüslemeye çalışıyor. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın ateşkesi kabul ettikten kısa bir süre sonra İsrail suikastıyla hayatını kaybetmesi İsrail’in Lübnan’da ateşkesi değerlendirmek istemediğine yönelik şüpheleri artırmıştı. Öte yandan ABD de İsrail’in saldırılarından faydalanarak Lübnan’da kendine yakın bir cumhurbaşkanı seçtirip Hizbullah’ı etkisizleştirme planları yapıyor.

Bu arka planda Lübnan’daki saldırılarına devam eden İsrail, uluslararası baskıları göğüslemek için ateşkes müzakerelere açık olduğu mesajını vermek amacıyla ABD’ye şartlarını içeren bir liste gönderdi.

Lübnan’da 5 İsrail askeri öldürüldü: Hizbullah yeni bir aşamaya geçiyor

Aixos’a göre İsrailli yetkililer, İsrail Başbakanlık Ofisi’nin, Joe Biden’ın elçisi Amos Hochstein’ın bugün Beyrut’a yapacağı ve çatışmaya diplomatik bir çözüm bulunmasını görüşeceği ziyaret öncesinde Beyaz Saray’a bu belgeyi verdiğini söyledi.

İsrailli yetkililere göre söz konusu belgede iki talep yer alıyor. Birincisi İsrail hava kuvvetlerinin Lübnan hava sahasında faaliyet göstermesine izin verilmesi. İkincisi ise İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’a karşı “aktif uygulama” yapmasına izin verilmesi.

UNIFIL’e katkı veren AB ülkelerinden İsrail’e “diplomatik baskı” kararı

Bu iki talep, Lübnan Silahlı Kuvvetleri (LAF) ve Lübnan’daki BM Geçici Gücü’nün (UNIFIL) İsrail ve Hizbullah arasında ateşkesi uygulamasını öngören 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararıyla çelişiyor.

Talepler ayrıca Lübnan’ın egemenlik haklarının çiğnenmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla hem Lübnan’ın hem de uluslararası toplumun bu talepleri kabul etmesinin mümkün olmadığı değerlendiriliyor.

Hochstein bugün Beyrut’a giderek Başbakan Necip Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile İsrail’in taleplerini görüşmesi bekleniyor. Berri dün Al-Arabiya’ya yaptığı açıklamada Hochstein’ın ziyaretinin Lübnan’daki savaşa “bir çözüm bulmak için ABD seçimlerinden önceki son şans” olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

“İran’ın nükleer tesisleri hala Netanyahu’nun hedefinde”

Yayınlanma

Netanyahu’nun ABD’nin itirazlarına rağmen İran’ın nükleer tesislerini hedef alabileceği bu konuda elinin güçlü olduğu, Biden’ın seçime az bir zaman kala Netanyahu ile kamuoyu önünde çatışmaya girmekten çekineceği ileri sürülüyor. İddiaya göre Netanyahu’nun bu hamleyi 5 Kasım’dan önce yapması gerekiyor.

Haaretz’den Amos Harel’in haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın nükleer programıyla başa çıkmak için tarihi bir fırsat görüyor ve Yahya Sinvar’ın öldürülmesiyle ilgili toz duman dağıldıktan sonra uluslararası dikkatler İran cephesine kayacak.

Hamas lideri Yahya Sinvar’ın öldürüldüğü Refah’taki operasyon sırasında, güney Lübnan’da devam eden çatışmalarda İsrail ordusu beş Golani komando askerini kaybetti. Harel’e göre, bu olay İsrail’in tüm cephelerde ağır kayıplar verdiğinin bir göstergesi.

İsrail’in İran’a saldırısı “an meselesi”

Habere göre, İsrail şu anda İran’la gerilimi tırmandırabilecek ve hatta nükleer programı hedef alabilecek bir saldırı seçeneğini değerlendiriyor. Haberde, Netanyahu’nun geçmişte İran’ın nükleer tesislerine saldırmak konusunda çekinceleri olduğunu ancak şu anda bu konuda daha kararlı bir tavır takındığı ileri sürülüyor: “Netanyahu’nun pazarlık pozisyonu on yıl öncesine göre daha iyi. Birincisi, savaş zaten devam ediyor ve bölge her hâlükârda karışık durumda ve İran İsrail’e yapılan terör saldırılarının çoğuna yardım ediyor bu da İsrail’in İran’a karşı askeri hamlelerini artırmasını haklı gösterebileceği bir ortam yaratıyor. İkinci olarak, (ABD) yönetimin manevra alanı sınırlı. Seçime iki buçuk hafta kala anketler Harris ve Trump arasında başa baş bir yarışa işaret ediyor ki bu yarışı birkaç eyalette nispeten az sayıda oy farkı belirleyecek gibi görünüyor. Demokratlar, Netanyahu ile kamuoyu önünde yaşanacak bir çatışmanın oy verme eğilimlerini etkileyebileceğinden ve daha da önemlisi, seçim arifesinde yeni bir küresel enerji krizinden endişe ediyorlar.”

“…Washington İsrail içinde Netanyahu’yu durduracak kimsenin olmamasından endişe ediyor. Savunma Bakanı Yoav Gallant, Netanyahu’nun Gideon Sa’ar ve partisini koalisyona katarak yaptığı son siyasi manevra ile çok zayıfladı. Gallant’ın Sa’ar ile değiştirilmesi, sadece Lübnan’daki gerilim nedeniyle son anda durduruldu.”

“Üst düzey ordu subayları, 7 Ekim olayları nedeniyle büyük bir suçluluk duygusu içindeler ve yaptıkları tahribatı onarmaya yönelik çaresiz çabalarla meşguller. Bu durum, onları başbakanla diğer konularda mücadele etmek için gerekli zihinsel enerjiden mahrum bırakıyor.”

“Netanyahu’nun resmi ve gayri resmi danışmanlarından bazıları İran üzerindeki baskıyı artırmak için altın bir fırsat olduğuna inanıyor. Avigdor Lieberman ve Naftali Bennett gibi Netanyahu’yu sağdan geçmeye çalışan siyasetçilerin İran’a karşı hamlelerin artırılmasını ve yılanın başının ezilmesini tavsiye ettiklerini not etmek gerekir.”

İsrail’in “petrol” ve “nükleer” güvencesi petrol fiyatlarını düşürdü

Netanyahu’nun İran nükleer tesislerini hedef alma isteğinin yeni olmadığını ve 7 Ekim’in Netanyahu döneminde gerçekleştiğine işaret eden Harel, “7 Ekim Gazze, Lübnan ve Yemen’de çok cepheli bir savaşa yol açtı. Neden bir adım daha atıp İran ile, özellikle de nükleer programının yarattığı tehditle nihayet başa çıkmasın” diye yazdı.

Biden, Harris ve Trump’ın üçünün de İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir Amerikan saldırısına karşı çıktığını ve kış aylarının yaklaştığını hatırlatan Harel, Netanyahu’nun harekete geçmek için fazla zamanı kalmadığı görüşünde.

Harel, bugüne kadar Netanyahu’nun Washington’da risk almaktan kaçınan bir isim olmasına rağmen bu önermenin bugün geçerliliğini yitirdiği görüşünde: “Netanyahu ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaya ve ceza davasından kaçmaya çalışıyor. Şu anda İsrail ve bölge için tehlikede olan çok şey var.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English