Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Hamas, rehine anlaşmasının savaşı sona erdirmesini istiyor

Yayınlanma

Gazze’de ateşkes ve esir takası için müzakereler sürerken İsrail basını Hamas’ın süreli bir ateşkese ikna olmadığını yazdı.

CIA Direktörü Bill Burns, Hamas ve İsrail heyetlerinin önceki iki gün Doha’da yaptığı görüşmelerin ardından Katar Başbakanı ile bir araya gelecek; Trump’ın elçisinin de Kahire ziyaretinin ardından Doha’ya gelmesi bekleniyor.

Axios haber sitesinin İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, CIA Direktörü Burns’un, Doha’da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geleceği belirtildi.

Haberde, Burns’un, Katar Başbakanı ile İsrail ve Hamas arasındaki dolaylı müzakerelere ilişkin son durumu ele alacağı kaydedildi.

İsrail devlet televizyonu KAN, 16 Aralık’ta, “kısıtlı yetkilere” sahip bir İsrail heyetinin, Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakereleri için Katar’ın başkenti Doha’ya gittiğini aktarmıştı.

Hamas da yaptığı açıklamada “Katarlı ve Mısırlı kardeşlerimizin himayesinde Doha’da gerçekleşen ciddi ve olumlu görüşmeler ışığında, işgalin yeni koşullar dayatmaktan vazgeçmesi halinde ateşkes ve esir değişimi için bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu teyit etmektedir” ifadelerini kullanmıştı.

Doha’daki görüşmelerin yanı sıra Kahire’de de müzakereler yürütülüyor ve toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar Reuters’a önümüzdeki günlerde bir anlaşma imzalanabileceğini söyledi.

Hamas’ın müttefiki Filistin İslami Cihad’ın başkan yardımcısı Muhammed el-Hind’in de Mısırlı yetkililerle görüştüğü belirtildi.

Görevi henüz devralmayan ABD’nin yeni başkanı Trump’ın kısa süre önce rehineler için atadığı özel temsilci Adam Boehler’in de esir takası ve ateşkes müzakereleri çerçevesinde dün Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’de olduğu kaydedildi. Boehler’in pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğü bugün de Doha’ya gitmesinin planlandığı belirtiliyor.

‘Daha önce de bu noktaya geldik’

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Trump’ın ekibiyle birlikte çalışarak 20 Ocak’taki yemin töreninden önce Gazze için ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmaya çalıştığını ifade ediliyor.

Müzakerelerde ilerleme kaydedilmiş olsa da bazı noktalardaki anlaşmazlıkların sürdüğünü belirten İsrail medyasına konuşan kaynaklar anlaşmanın sonuçlanması noktasında temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby de Fox News’e verdiği röportajda “Daha önce de bu noktaya geldik, ancak sonuca ulaşamadık” dedi.

İsrailli kaynaklar ise daha şüpheci bir tavır sergileyerek anlaşmanın önünde hala büyük engeller olduğunu belirtiyor. Walla haber sitesi, üç üst düzey İsrailli kaynağa atıfta bulunarak, son haftalarda ilerleme kaydedilmiş olsa da taraflar arasında hala büyük farklar olduğunu bildirdi. Özellikle Hamas’ın, herhangi bir rehine anlaşmasının savaşın sona ermesini sağlaması gerektiği konusunda ısrar ettiği kaydedildi. İsrail, belli sayıda rehinenin serbest bırakılması karşılığında bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes istiyor. Hamas ise savaş sonrası Gazze’nin yönetiminde yer almamayı bazı şartlar karşılığında kabul etti. Ancak olası bir anlaşmanın savaşı ve işgali sona erdirmesi konusunda geri adım atmıyor.

Ortadoğu

Fransa Suriye’de daha etkin rol arayışında

Yayınlanma

ABD çekilirken Fransa Suriye’de daha etkin rol oynayabileceğini düşünüyor. Ahmet Şara bugün Paris’te Macron’la görüşecek.  Fransız cumhurbaşkanlığından bir yetkili, ABD’nin Suriye’den çekilme süreci ve Fransa’nın bölgede daha etkin rol alması konusunda Washington ile istişarelerin sürdüğünü belirtti.

Suriye’nin geçişi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara bugün Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşecek.

Reuters’ta yer alan habere göre Şara, HTŞ’nin liderliğini nedeniyle yaptırım listesinde olmasına rağmen Birleşmiş Milletler’den özel seyahat izni aldı.

Fransız yetkililere göre görüşmelerde, Suriye’nin egemenliği ve güvenliğinin sağlanması, Alevi ve Dürzilere yönelik son saldırıların ardından azınlıkların durumu, IŞİD’le mücadele çalışmaları ile insani yardım ve yaptırımların hafifletilmesi dahil ekonomik desteklerin koordinasyonu ele alınacak.

Elysee Sarayı’ndan bir yetkili, “Suriye’nin karşı karşıya olduğu büyük zorluklar göz önünde bulundurulduğunda, Fransa ve diğer uluslararası ortaklardan destek beklendiği açık” dedi. Yetkili, Paris’in Şara’nın geçmişteki cihatçı bağlantılarını göz ardı etmediğini ve geçiş süreciyle ilgili taleplerinin sürdüğünü de vurguladı.

Fransa’dan normalleşme adımları

2012’de Esad yönetimi ile diplomatik ilişkileri kese Fransa, Esad yönetiminin çöküşünü memnuniyetle karşılamış ve geçiş hükümetiyle ilişkileri geliştirmeye başlamıştı. Cumhurbaşkanı Macron, geçen haftalarda Şara ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile üçlü bir video konferans gerçekleştirmişti.

Geçen ay Paris, küçük bir diplomatik ekip ile Şam’a maslahatgüzar atayarak büyükelçiliğini yeniden açmaya yönelik ilk adımı attı.

Öte yandan Reuters’ın haberine göre ABD’nin bölgeden çekilmeye başlaması ve yeni Suriye liderinin ülkeyi Şam’ın kontrolü altına almaya çalışmasıyla birlikte Fransa, Şara ile SDG arasında arabuluculuk yaptı.

Fransız cumhurbaşkanlığından bir yetkili, ABD’nin çekilme süreci ve Fransa’nın bölgede daha etkin rol alması konusunda Washington ile istişarelerin sürdüğünü belirtti.

Şara, yaptırımların kaldırılmasını istiyor

Dünya Bankası, Suriye’nin yeniden inşa maliyetinin 250 milyar dolardan fazla olacağını öngörüyor. Şara yönetimi 14 yıllık savaşın ardından ağır darbe alan ekonomiyi canlandırmak için yaptırımların hafifletilmesine acil ihtiyaç duyuyor. ABD, AB ve İngiltere, Esad yönetimine sert ekonomik yaptırımlar uygulamıştı.

Suriye, AB’nin bu yaptırımları yenilememesini umuyor. Önlemlerin yenilenmesi için 27 üye ülkenin tamamının mutabakatı gerekiyor. Ancak sınırlı bir uzatma ya da Suriye Merkez Bankası gibi bazı kilit kurumların listeden çıkarılması da gündeme gelebilir.

Elysee yetkilisi, “Temel sorunlardan biri, geçiş hükümetinin yeniden inşa sürecine girmesini ve yabancı yatırımları çekmesi engelleyen ABD yaptırımlarının varlığı” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Suriye’deki Filistin direnişi kıskaca alındı

Yayınlanma

ABD’nin talebiyle Suriye’deki Filistin direnişi ve üyelerine karşı harekete geçen Şam yönetimi, bu örgütlere ait ofis ve askeri tesislere el koyma sürecini başlattı. Bir zamanlar Suriye yönetimince desteklenen Filistinli direniş örgütleri şimdi belirsiz bir gelecekle karşı karşıya.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (Genel Komutanlık) Genel Sekreteri Talal Naci’nin Suriye makamları tarafından kısa süreliğine gözaltına alınması sonrası Suriye’de hâlâ faaliyet gösteren Filistinli örgütlerin Suriye’deki geleceği tartışılıyor.

ABD’den Şam’a normalleşme şartı: Filistinli gruplar sınır dışı edilsin

Adının açıklanmasını istemeyen Filistinli bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni Suriye yönetiminin, Filistinli gruplar dosyasından sorumlu olmak üzere Ebu Abdul Rahman el-Şami isimli bir kişiyi görevlendirdiğini belirtti. El-Şami’nin göreve gelmesinden bu yana FHKC-GK temsilcilerinin de düzenli katıldığı birçok toplantı yapıldığı ve bu toplantılarda savaşçılar, silahlar, mal varlıkları ve askeri altyapının ele alındığı aktarıldı.

FHKC-GK Şam’ın taleplerini yerine getiriyor

Kaynağa göre, el-Şami açıkça, yeni hükümetin iç savaş sırasında Suriyeli sivillere karşı işlenen suçlara karıştığı öne sürülen kişi ya da gruplardan hesap soracağını belirtti. Filistinli gruplara, tüm silahlarını ve askeri ekipmanlarını teslim etmeleri, faaliyetlerini insani yardım çalışmalarıyla sınırlamaları talimatı verildi. Kaynağın aktardığına göre FHKC-GK büyük oranda bu taleplere uyum sağladı.

Bazı liderler Lübnan’a sığındı

Esad yönetiminin düşmesine rağmen, Naci ve FHKC-GK’nin ikinci ve üçüncü kademe yöneticilerinin büyük kısmı hâlâ Suriye’de bulunuyor. Şam’daki ofislerinin faaliyetlerini sürdürdüğü, ancak daha sıkı denetim altında olduğu bildiriliyor. Diğer bazı grupların liderleri ise ülkeyi terk etti. Bu kişiler arasında Halk Mücadele Cephesi’nden Halid Abdul Mecid, Fetih-İntifada’dan Ziyad es-Sağir, Kudüs Tugayları’ndan Muhammed es-Said ve Özgür Filistin Hareketi’nden Said Abdul Al yer alıyor. Çoğunun Lübnan’a sığındığı düşünülüyor.

Ofislere ve tesislere el konuyor

Kaynaklar, FHKC-GK’ye bağlı bazı isimlerin son haftalarda Esad güçleriyle işbirliği sırasında işledikleri iddia edilen savaş suçları nedeniyle gözaltına alındığını doğruladı. Suriye yönetimi ayrıca ülkedeki birçok Filistinli grubun ofisleri ve askeri tesislerine el koyma sürecini başlattı. El konulan mülkler arasında Fetih-İntifada, Özgür Filistin Hareketi ve Es-Saike Güçleri’ne ait yerleşkeler de bulunuyor. Saike lideri Muhammed Kays’ın hâlâ Suriye’de olduğu bildiriliyor.

Bir diğer ağır darbe ise bazı Filistinli gruplara ait banka hesaplarının dondurulması oldu. Ancak FHKC-GK’ye ait hesapların bu hesaplar arasında olup olmadığı henüz netlik kazanmadı.

Ayrıca FHKC-GK’nin daha önce Şam kırsalı, Dera, Halep ve Süveyda’da bulunan askeri eğitim kamplarını yeni yönetime teslim ettiği düşünülüyor. Filistinli bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Durum son derece hassas ve herkes endişeli. Bu kampların teslim edildiği büyük olasılıkla doğru” dedi.

ABD’nin normalleşme şartlarından biri

Geçen ay, Suriye makamlarının İslami Cihad’a bağlı iki üst düzey yetkiliyi Şam’da gözaltına almasıyla endişe daha da arttı. Gözaltına alınan isimler arasında örgütün Suriye büro sorumlusu Halid Halid ve örgütsel işler sorumlusu Ebu Ali Yasir yer aldı. Her iki isim de hâlâ gözaltında tutuluyor ve haklarında henüz resmî bir suçlama yapılmadı.

“İslami Cihad yöneticileri Suriye’de tutuklandı”

Bu göz altılardan birkaç gün önce Wall Street Journal (WSJ) ABD yönetiminin yaptırımları kaldırma ve olası normalleşme sürecini başlatmak için Şam’dan bir dizi talepte bulunduğu, o taleplerden birinin de Filistinli örgütlerin sınır dışı edilmesi ve finansal faaliyetlerinin yasaklanması olduğunu duyurmuştu.

Hâlihazırdaki korku ve belirsizlik ortamı, grup liderlerini kamuoyu önünde yorum yapmaktan kaçınmaya sevk ediyor. Çoğu, yerel ya da uluslararası medyayla konuşurken isimlerinin gizli kalmasını talep ediyor.

Mart 2011’de başlayan Suriye savaşından önce, ülkede bir düzineden fazla Filistinli direniş örgütü bulunuyordu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Ahmed Şara Bağdat’a gitmek için ABD’den güvence istedi

Yayınlanma

Ahmed Şara

Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara Bağdat’ta düzenlenecek Arap Birliği Zirvesi sırasında ABD destekli özel bir güvenlik şirketinden kendisini korumasını talep etti.

Şafak News Ajansı’na konuşan bir hükümet kaynağı, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın, Bağdat’ta düzenlenecek Arap Zirvesi’ne katılmak için ABD’den güvenlik garantisi talep ettiğini açıkladı. Şara’nın, kendisine özel bir Amerikan güvenlik şirketi tarafından koruma sağlanmasını istediği belirtildi.

Suriye yönetimi garantileri yetersiz buldu

Kaynak, “Bağdat, Ahmed Şara’nın zirveye katılımını sağlamak için çeşitli güvenlik garantileri sundu, ancak Suriye yönetimi bunları yetersiz buluyor” dedi. Suriye tarafının, Irak’ta olası bir saldırıdan endişe ettiği ve bu nedenle ABD güvencesine ihtiyaç duyduğu ifade edildi.

Ahmed Şara’nın Irak’a daveti ülkeyi karıştırdı

Katar’ın, Şara ile Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani arasındaki görüşmede arabulucu rolü üstlendiği ve Şara’nın Irak ziyareti konusunda destek verdiği ancak ülkede faaliyet gösteren bir güvenlik şirketine sahip olmadığı bildirildi.

İran’ın, Şara’nın Irak ziyareti konusunda sessiz kalmasının da Şam yönetimini tedirgin ettiği ifade edilirken, Şara’nın zirveye katılımının tamamen güvenlik önlemlerine bağlı olduğu vurgulandı.

Ahmed Şara 2011’e kadar Irak’taydı

Irak, Arap Zirvesi’ne katılım için Ahmed Şara’ya resmi davet göndermişti. Bu davet, ülkede geniş çaplı siyasi tartışmalara neden olmuştu. Şara, 2003’teki ABD işgalinden sonra Irak’a Suriye üzerinden gelen binlerce yabancı savaşçıdan biriydi. 2005’te ABD kuvvetleri tarafından tutuklandı ve 2011’e kadar cezaevinde kaldı. Bu tarihte cezaevinden çıktı ve 2011’de IŞİD’in 2019’da öldürülen lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin görevlendirmesiyle IŞİD’in Suriye kolunu kurmak üzere Suriye’ye döndü. Ocak 2012’de Nusra Cephesi’ni kuran Colani, Nisan 2013’te Kaide’ye bağlılığını açıkladıysa da Temmuz 2016’da Kaide’den ayrıldığını bildirerek zamanla örgütünü Heyet Tahrir Şam’a dönüştürdü. HTŞ liderliğinde geçen aralık ayında başlayan saldırılar sonucu Esad yönetimi devrildi.

Bağdat’a davet edilen Ahmed Şara hakkında “terör” davası

Pek çok Iraklının hafızasında, 2003’teki ABD işgalinin ardından başlayan ve Şara’nın da içinde yer aldığı örgütün sistematik saldırıları hala tazeliğini koruyor. Şara’nın o dönemde bağlı olduğu El Kaide’nin Irak kolu, özellikle Şii nüfusa yönelik çok sayıda saldırıyla anılıyor. Necef, Kerbela ve Sadr şehri gibi Şii yoğunluklu bölgelerde düzenlenen bombalı saldırılarda yüzlerce sivil yaşamını yitirmiş, 2006’da Samarra’daki Askeriyye Türbesi’ne yapılan saldırı mezhep çatışmasını derinleştirmişti. Bu geçmiş nedeniyle, Şara’nın Bağdat’a davet edilmesi Irak’ta özellikle Şii gruplar açısından ciddi bir hassasiyet yaratıyor.

“Diplomatik dokunulmazlık” hatırlatması

Şara hakkında Irak yargısı tarafından 2024’ün sonlarında çıkarılan bir tutuklama emri bulunuyor. Ayrıca Iraklı bir milletvekili de geçen hafta Şara hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Ancak Iraklı hukuk uzmanı Muhammed Cuma, Şara’nın şu an devlet başkanı statüsünde olduğunu ve bu nedenle ulusal ve uluslararası yasalara göre dokunulmazlığına sahip olduğunu belirtti. Cumaa, “Solayısıyla geçmişe yönelik suçlamalar artık geçersizdir” ifadelerini kullandı.

Irak’ta iktidardaki Koordinasyon Çerçevesi bloğu ise son toplantısında, Şara’nın davet edilip edilmemesi konusunda karar yetkisini başbakana bıraktı. Blok resmi olarak davete karşı çıkmazken, bazı bileşenler ise açıkça karşı olduklarını belirtti.

17 Mayıs’ta düzenlenecek olan Arap Birliği Zirvesi, Irak’ın 2012’den bu yana ev sahipliği yaptığı ilk zirve olacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English