Bizi Takip Edin

Diplomasi

IMF: Küresel ekonomik büyümede BRICS ülkelerinin etkisi artıyor

Yayınlanma

IMF’nin verilerine göre, önümüzdeki yıllarda küresel ekonomik büyümenin en büyük payını BRICS ülkeleri alacak, özellikle Çin ve Hindistan öne çıkıyor. G7 ülkelerinin katkısının ise azalması bekleniyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, önümüzdeki yıllarda dünya ekonomisinin büyümesinde BRICS ülkeleri giderek daha fazla rol oynayacak. Buna karşın G7 ülkelerinin küresel ekonomiye olan katkısı aşağı yönlü revize edildi.

Bloomberg’in aktardığına göre önümüzdeki beş yıl içinde küresel ekonomik büyümeye en büyük katkıyı Çin’in yapması bekleniyor.

Çin’in küresel büyümedeki payı yüzde 21,7 olacak ki bu oran, tüm G7 ülkelerinin toplamından daha yüksek. Çin’i Hindistan takip ediyor.

Analistler, 2029 yılına kadar Hindistan’ın dünya ekonomisindeki payının yüzde 15’e yaklaşacağını öngörüyor. Rusya’nın payı yüzde 2,1, Brezilya’nın ise yüzde 2 olacak.

ABD, yüzde 11,6 ile üçüncü sırada yer alırken, Almanya ve Japonya’nın payı yüzde 1,7, Birleşik Krallık ve Fransa’nın payı ise yüzde 1,4 olacak.

IMF’nin raporunda, Kanada ve İtalya gibi G7’deki en küçük ekonomilerin her birinin küresel büyümeye yüzde 1’den daha az katkı yapacağı, bunun da Bangladeş, Mısır ve Filipinler gibi daha büyük nüfuslu fakat ekonomik olarak daha zayıf ülkelerden bile düşük olduğu belirtildi.

BRICS ülkeleri, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika, BAE, İran, Mısır ve Etiyopya’dan oluşuyor. Kazan, 22-24 Ekim tarihlerinde birliğin zirvesine ev sahipliği yaptı.

Zirvenin sonunda ülkeler, “Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” başlıklı bir deklarasyon imzaladılar.

Bu Kazan Deklarasyonu, BRICS ülkelerinin işbirliğini üç ana alanda -siyaset ve güvenlik, ekonomi ve finans, kültürel ve insani bağlar- daha da derinleştirme taahhüdünü ifade ediyor.

Ayrıca BRICS ülkeleri, sınır ötesi bir BRICS Clear takas ve saklama altyapısı oluşturma imkanını araştırma konusunda mutabık kaldılar.

Rusya Devlet Başkanı 18 Ekim’de BRICS üyesi ülkelerin yeni bir finansal sistem oluşturma olasılığını değerlendirdiklerini söyledi. Bu sistemin SWIFT benzeri bir yapıya sahip olması planlanıyor.

Diplomasi

Rusya ile Almanya arasındaki ticari ilişkilerde tarihi kopuş

Yayınlanma

Rusya ile Almanya arasındaki ticaret hacmi, Ukrayna savaşının ardından tarihi bir düşüş yaşayarak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana en düşük seviyesine geriledi. Almanya’nın Rusya’dan mal alımı savaş öncesi döneme kıyasla yüzde 95 oranında azalırken, Alman ürünlerinin Rusya’ya satışı da benzer şekilde büyük bir darbe aldı.

Rusya ile Almanya arasındaki ticari ilişkiler, Ukrayna’da başlayan savaşın ardından fiilen kopma noktasına gelerek Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana en düşük seviyesine geriledi.

Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, Almanya’nın Rusya’dan yaptığı mal alımları savaş öncesi döneme kıyasla yüzde 95 oranında çakıldı.

Ukrayna savaşı öncesinde, 2021 yılında 59,7 milyar avroluk toplam ticaret hacmiyle Almanya, Çin’in ardından Rusya’nın en büyük ikinci ticaret ortağı konumundaydı.

Fakat savaş sonrası uygulanan yaptırımlar ve değişen politikalarla birlikte Almanya’nın Rusya’dan ithalatı yüzde 94,6’lık rekor bir düşüşle sadece 1,8 milyar avroya indi.

Aynı dönemde Alman ürünlerinin Rusya’ya ihracatı ise yüzde 71,6 azalarak 7,6 milyar avro olarak gerçekleşti.

Sovyetler sonrası en düşük seviye

Almanya’nın birleşmesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Rusya ile ticarete ilişkin ilk veriler 1993 yılında tutulmaya başlanmıştı. O yıl Rusya’dan yapılan ithalat 5,48 milyar avro, Rusya’ya yapılan ihracat ise 5,82 milyar avro seviyesindeydi.

Bu rakamlarla karşılaştırıldığında, Almanya’nın geçen yıl Rusya’dan yaptığı ithalatın 1993 yılındaki seviyenin yaklaşık üçte birine düştüğü görülüyor.

Düşüş eğilimi devam ederken, Nisan 2025’te Rusya’dan yapılan alımlar bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 22,6 daha azalarak sadece 100 milyon avroya geriledi.

Alman ürünlerinin Rusya’ya ihracatı ise nisan ayında yüzde 9,3 düşüşle 600 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

Alman Sosyal Demokrat Partisinden Rusya ile müzakere çağrısı

Enerji bağımlılığı ve yaptırımların etkisi

Savaş öncesi dönemde Almanya’nın Rusya’dan ithal ettiği başlıca ürünler petrol ve doğalgazdı. Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 gibi yeni boru hatlarının inşasıyla bu bağımlılık giderek artmıştı.

2021 yılında ham petrol ve doğalgaz, 19,5 milyar avroluk değerle Rusya’dan yapılan toplam ithalatın yüzde 58,8’ini oluşturuyordu.

Ancak 17 yaptırım paketiyle Almanya, Rusya’dan hidrokarbon alımını tamamen durdurdu. Diğer ithalat kalemlerinde de büyük kesintilere gidilirken, geriye sadece bir miktar metal, kimyasal ürünler, gıda ve yem ürünleri kaldı.

‘Ticaret yoluyla değişim’ politikası terk edildi

Savaşın bir sonucu olarak Rusya, Almanya’nın tedarikçileri listesinde 12. sıradan 59. sıraya, alıcıları listesinde ise 15. sıradan 36. sıraya geriledi.

Rusya’nın Alman ithalatındaki payı yüzde 2,8’den yüzde 0,1’e, ihracatındaki payı ise yüzde 1,9’dan yüzde 0,5’e düştü.

Bu durum, Almanya’nın 1970’lerin başında başlattığı ve “Wandel durch Handel” (Ticaret Yoluyla Değişim) yaklaşımına dayanan “Ostpolitik” (Doğu Politikası) stratejisinin de sonu anlamına geliyor.

Bu politika, Rusya ile ticaretin ülkede olumlu siyasi değişimlere yol açacağı varsayımına dayanıyordu.

Alman Savunma Bakanı Breuer: Rusya dört yıl içinde saldırabilir

Okumaya Devam Et

Diplomasi

ABD Hazine Bakanı Bessent: Ukrayna ekonomisi 20 yılda Rusya’yı geçebilir

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Kongre’deki konuşmasında Ukrayna ekonomisinin 20 yıl içinde Rusya’yı geride bırakabileceğini belirtti. Bessent, etkin yönetim, stratejik ortaklık ve küresel yatırımlarla bunun mümkün olacağını vurgularken, ekonomik güvenliğin ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etti.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Ukrayna ekonomisinin önümüzdeki yirmi yıl içinde Rusya ekonomisini geride bırakma potansiyeline sahip olduğunu açıkladı.

Bloomberg tarafından yayınlanan Kongre oturumlarında konuşan Bessent, bu iddiasını etkin yönetim, ABD ile stratejik ortaklık ve küresel yatırımların Ukrayna’ya akması koşuluna bağladı.

Bakan, bu durumun gelecekte Rusya’yı yönetecekler için ciddi bir caydırıcı faktör olacağını ifade etti.

Bessent, modern dünyada ekonomik güvenliğin her ülkenin ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Hem kendisinin hem de ABD Başkanı Donald Trump’ın, uzun vadede istikrarlı bir Ukrayna ekonomisinin dış tehditlere karşı en iyi savunma olacağına inandığını belirtti.

Konuşmasında, Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından Polonya ve Ukrayna ekonomilerinin yaklaşık olarak aynı seviyede olduğunu hatırlatan Bessent, bugün Polonya’nın gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) Ukrayna’nınkinin üç katı olduğunu dile getirdi.

Bakan ayrıca, Ukrayna’nın yeniden inşasına odaklanacak büyük bir uluslararası konferansın yakın zamanda Roma’da düzenleneceğini bildirdi.

ABD’nin, Dünya Bankası’nı bu sürece odaklanmaya çağırdığını da sözlerine ekledi.

Scott Bessent, Rusya’nın askeri makinesini doğrudan veya dolaylı olarak silah, para veya askeri kaynaklarla destekleyen ülkelerin Ukrayna ekonomisinin yeniden inşasına katılamayacağının altını çizdi.

Bessent, “Bir ülkeyi yıkıp, vatandaşlarını öldürüp, hayatları mahvedip sonra da onun yeniden inşasından kâr etmeyi bekleyemezsiniz,” ifadelerini de ekledi.

Ukrayna’dan AB’ye: Ordumuzu GSYİH payıyla finanse edin

Okumaya Devam Et

Diplomasi

AB’den Rusya ile iş yapan Çin bankalarına yaptırım hazırlığı

Yayınlanma

Avrupa Birliği, Rusya ile iş yapan iki Çin bankasını 18. yaptırım paketine dahil etmeye hazırlanıyor. Bloomberg’in Avrupa Komisyonu belgelerine dayandırdığı habere göre, bu bankalar AB finans sisteminden çıkarılacak ve paket SWIFT kısıtlamaları, tanker yasakları, Kuzey Akım yasağı ve Rus petrolü tavan fiyatı düşüşünü de içeriyor.

Avrupa Birliği, Rusya ile ticari ilişkileri nedeniyle iki Çin bankasını yaptırım listelerine almayı planlıyor.

Bloomberg‘in Avrupa Komisyonu belgelerine dayandırdığı bilgiye göre, bu adım AB’nin Rusya’ya yönelik 18. yaptırım paketinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Avrupa Komisyonu, 18. yaptırım paketini Salı günü sunmuştu.

Rusya ile iş yapan bankalar hedefte

Kaynaklara göre, Rusya ile sınırı olan Çin eyaletlerinde faaliyet gösteren iki bölgesel bankanın “kara listeye” alınması öngörülüyor.

Geçen yılın sonunda ABD’nin finansal yaptırımları sıkılaştırması ve Rusya ile işlem yapan tüm kredi kuruluşlarına ikincil tedbir tehdidinde bulunmasının ardından, bu bölgesel bankalar Rusya ile Çin arasındaki ödemelerde kilit kanal haline gelmişti.

Rusya Devle tBaşkanı Vladimir Putin’in geçen yıl mayıs ayında Pekin’e yaptığı ziyaret sonrası oluşturulan ödeme ağına toplamda en az altı bölgesel Çin bankası dahil olmuştu.

Avrupa Komisyonu belgesine göre, bu bankaların ödemeleri ve ihracat finansmanını sağlamanın yanı sıra, Rusya’nın yaptırımları aşmasına yardımcı olan kripto hizmetleri de sunduğu belirtiliyor.

Yaptırım rejimi kapsamında, söz konusu bankaların Avrupa Birliği finans sisteminden tamamen koparılacağı ifade edildi.

AB’nin 18. yaptırım paketi kapsamında ayrıca 30’dan fazla gerçek ve tüzel kişinin de listeye dahil edilmesi planlanıyor.

Bunun yanı sıra, 22 Rus bankasının daha SWIFT sisteminden çıkarılması ve “gölge filo”ya ait 77 tankerin “kara listeye” alınması gündemde. Bu önlemlerle Rusya’nın finansal ve lojistik kabiliyetlerinin daha da kısıtlanması hedefleniyor.

Avrupa Komisyonu, Nord Stream doğalgaz boru hattının yeniden çalıştırılmasının yasaklanmasını ve Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatın varil başına 60 dolardan 45 dolara düşürülmesini teklif ediyor.

Açıklanan plana göre, bu fiyatın üzerinde yapılan sevkiyatlar Avrupa sigortası kapsamı dışında kalacak ve Avrupalı tanker şirketlerinin bu tür petrolü taşıması yasaklanacak.

Bu adımların, Rusya’nın enerji gelirlerini daha da azaltması bekleniyor.

Almanya Şansölyesinden açıklama

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, dün yaptığı açıklamada, yeni yaptırım paketinin büyük olasılıkla önümüzdeki hafta kabul edileceğini belirtti.

Merz, “Rusya, Atlantik’in her iki yakasında da bir güvenlik tehdidi oluşturuyor,” ifadelerini kullandı ve ABD Kongresi’nin de yeni önlemler üzerinde çalıştığını sözlerine ekledi.

AB, Rus petrolüne tavan fiyatı düşürüyor ve Kuzey Akım’ı yasaklıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English