Diplomasi
İngiltere, Hint-Pasifik ticaret bloğuna katılıyor

2018 yılında kurulan Trans-Pasifik Ortaklığına (TPP) yeni katılacak ülke Birleşik Krallık oluyor.
Üye ülkelerin baş müzakerecileri ve üst düzey yetkilileri, Çarşamba günü İngiltere’nin TPP’ye katılmak için gerekenleri karşıladığı konusunda anlaştılar.
Birleşik Krallık, 2018’de kurulmasından bu yana pakta katılan ilk yeni ülke olacak. Mevcut üyeler Avustralya, Brunei, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Vietnam ve Kanada.
Bu ayın başlarında İngiltere ve Kanada arasında tarımsal pazara erişim konusunda yaşanan anlaşmazlığın çözüme kavuşturulması, Londra’nın birliğe katılma yolunu kolaylaştırdı.
TPP, serbest ticaret ve ekonomik faaliyetler alanında yüksek standartlar getirmesiyle biliniyor. Bu kapsamda fikri mülkiyetin korunması, tarımsal ve endüstriyel ürünlerde gümrüklerin kaldırılması gibi koşullar getiriyor.
Londra’nın, tarımsal pazarını bazı ülkelere tamamen açmak konusunda tereddütlü davrandığı biliniyordu. Bu ülkelerin başında Kanada geliyor.
Avrupa Birliğinden ayrılmasının (Brexit) ardından küresel ticaret bağları kurmaya çalışan İngiltere, TPP’ye katılmak için Haziran 2021’de müzakerelere başladı.
Brexit sonrası küresel alanda kendine yeniden yer edinmek isteyen Londra’nın gözünü diktiği coğrafyalardan başlıcası da Asya-Pasifik bölgesiydi.
TPP üyesi ülkelerin toplam ekonomisi 8,4 trilyon sterlin (10,3 trilyon dolar) civarında. Şubat ayında Anne-Marie Trevelyan’ın Endonezya, Japonya ve Singapur’u TPP müzakereleri için ziyaret etmesinden önce bir açıklama yapan Uluslararası Ticaret Bakanlığı, “Trans-Pasifik Ortaklığı ticaret bloğu dünyanın en dinamik ekonomilerinden bazılarını içeriyor ve Birleşik Krallık’ın geleceğe dönük ticaret stratejisinin değerini ortaya koyuyor,” demişti.
Bakanlık, TPP kapsamında Birleşik Krallık mallarının yüzde 99,9’una bölge ülkelerine giriş kapsamında gümrük uygulanmayacağını söyledi.
TPP’ye Çin Halk Cumhuriyeti’nin de üyelik başvurusu bulunuyor.
Diplomasi
Macron, Trump’a ticaret savaşını sona erdirme çağrısı yaptı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron çarşamba günü yaptığı açıklamada, NATO üyeleri savunma harcamalarını artırma konusunda anlaşmaya vardığına göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın müttefiklerine karşı yürüttüğü ticaret savaşını durdurması gerektiğini söyledi.
Lahey’de düzenlenen NATO zirvesinin ardından Macron, “Müttefikler arasında [savunma için] daha fazla harcama yapmalıyız… ve ticaret savaşı yürütmeliyiz diyemeyiz,” dedi.
Macron, gazetecilere verdiği demeçte, “Bu nedenle, müttefikler arasında olması gereken kurallara dönmek çok önemli. Yani gerçek bir ticaret barışı,” dedi.
Fransız lider, bu konuyu diğer liderlere de ilettiğini ve Giorgia Meloni ile Recep Tayyip Erdoğan’ın da aynı görüşü paylaştığını ekledi.
NATO liderleri, 24-25 Haziran zirvesinde GSYİH’nin yüzde 5’i oranında yeni bir savunma harcaması hedefi üzerinde anlaştı. Bu rakam, Trump’ın aylardır talep ettiği bir rakamdı.
Bu taahhütle birlikte, NATO’nun Avrupalı üyeleri artık Trump’ın bloğa uyguladığı gümrük vergilerini azaltacağını umuyor.
Ne var ki Trump hemen tatmin olmuş görünmedi ve İspanya’yı yüzde 5 hedefine bağlı kalmadığı için azarladı.
Madrid’in hedefe katılma konusundaki isteksizliğini “korkunç” olarak nitelendiren Trump, ABD’nin İspanya’yı devam eden ticaret müzakerelerinde “iki katı” ödemeye zorlayacağını söyledi.
Trump, “İspanya yüzde 5’i ödemezse, ticaretten geri ödeyecek,” dedi.
Öte yandan İspanya’nın AB üyesi olması ve bloğun tüm üyeleri için ticaret anlaşmaları müzakere etmesi nedeniyle ABD’nin bunu nasıl başaracağı belirsizliğini koruyor.
Macron’un çağrısı, Avrupa Birliği ticaret müzakerecilerinin, ABD Başkanı Trump’ın Avrupa mallarına uygulanan gümrük vergilerini yüzde 50’ye çıkarmakla tehdit ettiği 9 Temmuz tarihine kadar Trump yönetimi ile bir anlaşmaya varmak için yarıştığı bir dönemde geldi.
AB-ABD ticaret müzakerelerinin, NATO toplantısının hemen ardından perşembe günü Brüksel’de yapılacak AB liderleri zirvesinde tartışılması bekleniyor.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, bu hafta Brüksel’i Washington ile ilişkilerinde çok yavaş ve odaklanmamış olmakla eleştirdi.
Diplomasi
Putin, gerilimin gölgesindeki zirve için Belarus’a gidiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) zirvesi için Belarus’un başkenti Minsk’i ziyaret edecek. Zirveye, Belarus lideri Lukaşenko’nun Dağlık Karabağ hakkındaki yorumları nedeniyle Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın zirveye video konferansla katılması damga vurdu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 26-27 Haziran tarihlerinde Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) etkinliklerine katılmak üzere Belarus’un başkenti Minsk’e resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor.
Putin’in yardımcısı Yuri Uşakov tarafından yapılan açıklamaya göre ziyaret, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında yaşanan gerilimin gölgesinde geçecek.
Paşinyan, Lukaşenko ile olan sorunlu ilişkileri nedeniyle zirveye bizzat katılmayarak video konferans yoluyla bağlanacak.
Paşinyan ile Lukaşenko arasındaki ‘Karabağ’ gerilimi
İki lider arasındaki gerilimin temelinde, Lukaşenko’nun Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki operasyonunu “kurtuluş savaşı” olarak nitelendirmesi ve bu konuyu önceden Azerbaycan yönetimiyle görüştüğünü açıklaması yatıyor.
Paşinyan’ın Minsk’e gitmeyi reddetmesine karşılık Lukaşenko’nun aralık ayında, “Belki de uzaktan konuşma yapabilmeniz için televizyon olmaz,” şeklinde bir yorum yaptığı, ancak zirve için bir ekranın bulunduğu belirtildi.
AEB, 2025 yılında 10. yılını kutlayacak olup Rusya ve Belarus’un yanı sıra Kazakistan, Kırgızistan ve Ermenistan’dan oluşuyor.
Zirveye katılan ve katılmayan liderler
Minsk’teki zirveye Putin ve Lukaşenko’nun yanı sıra Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov da katılıyor.
AEB’de gözlemci statüsünde bulunan Küba’nın Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel Minsk’e gelirken, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in de ziyareti bekleniyor.
Putin’in yardımcısı Uşakov, bir diğer gözlemci ülke olan İran’ın Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın ise “anlaşılır nedenlerle” bu kez zirveye bir video mesaj göndereceğini ifade etti.
AEB’deki dördüncü gözlemci olan Moldova ise 2022’den bu yana tüm toplantıları görmezden geliyor. Bu yılki zirvede Moğolistan Başbakan Birinci Yardımcısı Nyam-Osorin Uçral ve Abu Dabi (BAE) emirliği yürütme konseyi başkanı Veliaht Prens bin Zayed el Hayyam da onur konuğu olarak yer alacak.
Gündemde yeni anlaşmalar ve ulaşım koridorları var
Zirvede ele alınacak ana konular arasında ürünlerin etiketlenmesi, tek hizmet piyasasının serbestleştirilmesi ve Avrasya ulaşım koridorlarının genişletilmesi bulunuyor.
Liderler bu konuları önce dar bir formatta, ardından gözlemciler ve konukların katılımıyla genişletilmiş bir formatta tartışacak.
Zirve sonunda, spor alanında bir belge de dahil olmak üzere 10 belgenin kabul edilmesi hedefleniyor. AEB adına Birleşik Arap Emirlikleri ile bir ekonomik anlaşma ve Moğolistan ile “geçici bir ticaret” anlaşması imzalanmaya hazırlanıyor.
Putin’in zirve marjında Lukaşenko ve Mirziyoyev ile ikili görüşmeler yapması ihtimali de dışlanmıyor.
Uşakov, Putin’in Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve AEB’deki mevkidaşlarını aralık ayı sonunda St. Petersburg’da geleneksel yılbaşı öncesi toplantısına davet edeceğini de sözlerine ekledi.
Putin, 26 Haziran’daki Avrasya Ekonomi Forumu’nun genel kurul toplantısında bir konuşma yapacak. Oturumu yönetecek olan Belarus Enformasyon Bakanı Marat Markov’un, Putin’den “birliğin küresel ve bölgesel finans kurumlarıyla işbirliği perspektifleri hakkında görüş bildirmesini” isteyeceği belirtildi.
Rusya lideri Putin, Belarus’u en son Aralık 2024’te Birlik Devleti’nin 25. yıl dönümü vesilesiyle ziyaret etmişti.
Diplomasi
NATO liderleri %5 savunma harcaması hedefinde anlaştı

32 NATO üyesi, ABD’den gelen savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarma talebini kabul etti ve bu hedefe ulaşmak için “inandırıcı ve kademeli bir yol haritası içeren yıllık planlar” hazırlayacaklarını taahhüt etti.
Lahey’de düzenlenen zirvede bugün (25 Haziran) yayınlanan ortak bildiride müttefikler, “kolektif savunmaya olan sarsılmaz bağlılıklarını yeniden teyit ettiklerini” de belirtti.
Bildiride, harcama hedefinin 2029 yılında gözden geçirileceği belirtildi. Yeni harcama hedefi, temel savunma harcamaları için %3,5 ve altyapı ve siber güvenlik dahil ilgili yatırımlar için %1,5’i içeriyor.
Yetkililer Financial Times’a (FT) yaptıkları açıklamada, liderlerin üzerinde anlaştığı metnin, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Donald Trump’ın “dikkatini kaybetmemek” için toplantıyı “kısa, odaklı ve olabildiğince basit tutma” stratejisi doğrultusunda sadece beş paragraf uzunluğunda tutulduğunu söyledi.
Buna karşılık, Washington ve Vilnius’ta yapılan son iki NATO zirvesinin bildirileri sırasıyla 44 ve 90 paragraf uzunluğundaydı.
Bildiride, “Müttefikler, bireysel ve kolektif yükümlülüklerimizi yerine getirmek için 2035 yılına kadar yıllık GSYİH’nin %5’ini temel savunma ihtiyaçlarına ve savunma ve güvenlikle ilgili harcamalara ayırmayı taahhüt ederler,” denildi.
Metin, Trump’ın Avrupa müttefiklerinin ABD’nin savunma harcamalarına aşırı bağımlı olduğunu söylediği uzun süredir devam eden rahatsızlığına yanıt olarak hazırlanmıştı.
Trump’ın geçen hafta yaptığı, yeni %5’lik savunma harcaması taahhüdünün Washington için geçerli olmayacağı yönündeki açıklamasına yanıt olarak Rutte, ABD’nin zaten “neredeyse bu seviyede” olduğunu söyledi.
Zirve sırasında NATO’nun 5. maddeye ilişkin tutumunu netleştirmesi istenen Trump, “Bu yüzden buradayım,” dedi ve ittifaka destek vermeseydi “burada olmayacağını” söyledi.
Açıklamada Rusya’ya sadece bir kez değinildi ve “Rusya’nın Avrupa-Atlantik güvenliğine oluşturduğu uzun vadeli tehdit”ten bahsedildi. Ayrıca “Ukrayna’ya destek sağlama konusundaki kalıcı egemenlik taahhütleri”ne atıfta bulunan bir cümle yer aldı.
Bildiride, önceki taslaklarda yer alan ve İspanya tarafından veto edilen “biz kabul ediyoruz” ifadesinin yerine, harcama taahhüdüne ilişkin “müttefikler kabul ediyor” ifadesi kullanıldı.
Madrid, NATO’nun talep ettiği %5 harcama oranına itiraz ediyordu.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu1 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi2 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa1 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş1 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savunma sanayiinde ‘Amerikan malı’ baskısı geri tepiyor
-
Dünya Basını3 gün önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir