Bizi Takip Edin

Avrupa

İngiltere’de enerji sektörünün devletleştirilmesi çağrısı

Yayınlanma

İşçi Partisi’nin en büyük mali destekçisi olan Unite sendikası, bu hafta parti lideri Keir Starmer’ı, Birleşik Krallık enerji sektörünün tamamının devletleştirilmesi konusunu yeniden gözden geçirmeye çağıracak.

Şirketlerin yıllardır süren ‘vurgunculuk ve açgözlülüğüne’ dikkat çeken sendika, genel sekreteri Sharon Graham liderliğindeki bir heyetle birlikte planın ayrıntılarını Starmer’a sunacak.

İşçi Partisi lideri, selefi Jeremy Corbyn’den miras aldığı enerji, posta ve su sektörlerini devletleştirme planlarından vazgeçmişti. Starmer bunun yerine kamuya ait bir demiryolu sistemi kurmaya devam edecek. İşçi Partisi lideri ayrıca ‘düşük karbon ekonomisine geçiş’i hızlandırmak için devlet destekli bir yeşil enerji şirketi kurulması çağrısında bulundu.

Graham, sendikanın araştırma ekibi tarafından hazırlanan ve enerji dağıtım şebekelerinin, ‘Büyük Altılı’ adı verilen konut tedarikçisinin ve Kuzey Denizi petrol ve gaz endüstrisinin devlet tarafından satın alınmasının vergi mükelleflerine nasıl fayda sağlayacağını detaylı bir şekilde ortaya koyan bir rapor sunacak.

Graham, işletmeleri satın almanın 90 milyar ila 196 milyar sterlin arasında bir maliyeti olacağını ve bunun da İngiltere’nin ulusal borcunu artıracağını kabul ediyor fakat 2 milyar sterlinlik gayrisafi yurtiçi hasılasıyla dünyanın en zengin beşinci ekonomisi olduğu için İngiltere’nin bunu karşılayabileceği konusunda ısrar ediyor.

Sendika lideri, “Bu radikal bir şey değil… ibre değişti ve hepimiz enerji gibi altyapımızın büyük bir kısmının özelleştirilmesinin başarısız olduğunu gördük. Enerjimiz için diğer birçok ülkenin ödemediği gülünç miktarlar ödüyoruz çünkü onlar kendi enerji üretimlerine sahipler. Yeniden devletleştirme kirli bir kelime değildir,” diye konuştu.

Graham ayrıca şirketleri, fiyatları gereksinimin ötesinde arttırarak enflasyonu yükselttikleri bir ‘açgözlülük politikası’ izlemekle suçladı. “Enflasyonu yükselten şey açgözlülüktür,” diyen Graham, sendikaların daha yüksek ücretler için baskı yapmasının etkisinin ‘vurgunculuğun yanında çok küçük’ olduğunu savundu.

Graham, ellerindeki raporun Birleşik Krallık enerji sektörünün ‘bu kritik altyapıyı vurguncuların eline bırakarak çöktüğünü’ gösterdiğini ileri sürdü. Unite, sektörün 2022 yılında elde ettiği kârın 45 milyar sterlin ile bir önceki yılın üç katından fazla olduğunu ve devletleştirilmiş bir sistemde bu kârın enerji faturalarını hane başına 1.800 sterlin azaltmak için kullanılabileceğini tahmin ediyor.

Rapor, hükümetin enerji krizinin başlangıcından bu yana enerji faturalarını sübvanse etmek için yaklaşık 100 milyar sterlin harcamış olmasına rağmen, 2021’in başından bu yana hanehalklarının faturalarının en az iki katına çıktığına dikkat çekti.

Unite, nükleer kapasitenin artırılmasına sıcak bakarken, kömür santrallerinin kullanılmasına yönelik soğukluğunu sürdürüyor.

Avrupa

Risk sermayesi, silahlanan Avrupa’ya akmaya hazır

Yayınlanma

Özel yatırımcılar ve risk sermayesi, savunma sanayinin büyümesine ve bölgenin endüstriyel dayanıklılığının artırılmasına yardımcı olmak için çok ihtiyaç duyulan sermayeyi sağlayarak Avrupa’nın yeniden silahlanmasında önemli bir rol oynamaya hazırlanıyor.

Financial Times’ın (FT) haberine göre Ukrayna savaşının üzerinden üç yıldan fazla bir süre geçti ve Avrupa başkentleri savunma ve yeni teknolojilere milyarlarca avro yatırım yapma sözü verdi. Özel sermaye ve risk sermayesi yöneticileri, bu açığı kapatabilecekleri bir finansman boşluğu olduğunu düşünüyor.

Tikehau Capital genel müdür yardımcısı Thomas Friedberger, “Hükümetler savunma kapasitelerinin yeniden inşasında tek başlarına yüzde 100 başarılı olamazlar” diyerek, “savunma, dayanıklılık ve egemenlik” alanlarına yatırımları teşvik etmek için özel sektörün gerekli olacağını ekledi.

Sivil ve askeri uygulamalarda kullanılan teknolojilere odaklanan şirketlere yatırım yapacak bir fon için 450 milyon avroya yakın kaynak toplayan özel sermaye grubu, bu sektördeki fırsatları kovalayan onlarca şirketten biri.

Savunma ve ilgili teknolojiler üzerinde çalışan Avrupalı startup’lara yapılan yatırımlar, yazılım AI grubu Helsing ve dron üreticisi Tekever gibi şirketlere olan yatırımcı ilgisinin Avrupa’daki genel risk sermayesi fonlama düşüşüne rağmen geçen yıl %24 artarak 5,2 milyar dolara ulaştı.

Havacılık ve savunma sektörüne özel sermaye yatırımı on yıllardır sürse de, bu sektör uzun süredir yüksek düzeyde düzenlemeye tabi bir sektörde faaliyet gösterebilen büyük satın alma fonları tarafından domine ediliyordu.

Ne var ki Ukrayna savaşının ardından ve hükümetlerin savunma sanayi alt yapılarını güçlendirmeye çalışmasıyla birlikte, risk sermayesi fonları da dahil olmak üzere yatırımcıların ilgisi hızla arttı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO’ya soğuk tavrı ve Avrupa’nın kendi güvenliğine daha fazla harcama yapması çağrıları, bu çabaları daha da hızlandırdı. Özellikle Avrupa’daki birçok risk sermayesi şirketi, çevre, sosyal ve yönetişim kurallarına aykırı davranma riski nedeniyle geçmişte silah üreticilerini destekleme konusunda temkinli davranıyordu.

Yöneticiler, sermayeye aç startup’lara yatırım yaparak ve aynı zamanda daha büyük oyuncuların üretim kapasitesini artırarak birim maliyetleri düşürerek bir rol oynayabileceklerine inanıyor.

Danışmanlık şirketi Campbell Lutyens’in Avrupa özel sermaye fonu toplama bölümünün eş başkanı Ali Floyd, “Özel piyasalar, Avrupa’daki savunma finansmanı açığını kapatmada önemli bir rol oynayacak,” dedi. Floyd, hükümetlerin “savunma yatırımlarını finanse etmek için vergi mükelleflerinin parasını daha fazla harcamaya isteksiz olduğunu ve kamu piyasalarının destekleyebileceği Rheinmetall ve BAE Systems gibi şirketlerin sayısının sınırlı olduğunu” da sözlerine ekledi.

Danışmanlık şirketi Bain & Co’nun ortağı ve savunma sektöründeki risk sermayesi anlaşmalarının değerinin son on yılda 18 kat arttığını gösteren yakın tarihli bir raporun yazarı Michael Sion, Avrupa’daki finansman açığının “Amerika’nın NATO’ya olan taahhütlerine ilişkin mevcut sorular nedeniyle büyüdüğünü ve Avrupa’nın Ukrayna’nın savunmasına daha fazla finansman sağlamak istediğini” söyledi.

Ukrayna’daki savaş, insansız hava araçları ve diğer otonom sistemlerden robotik ve yapay zekaya kadar savunma teknolojisinin savaş alanında oynayacağı rolün arttığını ortaya koydu.

Yöneticiler, özel sermaye ve risk sermayesi fonlarının erken aşamadaki teknolojilere yatırım yaparak inovasyonu teşvik edebileceğini belirtti.

Alman Silahlı Kuvvetleri, orduyu yeni teknolojilerle donatmak istiyor

Helsing’in ilk destekçilerinden biri olan ve yaklaşık 800 milyon avro yönetim varlığına sahip erken aşama teknoloji fonu Plural’un kurucularından Sten Tamkivi, “Şirketler kurmak, risk almak, inovasyon yapmak ve üretimden önce araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmak için özel sermayeye ihtiyacımız var,” dedi.

Birçok yatırımcı, düşük performans gösteren veya yeniden yapılandırmaya uygun geniş portföyleri olan şirketlerden yararlanmak için fırsatlar arıyor. 

PitchBook’un son verilerine göre, geçen yıl küresel havacılık ve savunma sektöründeki işlem sayısı 274’e yükseldi ve son on yılın en yüksek rakamına ulaştı. Sektördeki işlemlerin toplam değeri 2024 yılında 36,8 milyar dolara ulaşarak 2023’e göre 10 milyar dolar veya yüzde 37 artış gösterdi.

Butik yatırım bankası Gleacher Shacklock’un ortağı James Dawson, “Tarihsel olarak bakıldığında, önemli özel sermaye şirketlerinin savunma sektörüne ilgisi şu anda daha fazla” dedi.

Dawson, ABD’li satın alma grubu Advent International’ın İngiliz şirketleri Cobham ve Ultra Electronics’i satın almasıyla elde ettiği başarıları işaret ediyor. Ultra Electronics, denizaltı avlama ekipmanlarının yanı sıra, Birleşik Krallık’ın nükleer caydırıcı gücünü oluşturan Trident denizaltı filosu için kontrol sistemleri üretiyor.

Her iki satın alma işlemiyle ilgili olarak Advent’ten bağlayıcı taahhütler almak için Londra hükümeti devreye girmiş olsa da, anlaşmalar onaylandı.

Dawson, “Herkes Advent’in başarısını ve hükümetle elde ettikleri başarıyı gördü,” dedi.

Sektörde daha fazla yüksek profilli birleşme ve satın alma olup olmayacağı belirsiz. İngiltere’de borsaya kote olan patlayıcı üreticisi Chemring, bu yılın başlarında ABD merkezli Bain Capital’den 1,1 milyar sterlinlik bir teklif aldı.

Dawson’a göre, daha fazla ortak girişim konusunda çok sayıda tartışma olmasına rağmen, yüksek değerlemeler savunma sektöründeki birleşme ve satın almaların önündeki engel.

Sektöre para akışı olmasına rağmen, Avrupa özel yatırımcıların parasını kullanarak bir savunma teknolojisi sektörü kurmak istiyorsa, zorluklar devam ediyor.

Plural’dan Tamkivi, hükümetlerin büyük şirketlere öncelik veren, bürokratik olarak bilinen ihale yöntemlerini düzeltmesi gerektiğini söyledi ve hükümetlerin, “Avrupa’da yeni teknoloji şirketleri kurulursa ve özel sermaye ile finanse edilirse, bu şirketlerin ihale akışlarına erişebilmelerini sağlamaları” gerektiğini belirtti.

Pentagon’da reform planı: Askerleri teknobüyücülere dönüştürmek

Avrupa’nın, küçük şirketlerle iş yapmak için doğru mekanizmalara ihtiyacı olduğunu da ekleyen Tamviki, “Bir KOBİ’den nasıl büyük bir şirket yaratabilirsiniz? İşte bu, risk sermayesi oyunudur,” diye konuştu.

Fakat, savunma yatırımlarına yönelik tutumlar önemli ölçüde değişti ve Ukrayna ile Rusya arasında ateşkes olsa bile sektöre olan ilginin azalması olası görünmüyor.

Tikehau’dan Friedberger, “Yatırımcıların, muhtemelen düzenleyicilerin ve muhtemelen hükümetlerin de ruh hali değişiyor. Savunma olmadan sürdürülebilir iktisadi kalkınma olamaz,” iddiasında bulundu.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB’den Rusya’ya 17. yaptırım paketi önerisi

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu, Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketini sundu. Paket, 100’den fazla Rus tankerini ve 50’den fazla kişi ve şirketi hedef alıyor. Yaptırımlar ayrıca Rusya ordusunun kullanabileceği ürünlere yönelik ihracat kontrollerini de güçlendiriyor.

Reuters‘ın diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Avrupa Birliği Komisyonu, Rusya’ya karşı 17. yaptırım paketini sundu.

Bu paket, 100’den fazla Rusya’nın “gölge filosu” gemisini ve Rusya ile bağlantılı 50’den fazla kişi ve şirketi (beş Çinli dahil) hedef alıyor. 17. yaptırım paketine ilişkin görüşmeler bugün başlayacak.

Rusya’ya karşı yeni önlemler, Rusya ordusunun kullanabileceği mal ve teknolojilere yönelik ihracat kontrollerinin güçlendirilmesini de içeriyor.

Yaptırımlar, Rusya’nın savunma sanayisini destekleyen veya yaptırımlardan kaçınmaya katılan 31 şirketi kapsayacak. Bir kaynak, bu şirketlerden 13’ünün Rusya dışında bulunduğunu belirtti.

Bir başka kaynak, Rusya’nın doğalgaz projesi Sahalin-2 için yaptırım muafiyetinin Japonya için önemi nedeniyle gelecek yıl haziran ayına kadar uzatılacağını söyledi.

Ajans, Avrupa Komisyonu’nun önerilerinin normalden daha hızlı ve AB üye devletleriyle önceden istişare yapılmadan hazırlandığını kaydetti.

Bir Avrupalı yetkili, önerilerin amacının, Macaristan’ın tekrarlanan veto tehditlerinin ardından ittifakın “Rusya’ya karşı hâlâ bir şeyler üzerinde anlaşabileceğini” göstermek olduğunu ifade etti.

Geçen hafta Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, AB’nin ABD yetkilileriyle koordineli olarak Rusya karşıtı yeni bir yaptırım paketi üzerinde çalıştığını bildirmişti.

Barrot, Moskova’nın Ukrayna’da barışçıl bir çözümü reddetmesi hâlinde, daha önce Senatör Lindsey Graham tarafından duyurulan, Moskova’ya karşı “ezici” kısıtlamalar getirme çabalarını Avrupa’nın destekleyeceğini vurguladı.

Reuters kaynakları cumartesi günü, ABD yaptırımlarının Gazprom’u ve doğal kaynaklarla çalışan adı açıklanmayan “büyük şirketleri” ile Rusya’nın bankacılık sektörünü etkileyeceğini aktardı.

AB ve ABD, Rusya’ya karşı yeni yaptırımları koordine ediyor

Okumaya Devam Et

Avrupa

Merz ikinci turda Alman Şansölyesi seçildi

Yayınlanma

Federal Meclis’te yapılan ilk oylamada yeterli sayıya ulaşamayan Friedrich Merz, ikinci tur oylamada Alman Şansölyesi seçildi.

Sabah saatlerinde yapılan ilk tur oylamada Merz 310 oyda kalarak gerekli 316 oya ulaşamamış ve bir ilke imza atarak tarihe geçmişti.

İkinci turdaki oylamada Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri 325 oy alarak Şansölye seçildi.

Merz, “Güveniniz için teşekkür ederim ve seçimi kabul ediyorum,” diye konuştu.

Bir sonraki adımda, Federal Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Bellevue Sarayı’nda Merz’e atama belgesini teslim edecek. Böylece Merz, yasal olarak da Federal Şansölye olacak.

Ardından CDU’lu siyasetçi Bundestag’a geri dönerek yemin törenine katılacak. 17 federal bakanın yemin töreni de bugün gerçekleştirilecek.

CDU’nun Bavyera’daki kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ve koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile birlikte müstakbel hükümetin mecliste toplam 328 sandalyesi bulunmasına rağmen Merz’in ilk turda seçilmemesi kriz endişelerini artırmıştı.

CDU/CSU ile SPD arasında imzalanan koalisyon anlaşması, Hıristiyan Demokratlar arasında sosyal demokratlara fazla taviz vermekle eleştiriliyordu.

Merz’in ilk turda seçilememesinin ardından muhalefet partilerinden de koalisyona eleştiriler arttı. FDP’li Avrupa Parlamentosu milletvekili Marie-Agnes Strack-Zimmermann, SPD ve CDU/CSU’da “liderlik eksikliği” olduğunu ileri sürdü.

Strack-Zimmermann, Bluesky’de, seçim başarısızlığının “tesadüf” olmadığını, “siyasi naifliğin” sonucu olduğunu yazdı ve “Bu durum, bu liderlerin yakında parti politikası taktiklerinin çok ötesine geçen kararlar almak zorunda kalacaklarını düşünürsek daha da endişe verici,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English