Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İran lideri Hamaney’den “birlik” çağrısı: İsrail’in akıl almaz suçlarına en hafif yanıtı verdik

Yayınlanma

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkesinin 1 Ekim’de İsrail’e düzenlediği füze saldırısının “meşru müdafaa” kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi.

İran lideri Hamaney, 4 yıl aradan sonra ilk kez başkent Tahran’da cuma namazı kıldırdı.

Tahran’ın İmam Humeyni Büyük Musalla Camisi’nde üst düzey siyasi ve askeri yetkililer ile birlikte on binlerce kişinin katılımıyla kılınan namaz öncesi 27 Eylül’de İsrail’in Beyrut’a saldırısında hayatını kaybeden Hasan Nasrallah için de anma töreni düzenlendi.

Namaz öncesi okuduğu hutbede gündemdeki meseleleri değerlendiren Hamaney, İsrail’in suçları karşısında ülkesinin İsrail’e düzenlediği füze saldırılarının “meşru müdafaa” çerçevesinde uygulandığını söyledi, “Silahlı kuvvetlerimizin eylemi işgalci siyonist rejime karşı verebileceğimiz en hafif cezaydı. İşledikleri akıl almaz suçlar karşısında bu kana susamış kuduz köpeğe karşı verebileceğimiz en hafif yanıtı verdik” dedi. İran lideri, ülkesinin muhtemel karşı saldırılara cevap vermekte tereddüt etmeyeceğini ve anında karşılık vereceğini ifade etti.

Hamas’ın İsrail’e 7 Ekim 2023’te düzenlediği “Aksa Tufanı” adı verilen saldırılara işaret eden Hamaney, Filistinlilerin İsrail’e karşı saldırılarının “tamamen meşru” olduğunu belirtti.

İran basınının aktardığına göre Hamaney özetle şu mesajları verdi:

  • Düşmanların siyaseti böl-yönet’tir. Bu politikaları Müslüman ülkelerde çeşitli şekillerde uyguladılar ama bugün milletler uyandı. Bugün İslam ve Müslüman, düşmanların bu oyununa galip geleceği gündür.
  • İran’ın düşmanı Filistin’in, Lübnan’ın, Irak’ın, Mısır’ın, Suriye’nin ve Yemen’in düşmanıdır. Yüzleri farklı ama düşman aynı. Bazılarında psikolojik savaş uyguluyorlar, bazılarında ekonomik savaş, bazılarında bomba yağdırıyorlar, bazen de gülümsemeyle bunu yapıyorlar. Düşman her yerde özel bir yöntemle çalışıyor ama komuta odası bir yerde ve oradan emir alıyorlar. Düşman başarılı olursa başka ülkelere de saldıracak. Bu, bütün İslam dünyası için çok ciddi bir alarm. Birlik olmalıyız. Bugün Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize dayanışma göstermeliyiz.
  • Filistin milletinin, topraklarını işgal eden, hayatlarını alt üst eden düşmanın karşısında durma hakkı vardır. Filistinlilerin savunması meşrudur ve onlara yardım etmek de meşrudur.
  • Seyyid Hasan Nasrallah’ın cismi aramızdan ayrıldı ama onun gerçek kişiliği, ruhu, yolu ve etkileyici sesi hala aramızda ve öyle de kalacak. O, baskıcı ve yağmacı şeytanlar karşısında direnişin sembolüydü. Onun etkisi Lübnan’ı, İran’ı ve Arap ülkelerini aştı, şimdi onun şehadetiyle bu nüfuz daha da artacaktır.
  • Siyonistler ve Amerikalılar boş hayaller peşindeler. İsrail’in şuursuz rejimi zorla ayakta duruyor. ABD onları savunduğu sürece varlar ama Allah’ın izni ile yok olup gidecekler. Lübnan’ı işgal etmek için milyarlarca dolar harcadılar. Bu desteğe rağmen küçük bir mücahit grup onları engelledi. Asla Hamas ve Hizbullah’a galip gelemediler. Siyonist rejim galip gelemeyeceğini anladı.
  • Bugün bölgedeki direniş, yiğitlerinin şehadetleriyle geriye gitmeyecektir. Gazze’deki direniş bütün dünyayı hayrete düşürdü; İslam’ın onurunu ve haysiyetini gösterdi. Karşımızda ne kadar şer güçleri olsa da aslı Gazzeliler geri adım atmıyor.
  • Lübnan halkı, sizler birer kahramansınız. Bu korkak düşman, Hizbullah’ın ve Hamas’ın varlığını asla bitiremeyecek. Allah yolunda savaşımız sürecek. Bizler zafere yakınız ama onlar suikastlarla yıkarak ve sivilleri öldürerek hedeflerine ulaşacaklarını zannediyor.
  • Alçak ve çaresiz düşman Hizbullah’ın, Hamas’ın, İslami Cihad’ın ve Allah yolunda çalışan diğer mücadeleci örgütlerin sağlam yapısına ciddi zarar veremediği için terörü, yıkımı, sivillerin bombalanmasını ve öldürülmesini, silahsız insanlara acı çektirmeyi zaferinin bir işareti olarak görüyor.
  • Bu suçların sonucu, öfkenin yoğunlaşması ve insanların motivasyonunun artması, canlarını feda eden yiğitlerin, komutanların ve liderlerin daha da öne çıkması ve kan emicilerin rezil varlığının sahneden silinmesi olacaktır.

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English